16 Nisan 2024 Salı

2 AK 1 KARA, 1 AK 2 KARA

2 kara 1 ak

1 kara 2 ak

Eder mi toplasak 

3 kara 3 ak

Eşitlenir mi denklem

Sonuçtan çıkar mı 1 tek?


Ahh o bildiklerimiz

Matematiği şaşmaz zanneden yüreklerimiz

Ahh kendimize yük ettiklerimiz

Ahh anladık zannedip vazgeçtiklerimiz...


Bizi biz eden "değer"lerimiz

Kaynağına dönüp 

Göremediklerimiz...


Sorunu Öz'de

Öz'ü Göz'de

Göz'ü Beyin'de

Beyni imbikte

Bildiklerimiz.


İnce ince süzüp 

Sık sık diktiklerimiz

Biri bin edip 

Binden 1'e gidemediklerimiz...


Demeli mi dememeli mi?

Yolu bilmeli mi bilmemeli mi?

Derken derken yitirdiklerimiz...


Tereddütü matah

Korkuyu yandaş

Kurtuluşu saklanmak

Sanmak... ahh sanmak...


Gizleri örtülü

Sırları gömülü

Çöpleri semiz 

Sanmak... ahh sanmak...


İnsanı yavru

Yavruyu illet

İlleti millet

Sandıra sandıra kaçmak!


Kaçıp kaçıp 

Saklanmak

Karanlığın dehlizlerinde kaybolmak

...ve kendini buldum sanmak.


Oyuncağı kurup

Oyunu yazmak,

Oynatılanla oynayan olmak

Sonra da tuzağa düştüm sanmak...


Neler gördü bu insan

İNSAN'ı olmayan...

İNSAN nerede? 

Sorsan baksan

Denir ki sağlam

Sağlam kazığa bağlanan İNSAN

İnzivada sanılan

Yenir yutulur an be an

Omurgası sağlam 

Omurları permiperişan

Kurtçuklar girmiş inine

Kendi gider kafasının dikine.

Koca bedene

Ne eder 3-5 larva dedirtirler sana 

Ama

Beyni ele geçiren de 

Beyincikten sızan bir kara ya...

Kanma.


Kanıp da uyuma. 

Uyanıp da boşlama.

Çıktık mı ayyuka?

Çıkmadık ya daha

Öyleyse rehavete hiç kapılma.


Dön sağından soluna

Solundan aşağıya

Bak tüm varoluşa

Katman katman 

Obsidyenler kaplıyor alanı

Sen cam sansan da

Işıkla parlıyor ama deyip

Elinde tutsan da

Bilezik yapıp taksan da

Ruhuna bastırsan da...

Anlamadın hâlâ 

Nereden çıktı bu taş ... kaya...

Kara kara!?


Kömüre de taptı insan para uğruna

Petrolü de yaptı taç başına

Kara kara kapkara

Yetmezmiş gibi cansız

Anlasana! 


Bir CAN uğruna

Canım feda diyen yatıyor kara toprakta.

Canın lazım bana diyen 

Cirit atıyor hâlâ arenada.

Arena ne ola?

Ne ola?

Atılan her cirit saplanıyor ardı ardına

Kan revan içinde

Diz çöktürtülen 

Yalvarıyor hâlâ;

Aç gözünü evlat!

Babana bakma

Kazdı kuyusunu 

Gömdü taşını toprağa

Dön sen yüzünü ayyuka

Işık var can damarlarında

Nur var o kara sandığın toprakta hâlâ 

Şüheda fışkıracak şüheda denirken 

Şehit oldu bin can bu yolda

Canlılığı kalmadıysa canın

NURU VAR ÖZ OLANIN. 


Sende duranı anla;

2 ak 1 kara?

1 ak 2 kara?

1 can? Cansız mı ama?

Canlı ama kara mı yoksa?

Özün nuru içinde parlayanlar

Canı candan olanlar

Canlanmak için yas tutanlar!?

Hangi kombinasyon sende acaba?


Sözüm sana ey insan

Canını sakınma

Canlılığını yakma

Özünü karartma

1'i bile sağlamsa yeter sana

Artık durma 

Durma.


Kal sağlıcakla

Firdes dedi... Ebru dedi...

Kim kimdi?

Kim kime ne dedi...

Takılma

Yüreğindeki billur ışığı

Kat koşulsuzca nuruna

Nurun olsun kılavuz sana

İşte öyle öyle çıkarız biz anca ayyuka.

İstanbul, 16 Nisan 2024 sanılan...

14 Nisan 2024 Pazar

UYAN, İNSAN OLAN UYAN! ŞİMDİ UYAN!

Bir CAN

Nurlu olan...

NURLU bir can

İNSAN OLAN...

Gerçeğini unutan

Kendini sakınan

Sakındıkça batan

Battıkça kararan 

UYAN!


İnsan

Yuvası kalp

Kalpleri yuva olan

Nurludan doğan

Canı olan

Can'dan olan

NURLU BİR CAN

İnsan olan

UYAN!


Uyan İNSAN, 

UYAN insan olan!

İnsanı insana vurduran

İnsanı insana kırdıran

İnsansıları olduran

İnsanı insandan soğutan

O da sen olan

İnsan olan!

Nurlu bir can

İNSAN OLAN

Yuvası kalp olan

Sevgiyi bilmez mi aslolan İNSAN? 


