15 Haziran 2022 Çarşamba

KIR ZİNCİRLERİNİ

İblis başka Şeytan başka ama ikisi de aynı alanda.

Bir de almışlar oğul sanılanı yanlarına. Oysa bilmezler ki gerçek oğul başka alanda.

Oynatıyorlar hâlâ parmaklarının ucunda oğul sandıklarını sata sata insanlara.

İnsanlığın karanlık yüzü nasıl çıktı sanırsın ortaya? Klonlanınca ay parçası sanma klon başka eş başka eşlik başka, ikiz ha keza...

Hikayenin kahramanları çoksa da ayrıştırmadan baktığında hepi topu bir adam var adam olamayan aslında, bir de Ana. 

Oysa sen hiç duydun mu Ana'yı babanın, oğulun ağzından sıklıkla? Varsa yoksa babanın kızları ... oğulun karısı... 

Dünyada sanırsan bu yazdıklarım siler atarsın da..., bakarsan içinden geçip ayyuka anlarsın bir parça.

Etrafını sarsın istiyorsan saf ışıktan bir halka şimdi başla kendi kör karanlığını kırmaya.

28 günde 1 çıkıyor tam ay sanma, her gün dönüyor etrafında kendi karanlığında. 

Güneş, 24 saatin yarısında var sanma alanında! Güneş dediğinin etrafında el pençe divan dolanıyorsun ya her an aslında! 

Hadi anla, anlamasan da bozmaya başla, kendi NURUNU parlata parlata. 

Ne kalsın karanlık yüzü ayın ne de biat başkalarına...

Sen varsın ve yaratılmış olansın ışıkla, aşkla. Öyleyse ne duruyorsun kırsana zincirlerini kendi suretinle aranda; aslolan ışık nasıl olsa... 

Yetmez ama! Aynı anda kessene bağını "ışığım" sandığınla. Pervane oldun bak yanacaksın az sonra.

Kimse olmasın kul, kalmasın köle, hepimiz BİRLİKte BERABERLİK içinde sevginin selinde, aşkın içinde kuşanalım ki kuşatalım evrenlerin can damarlarını ışığın sonsuz gücüyle. Nur akıtalım her bir hücreye, gezegene... yaşam formu olsun olmasın bezeyelim varoluşun katmanlarını potansiyelin gücüyle. 

Sonrası kolay, yaşar gideriz mutlu, mesut, payidar.

Sonsuz sevgimi akıtırken yüreğimden her birinize bilinç de aksın izin verin içinde.

Firdes Ebru'dan hepinize

İstanbul, 15.6.2022

9 Haziran 2022 Perşembe

SİLUET / SURET

Köyün birinde, köylülerden gelse de, köyün ahalisiyle çok da hoşbeş içinde olmayan bir zat oturmaktaydı gölün az ötesinde.

Bir gün geldi de gölün üstüne şöylesine bir baktı kendi yönüne, sonra çevirdi de başını göğe, bir de baktı gökyüzüne. Bir kendi geldiği yere bir de göğe, iyiymiş dedi, tepelerde gezinmek iyiymiş.

Sonra çevirdi yüzünü göle, gördü de bir siluet bekledi bir süre sessizce, içinden geçirdi bu kim ki? … Kim? … Olsa olsa bir hergele!

Ne de olsa kendi silueti düştü suyun üstüne; karanlık yere, daldı girdi içine, gel bakalım hergele diye, diye söylendi söylenmesine ama bir de güzel serinledi suyun içinde, hergele kaçtı iyice derine, dibe, hep bir adım önünde, hep bir adım önünde, yakalayamadı işte, hergele önde bizimki geride.

Git git içine, git git içine, git git içine. … ÖZ’den gelendi de kendini göremedi kapıldı gitti suretine…

 

Hikayenin sonunda ne oldu diyeceksen boşuna sorma zira hikaye bitmedi daha!

Sureti, karanlık bir gölge, aslı Öz’den bir cevher… sen söylesene?

Sonsuz sevgimle,

Firdes Ebru aracılığıyla size…