29 Haziran 2020 Pazartesi

HER PAZARTESİ AKŞAMI TÜRKİYE SAATİ İLE 11.00'DE SAF SEVGİ ENERJİSİ ÇALIŞMASI

Herkese merhaba,
Işıldayan Hayatlar'la Saf Sevgi Enerjisi Çalışma Grubu 'nun amacını tekrarlayarak, her Pazartesi akşamı olduğu gibi, bu akşam da 11.00'de çalışıyor olacağımızı hatırlatmak istiyorum.

Eğer hâlâ bize katılmadıysanız lütfen bu çağrıya kulak verin. Zira hiçbirimiz nedensiz yere gelmedik bu dünyaya, bu zamanda...

Saf ve sonsuz ışığı dünyaya indirmenin en güçlü, etkili ve hızlı yolu hür irade ile yapacağınız seçimdir.
Bunu lütfen yürekten anladığınızdan emin olun. Yani siz bilinçli bir farkındalıkla ışığa bağlanmaya, ışıkla dolmaya niyet ettiğiniz anda size doğru güçlü ve net bir akış başlar ki bu bizim sadece istediğimiz değil aynı zamanda ihtiyacımız olandır, şimdi ve daima. Sadece ışığı çoğaltmak, sevgiyi çoğaltmak, sınırsızca ve koşulsuzca.

Siz de davet edebilirsiniz dostlarınızı bütünün hayrına ve bütünün içindeki sizin hayrınıza.
Kalın sağlıcakla buluşuruz bu akşam ve her Pazartesi akşamı saatler 11.00 olduğunda.
Sevgiler
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni



AMAÇ
Bu grup,
*dünya üzerinde, bu zamanda ve tüm zamanlara doğru, bu boyutta ve tüm boyutlara doğru bedenlenmiş olan tüm canlıları ve Toprak Ana’yı, yaradılışımızın özü olan, sonsuz ve sınırsız olan, saf sevgi enerjisi ile doldurmaya/buluşturmaya,
*saf ışığı/yaşam enerjisini/sonsuz ve sınırsız olan ana kaynak enerjisini Toprak Ana’ya indirmeye,
*şifalanma vakti gelmiş ve/veya şifaya niyet edenleri sonsuz şifa enerjisi ile buluşturmaya,
*ortak bilinçte saf sevginin gücüyle değişim ve dönüşüm yaratmaya,
*Bir ve bütün olmanın neticesinde oluşacak sinerjiyi yaratmaya,
*bütünün hayrına ve bütünün içindeki BİR’in hayrına, kendi hayrına
niyet etmiş, yüreğiyle ve nefesiyle çalışanların Pazartesi geceleri Türkiye saatiyle 11.00’de buluştukları bir çalışma grubudur.
Tüm çalışmalar, kişinin kendi bulunduğu fiziki ortamdan, nefesiyle ve niyetiyle yüksek enerjide katılımı ile gerçekleşir.


HAZIRLIK / HAZİRAN 2020 - GÜNCELLENMİŞ
Uzun hazırlık yazısına UZUN HAZIRLIK YAZISINA ULAŞMAK İÇİN linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.
bu bir kısa/özet güncellemedir hazırlık aşaması hakkında.
Çalışma başlangıç saatinden önce (Türkiye saati ile akşam 11.00) arınma çalışması* yapın.
Çalışma saatinden 3-5 dakika önce rahat konuma geçin ve sakin nefesler almaya başlayın, gevşeyin ve amacımız ışığında yürekten niyetinizi yapın.
Saat 11.00-11.30 arasında (daha kısa veya daha uzun çalışabilirsiniz size kalmış) sonsuz Ana Kaynak'ın ışığını, Yaradan'ın nurunu kendi alanınıza / tüm dünyaya çekin (niyetiniz yeter buna) dağıtın tüm insanlara...
Çalışma süresince aklınıza / yüreğinize düşen bölgelere, hissettiğiniz insanlara / alanlara yoğunlaşın, kabulde olun ve akıtın ışığı nefesinizle ve niyetinizle.
Kendinizi de, benim aracılığımla akacak, evrensel şifa enerjisine açtığınızdan emin olun.
Sevgiyle kalın, sevgi kalın.

* Arınma çalışması konusunda da yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız soundcloud uygulamasındaki şifresiz/ücretsiz Yönlendirilmiş Meditasyon kaydını kullanabilirsiniz. 

25 Haziran 2020 Perşembe

DÖNGÜ


Farkında değilsin henüz ama
Bir döngü var aslında dünyada
Tarih tekerrürden ibarettir lafı
Boşuna sanma!
Senin için de başladı bu döngü
Dün sandığında.
İlerliyorum dediğin yolda
Ne bıraktıysan kenarda,
Neyi atladıysan görmezden gelip,
Neden “usandım, yoruldum” dediysen
Çıkacak yeniden karşına
Tez zamanda.
Bekle ve yaşa derdik
Tek seçenek bu olsa.
Oysa yapma!
Bunu kendine yapma.
Zira o gün tutamadığın dikenler
Sertleşti
O gün boşaltamadığın kova
Devleşti
O gün sökemediğin filiz
Köklendi
İşin daha zor olacak
Bu döngüde anlasana, bırakırsan sona.
Yapma!
Sen şimdi başla.
Bugün başla
Ne kaldıysa yüreğinde
Bir avazda sök at
Ne kaldıysa zihninde
Kazma kürekle sök at
Durma! Artık durma.
Kal sağlıcakla
Sonsuz sevgimiz akıyor tüm insanlığa şimdi ve daima
Bilge Ruhlar’dan İnsanlara
İstanbul, 24.6.2020


21 Haziran 2020 Pazar

YENİ DÖNEM & YENİ DÜNYA - ÖZEL BİR YAZI


YENİ DÖNEM & YENİ DÜNYA

Tüm dünya hazırlanıyorsa yeni olana, anlamak ve anlatmak gerek nedir “yeni” acaba.

Daha önce de birkaç defa anlattık aslında yeni, var olanın değişimi değildir ama var olanı değiştirmekle başlanır yeni olan yapılandırılmaya. Revize etmek, şekillendirmek, rötuşlamak değildir yeniyi inşa etmek aslında.

Yeni, adı ile müsemma tamamıyla farklı olandır, hiç yapılmamış, hiç yaşanmamış, ilk defa yapılmış olandır. Diğerleri, mevcut yapının yeniden şekillendirilmesidir. Oysa “yeni”yi konuştuğumuz zaman, o ana kadar olmayandan, hiç yapılmamıştan, ilk olandan bahsederiz aslında.
Dolayısı ile mevcut yapılarınızda, ister adına medeniyet skalası deyin, ister teknoloji alt yapısı fark etmez, mevcut yapılarınızda değişim, dönüşüm, şekillendirme, arttırma, eksiltme, biçimlendirme, revizyon, yeniden yapılandırma, YENİyi yapmak, oluşturmak, oldurmak değildir aslında.
Sadece “yeni” arayışında bir başlangıçtır olsa olsa. Ama “yeni”yi olduracaklar için tutundukları eski çoğu zaman yaratıcılıklarının en büyük yaralayıcısıdır ve bunu anlatmak, aktarmak, atlatmak oldukça zordur insana. Bu noktada insanın beden ve zihin yapısını anlamak önemlidir elzem olmasa da.
Tarihsel sürecinize baksanız da görebileceğiniz gibi kolaylıkla zamana yedirilmiş, tesir ve telkin yolu ile ilerlenmiş birçok alan bulabilirsiniz ama bu mevcut yapıların boya ile rötuşlanması gibidir katmanların altında öz, orijinal mevcuttur aslında.
Bir gün o orijinale geri dönmek de kolaydır istenildiği anda. Bu noktayı iki farklı açıdan ele almak gerekir bu esnada. Birincisi olumlu manada, yani “insan” eğer isterse üzerindeki karanlık katmanları, dayatmalarla örtüleri, beynine empoze edilenleri bir nefeste salıp gönderip “öz”üne dönebilir.
Ama ikinci manada yani olumsuz olanda her bir katmanı kırıp attığınızda bir başka kayıt çıkar karşınıza, zira değil asırlardır, döngülerdir süregelen acılar, kanlar, kinler, travmalar; kayıtlar, kayıtlar, kayıtlar vardır katman katman altta.
Öyleyse 1001 katlı bir binanın birinci katını tamamen değiştirmek isterseniz en üst kattan tadilata başlamak uzun ve zorlu bir yol olmakla birlikte mümkündür ama birinci kata geldiğinizde temelin zayıflığının sizin yaptığınız değişimleri kaldırmaması ihtimali çoğalır. Bu gibi durumlarda kontrollü yıkımla 1001 katı da aynı anda yıkmak, toz duman durulduğunda molozları kaldırmak ve aynı yere yeni bir bina inşa etmek daha sağlam temellere gerçek YENİyi oturtmak manasına gelir.

İşte şu anda tüm dünyada toz duman olmuş alanlarda yapılan budur ve yapılacak olan.
Zira dünyanın yavaş ve yumuşak geçiş için çok da vakti yoktur ama bu telaş edilmesi anlamında asla değildir. Niyet eden, yürekten isteyen herkes için zaman vardır. Çünkü zaman, ANdır. Sizin için zaman ANdan ibarettir diyemeyiz hala daha üçüncü boyutta ama aslında zaman sizin anladığınız anlamda geriye dönüşü olmayan düz bir çizgi değildir ve daha önemlisi o hat boyunca zaman herkes için aynı hızda akmaz. Gün 24 saattir; kimin için? Bunu bilen ve kabul eden için. Zaman ANdır, kimin için, bunu yaşayan için. Kısacası zamana takılmayın çok da.
Yaşayın ama farkında
Yaşayın ama hissederek
Yaşayın ama değişerek
Yaşayın ama değiştirerek
İşte o zaman, zaman yeter olur size her daim aslında.

Geri dönecek olursak yapılacaklara, zira HAZIRLANMAK gerekiyor hem yeni dünyaya hem de yeni döneme, anlatacaklarımız var çokça.
Yeni dünya insan varlığının 5.boyut bilinç seviyesine çıktığında bu kainatta Toprak Ana ile yeniden buluşacağı kitlesel, kütlesel alandır. Henüz oluşturulmamıştır kainatta, zira insanın çalışması gerekmektedir Yeni Dünya’sına.
Bu görev, yeni insanındır aslında ama bu çok ince, naif bir çizgidir. 5.boyut bilinç seviyesinde henüz mevcudiyeti olmayan insanın 5.boyut bilinç seviyesine uygun yeni dünyayı inşası nasıl vuku bulacaktır?
Bu karmaşık bir denklem hatta bir paradoks gibi gelebilir size belki ama durum çok daha basittir aslında kuantum alanda.

İnsan denen varlık, bu kainatta idrake ulaştığında (neyin idrakine; 5.boyut gerçekliğinin, bilinç değişiminin, yeni insanın) çalışmaya başlayabilir aslında.
Peki bunun için ne gerekmektedir: BİLİNÇ DEĞİŞİMİ
Bilinç Değişimi için ne gerekmektedir: EZBER BOZMA
Ezber Bozma için ne gerekmektedir: BIRAKMA
Bırakma için ne gerekmektedir: UYANIŞ, AYDINLANMA, TESLİMİYET
Teslimiyet için ne gerekmektedir: UYANIŞ ve YOLA ÇIKMA
Uyanış ve yola çıkma için ne gerekmektedir: NİYET VE NEFES
Niyet için ne gerekmektedir: İşte esas zorlayıcı / tetikleyici nokta bu aslında!

Bir anlığına gözünüzün önünde canlandırsanıza; her yıl sağdığı 1000 kilo sütten yaptığı peynirle, yağla geçinen bir çiftçi neden niyet etsin uyanmaya?
1000 değil 10.000 kilo süt alabilirsin hayvanlarından diyen olmadıkça değiştirmez düzenini ama birileri bunu derse ne olur, anlasana?
Hırs ve haset, tamah ve eziyet girerse alana, ne olur anlasana?
Yük olur tüm dünyaya ve insanlara. Oysa ihtiyaç var mı daha fazlasına?
Peki nasıl uyanacak bizim çiftçi kardeş yuvasında? Yük yapmadan daha fazla?
Ah, ah… Söyleyecek ne çok söz var aslında. Ama insansın sen anlasana, seçim yapma özgürlüğün var senin bu kainatta, iyiden yana, güzelden yana, sevgiden yana. Yapıyor musun peki? Hala…
Uzatmayalım lafı, dolandırıp da dağıtmayalım ama bazı alanlarda uyanması lazım hala birçoklarının ve bu uyanışta yük yaratmadan dünyaya ilerlemesi lazım aydınlığa.
Bu manada ayarlandı her şey aslında. Ama çok iş düşüyor uyananlara bundan sonra
Farkında olanlar, bilincine varanlar, ne nedir nedendir anlayanlar artık başlamalı konuşmaya, anlatmaya.
Filmi başa sararcasına yeniden, yeniden bir kez daha, herkes kendi çıktığı yolda adım atsın diye beklerseniz vardığınız noktada siz de zorlanırsınız sallanan dünyada tutunmakta.
Yardım sonsuz, sizin anladığınız anlamda olmasa da.
Zaman yeterli, azalmış olsa da.
Uyananlar var aranıza, henüz hepsi olmasa da.
Bir derin nefesle başlamak kalıyor geriye; anlat, paylaş, çağır, davet et mutlaka ışığa, aşkla.

Birleşin, buluşun, toplaşın ortak alanlarda ışıkla ve aşkla.
Hatırlayın mutlaka kimsiniz ve neden geldiniz dünyaya.
Çalışın mutlaka yeni dünya için hazırlanmaya.
Yeni dönem uyandırmak için çoğunluğu, sarsarken onları sıcak yataklarında siz iyi tutunun ama savrulmayın, düşmeyin, dik durun mutlaka.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı F. Ebru Tolan'a 19 Haziran 2020, Cuma günü saat 13.16 itibariyle İstanbul'da tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey

16 Haziran 2020 Salı

TEMİZLİK


Dededen toruna denen ne varsa
Soy’dan olan ne varsa
Hepsi değişmeli artık ama
Sen anlamadıkça
O, öbürü, diğeri anlatamadıkça
Neden değişmeli aslında
Boşuna.
Yükü anla,
Değil asırlardır
Döngüler boyunca
Kazınan taşa toprağa
Yükü anla.
Suçun, savaşın,
Katilin, kanın,
Caninin, gözyaşının…
Yükünü anla, hatırla!
Sen seni hatırla ve başla.
Eritmedikten sonra kazanda
Tüketmedikten sonra her alanda
Boşuna…
Teknolojiyi üst üste koysan da
Yeni sandığını yapsan da
Boşuna.
Temelde kazan kaynıyor kanla, gözyaşıyla.
Başla! Bugün başla.
Soyundan sopundan gelen ne varsa, anla.
Yok sanma!
Madem buradasın bu zamanda
Bil ki senin de bağın var dünyayla,
Yükün var dünyanın tozlu, taşlı katmanlarında.
Kal sağlıcakla.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 16.6.2020


6 Haziran 2020 Cumartesi

KAİNATIN DENGE UNSURU - ÖZEL BİR YAZI

Gönül kapısından geçip de gönül katında ilerledikçe, dikenlerin neden var edildiğini idrak ettikçe, aydınlığın içindeki karanlığı sezdikçe, nefs durur kendi yarattığı ışığın içinde sevgiyle.
… ve sanır ki bitti, çözüldü tüm bilmece.
Işık vardır çevresinde
Aşk vardır yüreğinde
… ve gerisi gerekmedikçe hayat ne güzeldir böyle cennet bahçesinde tüm vazgeçmişliklerle.
Arınmanın hafifliği hiç kalır bırakmanın temizliğinde.
Huşu içinde, zevk ve eğlence besler ışığı sevgiyle.
Sevgi; tüm âleme, besler canı, cananı yürekte.

Oysa, gönül katının bir diğerinde, ışığın içinde, ışıkla beslenen hatta iyiden iyiye, karanlık bekler az ötede.

Bu nasıl iştir diyenlere hemen şu örneği verelim, pekiştirsin zihninizde.
Besin zincirinde büyük küçüğü, güçlü zayıfı indirirken mideye, hep denir ki; olan olması gerekendir bu evrende. Var oluşun mükemmel düzeninde, var olmak için yer biri ötekini bilinçsizce.
Öyleyse der içinizdeki çocuk yetişkin halinize; ölmek ve öldürmek normaldir bu evrende.
İşte bu bilinç evrilmedikçe, geçtiğiniz kapı da olsa gönlünüzde, ilerlediğiniz katlar da olsa gönül bahçenizde hep bir karanlık kalır ışığın içinde.

Diyebilirsiniz ki ve hatta demelisiniz de nasıl sağlanacak düzen bu dünya üzerinde eğer ölmek ve öldürmek yoksa gerçeklikte?

Aç gözünü ve dinle yüreğinde!
3.boyutun bilinç seviyesinde dikenler de, direkler de, çitler de çizgiler de, zenciler de beyazlar da, olmak zorunda bu düzende.
Ama evrende…?

Yüksek bilince evrildikçe bilmek ve görmek yaşatmayı gerektirmez yüreklerde, içinizde.
Varsa bilin ki iyilikte olması gerektiği kadardır ne eksik ne fazla, ne çoğalır ne azalır, gerekmedikçe.
…ve iyi olan kendi içinde hep iyilikle aynı seviyede devam ederken dengede, diğer tarafta devam eder kendi içinde aynı ölçüde.
Çok ince bir çizgide ama hep dengede devam eder akış evrende.
Ne eksik ne fazla
Ne çok ne az
Ne doğru ne yanlış
Ne ak ne kara ağır basar bu denklemde, hep eşitlik kendi içinde.
Bu hassas varoluş devam edebilsin diye hep dengede, bir unsur daha vardır denklemde; DENGE.
Çift taraflı
Çift kutuplu
Hep her şey olan gibi düşünün onu şimdide.
… ve yüksek bilinçlerde hassas denge devam edebilsin diye bu çift olan, “bipolar” olan görev yapar gizliden gizliye.

Peki biz neden anlattık size ak ve kara, iyi ve kötü varken sizde, sizin içinizde; hâlâ daha 3.boyut gerçekliğinde?   
Çünkü vakit geldi bilinç değiştirmeye ve siz görünürde devam ediyor olacaksanız da aynı evde aynı düzende, değişen bilinçle DENGE daha çok çalışacak sizin içinizde. Bilin diye.
Ama daha önemlisi saklarsanız, sakınırsanız kendi karanlığınızı ışığınızın içinde hapsedersiniz kendinizi hep o 3.boyut bilinç seviyesinde. Çıkın zihninizden, çıkın yüreğinizden, çıkın evinizden, yol alın gerçek kimliğinize.
Evrildikçe bilinç dünya seviyesinde taşınacaksınız kainatın ortak bilincine.
Sonsuz sevgimizle selamlıyoruz sizi yüreklerinizde.
Bu yazı 6.6.2020, Cumartesi günü (haftanın 6.günü*) İstanbul’da F. Ebru Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey


*Kaleme alanın notu: 666  gönül gözü/kalp kapısı ve yeni bilincin oluşturulması mânâsında vurgulanmıştır.