İNSAN 

Sevgiyi bilen İNSAN

Sevmeyi bilen İNSAN 

Sevilmeyi bilen İNSAN

Bildiğini demez mi?

Dediğini görmez mi?

Gördüğünü sevmez mi?

İNSAN insana 

Sevgisini geçirmez mi?


Sevmeyi bilen seveni ezer geçer mi?

Sevgiyi bilen kendini bilmez mi?

Sevgi olan sevgiyi yok eder mi?

İNSAN insana sevgisini geçirmez mi?


İNSAN OLAN

İçine sokulan karayı ak sanan

Özündeki akı kara yapan 

Oyunlara kanan

Oyunlarla kandıran 

Senden olan insanı uyutan,

Hâlâ uyuyan...

Hâlâ duran...

Hâlâ sakınan...

Hâlâ saklanan...

Aslolan İNSAN

Artık UYAN.


Ne sıfatlar verdik biz ona

Ne muradlar bekledik 

Ne medetler umduk

Ne diyarlar aştık

Ne yollardan şaştık

Ne akıllar aldık

Neler neler yaptık

Onun adına.


İnsanı tabuta

Tabutu mezara

Taştan oya oya 

Mezarları baştan sona 

Dünyaya

Dizdik dizdik durduk

Mahşeri zihinlere

Korkuyu kalplere

Tövbeyi dillere

Soktuk

En nihayetinde gerçeği unuttuk

Gerçekliği unutturduk

Gerçekliğimizi unuttuk.


Vardık

VAR'ı unuttuk.

Çoktuk

Çokluğu unuttuk.

Birdik

BİR'liği unuttuk.

Sevgi idik

SEVGİ'yi unuttuk.


Biz kimdik?

Kendimizi unuttuk!


Hastalandık

Şifayı unuttuk.


Öldük

Yaşamayı unuttuk.


Kirlendik

Saflığı unuttuk.


Oysa biz

Ak ve pak 

İyi ve güzel

Saf ve sonsuz

Işıkla ve aşkla

Sevgiyi bilen 

Sevgiyim diyen

Sevgiyi seven 

Sevgiyle var edilen

Sevgiyi var eden

İnsan denen

Nurlu can idik

Geldik ne hale

Biçare..

2 nefes arasında, 

Bir hayat kavgasında

Ölüm sırtında

Hastalık kapısında

Kör gözü aklında

2 gözün kimi karada

Kimi korkuyla...

Kalakaldık bu diyarda.


Ama dönmedik daha 

Tam başaşağıya

Hâlâ var bir ışık 

Az da olsa

Çıkarız istersek ayyuka

...ve çıkacağız da.

Bu sefer dönmek yok sağa...

Dimdik yukarıya.

Biliriz yeteriz biz BİR olana

Yine de deriz ki 

TEK YÜREK

AYNI ANDA;

Bir CAN

Nurlu olan...

NURLU bir can

İNSAN OLAN...

Gerçeğini unutan

Kendini sakınan

Sakındıkça batan

Battıkça kararan 

UYAN!


İnsan

Yuvası kalp

Kalpleri yuva olan

Nurludan doğan

Canı olan

Can'dan olan

NURLU BİR CAN

İnsan olan

UYAN!


Uyan İNSAN, 

UYAN insan olan!

Şimdi uyan

İnsan olan 

ARTIK UYAN.

Sen de uyan

Kervan kaçmadan.

İstanbul, 14.4.2024

Firdes Ebru yazdı

O da bir nurlu candı.





6 Nisan 2024 Cumartesi

YAŞAM SEVMEK OLMALI

Özümden öz ışığım 

Sevgimle birleşti,

Nurum içimden geçti.

Aşk bezendi,

Aşk nuru içti.

Bir dünya yeşerdi.

Sular şerbet misali 

Bebekleri besledi.

Bebeler sevinç idi neşe idi gül idi ...

Bebeler cem idi cihan idi can idi ...

İnsan kalpte 

İnsan-ı Kamil idi.


Gel gör şimdi

İnsan insani deldi geçti. 

Aşk zehri içti.

Zehir göle döndü.

Göl taştı eritti.

Ekinler soldu yitti.

Kalan 7 verenler

Gülü dikenli etti.

Dikenler nuru deldi geçti.

Sevgi bitti... sevgi bitti.


Yeniden sevmeli

Yeniden yeşertmeli

Yeniden geçirtmeli

Yeniden vermeli;

Tohumlar göz...

Gözler filiz...

Filizler öz...

Özler söz...

Sözler yemiş...

Yemişler tohum...

Tohumlar can...

Canlar oğul...

Oğullar meyve...

Meyveler tad olmalı,

Renkler cümbüş...

Cümbüş ses,

Ses 7 veren...

7 verenler ana,

Analar aşk

Aşk renk olmalı.

Tadıyla adıyla

Rengiyle uyumuyla

Oğluyla kızıyla

Evlatlar evinde olmalı.

Evler uzak diyarlarda

Ses olmalı.

Ses sevgi olmalı

Sevgi bulutlarda

Sevgi sularda

Sevgi ışıkta

Sevgi yıldızlarda

Sevgi havada

Sevgi nefeslerde

Sevgi yüreklerde

Sevgi neferlerde

Sevgi her yerde yaşam olmalı

Yaşam sevmek olmalı.


Sevgimle, kalın sevginizle

Firdes Ebru denende

İstanbul bilinende 

6.4.2024 görülende...

5 Nisan 2024 Cuma

NEFS

Kader kısmet diye diye

Kadir olduğunu bile bile 

Teslim ede ede

Gücünü kudretinle

Küçüldün ey insan,

Seni küçültenleri baş tacı ede ede.


Nereden geldi bu hezimet bilinci? 

Nereden geldi bu yenilgi?

İlk yenilen kimdi?

Nefs idi.


Nefs kimde idi hiç bilinmedi!

Kendini bilen nefsini yendi...

Kendini veren kulluğa köleliği yedirdi.

Kul bilindi, kul edildi.

Köleliği meşru kılmak için bir boyun bağı, 

Bir çift alyans yetti...

Şimdilerde ötekileştirdiğin

Senin içinden geçti.

İğne ipliğe değdi.

İplik iğneyi deldi.

Ahengin içinden 

Cümbüş geçti.

Hepsi 1 idi 

Binbire erdi

Binbir bir idi 

Biri kendiden geçti

İflah olmaz dendi

Üstünden geçildi.


Üstü örtülen

Kendini gömen idi

Kendini gömen nefs idi

Nefsini gömen kim idi?

Yenilgiyi bilen

Yenmeyi öğretti.

Yenmeyi isteyen ötekini düşman bildi.

Düşman görülen kendindendi.

Kendi kendini yenemedi 

Yenişilemedi

Ne de olsa 2'si de güç idi kudret idi!

Böylesi hiç görülmedi!

Ne zaman ki denge değişti 

Kudretini haşmetine veren; İNSAN, yenildi.

İşte o vakit "Biri" gerçekten yenildi (yenmek, iç edilip sindirilmek)


Derim derim ben ne derim?

Gösterileni doğru bilenim,

Artık uyuma derim.

Yaşadığın dünyayı büyük

Kendini küçük görme derim

Geldik gidiyoruz deme derim.

İnayeti kendinde

Kudreti içinde

Saflığı bilincinde

Sevgiyi yüreğinde

Güzelliği özünde

Varlığı bedeninde

Huşuyu benliğinde

Nuru gözbebeğinde

Aşkı varedilişinde

Devamlılığını iliğinde

Aşkı ikide

Devamını tekte

Birliği kalpte 

Beraberliği birlikte

Görmedikçe nafile.

Sen seni bilmedikçe 

Benim seslenişlerim 

Serzeniş sence.

Olsun.. olsun... 

Yine de severim seni.


Artık OL'sun

Severim beni

Severim bizi

Severim sevmeyi.

Sonsuz sevgim iyi gelsin cümle aleme.

Firdes denen Ebru bilinen

İstanbul denen henüz bilinmeyen

4.ayın 5'i denen 8'e gömülen.

Saatler 13.12 derken...

1 Nisan 2024 Pazartesi

HER CANIN CANI YÜREĞİN CANI

Değerli ve canlı

Nadide bir elmas saklı,

Her canın canı

Yüreğin canı.


Bilir misin ey dost

Sende de bir can saklı!



Yürek canlı

Atar kanlı,

Kan saklı.


Bilir misin ey dost

Sende de bir damla kan saklı!



Bir damlası 

Bin kayıt içinde

O kayıtlar kendi içinde

Aklı tutar kendinde.


Bilir misin ey dost

Sende de o kayıtlar saklı!



Akıl, ışıldar

Fener misali 

Işığı tutar, yollar...

En ucra dediğin köşeler 

Işıkla kendi hikayesini yenide yazar.


Bilir misin ey dost

Sende de kendi hikayen saklı!



Her canın canı

Yüreğin canı.

Can kanlı

Can canlı

Can akıllı

Can canda saklı.

Bir can çıkar yola

Yüreğin canından ayrı

Buluşur yarıda candan olanla

Capcanlı atar, yürek heyecanlı.

Doğar bir can daha capcanlı.


Bilir misin ey dost

Sende de öz saklı... can saklı... canlılık saklı...!



Göz görmez ondan başka

Gözü görmez, tezcanlı.

Herşey çıkar aynı özden 

Gizi saklı.

Bir tek kod 

O'nda saklı.

Kodun kendisi tekdir

Can'da saklı.

Can birdir 

Bir'de saklı

Bir tekdir

Herşey O'nda saklı.

Kodu alan çıkar yola

Işık tutar onlara

Canlılık doğar canıyla

Özden aklıyla.

Gel de ayır ayrıştır

Ne can cansız

Ne öz cansız

Yaşanmaz cansız.


Ama bilir misin ey dost

Sende ne kaldı?

Ne öz dedin ne can

Ben varım dedin dünyada

Capcanlı! !!

Ben ben isem varoluşta 

Dünya olur bana yuva 

Yanıldın ama!

Kanlı canlı geldin de dünyaya 

Oldun adeta bir posa 

Kendinden kendini çıkarta çıkarta...

Zehir oldun hayata

Ciğerin karardı

Kararttı canı da.


Yuvayı yapan dişi kuş

Kaldı azimutların alanında.

O kalınca aportta

Senin yönün şaştı

Zira 

Azimutlar kapkara

Baktı gözün alana

Göremedi ışığını ama

Göz göremeyince ışığı sandı kendi kara.

