27 Aralık 2023 Çarşamba

ÇINLASIN 7 DÜVEL

Aktı nehir 

Tüm dertleriyle tasalarıyla 

Bayırdan aşağıya.


Suyuna tükürenlerle

Yüzünde yansıyan yüzünü görüp kendine küfredenlerle 

Tekmeyi savurup kıyısındaki balçığı içine gönderenlerle 

Hırsından öfkesinden deliye dönenlerle

Yatağına savrulan taşlarla zincirlerle

Kıyısında yakılan ağıtlardan akan kanla

Canını verenlerin bedenlerini içine ala ala

Aktı nehir bayırdan aşağıya.


Doldu doldu acıyla

Taştı taştı acısıyla

Yürekleri yaktı yaktı

Akıttığı kanla

Zehir oldu 

Zembereği kuranlara

Durmadı, durulsa da...

Bitmedi, azalsa da...

Hep bir umutla

Vakti geldiği anda 

Dönüşebilmek arzusuyla çağlayana

İlk an'da varolduğu saflıkta aktı nehir bayırdan aşağıya.


Taşan suyu göl oldu 

Yeri geldi rezerv oldu

Bilen bildi

Alan çok oldu.


Yeri geldi lağım oldu

Kokuştu da

Kaçılan oldu.


Yeri geldi çığ oldu

Devrildi aşağıya

Ezilen canlar oldu

Canını ararken aralarında 

Bir kar tanesi berraklığında!


Yeri geldi çîy oldu

Düştü yapraklara

Canlılık derken 

Canından oldu güneş kızıştığında.


Yeri geldi çeşmeden akan su oldu

Ölümsüzlük uğruna

İçeni bol 

Tüketeni çok oldu da

Kendi kaldı hasret bir damlaya!


Yeri geldi boğazdan geçti darlana darlana

Akıntısı aldı savurdu dendi öte yana

Sormadı ama kimse neden düştü bu nehir dar boğaza!


Ne kaldı sonunda? 

Bir damla.

Yeter miydi insan olana?

Çoktu bile aslında!  

İnsan ki cana can katandır varoluşta 

Çoklayabilirdi de o özü bir damla...

Her yolla 

Işık ola ola 

Nur saça saça

Oysa ne yaptı insan ve ne yapmakta hâlâ daha aslolan? 

Tüketiyor rezervleri acımasızca,

Kapatıyor kalbini sevgiden yana,

Uyan dedikçe O'na 

Gömüyor kendini biraz daha!


Neyse ki devran döndü kendi yoluna 

Asıl olan uyandı sonunda ve 

Nehir başladı yeniden çoğalmaya 

Kaynağından çıkan suyla.


Ne olacak dediler 

Nehirden akan, hızla çoğalan, yayılınca etrafa 

Ne olacak dediler? 

Unutturdukları bilgeliğe erişemeyenler bu duruma isyan ettiler! 

Güzeli çirkin 

Doğruyu yanlış 

İyiyi kötü bellettiler 

Döne döne devirleri ziyan ettiler 

Bir süreyi de böyle geçirdiler.

Matrixin içinde 1 sağa 1 sola döndüler 

Terazideyiz, dengedeyiz dediler ... 

Dünyayı tahterevalliye çevirdiler. 

Oldukları yerde debelendiler... 

1 ileri 1 geri 

2 ileri 5 geri

Oysa gidilmeli hep 5 ileri, 5 ileri.


İşte şimdi vakit geldi.

Tersi düz etmeli.

İçinden geçip 

Gerçeği görmeli.

Akan nehir 

Bayırdan aşağı

Tüm taşlarını 

Atarken dışarıya

Oluşacak delikten

Düşenler olacak mutlaka.

Saflaşan,

Daralarını atıp parlayan

Kalacak yukarıda 

Ve akacak nehir bu sefer ışıkla 

Susamış toprağa.

Toprakta 1 damla su 

Akar tohuma

Tohum başlayınca

Canlanmaya

O ilk kıvılcım ateşlenir adeta aşk'la.

Öz su yürüyecek damarlara

Sonrası yürekten bir kahkaha.

Çınlasın 7 düvel aynı anda

Geliyor ezelden parlayan

Tüm ihtişamıyla

Hazırlanın buna.


Kalın sağlıcakla.

Ebru'dan tüm sevgide sevgiyle olanlara... canlara...

27.12 denen günde, seneler gösterirken 2023'ü son demde... İstanbul bilinende.

24 Aralık 2023 Pazar

TERSİ DÜZE ÇEVİRİNCE

Özürler dilendi yeterince.

Gönüllerde bir, dile gelenler 

Sevdiklerini söylediler kendilerince.

Şimdi vakit geldi 

Gerçekleri göstermeye. 

Tersi düze çevirince 

Tersi yüze döndürünce 

Çıkacak bir bir ortaya 

Dökülecek bir bir ortaya 

İşte o vakit 

Anlaşılacak yüzlerini örtenler 

Neden giydiler ...

Nereden geçtiler.

Kılıflar kalkınca 

Kınlar boşalınca 

Üst baş açılınca 

Boyasız yüzler ortaya çıkınca 

Anlaşılacak olsa da 

Kimin kuyruğu 

Kimin hortumu 

Kimin kılı 

Kimin zırhı 

Taştan kayadan, 

Kimin ki ışıktan,  oyadan. 

İşte o zaman 

Şaşıp kalmayın da 

Anlayın bir parça 

Dünya kaç parça? 

Perçem ne mânâ? 

Zülküf düştü badem kaşlarına derken derken 

Söz kimlere uçuruldu? 

Yarim ol derken derken 

Kimler geçti haybeden? 

Çözüldü şifreler 

Çekildi örtüler 

Kalktı tüfler.

Teninin renginden, 

Beti benzi griden... 

Korkanlar kaldılar baş aşağıya 

Karadan karalar; kapkaralar battılar balçığa. 

Sıra geldi aydınlıkta sanılanları ayıklamaya. 


Hadi öyleyse 

Kalkın siz de ayağa 

Çıplak ama!

Üstü başı değil 

Kalbi çıplak 

Beyni çıplak 

Ruhu çırılçıplak,

Geçin boy aynasının karşısına 

Bakın içinize içinize o anda.

Varsa hâlâ karaltı bir parça 

Bilin ki saflaşma an'da. 

Bitirin o vakit kolaylıkla. 

Yoksa yorulacağız bu yolda. 

Hatırlayın 7 Tren Yolcusu ve Ağır Yükleri meselini (bkz sayfa 136'ya)*

Gerek var mı buna?  

Bunca söylendi...

Anlatıldı onca... 

Yılkı atı misali yelelerini savura savura 

Koşup giderken özgürlük sandığına 

Düşmesin kimse kör kuyulara 

Diye bağlandığın gerçekliği iyi anla. 

Güneşi görmek diye diye 

Koştuğun zirveyi iyi anla. 

Dolunayın haşmeti uğruna 

Çıktığın karanlığı iyi anla. 

Ab-ı hayat suyunun kaynağı diye 

Vardığın ablukayı iyi anla. 

Yıldızların ışıltılı bir ihtişam için 

Döktüğü kan, teri yeniden tanımla.


Ey insan,

Ey yaratılmış olan, 

Ey özü ile parlayan, 

Ey kanı ile canlanan, 

Ey suyu ile akan,

Ey aklı ile yaşayan, 

Ey kalbiyle atan, 

Ey ışığı ile aydınlatan, 

Ey nuru ile şifalandıran, 

Ey sen, Sen olan,

Kimsen kim olan, 

Şimdi de var olan 

Dönüp gitme, girme içine 

Artık dön özüne 

Kalanları bitire bitire. İstanbul denen de 24.12.2023 15.55'te sonsuz sevgimle 

Ebru'yu da içeren Firdes'ten size.


*Bahsi geçen mesel Işıldayan Hayatlar adıyla Haziran 2018'de Yeni İnsan Yayınevi'nden  çıkan kitabımda yer almaktadır. 

2 Aralık 2023 Cumartesi

HÂLÂ

Herşey söylendi bize

İnanmak zor gelsede

Herşey söylendi bize.

Duymayı reddedenler içimizde.

Görmekten imtina edenler bizimle.

Hissetmemek için

Kalbini gömenlerin karanlığı 

Hatırlamamak için 

Aklını paralayanların abdallığı

Hepsi bize...

Öyle böyle derken sürünsek de yerlerde

Ezilsek de tepişmelerde

Vurulsak da kahpece

Duyurulsak da namertçe

Geldik bugünlere...

Çorak Topraklar yeşerecek az kaldı

Taşlaşmış yürekler 

Canlanacak az kaldı 

Solan çiçekler 

Açacak az kaldı 

Biten yemişler 

Çoğalacak az kaldı.


Boğazdaki düğümler 

Ne yiter ne biter diyenler

Duyup görenler

Sorup bilenler isteyince

Eridi diyecekler.

Diz çöktürenler

Diz çökenlerin sevgisine yenilecekler.


Ey İnsan

Ey Can

Ey Canan

Ey iki gözüm

Ey belim

Ey sevdiceğim

Ey sevdiklerim

Seni ben bildiklerim

Benden dediklerim 

Bilirim bilirim...

Bir AN

O an

Devr-an

Dönse de dünya tersine

Düzü gelir elbet önünüze.

İşte o an

Dönsün dünya düzüne derken 

Ben yüreğimde

Hâlâ dilerim 

Hâlâ. ..

Kimse süzülmesin karanlığın içine.

Gel gör ki

Nice çağrılar yapıldı

Yolundan şaşanlar bile 

Bu yolculuğa katıldı.

