Tek amaç binlerce Can’ı almak olsaydı yukarıya binbir başka
yol bulunurdu mutlaka.
Tek amaç kapatmak olsaydı sistemleri bir süreliğine de olsa
binbir başka yol bulunurdu mutlaka.
Tek amaç unutulan değerleri hatırlatmak olsaydı yol çoktu
aslında…
Varsayalım ki bir başka el vardı uzanan alanınıza, izin
verilir miydi buna ilahi planda, hayır olmasaydı bunda.
Varsayalım ki dağıtıldı bir mikrop tüm dünyaya hızla,
ilerleyebilir miydi bütünün hayrına olmasa?
Gerçekten inanıyor musunuz Tanrı’nın gazabına?
İhtiyaç var mı buna?
Varsa; yani dünya çıktıysa yolundan, şiraze kaydıysa… siz ne
yapıyordunuz 30-40, 70-80 yıldır dünyada?
Yoksa; yani her şey yolundaysa neden yaşandı bunca kayıp,
acı, travma, yokluk, yoksunluk aynı AN’da?
???
Bir tuhaflık yok mu sizce de burada?
Nitekim hâlâ daha binbir çatlak ses çıkıyor ama kimse
tutunamıyor onlara çünkü hep bir eksik hep bir gedik var sanki ortada!
Nedir öyleyse işin aslı göremediğiniz hâlâ?
Bu topraklar da 2 ay oldu, olacak az sonra, nedir
hazmedemediğiniz, kabul edemediğiniz hâlâ?
Anlatalım, zira zaman daralıyor dünya alanında ve
hızlanmanız gerekiyor aslında. Bir kez daha farklı bir alanda güçlü bir dalga
daha gelmeden toparlanmak gerekiyor hızla.
Yardım için buradayız ama talepsiz arz sunamayız asla.
O nedenle bir parçası bugün burada, ama asıl olan siz
yüreğinizde yer açtığınızda…
Korku, korku, korku…
Öyle yoğun ki hâlâ birçok alanda dünyada, manipule
ediliyorsunuz korkuyla.
Kontrol mekanizmasından KORKU seçeneğini çıkartmadıkça ve
kumandaya IŞIKLA oturmadıkça yönetilen olursunuz mutlaka. Karanlıkta, el
yordamıyla tökezlemeden, düşmeden çukura kaç kilometre hızla ilerlersiniz acaba?
Almanız gereken yol çok fazla oysa siz gidiyorsunuz
karanlıkta dura kalka kağnı arabasıyla.
Bu birinci nokta.
Yani YÜZLEŞMEK KORKULARLA.
Hazmetmek var 2.sırada ve kabul etmek.
Çok zor geldi bazılarınıza karantina mesela. Zorlandınız kabullenmekte
ve hazmetmekte ama amaç yormak değildi asla. Zihinlerdeki karmaşa, yüreklerdeki
sıkışıklıkla bir arada zorladı sizi aslında.
Oysa konu komşu ne yer ne içer umurunuzda değildi aslında
siz yaşıyor olsaydınız kendi mutlu alanınızda.
O zamanda duyarlılar vardı bu yolda ama duyulmuyorlardı…. Durdunuz
ve duydunuz, durdunuz ve gördünüz ama yetmezdi zira dönüştürmedikten sonra duyan
unutulur, gösterilen silinir nasıl olsa.
Kısacası tespitler çok olsa da her biriniz için kendi
alanınızda, siz kendinizi dönüştürmedikten sonra ne fayda?
Dönüşmek için fırsat varken, koşturuyordunuz siz çokça.
Dönüşmek için fırsat varken, inkar ediyordunuz siz çokça.
Dönüşmek için fırsat varken, erteliyordunuz siz çokça.
Dönüşmek için fırsat varken, kaçıyordunuz aslında.
Ölüm neden var dünyada?
Sonsuz döngüde evreler olduğunu betimleyebilmek için
aslında.
Sizin için de dünyada muazzam bir evre kapanacak az sonra ve
bir başka muazzam evre başlayacak sonsuz akışta.
Şirketler bile bilanço kapatma sırasında binbir ayarlama,
temizleme, dönüştürme yapıyorsa….
Siz her yıl sonunda coşkuyla hazırlanıyorsanız yeni yıla…
… ve hatta her hafta başı için bile hazırlık yapılıyorsa hâlâ….
İnsanlık adına bir dönem / devre / evre kapatılırken
çalışılmaz mı bu uğurda, yenisine hazırlanmak için en iyi şekilde aslında?
Evinizi temizlediniz mi? Vakit boldu ya karantinada?
Sokakları, beldenizi, … temizlediniz mi? Mikrop çoktu ya!
Havayı, suyu, toprağı temizlediniz mi? Kullanılmayan araçlarla,
gidilmeyen yollarla…
Öyleyse hâlâ ne bekliyorsunuz kendinizi temizlemek için
acaba?
Sevgi olmayan; koşulsuzca sevgi olmayan ne varsa
bırakmadıkça, yükseliş yolculuğunda olduğunuzu hatırlamadıkça, yeni dünya için
çalışmaya başlamadıkça, …. Normalleşmekten kime ne fayda?
Normalleşmek eskiye dönmek olacaksa hızla, bilin ki izin
verilmeyecek buna!
Şimdi, bir derin nefesle başlayın deriz tüm insanlığa,
gerçek normalleşme YENİYİ anlayınca ve inşasına başlayınca.
Kalın sağlıcakla,
Bu yazı 8.5.2020, Cuma günü saat 12.37 itibariyle F. Ebru
Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey