21 Aralık 2020 Pazartesi

21 ARALIK 2020 İÇİN - ÖZEL BİR YAZI

TÜM ÖZÜ IŞIK OLANLARA

 

Hâlâ kaldıysa

Karanlık,

Bir nokta dahi olsa

Yüreğinde, belleğinde

Bil ki

Acıtır seni misliyle fazla

Bugün ve bugünden sonra.

Oysa hiç ihtiyacın yok buna.

Bugün başla

Şimdi başla.

Gün en karanlığından

Gece en uzunundan olsa da

Sen kal kendi ışığında

Misliyle fazla.

Bir derin nefesle başla

Şimdi başla

Ve gün boyunca olmasa da

Gece boyunca çalış mutlaka

En uzun gece

Senin kendini en güçlü aydınlattığın olsun

Gün ışıkla ışıkta doğsun 22’sinde

Ve böylece yeni döngü de 24’ünde

Tün dünya aydınlansın

Senin de elverdiğince

Sonsuz sevgiyle

 

Bu yazı 21.12.2020 saat 11:55 itibarıyla F. Ebru Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır.

KONSEY

 

  

28 Kasım 2020 Cumartesi

BAHANE KALMAZSA!

Kimileri elinde sigara

Kimileri dilinde lanet, beddua…

 

Kimileri sırtında sorumluluk sandıklarıyla

Kimileri tutup bırakmadıklarıyla…

 

Kimileri akıllarına fikirlerine soktuklarıyla

Kimileri yüreklerine aldıklarıyla…

 

Kimileri unutamam asla dedikleriyle

Kimileri unuttum çoktan avuntusuyla….

 

Tutuyorlar kendilerini

Dar alanda!

 

Sanmayın ki yükleri engel onlara,

Herkül gibi…

Gulliver misali,

Bir adım atsalar ya

Onlarla, onlara rağmen aslında

Çıkarlar arşa

 

Ama!

 

Ama yapmıyorlar işte anlasana,

Yapamadıklarından değil ama…

 

Korkuyorlar hâlâ!

 

Bahaneleri kalmaz da

Maazallah çıkarlar yukarıya diye

Korkuyorlar hâlâ.

 

… ve tutunuyorlar, tutuyorlar

Kendi korkularıyla

Aşağıda olana

O her neyse aslında;

 

Belki

Hastalık… acı…

Elem… keder…

İçki… sigara…

Kumar… oyun…

Nefret… haset…

Ya da

Beyinlerine nakşettikleri, itinayla.

 

Ne olacak uyanırlarsa?

Ne olacak aydınlanırlarsa?

Ne olacak çıkarlarsa ruhlarıyla buluşmaya?

 

HATIRLAYACAKLAR!

Gerçek güçlerini ve

Gerçekliklerinden gelen görevlerini.

 

Varsın olsun, hatırlasınlar…

Ne zararı olabilir ki acaba?

Diyebilirsin ama!

 

Mevzu derin,

Yaralar keskin,

Acılar taze hâlâ daha.

Döngüler bitip bitip yeniden başlamış olsa da…

 

Kaldıramam sanıyorlar bir kez daha.

Kaldıramayız…

…ve yapamam sanıyorlar

Yapamayız…

…ve saparız sanıyorlar

Yanlışa…, karanlığa…, bir kez daha.

 

İyisi mi kapatalım biz kendimizi

Yaşarken bir TABUTA

Diyorlar adeta elde sigara*

Akılda karmaşa

Yürekte korkuyla…

 

Oysa bilmiyorlar ki

Ahi** devran*** dönüyor.

 

Hadi kalın sağlıcakla.

 

F. Ebru Tolan

İstanbul, 29.11.2020

 

 

 

*Sigara metafor olarak kullanılmıştır, “ben sigara içmiyorum ki” deyip görmezden gelmeyin lütfen.

 

**ahi

Sıfat eliaçık, cömert.

 

***devran

Ad yeryüzü, dünya.

 

21 Kasım 2020 Cumartesi

BAĞIŞLAMAK AFFETMEK MİDİR?

Bağışlamak; akla karanın arasında kalsa da kişi… iyiyi, güzeli, doğruyu çirkinle, yanlışla ayırt edemese de, yani mânânın idrakine varamasa da affetmektir aslında.

Burada bilinç değişimi olması beklenmez, gerekmez.

Daha çok tek taraflıdır. Yani enerji topyekûn değişmez, sadece bağışlayan kişi tarafında bir açılma, aydınlanma olur; inançla, kabulle aslında.

 

Oysa affetmede durum çok başkadır.

Affetmek bütünün şifalanmasıdır.

Affetmek bütünün aydınlanmasıdır.

Affetmek yükseliştir.

Affetmek aydınlanmadır.

Affetmek büyümektir.

Affetmek tekamüldür.

Affetmek teslimiyettir.

Affetmek mânâların idrakine vararak aydınlanmak, değişmek, dönüşmek ve tamamlanma yolunda adım atmaktır, hızlı ve güçlü, kalıcı adımlar atmak.

Herkesin affeden olması gerekmeyebilir ama herkesin BAĞIŞLAYAN olması şarttır. Nitekim Yaradan’da bağışlayan ve esirgeyen adıyla anılır tüm dini öğretilerde aslında.

Bağışlayan olmakla başladığınız aydınlanma yolculuğunda affederek aydınlandığınız, aydınlandıkça açıldığınız, açıldıkça aydınlandığınız bir dönemle yükselişe doğru ilerlemenizi dilerim can-ı gönülden şimdi ve daima.

 

Bağışlamak adım atmaksa,

Affetmek tırmanışa başlamaktır.

 

Kalın sağlıcakla,

Bilge Ruhlar’dan ilhamla F. Ebru Tolan’dan insanlara…

İstanbul, 21.11.2020 14.35

 

11 Kasım 2020 Çarşamba

11.11 IŞIK KAPISI VE YAPILABİLECEKLER HAKKINDA ÖNERİLER - ÖZEL BİR YAZI

İnsanoğlu için yer (dünya) her zaman bilinen, güvenli bir ev olmuşken, gök kabusların, karanlığın, fırtınaların, yıkımların, bilinmezliğin geldiği, korkunç olabilecek kapıların açıldığı bir muamma olarak tutulmuştur.

Bunda yanlış yoktur aslında. Zira defalarca, defalarca… gökten gelenler yıkım oluşturmuştur dünya boyutunda. Bilinmezlik sanılsa da kayıtlara işlenmiş, DNA’ya nakşedilmiş bu bilgiler ışığında korkar insan aslında.

Işık ve korku nasıl bağdaşır diyecekleriniz olacaktır, anlatalım hemen. Bunca zamandır yükselemeyen insan ırkının aydınlanma yolculuğu öncesinde bilinç değişikliğini hür iradesi ile yapması istenen & gereken zaman diliminde (eski enerji / 2012 öncesi) korku insanı koruyan, kollayan ve hatta yeniden bir kez daha yanlışa/hataya/karanlığa sürüklenmesinden alıkoyan bir duygu olarak yerleştirilmiş olsa da, artık değildir.

Bu nedenle eski enerjiye bakıldığında korku ışıktır bir nevi, bir bakıma, taşıdığı yük çok ağır olsa da…

Ama artık korku gerekmemektedir ve hatta tamamen temizlenmelidir ki uyanışla birlikte hızlandırılan bilinç değişikliğine direnç oluşturmasın gerekli olan alanlarda.

Oysa hâlâ daha, birçokları için korku varoluşlarını, mevcudiyetlerini, ışıkta devam ettirebilmek için şart sanılan bir duygudur ve bu nedenle de salınması, temizlenmesi geciktirilmektedir.

Kısacası, bu vesile ile bir kez daha vurgulamış, belirtmiş olalım artık insan varlığının ve dünyada şu AN’da var olanların korkuya ihtiyacı kalmamıştır. Bu ihtiyaç ortadan kalkmış olsa dahi bilinç henüz değiştirilmemiştir zira bilinci değiştirecek olan bu boyutta var olandır yani sizler.

Her ne kadar korku üzerine anlatarak, hatırlatarak başlamış olsak da esas mevzu bugün (11.11.2020) korku değildir.

Esas konu 11.11 Işık Kapısı ve buna bağlı yapılması gerekeceklerdir. 

Kim ve nerede olursanız olun bu yazı ile karşılaşmışsanız bir vesile ile, önerimiz şudur size: 

Bugün Türkiye saat ile gece yarısından önce;

  1. Işıkla arınma yapın.                                                                                                       (Bkz: Ebru’nun meditasyon kaydı ARINMA & TOPRAKLANMA MEDİTASYONU )
  2. İyilik yapın; ne olursa olsun, nerede, ne şekilde olursa olsun.
  3. İyilik alın; size uzatılanı sevgiyle alın.
  4. Farklı bakın; dünden, hatta bir AN öncesinden farklı bakın, hayata… hayat arkadaşınıza… ailenize… eşinize, dostunuza… komşunuza…
  5. Farklı konuşun; sevgi sözcükleri ekleyin mesela, en azından rica ederim, lütfen olsun aralarda…
  6. Yüzleşin: kendi karanlık taraflarınızla. İster alışkanlık, huy olsun… ister tarz, tavır olsun… ister kabul, kural olsun…
  7. Yüzleşin yüreğinizde kendinizle, bir derin nefesle seslenin sonsuz parçanıza; “neredesin, neylersin” deyin mesela aynada kendi yansımanıza.
  8. İnşa edin, her ne hayal edebiliyorsanız sevgi ile.
  9. Kabul edin; yüreğinizde ÖZ’den gelen bir parça var. Kabul edin; sizin bir ÖZÜNÜZ var. kabul edin; özünüzde sizden çok daha güçlü bir BEN var.

 

…ve sonra bir derin enfesle çevirin başınızı Yaradan’a / Ana Kaynak’a ve şükredin tüm varoluşa, var edilmiş olanlara, ve kendi varoluşunuza.

Sonsuz sevgimizle, ışıkla ve AŞK’la kucaklıyoruz tüm var edilmişleri bu boyutta.

Biz ışığız, ışıktan yana, siz de ışık olun ışıkla ve AŞK’la bugün burada ve daima.

Kalın sağlıcakla,

Bu yazı 11.11.2020, Çarşamba günü saat 12.50 itibariyle tarafımızdan Firdes Ebru Tolan’a İstanbul’da yazdırılmıştır. Konsey

4 Ekim 2020 Pazar

DAHA FAZLA BEKLETME

Gelelim bugüne,

AN dediğine döndüğünde

Huzur varsa yüreğinde

Devam et sevgiyle.

Hüzün ve keder

Telaş ve endişe

Kol kola girmişse

Bil ki göremediklerin var

Dün dediğinde

… ve an yaratacak anı

Kendi içinde

Bir derin nefesle

ŞİMDİ dediğinde

Dönüştürebilirsin niyetinle

Vazgeçme!

Yeter ki kendinden vazgeçme,

Gücünü al eline

Bileğinde sandığın gücün

Yüreğinde, özünde, içinde

Olduğunu idrak ettiğinde

Değişecek tüm akış

Daha fazla bekletme.

Seni seveni;

Kendi yüreğini

Az ileride.

Sonsuz sevgimle.

F. Ebru’dan İstanbul, 3.10.2020 - 10.12

14 Eylül 2020 Pazartesi

UYANMAK İÇİN GELDİN BU HAYATA

 

Sabah marmurluğunu atmak için

Soğuk suyu yüze çarpmak gibi…

Uzun ve ağır bir konuyu ders yapıp işlerken

Arada canlanmak için

Fıkra anlatıp, oyun oynamak gibi…

Fırtınada eve varmak için

Gözünü toz zerrelerinden korurken

Yine de aradan görebilmek gibi…

Acıdan, elemden, kederden, hüsrandan

Soluksuz kalırken ölüyorum sanırken

Yine de yaşayabilmek gibi

Uyan ve YAŞA!

 

Anlamadığın ne varsa

Bilmek için değil ama!

Bilir olduklarınla ANLAMAK için YAŞA!

Ciğerlerindeki oksijeni beynine

Kalbinle göndermek için değil ama!

Nefesinle YAŞA!

Uyanıp da dar odanda, kırık döşeğinde

Aylayıp, uflama da

Kalın sandığın perdeleri

Aralamakla başla!

 

Dışarıda upuzun bir ova yeşerirken

Sen aşağı inecek merdiven yok sanma,

ATLA, gerekiyorsa ATLA!

IŞIK olan ALAN yumuşak nasılsa.

İlk anda yuvarlansan da

Toparlanırsın hızla

Düşüp de ölürüm diye KORKMA!

Ahh, ahh artık ANLA!

Sadece UYANMAK için geldin bu hayata

Bunu ANLA!

Kolaya kaçma ama kolayından ANLA!

Zorlanma ama zor bildiğini yeniden tanımla.

Çık yukarıya, çıkamadın mı?

Dön yüzünü yukarıya, dönemedin mi?

Gönlünü aç mutlaka bulunduğun alanda.

Hadi kal sağlıcakla, çok mecaz var bu yazıda, ne anladığını sanıyorsan koy kenara, AL BAŞTAN OKU, mutlaka.

İstanbul, 14.9.2020 – 12.33

Bu yazıya ilham olan, kelam olan, sevgili HATHORlu dostlara sonsuz teşekkürlerimle.

4 Eylül 2020 Cuma

2020'DE KAPANIŞ - ÖZEL BİR YAZI

Sonbahar deyince akıllara gelen sallanıp, sararıp düşen bir yapraksa sizde önümüzdeki günlerde biraz sallanacaksınız ama düşmek olmayacak. Sizin yaşayacağınız, kapatmak ve değişmek olacak aslında.    

Yani bir dönem kapanışı gibi ve bir mevsim değişimi gibi mesela. 22 Eylül’de yaşanacak ekinoksla sağlanacak eşitlikten sonra günler kısalmaya başlayacak ve yılın geri kalanında, 21 Aralık’a kadar diyelim biz ona hep, sürekli ama azar azar bir azalma, kararma olacak ışıkta.

Yani bulunduğunuz ortamlarda, işlerde, durumlarda ortaya çıkabilecek karmaşa ve kargaşa, oluşabilecek travmalar ve yoğunluklar neticesinde aslında meydana gelecek karışıklıklar mevcut durumda bir parça karanlıktan, olumsuzluktan yana enerji salınımına neden olacak anlamsızca. Anlamsızca dememizin sebebi bu yaşanacakların mânâsız olduğu anlamında değil pek tabii ki, sadece görünürde olanlarla yaşanılanlar, yaşatılanlarla hissedilenler arasındaki belirgin fark anlamında söylüyoruz, bazılarınıza gereksiz, anlamsız gelecek adeta.
 
Ama aslında tüm bunlar hizmet ediyor olacak insanlığa. Zira 2019’un bitiminde değişen enerjiler sizi bir B planına, “kırmızı senaryoya” taşıdı ya adeta işte şimdi vakit geldi o mizansenin toparlanması ve işlenmesine adeta.

Hani bilgisayarda bir program yüklemesini yaparsınız da sonra programı açmadan “işleniyor, bekleyin”  ibaresi çıkar ya, işte onun gibi bir durum canlansın aklınızda.

Aralık sonu, Ocak başı başlayan ve hızlı ilerleyen pandemi krizi tüm dünyada, Eylül ayında yeni bir ivme kazanmak suretiyle tamamlanacak aslında. Yani Eylül 2. bir yükseliş, Ekim bunun toparlanışı, Kasım izlerin kapatılması ve Aralık temizlik gibi düşünebilirsiniz.

Bu durumda geçirilen 1 tam yıl; pandemi krizi adı altında, topyekûn bir mânâ taşıyacak tamamlandığında. Şimdiye dek ve bundan sonraki 2-3 ayda parça parça mânâlarına vakıf olduğunuz bu süreci tam anlamıyla, bütünsel bakış açısıyla izliyor,görüyor ve anlıyor olacaksınız aslında, ne alâ.

Ama bu, o vakte kadar boş kalacağınız mânâsına gelmiyor.

Zira birçoklarınız tam bir rehavete gark olmuşken yeniden bu dünyada, tedirginleşmeye başladılar ya işte bu nokta önemli zira rehavet bundan sonra dünyada insanların içinde hissedemeyeceği bir duygu adeta. Hızlanan, ivmelerin akışta rehavet oluşmasına izin verilmeyeceğini belirtmek mecburiyetindeyiz. 

Ama bu rahatlama olmayacak, huzur duyulmayacak mânâsında değil asla. Aksine öyle bir düzene geçip, öyle bir yeni düzene geçip, sistematik oluşturmanız gerekiyor ki her anınızı huzurla ve kolaylıkla yaşarken bundan sonrasında yapılması  gerekenlere odaklanmanız gerekiyor aslında.

Nedir onlar? Hatırlatmamıza gerek var mı?

Bakın Hazırlık yazılarımıza... 

Bakın Yeni Dünya yazımıza... YENİ DÖNEM & YENİ DÜNYA - ÖZEL BİR YAZI

Bakın İnsanlık Tarihi yazımıza... 

Vakit nakittir sözünü seversiniz ya, onu çevirin, değiştirin “zaman değerlidir 3.boyutlu akışta” yapın mesela ve o değeri iyi anlayın mutlaka.
 
Gelelim diğer hususlara. Bu günden sonra hâlâ daha tuttuğunuz, tutunduğunuz dünyevi,materyalist, ailevi, ... değerlerle sınanacaksınız, bilin mutlaka.
 
Hiç kimsenin yoksunluk, hastalık, keder, elem…çekmesi gerekmiyor sevgi olan alanda ama tamamlamadınız ya! Çekecekler var hâlâ. Çekin, çekmelisiniz demiyoruz ASLA . Ama tamamlamadınız ya size tanınan sürede ve imkanlar dahilinde, çekeceksiniz diyoruz. Bu bilinçle dilerseniz hemen şimdi bu satırları okurken mesela bir derin nefes alın ve yürekten tekrarlayın:
 
“Ben … (tam adınızı zikredin) bugün burada dünyaya geliş amacımı anlamakla, kalan tüm yüklerimi akıtmaya, alanımı açmaya, ışıkla yıkanıp arınmaya, koşulsuzca sevgi olmayan tüm duygu ve düşüncelerimden sıyrılıp çıkmaya niyet ediyorum, şimdi, şu anda, tüm bunların kolaylıkla gerçekleşmesi için bütün ilahi/göksel/evrensel yardımlara kendimi açıyorum, istiyorum, alıyor kabul ediyorum şimdi, şu anda, izin veriyorum buna ve fazlasına” 

deyin mutlaka.

Devam eden akışta aklınıza düşen ne varsa anlayın, ayıklayın, arayın, aydınlatın…temizleyin ve temizlenin mutlaka.

Önünüzde uzanan 4 koca ayda her şeyi kolaylıkla yapacak vaktiniz, gücünüz var çabalayın mutlaka. 

Bilinç değişimine niyetle başlayın.
Uyanışa ve aydınlanmaya niyetle devam edin.
Arınma ve açılma talep edin.
Temizlenin.
Hazmedin.
Affedin.

Kabul edin.
Affedin.

İdrak edin.
Affedin.

Temizlenin.
Hazmedin.
Affedin.

Kabul edin.
Affedin.

İdrak edin.
Affedin.

Katmanlar aralandıkça, kapılar açıldıkça, yükler açığa saçıldıkça tekrar tekrar adeta temizleyin, temizlenin.

Değişin ama lafta değil yürekte değişin.

Derleyin, değerlendirin.
Derleyinden kastımız şudur; bugüne kadar size sunulan, önünüze konan, uzatılan, anlatılan, … ne varsa hepsini bir araya getirin ve temizleyin, sevgi olan ve örtüşülenleri benimseyin. İflah olmaz dediklerinizi eleyin, ellemeyin.

Kolaylıkla dönüşebilecekleri ve salınıp gönderilecekleri serbest bırakın, alanınızdan atın ve sonra dönüp bakın; değerlendirin. Bir kez daha değerlendirin, hâlâ sevgi olmayan, ışıkla harman olmayan ne varsa hepsini bir kez daha derleyin, değerlendirin. 

Böyle böyle başa dönermişcesine yaşadıklarınızdan ilerleyerek, büyüyerek, açılarak, aydınlanarak temizlenin.

2021 yeni ve zorlayıcı tesirleriyle gelecek Aralıktan sonra, tedbiri elden bırakmadan bekleyin.

Tedbir?
Teslimiyetin olduğu alanda tedbir ne demek anlatalım kısaca: Donanma tam tekmil, ordu tam tekmil teyakkuzda bekler mi normal şartlarda? Hayır ama rutin kontrolleri yapılır tüm teçhizatın, eksikleri tamamlanır oluştuğunda hızla…  gerektiğinde geçilir teyakkuz durumuna. Yani teyakkuz gerektiği anda geriye dönüp yapılmaz ya hazırlıklar son anda, o misal işte.
Ama sakın yanlış anlaşılmasın, savaşa girmeyeceksiniz dünyada yada karmaşa iç savaş boyutunda olmayacak ama içsel dönüşüm, enerjisel karmaşa, hazırlıkların tozu dumanı biraz fazla olacak sandığınızdan da, onun bilgisi bu aslında.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı 3.9.2020 saat 14.50 itibariyle F. Ebru Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
 

5 Ağustos 2020 Çarşamba

.: KAPILAR & DÖNÜŞÜMLER

.: KAPILAR & DÖNÜŞÜMLER: Farkında mısınız bilmem ama bu ara salgın, patlama, kaza, … adı altında toplu geçişler oluyor ve muhtemeldir ki daha da olacak. Zira görevin...

KAPILAR & DÖNÜŞÜMLER

Farkında mısınız bilmem ama bu ara salgın, patlama, kaza, … adı altında toplu geçişler oluyor ve muhtemeldir ki daha da olacak. Zira görevini tamamlayanlar ve tamamlayamayanlar için bir hasat zamanı aslında. Burada “hasat” ifadesini hiç istememe rağmen özelikle kullandım çünkü birçok yazılı/sözlü yayında kullanıldığını biliyorum çok yanlış mânâda. Bu vesile ile dikkatinizi çekmek ve düzeltme yapmak istiyorum. Hasat “biçmek” ile alakalı değil! Biçmek deyince bir olumsuzluk var orada. Oysa “hasat” gerçek mânâsında bile olgunlaşanın toplanması anlamına gelir ya! Lütfen bu mânâsını hatırlayın ve korku, kaygı, endişe empoze edilemesine size ve alanıza izin vermeyin. Duydunuz mu ifadeyi kapatın kendinizi negatif tesirlere ve tamam deyin, ben biliyorum ardındaki gerçeği.

 

Ardındaki gerçeği bir kez daha vurgulayayım o zaman ben de; görevini tamamlamış veya tamamlayamamış ama artık tamamlayabilmesi için de uygun koşulların oluşturulması zor olanların alandan çekilmesi, alınması gibi düşünebilirsiniz. Ama burada dış güçler varmış da, bir iradesizlik söz konusuymuş gibi de algılanmasın. Aslında görünenin ardında mutlak bir anlaşma var, yüksek benliklerin bilir oldukları ile kabulleri, rızaları var diyelim biz ona.

 

Dolayısıyla bir kez daha görünenle oyalanmak yerine biz esas mevzumuza kanalize olalım; 2.dalga uyanış ve topyekun aydınlanma yolunda ilerleyiş, yükseliş öncesi döneminde süre giden toplu ve münferit geçişler biraz hızlanabilir demek istiyorum aslında. Zira önümüzdeki günler yeni enerji kapılarının açılımına uygun göksel dizilimlerin gerçekleşeceği günler olacak.

Bunun teknik detayları değil bizim için önemli olan ama enerji alanımızda meydana gelebilecek olası değişimlere dikkat çekmek benim vazifem.

1.Sarsılabilirsiniz; gerçek, fiziki mânâda yer altınızdan kayıyor gibi hissedebilirsiniz, bedeniniz hareketlenebilir.

2.Baş dönmesi ve/veya kulak çınlaması gibi fiziki durumlar yaşayabilirsiniz.

3.Göğüs ve boğaz bölgesinde yoğunluk yaşayabilirsiniz.

4.Baş bölgesinde, özellikle tepe, alın ve şakak bölgelerinde uyuşma, karıncalanma tarzında hisler yaşayabilirsiniz.

5.Tek elinizde/avucunuzda ve/veya ikisinde birden yoğunluk hissedebilirsiniz.

6. Kolunuzda veya kollarınızda yoğunluk, ağırlık, … hissedebilirsiniz.

7.Görme hassasiyetiniz bozulabilir, görüntü bulanıklaşabilir.

8.Uykularınız karışabilir.

 

Bu belirttiğim genele uygun tesirlerin yanı sıra kişiye özel durumlar da ortaya çıkabilir.

 

Ben bunları neden söylüyorum; panik, kaygı, korku oluşmasın diye ama daha önemlisi böyle olduğunda hemen “ışıkla, ışıktan, ışık için olanı kabul ediyorum, kendimi açıyorum, kolaylıkla almayı seçiyorum” deyin ve yaşam kalitenizi düşürmeden, hayatınıza iyilikle devam edin istiyorum.

 

Kapılar açıldıkça…

Geçişler arttıkça…

Enerji akışı güçlendikçe…

Size göre “durduğunuz yerde” bile başkalaşacağınızı bilin isterim ve pek tabii ki sizinle birlikte etrafınızdakiler de başkalaşacak.  Değişimleri sevgi ve tevekkülle karşılayın, yadırgamayın, kendinizi ve çevrenizi şükürle onurlandırın.

Sonsuz sevgimle,

F. Ebru Tolan Karahasanoğlu

İstanbul, 5.8.2020 – 12.00

 


3 Ağustos 2020 Pazartesi

NİYETİN GÜCÜ

Bir dilek tuttuğunda

Gerçekleşeceğine inanmasan da

Yürekten istersin ya…

İşte o anda farkında olmasan da

Tüm evreni hareketlendirirsin

Arzularınla.

Niyetinin gücünü anla!

 

Ama bir başka zamanda

Ahh olsa dersin…

Keşke dersin…

Çok isterdim ama dersin…

İstersin!

Arzuladığını, dilediğini, niyet ettiğini sanır,

İstersin!

 

İşte o anda farkında olmasan da

Tüm inanç kalıplarını, korkularını,

Seni duraksatan kurallarını, kaygılarını,…

Dizersin peşi sıra

Zihin peronundan

Bir yük katarı yolcu edersin kainata.

Az gitmeden senin kara tren yolunda

Yakıt biter…

Yük şişer…

Motor iflas eder adeta

Dersin ki sonra

“Bak olmadı” bir kez daha.

“Diledim ama olmadı”

 

Olmayan ne aslında, bilir misin?

Olmayan senin oldurmadığın

Kendi varoluşunda.

 

Sen ışık olmadın ya her alanda

Sen sevgi olmadın ya kendi dünyanda

Yükler hâlâ omuzlarında, sırtında

Beyninin kıvrımlarında

Yüreğinin odacıklarında

Bir resim, bir obje…

Bir anı, bir olay…

Tetikliyor hâlâ

Yılan, solucan hatta çıyan kaynayan

Kör kuyu adeta.

İhtiyacın yok ki onlara.

Aç üstlerini, sal onları

Toprak Ana’ya.

Ne işi var yılanların, akreplerin,

Çıyanların, solucanların

Senin dünyanda?

Sen entomolog */ herpetolog** musun ki?

Öyle bile olsan

Mesleki defermasyon yaşama

Alıp onları İNSAN olan hayatına taşıma.

Özü IŞIK olansın sen

SEVGİ ile yaratıldın, hatırla.

Çık kendi karanlığından

Bak! Tehlike kalmadı mağaranın dışında

Gün ağardı,

Sırtlan kaçtı,

Çiçekler açtı.

 

Hadi katıl sen de aramıza.

İstanbul, 3.8.2020

 

 Not: Her Pazartesi akşamı olduğu gibi bugün de çalışacağız

Işıldayan Hayatlar'la Saf Sevgi Enerjisi Çalışma Grubu olarak

Katılmaya niyet ederseniz tüm detaylara bu linkten ulaşabilirsiniz....

Saf Sevgi Enerjisi Çalışması Detayları

 

* entomolog böcek bilimci

** herpetolog Herpetology:Sürüngenler,Amfibiler(karada ve suda yaşayan kaplumbağa ve semenderler)ve Caecilian’ları inceleyen bilim dalıdır.Bu alanda uzmanlaşmış bilim adamlarına Herpetologists(=herpetolog) adı verilir. https://nedir.biz.tr/etiket/herpetolog’den alıntıdır.


24 Temmuz 2020 Cuma

ANLAMLANDIRMA - ÖZEL BİR YAZI


Anlamlandırma çabası içinde olduğunuzu görüyoruz, birçoklarınızın hâlâ daha. Hatta bilgi transferi arttıkça farklı mecralarda, takip ettiğiniz kanallar aracılığıyla, aldığınız verileri bir araya getirip yoğurmak gittikçe zorlaşıyor ne yazık ki bazılarınız için ve zorluyor hatta.

Oysa durum çok başka.

40 milletten insan, 77 ırktan varlık diyelim biz ona…
Dolayısıyla sizinle ilgisi olsa da olmasa da çok sayıda veri/bilgi iniyor dünyaya hızla her an aslında ve muazzam bir karmaşa oluşuyor gibi olsa da değil aslında.
Sükûnet  lazım, nefes lazım. Bir derin nefesle başlayın, mutlaka; güne, an’a, araştırmaya, soruşturmaya, konuşmaya, sormaya, sorgulamaya, anlamaya, …
Olması gereken, sizin rahatınız, huzurunuz, kolaylığınız açısından olması gereken, buyken siz ne yapıyorsunuz oysa; sürekli bir telaşla saldırıyorsunuz adeta.
Durup da huzurlu bir alanda kendinizle, olanı tamamlamak yerine, dışarıya çıkıp saldırıyorsunuz adeta ona, buna.
Sırf bu yüzden bile mesela bazılarınıza pandemi döneminde “zorunlu” evde kalmak iyi hissettirdi ama bunu bile anlamadınız hâlâ.

Kısacası yıpranmayın ve yıpratmayın daha fazla.
Durun ama duraksamayın!
Aydınlık, ışık alanda durun, hep ışıkla durun ama dünya denen evdeki, yaşam denen yolculuğunuzda duraksamayın.
Bir derin nefesle her AN’a başlayın. İçsel yolculuğunuzda hiç duraksamayın, çabalayın, niyetinizle ve nefesinizle ama yorulmayın, yormayın.
2020’nın ilk yarısını maddi, manevi tükenerek, tüketerek geçirmiş olanlar var aranızda. Ama 2020’nın ilk yarısını ruhanî anlamda kazançla geçirenler çok daha fazla aslında. Buna odaklanın. Bilir olduklarınızdan size iyi gelenleri alın yanınıza bir kazanç gibi, ganimet gibi mesela. Heybenizde sizi güçlendirenler olsun hazineniz gibi ama ağırlaştıranları atın mutlaka.

Yaz tatilinde deniz kenarında toplanan taşlar, deniz kabukları gibi; güzeldirler ve anlamlı ama yazın sonunda evinize dönerken yanınıza almak istediğinizde yük yaparlar bavulunuzda.
Yapmayın, taşımayın, daha fazla taşımayın.
O anda kumsalda billur suyun yıkadığı bir taş evde biblo olmaz size, güzel durmaz, bırakın.
O an’da taşı bulmuş olmanın, o güzelliği görmüş olmanın heyecanı, coşkusu, neşesi, keyfi vardı ya işte önemli olan oydu aslında ama taşı taşımayın yarınlara.

Yol gittikçe darlaşıyor zira daha önce defalarca gidilmedi!
Yol gittikçe dikleşiyor zira yükseliş zirvede!
Yolculuk gittikçe zorlaşıyor, yorgunluk var zira birçoklarınızda.
Yolculuk gittikçe soluk kesiyor bilinmezlik var çünkü sonunda sizler için şu anda…
O yüzden daha fazla yük taşımayın, taşıtmayın da.
Hani bazen evin küçük haylaz çocuğu inat eder de tatilde bulduğu tüm taşları eve getirmek için ısrar eder ya, kim taşır onları, çocuk mu?
Abla, abi mi?
Anne, baba mı?
İşte bu misal sizde evin küçük çocuğu iseniz taşıtmayın…
Evin abisi, iseniz taşımayın!
Bırakın, bıraktırın.
Göreviniz hem kendinize hem çevrenize aslında.
Ama daha da önemlisi bilir olduklarınızla, yaşayıp duyduklarınızla, alıp gördüklerinizle… daha fazlasına saldırmayın.
Bilir olduklarınızı hazmetmeden daha fazlasını sormayın, sorgulamayın.
Anlamlandırma çabası ile yanlış yollara sapmayın.
İhtiyacınız olmayan kişilerle temasa geçip, ihtiyacınız olmayan mecralarda var olmak için çabalamayın.

Neden söylüyoruz bunları çünkü görüyoruz. Hep daha fazlasını bilir olmaya çalıştıkça yorulduğunuzu, yüklendiğinizi görüyoruz.
Vazifemiz size de göstermek, söylüyoruz, bundan sonrasında seçim hakkı yine sizin ama yüreğinizle seçin. Oysa daha çok sordukça hep aynı noktada çakılı kalıyorsunuz çokça. O noktanın az yukarısında başka bir alan var, çıksanıza! Anlamlandırma çabasıyla bulunduğunuz noktadan çıkıyorsunuz yola ama yatayda, döne döne gidiyorsunuz. Çok efor var ama aslında hep aynı noktada, yapmayın.
Kanat takın adeta ve “bulunduğum nokta tam da olmam gereken” deyiverin bir derin nefesle yükselin.
Duvarlarınızın ardından yükselin; aydınlanın!
Kapalı ama uçsuz bucaksız bir alanda daha ne kadar döne döne, sora sora, gideceksiniz acaba?
O kapalı alanın duvarlarını kırmadıkça ve/veya duvarların üstüne uzanmadıkça o uçsuz bucaksız gözüken ama aslında dar olan alandan dışarıda daha başka ve sonsuz genişleyen bir alanın olduğunu anlayamazsınız, hatırlayamazsınız, bilemezsiniz, değil mi ama?
Yapmayın. Yormayın, yorulmayın daha fazla.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı F. Ebru Tolan’a tarafımızdan 19.7.2020, Pazar günü saat 16.00 itibariyle yazdırılmıştır. Konsey

1 Temmuz 2020 Çarşamba

1.7.2020 ve SONRASINDA OLUŞACAK YENİ DÜNYA (3.BOYUTTA) - ÖZEL BİR YAZI


Birbiri ardına giden günler ufak tefek değişiklikler gösterse de aslında aynı gibi gözüktüğü için tarihler önemsenmez çoğunlukla. Özel bir gün olmadıkça, doğum… ölüm… nişan… düğün… gibi tarihlerin sayısal ve enerjisel değerlerini ve önemlerini kayda geçmezsiniz dünyada. Almanak adı altında kayıt tutulur ve her yıl yılbaşında paylaşılır ama bu da çok ticaridir aslında.

Oysa bazı tarihler özeldir, önemlidir, değerlidir matematiksel anlamda. İşte 1.7.2020 de böyle bir tarihtir ve anlaşılmasında fayda vardır aslında.
Ne 1 tek başına ne 7 ne de 22 ve 00’dır burada vurgu yaptığımız ama. Çok daha başka bir mana vardır gözden ırak, gönüle yakın, anlaşılması gereken burada. Bir dizilimdir bu aslında, sayıların oluşturduğu değil ama!
Gezegenlerin oluşturduğu yukarıda, güneş sisteminizde ve hatta galaksinin ötesinde. Siz hala daha kendi güneş sisteminizdeki bazı gezegenlerin ve yıldızların, yıldız kümelerinin dizilimine, açısına bakıyorsunuz ya zira daha fazlasına henüz teknik imkanlarınız yetmediği gibi, anlamlandırmak açısından bilgiye de sahip değilsiniz ya bu yetiyor size nasılsa. Oysa 1. Katmanda, 1. Çemberde sizin güneş sisteminiz varsa da odak noktasını Dünya aldığınızda, bunun ötesi, devamı da var kainatta.
İşte 1.7.2020 diye adlandırdığınız bu dünyevi, tarihsel yıl aslında kainatta muazzam bir dizilimin bilgisini veriyor, barındırıyor ruhunda.
Pek tabii ki bunun detaylarına girmeyeceğiz ama manasına değinmek istiyoruz burada. Zira bazılarınız bugünden ve sonrasından farklı etkilenecek, anlamlandırmalarını kolaylaştırmak vazifemiz bizimde burada.
7 farklı katta, 7 farklı güçlü gezegen hızalanacak aslında. 7 farklı katta! İfadesi kafanızı bulandırabilir, dikeyde, 7 farklı bilinçte diyelim biz ona.
… ve 7 gezegeni de yatayda, aynı düzlemde, paralellikte gibi konumlandırın aklınızda. Yani hem yatayda hem dikeyde 7’şer kat hizalanma!
Yaratacağı çekim ve itme güçleri, güçlerin çarpışmasının yaratacağı etki bildiğiniz tüm katlarda (gökyüzünün ve yeryüzünün,…) tarifi imkansız bir etki yaratacak aslında.
Peki neden?
Madem ki her şey bilgi ve kontrol altında…
Mademki her şey var oluşun hayrına…
O zaman neden?
Neden böyle bir hizalanmaya gerek duyuluyor kainatta?
Hemen anlatalım olabilecek en basit dilde; birkaç nedeni var aslında.
1.’si daha çok ışığa ihtiyaç var.
2.’si ve sizin için en önemlisi dünya varlıklarının; yani dünyadaki tüm canlıların ışıkla sarsılmaya, ışığın içlerinden geçmesine, ışıkla yıkanmaya, … ihtiyacı var.
3.’sü ve belki de sizin için en zoru, oluşacak döngünün girdap etkisinin vesile oluşturacağı düzenin tahsisi aslında.
Ne olacaksa olacak diyelim biz ona, bakalım yolumuza.
Siz ne anlayacaksınız yaşarken hayatta? Karmaşa, fırtına, koşturmaca, …? Ne acaba?
2 türlü, 2 yönlü yaşanacak çoğu alanda. Bir yandan hizalanırken yani bir düzene, nizam intizama girerken hayat bazı alanlarda, bir tuhaf içsel karmaşa başlayacak adeta.
Bazı durumlarda da düzensizliğim getirdiği bir yıkımla, savrulma, parçalanma…
Ama ne olacaksa güçlü ve etkili olacak aslında. Ve zincirleme reaksiyonlar birbirlerini tetikleyecek gerek yerde (tektonik), gerek gökte, gerek yaşamlarda, gerek sistemlerde… Hazırlanmalısınız demiştik bunlara.
Tüm bunların yanı sıra bir grup da farklı gezegenlerde, farklı galaksilerden gelen adeta… Kendi içsel; özden gelen enerjilerinin 7 katta hizalanması sonucunda bu boyutta en büyük yükleri her nerelerde tutuyorlarsa hala ve en güçlü kapıları nerelerde kapatmışlarsa (kalp mi, mide mi, 3.göz mü mesela) oraların alacağı ışığı geçiremeyecekleri için sarsıntıyı, yıkımı, daha güçlü hissedecekler ne yazık ki ve göğüs kafesine bir çelik yumruk inmiş gibi, alnına bir balyoz yemiş gibi midesine bir kum torbası binmiş gibi, … mıhlanacaklar adeta. Gerek var mı buna? Gerek var mı gerçekten bu acılara, yıkımlara, hasarlara?
Hayır ama korunmak değil mevzu bahis burada, arınmak aslında! Arınmak ve yeni çağa uyanmak.
Biz vazifemiz gereği bilgilendirmemizi yapıyoruz Ebru aracılığıyla, o da anlatıyor size kendi anladığınca… geride kalan ne burada: sizin vazifenizi yapmanız, üzerinize düşen her ne ise, herkes için aynı olmasa da. Bu önemli bir nokta: herkes tesirleri aynı anda, aynı dozda, aynı alanda, aynı konuda, aynı şekilde almayacak olsa da, herkes az veya çok, önce veya sonra alacak. Ama esas önemli olan herkesin kendi üstüne düşeni, kendi ile ilgili görüneni tanımlaması ve tamamlaması aslında.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı 30.06.2020 Salı günü 12.37 itibari ile F. Ebru Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır.
Konsey 


Kaleme alanın notu: Bu yazı ile birlikte YouTube/Işıldayan Hayatlar kanalında yayımladığım videoyu da izlemenizi öneririm. 
1.7.2020 TARİHİNİN GÖKSEL MÂNÂSI

29 Haziran 2020 Pazartesi

HER PAZARTESİ AKŞAMI TÜRKİYE SAATİ İLE 11.00'DE SAF SEVGİ ENERJİSİ ÇALIŞMASI

Herkese merhaba,
Işıldayan Hayatlar'la Saf Sevgi Enerjisi Çalışma Grubu 'nun amacını tekrarlayarak, her Pazartesi akşamı olduğu gibi, bu akşam da 11.00'de çalışıyor olacağımızı hatırlatmak istiyorum.

Eğer hâlâ bize katılmadıysanız lütfen bu çağrıya kulak verin. Zira hiçbirimiz nedensiz yere gelmedik bu dünyaya, bu zamanda...

Saf ve sonsuz ışığı dünyaya indirmenin en güçlü, etkili ve hızlı yolu hür irade ile yapacağınız seçimdir.
Bunu lütfen yürekten anladığınızdan emin olun. Yani siz bilinçli bir farkındalıkla ışığa bağlanmaya, ışıkla dolmaya niyet ettiğiniz anda size doğru güçlü ve net bir akış başlar ki bu bizim sadece istediğimiz değil aynı zamanda ihtiyacımız olandır, şimdi ve daima. Sadece ışığı çoğaltmak, sevgiyi çoğaltmak, sınırsızca ve koşulsuzca.

Siz de davet edebilirsiniz dostlarınızı bütünün hayrına ve bütünün içindeki sizin hayrınıza.
Kalın sağlıcakla buluşuruz bu akşam ve her Pazartesi akşamı saatler 11.00 olduğunda.
Sevgiler
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni



AMAÇ
Bu grup,
*dünya üzerinde, bu zamanda ve tüm zamanlara doğru, bu boyutta ve tüm boyutlara doğru bedenlenmiş olan tüm canlıları ve Toprak Ana’yı, yaradılışımızın özü olan, sonsuz ve sınırsız olan, saf sevgi enerjisi ile doldurmaya/buluşturmaya,
*saf ışığı/yaşam enerjisini/sonsuz ve sınırsız olan ana kaynak enerjisini Toprak Ana’ya indirmeye,
*şifalanma vakti gelmiş ve/veya şifaya niyet edenleri sonsuz şifa enerjisi ile buluşturmaya,
*ortak bilinçte saf sevginin gücüyle değişim ve dönüşüm yaratmaya,
*Bir ve bütün olmanın neticesinde oluşacak sinerjiyi yaratmaya,
*bütünün hayrına ve bütünün içindeki BİR’in hayrına, kendi hayrına
niyet etmiş, yüreğiyle ve nefesiyle çalışanların Pazartesi geceleri Türkiye saatiyle 11.00’de buluştukları bir çalışma grubudur.
Tüm çalışmalar, kişinin kendi bulunduğu fiziki ortamdan, nefesiyle ve niyetiyle yüksek enerjide katılımı ile gerçekleşir.


HAZIRLIK / HAZİRAN 2020 - GÜNCELLENMİŞ
Uzun hazırlık yazısına UZUN HAZIRLIK YAZISINA ULAŞMAK İÇİN linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.
bu bir kısa/özet güncellemedir hazırlık aşaması hakkında.
Çalışma başlangıç saatinden önce (Türkiye saati ile akşam 11.00) arınma çalışması* yapın.
Çalışma saatinden 3-5 dakika önce rahat konuma geçin ve sakin nefesler almaya başlayın, gevşeyin ve amacımız ışığında yürekten niyetinizi yapın.
Saat 11.00-11.30 arasında (daha kısa veya daha uzun çalışabilirsiniz size kalmış) sonsuz Ana Kaynak'ın ışığını, Yaradan'ın nurunu kendi alanınıza / tüm dünyaya çekin (niyetiniz yeter buna) dağıtın tüm insanlara...
Çalışma süresince aklınıza / yüreğinize düşen bölgelere, hissettiğiniz insanlara / alanlara yoğunlaşın, kabulde olun ve akıtın ışığı nefesinizle ve niyetinizle.
Kendinizi de, benim aracılığımla akacak, evrensel şifa enerjisine açtığınızdan emin olun.
Sevgiyle kalın, sevgi kalın.

* Arınma çalışması konusunda da yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız soundcloud uygulamasındaki şifresiz/ücretsiz Yönlendirilmiş Meditasyon kaydını kullanabilirsiniz. 

25 Haziran 2020 Perşembe

DÖNGÜ


Farkında değilsin henüz ama
Bir döngü var aslında dünyada
Tarih tekerrürden ibarettir lafı
Boşuna sanma!
Senin için de başladı bu döngü
Dün sandığında.
İlerliyorum dediğin yolda
Ne bıraktıysan kenarda,
Neyi atladıysan görmezden gelip,
Neden “usandım, yoruldum” dediysen
Çıkacak yeniden karşına
Tez zamanda.
Bekle ve yaşa derdik
Tek seçenek bu olsa.
Oysa yapma!
Bunu kendine yapma.
Zira o gün tutamadığın dikenler
Sertleşti
O gün boşaltamadığın kova
Devleşti
O gün sökemediğin filiz
Köklendi
İşin daha zor olacak
Bu döngüde anlasana, bırakırsan sona.
Yapma!
Sen şimdi başla.
Bugün başla
Ne kaldıysa yüreğinde
Bir avazda sök at
Ne kaldıysa zihninde
Kazma kürekle sök at
Durma! Artık durma.
Kal sağlıcakla
Sonsuz sevgimiz akıyor tüm insanlığa şimdi ve daima
Bilge Ruhlar’dan İnsanlara
İstanbul, 24.6.2020


21 Haziran 2020 Pazar

YENİ DÖNEM & YENİ DÜNYA - ÖZEL BİR YAZI


YENİ DÖNEM & YENİ DÜNYA

Tüm dünya hazırlanıyorsa yeni olana, anlamak ve anlatmak gerek nedir “yeni” acaba.

Daha önce de birkaç defa anlattık aslında yeni, var olanın değişimi değildir ama var olanı değiştirmekle başlanır yeni olan yapılandırılmaya. Revize etmek, şekillendirmek, rötuşlamak değildir yeniyi inşa etmek aslında.

Yeni, adı ile müsemma tamamıyla farklı olandır, hiç yapılmamış, hiç yaşanmamış, ilk defa yapılmış olandır. Diğerleri, mevcut yapının yeniden şekillendirilmesidir. Oysa “yeni”yi konuştuğumuz zaman, o ana kadar olmayandan, hiç yapılmamıştan, ilk olandan bahsederiz aslında.
Dolayısı ile mevcut yapılarınızda, ister adına medeniyet skalası deyin, ister teknoloji alt yapısı fark etmez, mevcut yapılarınızda değişim, dönüşüm, şekillendirme, arttırma, eksiltme, biçimlendirme, revizyon, yeniden yapılandırma, YENİyi yapmak, oluşturmak, oldurmak değildir aslında.
Sadece “yeni” arayışında bir başlangıçtır olsa olsa. Ama “yeni”yi olduracaklar için tutundukları eski çoğu zaman yaratıcılıklarının en büyük yaralayıcısıdır ve bunu anlatmak, aktarmak, atlatmak oldukça zordur insana. Bu noktada insanın beden ve zihin yapısını anlamak önemlidir elzem olmasa da.
Tarihsel sürecinize baksanız da görebileceğiniz gibi kolaylıkla zamana yedirilmiş, tesir ve telkin yolu ile ilerlenmiş birçok alan bulabilirsiniz ama bu mevcut yapıların boya ile rötuşlanması gibidir katmanların altında öz, orijinal mevcuttur aslında.
Bir gün o orijinale geri dönmek de kolaydır istenildiği anda. Bu noktayı iki farklı açıdan ele almak gerekir bu esnada. Birincisi olumlu manada, yani “insan” eğer isterse üzerindeki karanlık katmanları, dayatmalarla örtüleri, beynine empoze edilenleri bir nefeste salıp gönderip “öz”üne dönebilir.
Ama ikinci manada yani olumsuz olanda her bir katmanı kırıp attığınızda bir başka kayıt çıkar karşınıza, zira değil asırlardır, döngülerdir süregelen acılar, kanlar, kinler, travmalar; kayıtlar, kayıtlar, kayıtlar vardır katman katman altta.
Öyleyse 1001 katlı bir binanın birinci katını tamamen değiştirmek isterseniz en üst kattan tadilata başlamak uzun ve zorlu bir yol olmakla birlikte mümkündür ama birinci kata geldiğinizde temelin zayıflığının sizin yaptığınız değişimleri kaldırmaması ihtimali çoğalır. Bu gibi durumlarda kontrollü yıkımla 1001 katı da aynı anda yıkmak, toz duman durulduğunda molozları kaldırmak ve aynı yere yeni bir bina inşa etmek daha sağlam temellere gerçek YENİyi oturtmak manasına gelir.

İşte şu anda tüm dünyada toz duman olmuş alanlarda yapılan budur ve yapılacak olan.
Zira dünyanın yavaş ve yumuşak geçiş için çok da vakti yoktur ama bu telaş edilmesi anlamında asla değildir. Niyet eden, yürekten isteyen herkes için zaman vardır. Çünkü zaman, ANdır. Sizin için zaman ANdan ibarettir diyemeyiz hala daha üçüncü boyutta ama aslında zaman sizin anladığınız anlamda geriye dönüşü olmayan düz bir çizgi değildir ve daha önemlisi o hat boyunca zaman herkes için aynı hızda akmaz. Gün 24 saattir; kimin için? Bunu bilen ve kabul eden için. Zaman ANdır, kimin için, bunu yaşayan için. Kısacası zamana takılmayın çok da.
Yaşayın ama farkında
Yaşayın ama hissederek
Yaşayın ama değişerek
Yaşayın ama değiştirerek
İşte o zaman, zaman yeter olur size her daim aslında.

Geri dönecek olursak yapılacaklara, zira HAZIRLANMAK gerekiyor hem yeni dünyaya hem de yeni döneme, anlatacaklarımız var çokça.
Yeni dünya insan varlığının 5.boyut bilinç seviyesine çıktığında bu kainatta Toprak Ana ile yeniden buluşacağı kitlesel, kütlesel alandır. Henüz oluşturulmamıştır kainatta, zira insanın çalışması gerekmektedir Yeni Dünya’sına.
Bu görev, yeni insanındır aslında ama bu çok ince, naif bir çizgidir. 5.boyut bilinç seviyesinde henüz mevcudiyeti olmayan insanın 5.boyut bilinç seviyesine uygun yeni dünyayı inşası nasıl vuku bulacaktır?
Bu karmaşık bir denklem hatta bir paradoks gibi gelebilir size belki ama durum çok daha basittir aslında kuantum alanda.

İnsan denen varlık, bu kainatta idrake ulaştığında (neyin idrakine; 5.boyut gerçekliğinin, bilinç değişiminin, yeni insanın) çalışmaya başlayabilir aslında.
Peki bunun için ne gerekmektedir: BİLİNÇ DEĞİŞİMİ
Bilinç Değişimi için ne gerekmektedir: EZBER BOZMA
Ezber Bozma için ne gerekmektedir: BIRAKMA
Bırakma için ne gerekmektedir: UYANIŞ, AYDINLANMA, TESLİMİYET
Teslimiyet için ne gerekmektedir: UYANIŞ ve YOLA ÇIKMA
Uyanış ve yola çıkma için ne gerekmektedir: NİYET VE NEFES
Niyet için ne gerekmektedir: İşte esas zorlayıcı / tetikleyici nokta bu aslında!

Bir anlığına gözünüzün önünde canlandırsanıza; her yıl sağdığı 1000 kilo sütten yaptığı peynirle, yağla geçinen bir çiftçi neden niyet etsin uyanmaya?
1000 değil 10.000 kilo süt alabilirsin hayvanlarından diyen olmadıkça değiştirmez düzenini ama birileri bunu derse ne olur, anlasana?
Hırs ve haset, tamah ve eziyet girerse alana, ne olur anlasana?
Yük olur tüm dünyaya ve insanlara. Oysa ihtiyaç var mı daha fazlasına?
Peki nasıl uyanacak bizim çiftçi kardeş yuvasında? Yük yapmadan daha fazla?
Ah, ah… Söyleyecek ne çok söz var aslında. Ama insansın sen anlasana, seçim yapma özgürlüğün var senin bu kainatta, iyiden yana, güzelden yana, sevgiden yana. Yapıyor musun peki? Hala…
Uzatmayalım lafı, dolandırıp da dağıtmayalım ama bazı alanlarda uyanması lazım hala birçoklarının ve bu uyanışta yük yaratmadan dünyaya ilerlemesi lazım aydınlığa.
Bu manada ayarlandı her şey aslında. Ama çok iş düşüyor uyananlara bundan sonra
Farkında olanlar, bilincine varanlar, ne nedir nedendir anlayanlar artık başlamalı konuşmaya, anlatmaya.
Filmi başa sararcasına yeniden, yeniden bir kez daha, herkes kendi çıktığı yolda adım atsın diye beklerseniz vardığınız noktada siz de zorlanırsınız sallanan dünyada tutunmakta.
Yardım sonsuz, sizin anladığınız anlamda olmasa da.
Zaman yeterli, azalmış olsa da.
Uyananlar var aranıza, henüz hepsi olmasa da.
Bir derin nefesle başlamak kalıyor geriye; anlat, paylaş, çağır, davet et mutlaka ışığa, aşkla.

Birleşin, buluşun, toplaşın ortak alanlarda ışıkla ve aşkla.
Hatırlayın mutlaka kimsiniz ve neden geldiniz dünyaya.
Çalışın mutlaka yeni dünya için hazırlanmaya.
Yeni dönem uyandırmak için çoğunluğu, sarsarken onları sıcak yataklarında siz iyi tutunun ama savrulmayın, düşmeyin, dik durun mutlaka.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı F. Ebru Tolan'a 19 Haziran 2020, Cuma günü saat 13.16 itibariyle İstanbul'da tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey