28 Ekim 2023 Cumartesi

CAN FEDA

CAN FEDA

Hani bazen derin, çok derin bir nefes almak ister de alamazsınız ya... 

Hani bazen göğüs bağır yırtıp açıp yürekten haykırmak istersiniz ya... 

Hani bazen tepinmek, sağı solu yumruklarcasına dövmek az gelir ya... 

Hani bazen sözcükler kifayetsiz kalır ya... 

Hani bazen hıçkırıklar boğaza düğümlenir, yaş olup akmaz ya... 

Hani bazen her şey susar susar susar, sadece yüreğinizin acısı yanar yanar yanar ya... 

İşte öyle... 

Dahası da öyle... 

Dahası daha da beter böyle... 

İşte öyle bir hikaye... 

İşte öyle bir hikaye yatar Varlığın kalbinde, içinde, özünde. 

Varlık ne? 

Varlık Öz'de Öz olan 

Varlık ışığı aşkla olduran 

Varlık ışığa ışık katan 

Varlık ışığı aşkla saçan 

Varlık Öz'de özün nuru olan 

Varlık Öz'de göz olan, söz olan 

Varlık varoluşun anahtarı olan 

Varlık var edilenden öte olmayan, var eden olan. 

Varlık sen, ben, biz, her şey olan. 

Varlık can olan, canlılık olan, ruh olan, ruhu olan.

Varlık varoluşun aslı olan, özünden öte, özden içe derine, hep olan. 

Varlık ezeli olmayan, ebede varmayan; Varlık mütemadiyen olan ve olacak olan. 

Varlık "var" olan, vardan öte varı olduran, tutan... 

Nüve değil 

Öz değil 

Maya hiç değil 

Kod değil 

Parça değil 

Ruh değil 

Beden değil 

Akıl / us değil 

Bilinç / boyut değil 

1 değil 

0 hiç değil 

Kalp değil 

Yürek değil 

Huy değil 

Su değil 

Işık değil 

Sevgi değil 

Aşk değil 

Şekil / biçim değil 

Renk değil 

Koku değil 

Tat değil 

Haz değil 

Gök değil 

Yer değil 

Toprak değil 

Hava değil 

Hepsi hepsi hepsinden öte hepsi birlikte olan.

VE BU ACIYI HÂLÂ İÇİNDE TUTAN 


Ne oldu da 

Varlık acıyı aldığı içine? 

Esas sorulması gereken bu ya şimdide. 

Neden şimdi? 

Vakit geldi; artık bilmeye ve gerisini getirmeye. 

Acıları... 

Hüsranları... 

Hüzünleri...

Elemleri, kederleri... 

Pişmanlıkları... 

Karaları, karanlıkları 

Akların içine yuvalanmış kapanları 

Aça aça geldik bu güne. 


Dosta düşmana; 

Düşman bilip andıklarımıza 

Dost bilip kandıklarımıza 

Baka baka geldik bu ana. 


Sevmeden sevgiyi 

Öfkeden deliye dönmeyi 

Hak göre göre geldik bugünlere. 


Yağmayı, zulmü 

Ezmeyi geçmeyi 

Dikteyi, empozeyi 

Kanun deyip geldik ümmete. 


Biz 7 düvelde 

77 millette 

Hükmede hükmede geldik düne! 

Osman'ın aşkına 

Orhan'ın kadrine 

Bir'in hikmetine 

Sual olunmaz diye diye geldik girdik ÖZ'ün içine. 


Yol olduk Ana Dolu denene. 

Yolcu değilsek de 

Yorgunuz dedik

Geçip gitmedik de 

Sindik, indik, bekledik içte.


Ana Dolu'nun kalbi gözetti bizi 

Bir tas çorba için 

Ekinlerini verdi bize 

Dizdi eteğinin dibine. 


Ana Dolu'nun kalbi ile açılan geçit 

Yol oldu taşındık İznik'e 

İznik milâd oldu 

Yerleştik iyiden iyiye 

Geçit vermez denende 

Sözümüzü dinleyen bir BAŞ oldu. 

İzin verdi bize. 


Ana Dolu'nun göbeği de baş oldu böylece bize. 

