28 Aralık 2016 Çarşamba

1 SENESİ İÇİN - 28.12.2016

Kimileri kendi sınavlarını vermek için karşılaşır zorluklarla,
Kimileri yol olmak, yol açmak için…

Kimileri seçim yapmak için düşer karanlığa,
Kimileri ışık olmak için…

Kimileri gitmek için seçer hastalığı,
Kimileri şifa olmak için milyonlara…

Kimileri görünenle oyalanır yol boyunca,
Kimileri yüreğinin sesini dinler, fark yaratır sonunda…

Kimilerinden olursan ol, sevgiyle yaratıldın aslında.
Son nefesini vermeden, hep şansın var, sonsuz ihtimalin arasında
Çevirip yüzünü aydınlığa bakmaya.

Uyarmadı deme sonra;
Sayılı gün kalmışken 1 yılına
Niyetinle başla!
Her şeye yetecek gücün var nasılsa.
Sonsuz sevgimiz akıyor tüm insanlığa, şimdi ve daima.

Bu yazı 28 Aralık, 2016 Çarşamba günü saat 10.55 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.


1 SENESİ İÇİN - 26.12.2016

Ağlayarak gelsek de bu hayata
Gülümseyerek gitmek içindi tüm çabamız yol boyunca.
Yardım sonsuz olsa da
Biz aklımızın yettiğini aldık yalnızca.
Şifa sınırsız olsa da
Hak ettiğimize inandığımız kadarını aldık yol boyunca.
Sevgi yaradılışımızın özü olsa da
Almadan vermek Allah'a mahsus dedik
BİR olduğumuzu unuttuk bu yolda.
Hala nefes alıyorken bu CAN'da
Silkelenerek uyan artık bu yolda;
Kim olduğunu hatırla
1 senesine (2017) sayılı gün kalmışken şurada
Önce kendini kucakla
Sonra yüreğinin sonsuzluğunda tüm insanlığı hatırla.
Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

BİR'İN GÜCÜNÜ İLMEK YAPMAK / NİYET, DUA

Şiir desen şiir değil, yazı desen hiç değil. Sen buna niyet de, gerisini ruhun anlar nasıl olsa

Hadi gelin birlik olalım,
BİRken zaten birbirimize destek olalım.
BİRin gücünü ilmek yapalım
Başı önde olanların başını kaldıralım,
Sırtında yük taşıyanların yükünü alalım,
Korkudan gözlerini yumanlara
Bir yudum suyla dokunalım.
Halep'ten Şam'a Şanlıurfa'dan Afyon'a
Köprüler kuralım
Yolları aşamıyorsak da
SEVGİ olup akalım.
Şimdi şu anda bir derin nefes alsan da
Gözlerini kapatıp yüreğini açsan da
Oluk oluk akıtsan ya
Işığını tüm insanlara
Boşa gider sanma, vakti gelmiş olan ALDI BİL, anla.
22.12.2016 10.40 İstanbul

AN'DA KALMAK

Geçmişe takılı kalmak kadar gelecekle oyalanmakta enerjinizi bloke eder, düşürür, ihtiyacınız yok.
Tek ihtiyacınız AN'da kalmak ve idrakinizi genişletmek. Yatayda değil dikeyde harekete geçmeye niyet etmek...
Ve bunu yapacak gücünüz var.
Bugün, şimdi, hatırlayın ve yükselin sevginin gücüyle.
Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

16 Aralık 2016 Cuma

ZİFİRİ KARANLIKTA BİR MUM

Aynaya baktığında, gözbebeklerinden sana bakan, sana gülümsüyorsa...
Bir derin nefes aldığında yüreğin huzurla doluyorsa, ne mutlu sana. 
Kendi yolunda, vakti gelmiştir artık insanlığa ışık yaymaya. Zifiri karanlıkta bir mum bile aydınlatır aslında. 
Nerede olduğuna bakma; neyle oyalandığın esas görmen gereken aslında. 
Yürümek istedikten sonra gücün de var yaradışında, yardım da var her daim yanıbaşında.
Bugün, 16.12.16 saat 12.06'da senin için açılan kapıdan yükselmeye niyet et yeter aslında.
Bu yazı 16 Aralık 2016, Cuma günü saat 11.00 itibariyle F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul'da kaleme alınmıştır.

15 Aralık 2016 Perşembe

7 TORBA YÜKÜ

7 torba yüküyle geliriz hayata…
7 kat yer, 7 kat gök, 7 kat da senin içinde…

Hayatta kalabilmek için, bu bedende, bu dünyada 1.katı temiz tutman gerekir, bilirsin bunu zaten tam yüreğinde. Küçücük de olsa bir tehdit hissettiğinde yeniden temizlemek istersin o katı; hiçbir karaltı, hiçbir gölge, endişe kalmasın diye. Yeri gelir zorlanırsın tabii ki de, endişe etme diye yanında dururuz biz de. Girmeden önce bu bedene her şeyi yapacak gücün sana verildiğine emin ol diye…

Tüm tehditlere rağmen, tüm zorluklara, güçlüklere… ayakta durabildiğini gördüğünde büyümek istersin sen de. İşte o zaman sıra gelir 2. katın yüklerini temizlemeye. Varlığını devam ettirmek için yürümen gerekiyordur başkalarıyla birlikte. El ele, omuz omuza, sırt sırta olabilmek için kaldırmak gerekir engelleri, var ise. Zorlandıkça direnmekte, endişeler birikir yürekte. Oysa amaç temizlenmekse gerek yoktur hiçbir yüke. Biz bekleriz seninle, yeri geldiğinde dokunuruz yüreğine hatırla diye, bu bedene girmeden tüm engelleri kaldıracak güç sana verildi diye.

Size göre geriye dönüşü olmayan, tek yönlü, zaman akarken geleceğe yüklerin de artar heybende. Her temas bir his, her his bir iz bırakır yüreğinde. İşte o zaman temizlemek gerekir; hem 3’ü hem 4’ü birlikte. Doldurduğun kadar boşaltman, boşalttığın kadar doldurman gerekir, hep dengede.

Bazen bir kar tepeciğine düşen kor ateşi gibi, alevi sönene kadar eritir iner ta derine. Kimi zaman tatlı bir rüzgar esintisinin sersemliğinde yağar kum taneleri üstüne… Bil ki o zaman da biz bekleriz seninle hatırla diye; her şeyi yapacak güç zaten senin içinde.

Dil bağlantılıdır hem yürekle, hem zihinle. Olması gerektiği gibi dengedeyse çıkmadan sesle, harmanlanır duygular, düşünceler güzellikle. Ama yüreğini temizleyemedinse vaktinde, taşlaşır o da seninle. Kaynağı kurumuş bir çeşme gibi akmaz haliyle... Yaz günü çölde kavrulup gidersin kendi yüreğinin ateşinde. Biz yine bekleriz seninle, yardım iste diye. İstemeyi bilmezsen kendi yüreğinle, temizleyemezsin işte… Ahh o boğaz neler çeker böyle. Boğazından geçenler, boğazından gelenler, temizlenmeyi bekler senin niyetinle.

Bu dünya düzeninde önünü gör diye 2 göz verildi bedenine. Gördüğünün sana gösterilen olduğunu anladığında başlarsın temizlemeye onu da. Bir ayna gibidir aslında, önüne çıkan her vaka senin fırsatındır; içine dönmek ve bitirmek için ödevlerini hızla. Görünen sadece senin görmen gerekendir aslında. Olansa, sen hazır olduğunda hatırlatılır sana. Bir bir temizlediğinde tüm yüklerini 6.torbada gördüğün ruhunun güzellikleri olur sonsuz aydınlıkta.

Yol olmadan ulaşılmaz yuvaya. Ama her zaman yollar düzgün olmaz hayatta. Afetlerle yıkılmış köprüler, yola düşmüş kayalar da çıkar karşına. İnce uzun toprak yollarda çukurlar da olur, keskin virajlarda, yokuşlarda… Sen durmadıkça, yolundan sapmadıkça eninde sonunda varırsın YUVAYA. 7. torba en zoruymuş gibi gözükse de bil ki en keyiflisi, en huzurlusudur aslında. Sonunda o yuvada; ebedi yuvanda sonsuz sevgi bekler seni tüm saflığıyla.

Ne duruyorsun hadi başla, başladıysan zaten artık durma. En başından en sonuna hep yanındayız, korkma. Korku sadece ilk anda seni yaşatmak içindi, bitti görevi, artık anla. Kendi yarattıklarını da sen temizle hızla, durma, duraksama, sadece hatırla. Kucak dolusu sevgi akıyor koşulsuzca şimdi ve daima.

Bu yazı tüm uyanan ve uyanmaya niyet edenlere ithafen yazdırılmış ve 15 Aralık 2016, Perşembe günü saat 11.00 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.


AYDINLIĞA DOĞRU

Önce farkına varmamız gerekiyordu, dünyanın bizim dar hayatımızdan ibaret olmadığını!
Buna globalleşme dedik...

Sonra, görmemiz gerekiyordu; bazılarımızın yollarının ve bazı durumlarda bazı yollarımızın karanlık olduğunu!
İdrak ve ayrışma dedik buna...

...ve adım atmamız gerekiyordu aydınlığa doğru artık topyekün!
Uyanmaya niyet etmek dedik buna...


Tüm yüklerimizden kurtulmamız gerekiyordu!
Arınma, değişim, dönüşüm, şifa dedik buna...