Hoş kararan vardı alanda

Ama onun da özü aynı ya!

Örtünmeseydi karayla 

Baksaydı alnına

Görseydi ak bir parça

Saklı onda da

Döner miydi başaşağıya

Bilinmez... ama

Sen ne yaparsın hâlâ tepetaklak orada

Baş aşağıda

Göğüs sıkıştı dolan çamurla

Kan hücum etti adeta

Başa.


Hadi artık durma 

Çık içinden 

Döndür ters ettiğini düze.

Düzü çevir gerektiğince

Dümende olsun nurun sevgiyle

Çıkart kendini,

Şaşmayan pusulan iç cebinde.

Sonsuz sevgimle 

Ebru denende bir yara, saklı bekler seni de.

29 Mart 2024 Cuma

BİR DİRHEM İÇİN

Diz çöktürülen deve misali... 

Ensesinden götürülen, 

Dili, eli bağlanıp 

Gözlerinden okunamasın gerçekliği diye

Yerlerinden sökülen

Ben, 

Sürüklenirken 

Kanı revan* edilen 

Ben. 


İnsanı bilen,

İnsanlığı göremeyen.

Sevmeyi bilen,

Sevilmeyi beklemeyen.

Bir nefesi çok

Yaşamı yok

Edilen 

Ben,

Hâlâ elimden gelen 

Dilimden dökülen sevmek iken,

Gömülen kalbimden fışkıran 

Kan ile sonsuzluğu ele geçiren 

Sen

Tutarsın yavrucaklarını.


Bir dirhem için 

Bin kelle kesen sen**

Babayım diyen oğul iken,

BABA uyurgezerken,

Kendini yerin 40 kat dibine gömen 

Kulaklarını tıkar iken,

Oğul anasına söver iken,

Analar oğullarına gelin bakar iken,

Tersi düze gelmez denen 

Matriks biter iken...

Masallarla uyutulan 

Sen.**


Gözünü gömen

Karasını matah bildiren 

Hükmünü veren

Fermanı dinlenen kim dersen?

Dönüp içini bir görsen?


Göz görmez ise karadan başka 

Nasıl çıkar insanlık ayyuka?


Sorularla sorunlar birlikte anlaşılsa...

İnsan artık gerçekliğine kavuşsa.

Kalın sağlıcakla.

Firdes denen Ebru bilinen yazar söyler ... kulak dinler... gönül neyler?



*Farsça kökenli revan kelimesinin manası “doğru yolu tutan, iyi hareket eden, akıllı ve ergin” demek olsa da,

doğru yol kurban etmektir manasında kullanılmıştır burada!


** bu 2 "sen" aynı ise de kimdir acaba gerçekte, bize?

27 Mart 2024 Çarşamba

TEPETAKLAK OLAN NE?

Bir anda;

Tepetaklak olduğunda,

Göz kendi duygularıyla 

Battı kendi karasıyla 

Nurun ortasına.


O andan sonra ne kaldı?

Pür-i pak nur?

Aklı selim insan?

Kalp?

Beyin?

Darmadağın olmadıysa da

Gonca karardı

Gönül sarardı

Kaş karardı

Kan kızardı

Yürek parçalandı

Dalak dağlandı

Ciğer yaralandı

Zehir aktı

Alev coştu

Harman boştu

Yük oldu

Yalan çoktu

Gerçekler gömü oldu.

Gömüler kül oldu.


Geldik işte bu güne 

İttire ittire...

Şimdide kalktık ayağa 

Aksak da olsak.

Yaraşır mı bize tek ayağa basmak?

Var edelim gücümüzü 

Anlaya anlaya.

Devam edelim yolculuğumuza 

Parlaya parlaya.

Yakışır mı bize ayırmak?

Var olsun ana-baba

Bacı-kardaş

Karındaş.


Öyleyse bir derin nefesle başla

De, duyur kendinden ortaya

Bir kalp yetmez bize,

2 sevgili gönül gerek.

Bir göz yetmez bize, 

2 nurlu göz gerek.

Bir akıl yetmez bize,

2 aklı selim gerek.

Bir beyin yetmez bize,

2 canlı gerek.

Ey cem-i cümle 

Bize gerçek eşler gerek.

Sevdayı sonlandıracak

Sevgiyi canlandıracak.

Alev alev aşkı

Gerçek aşk kılacak.

Engelli yavrucakları

Nurla doğurtacak

Gizli kalmışları

Aşikar kılacak.

...ve de dahası 

GÖZ'ü parlatacak

Nurla donatacak

Eskiyi yıkacak

Yeniyi ışıkla ve aşkla olduracak

Sevgiyi daim kılacak.


Sözümüz özümüzdür

Özümüz sevgidir.

Sevgimiz saftır

Safımız yoktur.

Birliğimiz çoktur

Birimiz yoktur.

Anlayana mana

Anlamayana kara...

Dünya dediğin alanda her türü çok da

Sen ne istersin acep varlığınla? 

Kalın sağlıcakla

Firdes Ebru sorun ister ruhunuza; ilelebet payidar olmak ne demektir acaba gerçek manada?

26 Mart 2024 Salı

2 GÖZÜM KÖR OLDU!

Göz göre göre dedi BABA


Gördüğün göz değil,

Baktığın göz kara dedi ANA


Gözden düşenden yar olmaz ne sana ne bana dedi EVLAT


Kalp kırıldı

Yürek burkuldu

Zehir aktı

Söz yutuldu

Beyin dumur oldu

Akıl tutuldu

Ahh daha neler neler oldu.


2 gözüm kör oldu

Nuru al al oldu

Benekler kara oldu

Karalar bebek oldu

Gözün nuru 

Varlığın sonu oldu.


İlk intiba der der durursun

Aklınca imajı... makyajı... yüzünden okursun.

İş işten geçer

Burulursun

Suçluyu dışarda

Suçu yabanda

Arar arar durursun.


Neden diye sormadan

Nasılına bakmadan

Bana dokunmayan ... der der durursun.


Elimin tersi...

Dilimin kemiği...

Serttir der durursun.

Tersini düz edenleri över över durursun!


Tezatları diyeni 

Sorgulatanı, söyleyeni

Döver döver durursun.

Ahh insan sen neden hâlâ  uyur uyur durursun.


Göz görse 

Akıl muhakeme etse

Kalp sevse 

Biter mi dersin?

Biterse de 

Bitirtirler mi dersin?


Öyleyse 

1'e 1 katsan

Sen senden başlasan

Önce aklını kullansan

Sonra görmediğini sorsan

Kalbini her daim sevgi ile doldursan

Nurunu sen kendin coştursan


Bak işte o an

Gün olur bayram

İnsan olur devran

Dünyan olur ayan beyan

Aşikar olan 

Kaçınılmaz olan 

Yaşam olan

Yaşatan olduran

İNSAN gerçek insan

Uyutulan!

Uyanır da can olur, canan olur

Öz olur, nur olur

Var olur,

VAR olan ilelebet HAY'AT olur.

Hayat akar CAN'dan

Nefes coşar VAR'dan.

İşte o an

Ölmek olmaz konuşulan 

Ölümsüzlük olmaz nişan

Yaşamak olur doya doya

Sevmek olur coşa coşa

Aşk olur 7 renk çiçekler aça aça.

Kalın sağlıcakla.

Firdes Ebru'dan bir hatırlatma tüm nurlu canlara

25 Mart 2024 Pazartesi

"DOĞRU" TUĞLALARI

"Doğru" tuğlaları dizdirildi yan yana 
Sedler ördürüldü onca...
Kesilen yollar
Yitirilen canlar
Kopartılan akışlar idi oysa

"İspat" oyunları yazdırıldı sayfalarca
Okullar inşa ettirildi armalarıyla
Yıkanan beyinler
Kapatılan gözler
Yakılan canlar idi oysa...

Hokkabazlar yerleştirildi köşe başlarına
İllüzyon pekiştirildi rahatlıkla
"Gözümle gördüğüme mi, sana mı ... " yarası kaşıtıldı her anda
Göz gömdü kendini
Gözler gördü tersi
Gösterilen görünen sandırıla sandırıla
Gerçekler gömüldü
Hatalar örtüldü
Söz gümüşse sükût altındır dedirtildi insana
Ceza mubah
Takdir kabahat
Taltif matah 
İçine içine kazındı 
Zayıflıktır insan olmak

Oyunu oynatanlar
Oyunda birer saf
Saflar kendi aralarında bertaraf.
Gerçekleri okuyanlar
Onlardan tuhaf
Hâlâ aradıkları
Aşk sandıkları...
Hâlâ kaçtıkları
Ölüm sandıkları...
Hâlâ baktıkları
Gördük sandıkları
Hâlâ sakladıkları
Güç sandıkları
Hâlâ tutundukları
Kendi mutantlaştırdıkları.

Oysa bir can
1 Can
Karşı çıkan 
Hâlâ yaşayan
Çığırtkan sanılan
Uyandırmaya çalışan
Sesleniyor size 
Yüreğinden namelerle
Ses verin hele
Ses verin hele
Yarını uzak sanmadan
Düne vahlanmadan
Bugün şimdide
Kalkın ayağa
Var gücünüzle
Can olun CAN'a
Canlılık olun KAN'a
Işık olun ÖZ'den yana
Öz olun SAFLAŞA SAFLAŞA
Işıkla ve aşkla
Sürdürülebilir yarınlara
Kalın sağlıcakla.
Firdes Ebru'dan tüm nurlulara
İstanbul 26.3.2024

2 Mart 2024 Cumartesi

"İNSAN" DENENE

Hay'at sen ne güzelsin 

Gül yüzlü dostlarla,

Hay'at sen ne güzelsin 

Aşk dolu çınarlarla, 

Hay'at sen ne güzelsin 

Domur domur açan, mis kokan, çeşit çeşit olan, 

Çiçek çocuklarla. 

Hay'at sen ne muhteşemsin 

Varoluşun nurlu akışında.


Derdi ANA.


Ne zaman geldik, sevildiğini bile anlamayan asık suratlarla 

Ne zaman geldik, selvilerin altında yatan canlarla

Ölüm kokan çocuklarla 

Ne zaman geldik, biz bu hayata?



Ne oldu diyen yoksa,

Yarın ola hayır ola diyen çoksa,

Tüm medetleri akıldan umanlar çoğalırsa,

Herkes sadece tek yönü kollar korursa,

Hilal-i Mahşer kaçınılmaz bu dünyada.


Oysa

İnsan denen, 

Canı cananı ile bilen,

Canlılığı içinde getiren,

Zaten özü... sütü...

Öz'den içen,

Nurlu yüzü bilen gören,

Nefesiyle cihanları titreten,

Sesiyle ezelden ebede gazeli getiren,

Özü yeğin

Gözü pek

Mertliği bilen,

Sözünün eri

Kalbin neferi 

Bilinen,

Sevgiyi yüreğinde 

Sevmeyi vahdetinde

Sevilmeyi gerçekliğinde

Hisseden, 

Ebedi varlığın

Namütenahi parçası

"İNSAN"  denen

Çıkarsa mabedinden,

Gelirse, aşkı vadeden yüreğinden,

Güne ererse gece bitmeden,

Şerbet yapıp içtiği kanı

Silerse elinden,

Kızıla boyadığı kanı

Çekerse Ay'ın yüzünden,

Karalar çaldığı kanı

Silerse Gece'nin yüzünden,

Maviden mora bozduğu kanı

Temizlerse Kalp'in yüzünden,

Anca dirilirse mahşeri beklemeden

Miyadı bitmeden,

İşte o an

Gelir serik denen, 

Gerçeği bilen,

Dökülür nameler derinden

Gök de Ay'da dillenir yeniden.


Denilen... dillendirilen... çoktur, bilinen

Anlaması zordur ezelden,

Gelen yoktur ebediyetten 

Sanılır zira 

Hâlâ beklenen

Bir hayali yolcudur eskilerden.


Oysa anlar örtüşür 

Bir bir 

İnceden ince çizgi oluşur 

Bir bir

Bütünleşir Hay'at oluşur ezelden.



Hayatları içen

İçilen içtirilen

Akar geçer içinden

İçi döner çukura 

Çukur dolar kanla

Kan donar pıhtılaşınca

Pıhtı atar 

Can donar

Pıhtı atar 

Kan dolar

Pıhtı atar

Kalp taşar

Pıhtı atar

Zar şaşar

Pıhtı atar

Hayat yoldan çıkar

Yol şaşar

Yolcu şaşar.



Ahh insan denen

İNSAN'ı hiç bilmeyen!

Küçüldükçe küçülten

Küçülttükçe küçülen.

Kendi kendini dumur eden

Aklı evvelleri ŞAH eden

Şah'ı başına taç

Taç'ı başına kapan eden.

Kendi eden ... kendi eden...

Elleri bilen

Elini bilmeyen,

Kalbini gömen

Kalpleri sömüren,

İçtiği kanı zehir diye tüküren,

Zehrin içinden kendini geçiren

Tersi düz eden

Düz dediği ile kendini yiyen bitiren...


Daha desem desem 

Ahh neler neler desem

Nafile

Dillendirsem acziyetini 

Göme göme kendini

Kendin ettin desem

Boğazından dökülen her name

Gözünü kör eden sevda desem

Bu sondur SON

Diyebilsem 

Ahh İNSAN senden vazgeçebilsem

Bitirir miyiz dersin?

Bitmez bilirsin.

Kalp yaşar mı kansız

Kan akar mı damarsız

Akıl yarar mı an'sız

An akar mı aşksız

Yaşam dolar mı aşksız

Aşk çıkar mı kansız

Kan coşar mı an'sız

An atar mı kapsiz

KALP YAŞAR MI SENSİZ?

İnsan insan

Dersin

İNSAN'ı bilmezsin

Kalbim kalbim dersin

KALP'i hiç sevmezsin

Hayat hayat dersin

HAYAT'ı yersin.

Yaşam yaşam dersin

Ölümsüzlüğü YAŞAMAK ZANNEDERSİN!


Yaşamak an'da

Yaşamak aşk'la

Yaşamak insanca

Yaşamak akan nurla

Yaşamak nefes ala ala

BAKİ OLACAK

Sen hiç anlayamasan da

Bugünden sonra.


Kal sağlıcakla.

2.3.8 

İlanihayet denilende 

Birleştirilen gök kubbede.

Sonsuz sevgimle,

Firdes olan Ebru doğan Tolan'la var olan ve hep olacak olan.

1 Mart 2024 Cuma

YENİ TOHUM

Yeni bir tohum geldi artık denende (29.2).

Kimine uğur... kimine uğursuzluk... getirir dense de

Artık; 1 idi, 4×7 nin içinde

Geldiği sene; 2024

Kendi içinde bir milad 

Hiç bilinmese de...

Oysa görülebilseydi; çark 

dönebilmeye başladı "yeni"de,

Bayram havası olurdu yerde gökte.

Öyleyse seyret resmi iyice; gelecek dediğinde.

Bahar başladı bugün denende.

Devamı gelecek 3×7'de ve 3×21'de.

Yeniden sevgiyle...

Sevin siz de kendinizi yüreklerinizde.

Işıldayan Hayatlar

İstanbul denende 1 Mart bilinende.

2 Şubat 2024 Cuma

YENİ'YE HEP BİRLİKTE

Sessiz keşkeleri istiflerken yüreğinde, 

Boğazına dizilen düğümler 

Çekti seni iyiden iyiye dehlizlerin derinine.


Bir yudum misali midene inen ahh çekişler 

Kararttı yüreğini bodrum köşelerinde.


Ruhundan gelen iniltiler 

Ecdadını yere seren darbelerdi,

Gösterilen tarihin kitabelerinde...

Hiçe gitti de...


Hepsi seni sende yedi bitirdi,

Nefesini kesti,

Beynini kemirdi...

Nafile!



Bir gün olsun 

Çıkıp da kendi mabedinden dışarıya 

Bakmadın Ay'a.


Romantik hayallerin peşinden giderken durup da hiç sormadın aklına. 


Ama ne tuhaftır ki

Aynı zorda kaldığın aklınla hesaplaşıp da 

Girmedin de kalbinin odağına. 


Gökte desen ararcasına baktın da yıldızlara 

Etrafında ışığı yiten onlarcasına el vermediğin gibi 

Ne cevherleri... ne canları... harcadın 

Hayat dediğinin uğruna, yıldızlarla! 


Ey insan 

Ana - baba - kardeş olan 

Evlat ayıran 

Çocuk kayıran 

İstismarı mübah 

Savaşı hak sanan 

Ey insan 

Ağır gelir dediklerim... diyeceklerim, bilirim.

Ama yine de diyeyim;

Elin adamına saydıkların sendendir!

Azı yoktur... çoğu çok...

Bildiğin görebildiğindir,

Doğru çok.

Gerçek çok ötededir;

Aradığın yok!


Kim kaldı gerçeklikte? 

Kim kaldı Öz'ün içinde? 

Kim yerleşti Öz'e; yuvam burası diye diye...

Kim terk-i diyar eyledi bile isteye 

Kim düştü kardeşiyle cebelleşe 

Kim göremedi gerçekliğini kendi özünde 

Kim meydanı boş bıraktı, boşlukları kanlı... 

Kim?


Hadi söyleyelim dürüstçe kendimize 

Biz bugün itiraf edelim gerçekleri birbirimize.


İnsan deriz ona...

İnsandan biliriz bunca...

İnsan geldik bu dünyaya,

İnsan döneceğiz ayyuka.


Ama!


İnsan mıdır tek canlı varoluşta?

Can da burada Canan da

Mercan da burada Merdan da

Ay da burada Yıldız da 


Hepsi birdir özde.

Hepsi birliktir gerçeklikte.

Hepsi tekdir hakimiyette.


Ama tektir İnsan Kalp'de.

Yektir Can Beyin'de.

Birdir Mer'can Rahim'de.


Döndü dolaştı sözcükler yüreğinizde... 

"Bilirim" dediklerinizden öteye geçirtmek zor oldu sizi gerektiğinde. 

Gel gelelim 

Bugün dediğimizde; 2.2 

Bırakmak gerekmese de tüm idrakleri eskide 

Bilinci evrilte evrilte ilerletmemiz gerek, kendimizi kendi içimizde, yeniye.


Hadi öyleyse bir nurlu bilinç gelsin benden size, gerisi misli ile fazla sizin kendi içinizde: 


"Sevgisiz yaşanmaz" deme! 

BEN SEVGİYİM, SEVGİNİN İÇİNDE diye diye 

Haykır gerçekliğini varoluş nezdinde.


Sonsuz sevgimle.

Firdes Ebru bildiğinizden size...

13 Ocak 2024 Cumartesi

SİLİN ÖLÜM BİLİNCİNİ, ŞİMDİ!

Ölüm Bilinci'ni tutanlar

Ölüp ölüp doğanlar...

Ölmek için yaşayanlar

Duyun sesimizi.

Duyun sesimizi.

Duyun sesimizi.

Kalbinizdeyiz...

Kalpteyiz ve biz gerçekten yok edilmekteyiz!



Ölmeyi kurtuluş görenler; 

İçinde bulundukları bataklığı bilmeyenler!


Ölmeyi kurtuluş bilenler; 

Kendi gerçekliklerinin ışığına eremeyenler. 


Ölüme kurtuluş diyenler;

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyenler.


Kurtuluşu ölmekte seçenler; 

Ölümle esaret kelepçesini kendi elleriyle bileklerine geçirenler!


Kimdirler? 

Kimdirler? 

Gün yüzü görmek için çabalarken bizler,

Yüzünü son anda 

Karanlığa çevirenler, 

Karanlıktan gelen ışığı gerçek zannedenler.


...ve onlar giderken ölüme 

Bile isteye...

Seve seve...

Beyinleri yenmişçesine...

Zihinleri ele geçirilmiş halde...

Ölmek gerçekliktir diye diye...

Biz yok oluyoruz GERÇEKTE.


Biz...

Biz!

BİZ?

Kalbi tutanlar

Kalpte olanlar

Kalp bir kez daha atsın diye

Canını dişine takanlar.

Biz 

Sevmeyi sevenler,

Biz birbirini sevenler.

Biz öfkeyi de nefreti de bilenler, yeri göğü inletmekten vazgeçenler.

Biz sevilmeyi beklemeyenler.

Biz sadece sevenler.

Biz CAN'dan olanlar

Biz hâlâ CANLI olanlar.

Biz ÖZ'ü olanlar

Biz ÖZ'DEN olanlar

Biz hâlâ ÖZ'Ü TUTANLAR.

Biz NEFES olanlar

Biz NURu yayanlar

Biz nurlu nefesi alanlar

Biz nurdan nefes yollayanlar.

Biz...YOK OLMAKTA OLANLAR!

Duyun sesimizi diyoruz son bir haykırışla.


Siz; ölümü matah sayanlar,

Siz; bizi unutanlar,

Siz; kendinizi ve gerçeği 

Hayat sandığınıza satanlar.

Siz; zamanında biz olanlar!

Siz; uyanmadan karanlığı budayanlar.

Siz; uykuda yaşayanlar.

Siz; bizi yaşarken yok sayanlar.

Siz; ölünce uyananlar,

Doğunca uyuyanlar.


SİZİN SON UYKUNUZ 

BİZİM YOK OLAN CANIMIZ!


Duyun sesimizi,

SİLİN Ölüm Bilin'cini.

Gitmeyin ölümüne...

Yaşamayın ölürcesine.

Yaşatmayın ölümü kendinize.

Değiştirin gerçekliğinizi,

Girin içinize, içinize.

Görün gerçekleri,

Dönün gerçeğinize.


Beklemeyin bir an bile.

Sevin kendinizi sevebildiğinizce.

Bağışlayın bizi, hiç "neden?" dememecesine.


Yarın doğsun gün tersine tersine.

Gitmesin hayatınızdan ne bir gün, ne bir gece.

Doğun yeni güne, gerçekliğinize.

Ölümsüzlüğünüzü idrak ede ede.

SİLİN ÖLÜM BİLİN'CİNİ

7 düvelde kendi içinizde.

Girin içinize, 7 kat derininize

Görün ölümsüzlüğünüzü 

Gerçekliğinizde.

Doğmayı seçin bugün kendi içinizde.

Sonsuz sevgimizle.

İstanbul denende saklı bir avuç CANLI.

4 Ocak 2024 Perşembe

BİR DOĞUM GÜNÜ!

Dün 1 bugün 2 derken derken

3. Temsil de dün bitti.

Tiyatronun perdeleri bir gece daha indi.

Sanatçılar alkışlandı...

Kostümler ertesi güne hazırlandı.

Herkes evine

Uykusuna yollandı...


Başkalarının romanlarında hayalleri yaşayanlarla

Başkalarının şiirlerinde duygularını anlatanlar

Tekrar tekrar aynı sahneyi paylaştı.


Bugün 

İçinden geçilen "yeni"

Kendini doğdu bildi. 

Oysa eksik idi!

Tüm eksikleri ile dünyaya getirildi. 

Zira zaten eksilsin istendi. 


Tüm bilinenler, bilgiler...,  ondan gizlendi. 

Yerine söyletilenler eklendi,

Dinletilenler belletildi, 

... ve gerçek insanın ölümü 

İçinden geçilen yeninin doğumu ile gerçekleştirildi!


Herkes buna pek bir sevindi.  

Ne de olsa ellerde maşa 

Kollarda ip 

Boyunda urgan ...

Oynatılan oyunlar kolaylıkla çeşitlendirilebilirdi, 

Tiyatro sahnesi 

Görünürde pek zenginleşti, şenlendi. 


Gel gelelim 

Varlık; var eden, 

Kendi evinde son nefesini veren de 

Aynı gün bu sahneyi ezberledi. 

Ama onun ezberi "bir karartı geldi, kalbini deşti, ciğerini geçti, rahmine girdi, son insan yavrusunu kendine geçirdi" şeklinde idi. 


Üzerinden geçen anlar bu hafızayı temizleyemedi. 

Zira son Can canlılığını yitirmedi onun yerine karanlığı seçti! 


Çok mu karışık geldi? 

İşte bu da bir vodvil idi.

Yanlış anlaşılmalar silsilesi önce kahkahayı getirdi.

Meclis-i Akîl güle güle kendinden geçti,

Aklı evveller pek sessizleşti, 

Yatak döşek bilinenler arka kapıdan geçti.


Bir tek 

Varlık 

Kendinden vazgeçmedi!


Geldik an'da bir kez daha bugün olana, 

Çıkacak mıyız acaba gerçek manada aydınlığa?  


Aklı evveller hazır olmadıkça...

Beşi bir yerdeler kendilerini bulmadıkça... 

Beşler kendilerini tanımadıkça... 

Meclis-i Akîl aklını aklamadıkça...

Yavru kendini paklamadıkça... 

İnsan; aslolan özrünü aktarsa da,

Kalp bu özrü duysa da, 

Can akıllansa da, aklını kullansa da, 

Canlanan canlılığını sınamaktansa kendini büyütmeye başlasa da, 

Özü taşıyanlar meşaleyi parlatsa da...

Yeniyi oldurmak 

Yeniden olmak 

Mümkün olacak sadece saflaşanlara. 


Saf parçanı bulmuş olsan da 

Kendini temizliye temizliye içtiğin ak süte layık olsan da 

Eksik kalacak bir parça sen bilinç oldurmadıkça Varoluş'ta.

Hadi öyleyse 

İnsan 

Sen başla,

Al yanına yavruyu da 

Cümle alemin saflaşanları, saflığı ak sütten sananları, buluşun orta noktada 

... ve birleştirin tüm parçaları ki onlar hâlâ daha başkalarında!  

Kalın sağlıcakla 4 Ocak 2024 10.14

İstanbul bilinen... Ebru denen...