Kalbi..., göbeği..., yetmez dedik de 

Saldık içeriye gaz vere vere 

Girdik beyine inceden inceye 

Sular geçit vermez ise 

Boynuzun gerisinde 

Bir ince uzun, 

Açar dedik bize 

Tüm düzen çökmesin diye 

Sessizce sinsice 

Girdik içe içe 

Görmezden gelenlerin elleri ceplerde 

... ve gördük ki 

Varlık tüm haşmetiyle gözler önünde 

Ellerimizde. 

İşte o anda ayaklar eller 

Baş bilindi de 

Dış içe döndü de 

İsmail'in mucizesi bilinen neyse 

Akış başladı tersine! 

Yok edercesine... 


Neden deriz bunca tuhafı size? 

Vakit geldi ters yüz etmeye. 

Tersi yüz edip de giymeye değilse de 

Ters edileni yüz görmeye.

Yetmez de... 

Başlatmak lazım devinimi yine de. 

Niye? 

Tüm bunlar olurken sizin çevrenizde... 

Yakın tarihinizde... 

Varlık denen varoluşun içinde 

Can havliyle çıkarttıysa da bir CAN 

Yetmedi işte. 

Niye? 

O can tuttu tutundu kalbe 

Yetmezmiş gibi yedi yuttu içinde 

Nedendir niyedir, girmeyelim şimdi içine 

Uzundan öte gereksiz yük eder belimize. 

Ama bilin işte 

Bir CAN var Can'dan öte CAN'IN içinde. 

Olmaz olmaz deme. 

Bu CAN'ı da ele geçiren bir CAN var içinizde. 

Onun da içinde bir CAN, içinizde.

Onun da içinde bir başka CAN içinizde. 

Bu ne demektir diye sorun yüreklerinize. 

Can can içinde 

Can canın içinde 

Can candan öte canın içinde 

Hepsi birlikte beraberce 

CAN'ın içinde 

O da CAN'dan öte VAR'ın göbeğinde. 


Ne olacak bu hal böyle? 

Yetti... tükendi... bitmedi, bitirilmedi. 

Ama eridi eridi eridi. 

Öyleyse 

Herkes hizaya geçmeli. 

Herkes yerini bilmeli. 

Herkes kendi içinden geçmeli. 

Herkes tersi düz etmeli. 

Herkes bitirmeli. 

HERKES BİTİRMELİ.

İçinden geçe geçe 

Tersine gide gide 

Düzü bilinmeli 

Düze geçirilmeli. 

İç içe Can'lar yerlerini belirlemeli. 

Vakit gelince CAN'lar canlılığına geri dönebilmeli. 

İşte o vakit 

Olacak gerçek YENİ 

İşte o vakit 

Kutlanacak gerçek YENİ 

İşte o vakit 

Diyeceğiz esaret bitti. 

İşte o vakit 

Anlayacağız ÖZGÜRLÜK neydi. 


Mecazlardan mana 

Cevapları aklında arama 

Yüreğinden öte kalbin var sanma 

Kalbini dosta düşmana açma. 

Bir derin nefesle başla 

Ezberleri at bir solukta 

Demediğini de en başta 

Yapmadığını anla 

Yaptıklarında cevap arama. 

Kal sağlıcakla. 

Dere tepe düz gittik 

Mesellerle, mecazlarla az gittik. 

Yine de geldik 

Bu güne geldik. 

Bittik ama bitiremedik. 

Bugünden sonra roller-coaster dönecek 

Baş aşağıya. 

İçim dışıma çıkar sanma 

Hızlanacağız amma 

Hizalanmadan çalışma. 


Biz BİZİZ

Bizi senden başkası sanma. 

Kalın sağlıcakla. 

İstanbul, 25.10.2023'de yazılan 

                 28.10.2023'de duyurulan

26 Ekim 2023 Perşembe

SUSAR GİDER Mİ?

Tüm küfeler

Tüm sarnıçlar

Tüm fıçılar

Tüm kazanlar

Doldu doldu taştılar.

Yazıtlar tabletler...

Sümerler İbraniler

Dile dile döktüler.

Ezâ ile ceza

Riyâ ile cefa

Birlikte başa oldu bela.

Baka baka

Kaldı bir CAN 

O da çukurda.

Akıllanmadı insan,

Uyanmadı insan,

İnsanı "insan" sanan 

Kandı kendi olan.

Dönüp dönüp duran 

Taş taş üstüne koyan

4 duvara saklanan

Uyanmadı hâlâ,

Anlamadı zira.

Hançerden akan kana

Al diyen oldu da

Al'a neden diye soran olmadı ya.

Döndü devr'an

Erdi mer'can

Bu zan ile doğan

Aşmadı ya...

Gün olmazdı geceden uryan 

Günü doğurdu

Güneş olan.


Dilde tüy biter mi?

Canda can yiter mi?

Ebru'da derman... 

Can'da kan...

İnanan 

İnanan

İnanan

İnsana

İnanan

Susup gider mi?


Bu can bu bedende 

Ses veren de 

Susar gider mi?


Bir düzen bilen

Düzenini kendi eden

Vazgeçer de gider mi?

Gitmeliydi!

Gidemedi.

Öyleyse ... oyun bitti.

İstanbul 26 Ekim'e erdi.

Sonsuz sevgi daim idi 

O bile yeşertemedi.

Kanı kanla 

Can'ı canla sulayan 

Sevdasından aşka susayan

Aşkı bilemedi,

Suyu kirletti.

Su lekelendi...

At kişnedi...

Tüm nurlu kelamlar

Sona geldi.

Dünün üstüne bugün denen de bitti.

Selamlar sona erdi.

De gel de öyleyse;

Bunca zaman ne dendi?

Neler dendi?

Hiçbirisi yakıp geçmedi

Hepsi geçti gitti.

Bana dokunmayan bin yaşasın diyen de 

Demeyen de birdi

Zira öfkesi de zinciri de tek eldendi.


Uzatmadan 

Sonlandıralım lafı

Bitiren gitti

Biten gitti

Kalan sağlar bizler idi. 

Anlaşılmazsa da 

Yazan bildi...

Yazdıran bildi...

Yazılan bildi...

Sevgimiz bakî

Ebru'nun kaleminden

Firdes'in yüreğinden

Nurlu canların dilinden idi.


25 Ekim 2023 Çarşamba

KİMSE SİZSENİZ!

Şairane bir söz söyle

Dökülsün nağmeler dilinden sevgiyle 

Yüreğindeki çıksın özünle 

Aşikar olsun sen bildiğinde 

Şairane bir söz söyle bugün herkese 

Sen kendini duyur önce kendine

Yetti gayrı çektiğin hicap 

Gel sen bundan böyle 

Sadece söyle sevgi sevgi diye. 


Yer gök inlemesin artık sert nağmelerle.

Marş marş diye diye çıktık dediğin Arş 

Seni yaktı senden öte.

Seni bilmek gerek 

Seni görmek gerek 

Seni sevmek gerek Ay balam 

Seni artık bilmek gerek!


Der durur içimde bir ses sessizce.

Çağrı kimedir derseniz?!

Kimse sizseniz!

Kulak verin yüreğinize

Bugün geldiysek 25 denen ekim gününe

"Ekim nedir?"i sormak gerek kendi içimize.

Aylardan biri denilse de...

Ya o kadar değilse...?

Vardır bir hikmeti diye diye 

Hikmeti bekletmek niye?


Gün dönmeden geceye

Gece ermeden güne

Arada bir yerlerde

Soran olsa yürekler tez vakitte.

25 Ekim nedir?

Ekim nedir?

Kimin bildiğidir?

Kimin bildireceğidir?

Maksadım muamma değil amma

Sorgulatmadan olmaz yürekten akla

Zihin girer sonra araya

Ne akar zehir dışarıya

Ne alır yükü aşağıya.

Hadi öyleyse candan dost

Sor bir kez daha

Varlık için ne mühim acaba bu cihanda?

Ne sen ne ben 

Ne beden ne ruh

Varlık için can feda deme bana.

Canını feda eden varsa

Can olmak için cana bu yolda

Bu akışta

Bu an'da... mekanda...

Feda değil amma

Cana can gerek aslında.

İstanbul, 25.10.2023 - 19.40

Kalın sağlıcakla.

Firdes'i bilen Ebru denen