Sevginin yaradılışımızın özü olduğunu hatırladıkça sonsuz ve sınırsız olduğunu kabule geçmeye başladık. Sevgi olmak, sevgi kalmak niyetine geçtiğimizde, yükseliş dedik buna...


İlahi ışığın yolundan, ilahi ışığın gücü ve korumasıyla SEVGİ OLmaya, SEVGİ KALmaya, şimdi ve daima. Şükürler olsun, şükürler olsun, şükürler olsun.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu

İstanbul, 15.12.2016

11 Aralık 2016 Pazar

GİRDAP

Bir girdap oluşmaya başladığı ilk anda ne kadar yıkıcı olsa da, durulduğunda geride bıraktığı iz; silinme, arınma, temizlenme, sıfırlanmadır aslında.

…ve her nerede vuku bulursa bulsun; ister gökte, ister yerde, ister denizde, başlangıcı aynıdır aslında; mevcut ve durağan olan sistemin enerjisine ters, güçlü bir tesir akışa geçer ve dairesel bir döngüyü başlatır.

Bu döngü kendine temas eden birinci halkadan başlayarak dışa doğru yine dairesel döngülerle çekim tesiri yaratır ve durağan enerjinin parçacıkları bu tesirle girdabın merkezine doğru çekildikçe -ki bu kaçınılmazdır- merkez gücü katlanır, çekim gücü artar ve bu güç yani enerji yükü tamamen boşalana kadar görünen yıkım tesiri devam eder.

Eninde sonunda girdap bu yükü taşıyamaz hale gelir ve toprak anaya tüm enerjisini salar. Toprak ana kucaklar geleni ve değiştirir, dönüştürür sonsuz gücüyle.

Yaşanılanları ve sizde yarattığı duyguları bu düzende düşündüğünüzde, olanın olması gereken olduğunu idrak etmeniz an meselesi olacaktır.

Uyuyanlar ve uyutulanlar için bir girdap etkisi yaratmak ne kadar gerekliyse, girdabın enerjisi taşınamaz hale gelip salındığında açığa çıkacak olan temizliğin kabulüyle yaşamak da, uyananlar ve uyanmaya niyet edenler için, o kadar şarttır.

Burada önemli olan, uyanan ve uyanmaya niyet edenlerin, tek ilaç, tek yol olan sevgiden bir an olsun vazgeçmeyip, tereddüte düşmeyip, yollarına devam etmeleridir.

Her uyanışın başka onlarca uyanışa vesile olacağı inancıyla ve gerçeğiyle devam edin yükselişe.

Yaradılışınızın özündeki saf, sonsuz ve koşulsuz sevgi sizin tek ve en güçlü kaynağınız, yakıtınız ve ışığınızdır.

İhtiyacınız olansa sadece nefesiniz ve niyetinizdir.

Yanınızdayız; şimdi ve daima sonsuz sevgimizle.

Bu yazı 11 Aralık, 2016 Pazar günü saat 16.00 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır. 

8 Aralık 2016 Perşembe

KAPILAR VAR SENİN DE YÜREĞİNDE

Sonsuz sayıda kapılarla çevrili olsaydınız şu anda, hangi kapıyı açardınız acaba?

Size en yakın olanı?
En parlak, cezbedici gözükeni?
Saydam olup, arkasını göstereni?

Evet mi?

Evet...
Tüm hayat boyu sonsuz sayıda kapıyı açıyoruz seçimlerimizle aslında.
En yakın olanı seçiyoruz; zahmetsiz/ulaşılabilir/kolay/konforlu/... diye.
En cezbedici olanı seçiyoruz; iyi/gösterişli/beğenilen/... diye.
En saydamı seçiyoruz; güvenli/huzurlu/rahat/anlaşılabilir/... diye.

Peki, bu tanımlar nereden geliyor?
Ya zihnimizin derinlerinden; kalıplarımızdan, inançlarımızdan, bize öğretilenlerden...
Ya kalbimizdeki korkulardan, yüklerden...
Tabii bir de egomuzdan!

Peki, ya kenarda kalan toz pembe kapının arkasında aşk varsa...
ya öndeki heybetlinin gölgelediği küçük mavinin arkasında huzur varsa... ya o uzakta kalın ve açılması zor gibi duranın arkasında gani gani bolluk, bereket varsa...

Bak, onlar da senin kapın! Benim değil, onun değil, senin kapın! Hep oradaydılar, hep de orada olacaklar, sen açana kadar ya da açtıklarını kapayıp yenilerini görmeye ve açmaya niyet edene kadar.

Bir gün; temizlersen zihnini, yüreğini ve bir adım atarsan içine, görünenin ötesine geçme niyetiyle, sen de görebilirsin sonsuz sayıda kapının varolduğunu, senin için de.

Nefesinle ve niyetinle, bugün, kapılar var açılmayı bekleyen senin de yüreğinde.

Sevgimle şimdi ve daima,
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni