27 Ekim 2015 Salı

O AN!

Yaşam sana verilen bir armağan. 
Sağlıkla yaşa, büyümek için yaşa..
"O an" geldiğinde kolaylıkla, huzurla ışığa kavuşabilmek için farkında olarak yaşa!
Ebru

20 Ekim 2015 Salı

TEK İHTİYACIN

Güneş neden parlaktır bilir misin?
Görmen için aydınlık gerekir…
Kalp neden çarpar sürekli bilir misin?
Hatırlatmak için, sana hala hayatta olduğunu ve hala sevmek için şansın olduğunu…
Gökyüzü neden sonsuzluk çağrıştırır bilir misin?
Çünkü ruhun için hayatın sonu yoktur…
Hiçbir şey nedensiz değildir. Ama nedenleri bilmen gerekmez! Daha doğrusu hatırlaman. Sadece niyet ve kabul yeter ilerlemek için ve sevmek için ve insan olmak için…
Hangi yoldan yürüdüğün önemli değildir; nereye ve ne niyetle yürüdüğün esastır.
Sadece niyet et ilerlemek için. Farkına var. Sana gerçekte söylenenleri duy.
Artık tek ihtiyacın olan yüreğindeki sevgiyi hissetmek ve büyütmek.
Ebru Tolan Karahasanoğlu

İstanbul, 20.10.2015 

12 Ekim 2015 Pazartesi

HEPİMİZ SORUMLUYUZ

Kimimiz daha çok, kimiz daha az ama HEPİMİZ sorumluyuz.
Bugünleri biz yarattık! Duygularımızla, düşüncelerimizle, inanç kalıplarımızla, sözcüklerimizle, yazılarımızla, … biz yarattık!
Bir el dokuma halı misali attık her bir ilmiği. Şimdi dokuduğumuz halının altında boğuluyoruz.
…ve hala daha o halıyı elbirliği ile yukarı doğru ittirip aydınlığa ulaşmak yerine, tutabildiğimiz her bir ilmiğine kanca takıp aşağı doğru daha da çekiyoruz.
Her birimizin yüreğindeki acı, keder, hüsran, korku, endişe, gerginlik, akan gözyaşları …gökten yağmurun damla damla düşmesi ama sel olup afete dönüşmesi gibi yıkıp geçiriyor herkesi ve her şeyi.
Gözlerinizden çıkan öfke, lanet, isyan alevleri yakıp geçiriyor herkesi ve her şeyi.
Eğer gerçekten bir şey; iyi, güzel, doğru bir şey yapmak istiyorsak önce insan olduğumuz gerçeğini hatırlayalım. Yaradılışımızın nedenlerini hatırlayalım. Hiçbir ruhun nedensiz yere bedenlenmediği gerçeğini ve her ne oluyorsa bize bir mesaj vermek için olduğu gerçeğini hatırlayalım.
Yüzyıllardır uyuduğumuz gözü açık uykudan uyanalım. Niyet edelim önce tüm yaratılanları sevmeye ve dersimizi anlamaya, ödevlerimizi yapmaya.
En zor ödevleri layıkıyla yapacak, en zor sınavları kolaylıkla verecek güç; sonsuz ve sınırsız, yaradılışımızla bize bahşedilendir.
Niyet edin, kabul edin, yüreğinizdeki sonsuz ve sınırsız saf sevgi ile beslenin.
Ebru Tolan Karahasanoğlu

İstanbul, 11.10.2015

10 Ekim 2015 Cumartesi

10.10.2015

İnsan denen varlık binlerce yıldır savaşıyor. Önce hayatta kalmak için doğayla, hayvanlarla savaştı. Olması gereken de buydu; vahşi doğanın içinde güçlenmesi, varlığını göstermesi ve koruması, yer edinmesi gerekiyordu.
Aynı anda yüreğindeki sevgiyi, merhameti unutmasına, vicdanını susturmasına gerek yoktu. Ama bunu başaramadı! Dönem dönem, bölgesel barışlar yaşansada, insan denen varlık hayatta kalması için hep daha güçlü, daha acımasız, daha gaddar olması gerektiğine inandı, inandırıldı.
Sabır göstermek zor geldi insanlara. Öfkenin, hırsın ve intikamın ateşini körüklemek çok kolay olduğu gibi somut ve ne yazık ki yıkıcı etkilerini görmek de hızla mümkün oldu….ve insanlar yüreklerindeki, yaradılıştan gelen saf ve sonsuz sevgiyi büyütmek yerine çoğunlukla nefreti, öfkeyi, kibiri, hırsı seçtiler.
Bugün ne yazık ki, değerli Türk halkı, yüzyılların birikimi olan bir negatif enerji patlaması ile çok büyük bir trajedi yaşadı.
Bizler, şu an görevli ışık varlıkları, dünya üzerindeki her bir Türk insanı için çalışıyoruz, emin olun. Ancak, içinizdeki öfke öylesine büyük ki, yüreğinizde büyüttüğünüz nefret o kadar ele geçirmiş vaziyette ki her birinizi, zorlanıyoruz.
Siz, hür iradenizle, iyiliği, barışı, sevgiyi, huzuru, kardeşliği, saygıyı… seçmediğiniz sürece zorlanıyoruz. İçinizdeki bir avuç, ne olursa olsun, öfkesini kontrol edip yerine sevgi koyabilen, korkularını salıp yerine sevgi koyabilen, bir avuç insanın yükseltmeye çalıştığı enerji dalgasını bizler de misli misli yukarı çekmeye çalışıyoruz.
Lütfen, söylemlerinizden kin, nefret, öfke içeren ifadeleri silin.
Lütfen, yüreğinizdeki korku, endişe, kaygı ateşini söndürün.
Lütfen, zihninizdeki kara bulutları dağıtın.
İşe önce kendi düşüncelerinizi, duygularınızı temizlemekle başlayın. Sonra sözcüklerinizi değiştirin. Hele hele yazıya hiç dökmeyin. Birçoğunuzun sular seller gibi akıttığı her bir öfke, acı, korku içeren kelimenin artarak size kargaşa, savaş, huzursuzluk olarak geri döndüğünü lütfen idrak edin!
Her şeyi anlamaya çalışmayın; kabul edin.
Her şeyi bilmeye çalışmayın; kabul edin.
 Yüreğinizde, Yaradan’dan gelen sonsuz ve sınırsız saf sevgiyi büyütmeye başladığınız anda değişimin nasıl bir çığ gibi büyüdüğüne hayranlıkla tanıklık edeceksiniz, emin olun!
Sevgimizle, Işık Varlıkları

Bu yazı 10.10.2015, Cumartesi günü saat 23.25 itibariyle İstanbul’da Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme alınmıştır.