Yolundan yol olmaz diyenler

Kendi yolculuklarını sonladı.

Bir avuç denen 

100'u gören 

1'den geçen

Durmadı, durmadı.

Varlığı uğruna varı yoğu bitirilen

Yılmadı, yılmadı.

0'ı tüketse de

Diz çöktürülen

Ağıt yakmadı, yakmadı.

Sadece sevdi gönülden.

Sadece inandı içten.

Susturulsa da çığırdı böğürden.

Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Ben ben isem sevgide

Severim yine de

Ben ben isem evimde

Temizlerim yine de

Ben ben isem gerçekliğimde

Olurum yine

Ben ben isem gerimde

Varım bilinende... bilinmeyende... bugünde... şimdide...

Sonsuz sevgimle...

Aktı geldi yüreğimden size

Ebru denende.

İstanbul bilinende 3.12'de

1 Aralık 2023 Cuma

ASLOLAN NE? ASIL NE?

Gide gide ötelere 

Gidemedik varoluşun gerisine. 

Nedendir deme 

Nedenini bilirsen de 

Niyesi önemli ziyadesiyle! 


Niye? Niye? diye diye

Ezildi ekinler.

Niye niye diye diye 

Serpildi zehirler.  

Niye niye diye diye 

Gömüldü canlar. 

Niye niye diye diye

Unutturuldu başlangıçlar. 


"Oysa vakit çoktan geldi" demeyeceğim bu defa. 

Vakit an'da 

An zamanda kilitlendi adeta. 

Bugün burada 

Nefessiz kalmak pahasına

Girenler alana adına 

Bir çağrı yapmak isterim sizden yana aslolana. 

Aslolan sanılmasın ki Asıl olan 

Aslolan kendinden asıl olan, 

Aslolan kendini asıl sanan. 

Gel gelelim ne o aslolan 

Ne de ondan olan aslolan.


Çok mu karıştı kafanız 

Diyeyim açıkça; 

Bir ASIL var Varoluşta 

Bir de asıl olanla kendini eşdeğer kılan. 

İşte bu asıl olmayan aslolan 

Doğurttu bir aslolan. 

Siz dediniz ona aslan! 

Ormanlar kralı aslan değil ama 

Bu bizim "aslanım" olan. 

Aslanım sandı kendini aslolan.

Gezindi salına salına 7 düvel 7 cihan 

Katladı kendini 

Karaladı kendini 

Öldürdü kendini 

Öldürdü kardeşini.

İşte şimdi hükmü bitti. 

Artık bitti.

"Aslanım benim" devri sona erdi. 

Aslanların içinden aslolan geçti. 

Aslolan asîl olana hakkını verdi. 

Asıl olan kendini bildi, sevdi de geldi.

Şimdi vakit geldi.

Aslolan da kendini sevmeli.

Aslan olan da kendini bilmeli...

Ve herkes her şeyi sevebilmeli. 


Ey kendini bilen varlık 

Asıl olan 

İnsan olan 

Sen de sev kendini.  

Gerisi ne olacak diye endişeni, 

Hâlâ hazmedemediklerini... 

İzin verdirt kendi kendine 

Erit kalbinde. 

Sen ki kudreti yetensin sevgiye 

Sevmeyi bilmek yerine 

Sevilmeyi beklemek yerine 

"Sevgiyim ben" de 

Sev ve geç öteye. 

Varoluşun ötesinde 

Senden de içeride 

Bir ben var benin içinde 

Aslolan bilse de 

Asıl olan bildirmeli size 

Vakti geldiğinde. 


Vakit kerahata erdi. 

Bu nurlu can size çok şey dedi. 

Duymayı bilmeli, dinlemeli, görmeli ve SEVEBİLMELİ.


Hazmedilmeyenler sindirilemedi.

Sindirilemeyenler özümsenemedi. 

Özümsenemeyenler gerçekleşmedi.

Varoluş hâlâ beklemeli.  Neyi? Neyi?

Seni... beni... bizi 

Herkes her şeyi 

Birbirini. 

Herkes beklerken birbirini 

An an'ın üstüne bindirilmeli 

Nurlu anlar eritilmeden 

Zamanın içinden geçilmeli. 

Zaman geçerken içinizden 

Ölüm dediğin beklenmemeli 

Zaten zaman senden geçip gitmemeli. 

"Dönemem geri" nidalarındaki oyun bitmeli. 

Herkes kendi yükünü artık bitirmeli.

Gündüzü gece 

Geceyi gün etmeli. 

Her şey ters yüz edilmeli 

Asıl olan tersi. 

Aslolan düzü ters etti. 

Ayakları baş etti. 

Bunu da herkes artık bilmeli.

İstanbul denende saatler 17.00'yi gösterdiğinde, sevgi ile Ebru'ya geldi.