2 Mart 2024 Cumartesi

"İNSAN" DENENE

Hay'at sen ne güzelsin 

Gül yüzlü dostlarla,

Hay'at sen ne güzelsin 

Aşk dolu çınarlarla, 

Hay'at sen ne güzelsin 

Domur domur açan, mis kokan, çeşit çeşit olan, 

Çiçek çocuklarla. 

Hay'at sen ne muhteşemsin 

Varoluşun nurlu akışında.


Derdi ANA.


Ne zaman geldik, sevildiğini bile anlamayan asık suratlarla 

Ne zaman geldik, selvilerin altında yatan canlarla

Ölüm kokan çocuklarla 

Ne zaman geldik, biz bu hayata?



Ne oldu diyen yoksa,

Yarın ola hayır ola diyen çoksa,

Tüm medetleri akıldan umanlar çoğalırsa,

Herkes sadece tek yönü kollar korursa,

Hilal-i Mahşer kaçınılmaz bu dünyada.


Oysa

İnsan denen, 

Canı cananı ile bilen,

Canlılığı içinde getiren,

Zaten özü... sütü...

Öz'den içen,

Nurlu yüzü bilen gören,

Nefesiyle cihanları titreten,

Sesiyle ezelden ebede gazeli getiren,

Özü yeğin

Gözü pek

Mertliği bilen,

Sözünün eri

Kalbin neferi 

Bilinen,

Sevgiyi yüreğinde 

Sevmeyi vahdetinde

Sevilmeyi gerçekliğinde

Hisseden, 

Ebedi varlığın

Namütenahi parçası

"İNSAN"  denen

Çıkarsa mabedinden,

Gelirse, aşkı vadeden yüreğinden,

Güne ererse gece bitmeden,

Şerbet yapıp içtiği kanı

Silerse elinden,

Kızıla boyadığı kanı

Çekerse Ay'ın yüzünden,

Karalar çaldığı kanı

Silerse Gece'nin yüzünden,

Maviden mora bozduğu kanı

Temizlerse Kalp'in yüzünden,

Anca dirilirse mahşeri beklemeden

Miyadı bitmeden,

İşte o an

Gelir serik denen, 

Gerçeği bilen,

Dökülür nameler derinden

Gök de Ay'da dillenir yeniden.


Denilen... dillendirilen... çoktur, bilinen

Anlaması zordur ezelden,

Gelen yoktur ebediyetten 

Sanılır zira 

Hâlâ beklenen

Bir hayali yolcudur eskilerden.


Oysa anlar örtüşür 

Bir bir 

İnceden ince çizgi oluşur 

Bir bir

Bütünleşir Hay'at oluşur ezelden.



Hayatları içen

İçilen içtirilen

Akar geçer içinden

İçi döner çukura 

Çukur dolar kanla

Kan donar pıhtılaşınca

Pıhtı atar 

Can donar

Pıhtı atar 

Kan dolar

Pıhtı atar

Kalp taşar

Pıhtı atar

Zar şaşar

Pıhtı atar

Hayat yoldan çıkar

Yol şaşar

Yolcu şaşar.



Ahh insan denen

İNSAN'ı hiç bilmeyen!

Küçüldükçe küçülten

Küçülttükçe küçülen.

Kendi kendini dumur eden

Aklı evvelleri ŞAH eden

Şah'ı başına taç

Taç'ı başına kapan eden.

Kendi eden ... kendi eden...

Elleri bilen

Elini bilmeyen,

Kalbini gömen

Kalpleri sömüren,

İçtiği kanı zehir diye tüküren,

Zehrin içinden kendini geçiren

Tersi düz eden

Düz dediği ile kendini yiyen bitiren...


Daha desem desem 

Ahh neler neler desem

Nafile

Dillendirsem acziyetini 

Göme göme kendini

Kendin ettin desem

Boğazından dökülen her name

Gözünü kör eden sevda desem

Bu sondur SON

Diyebilsem 

Ahh İNSAN senden vazgeçebilsem

Bitirir miyiz dersin?

Bitmez bilirsin.

Kalp yaşar mı kansız

Kan akar mı damarsız

Akıl yarar mı an'sız

An akar mı aşksız

Yaşam dolar mı aşksız

Aşk çıkar mı kansız

Kan coşar mı an'sız

An atar mı kapsiz

KALP YAŞAR MI SENSİZ?

İnsan insan

Dersin

İNSAN'ı bilmezsin

Kalbim kalbim dersin

KALP'i hiç sevmezsin

Hayat hayat dersin

HAYAT'ı yersin.

Yaşam yaşam dersin

Ölümsüzlüğü YAŞAMAK ZANNEDERSİN!


Yaşamak an'da

Yaşamak aşk'la

Yaşamak insanca

Yaşamak akan nurla

Yaşamak nefes ala ala

BAKİ OLACAK

Sen hiç anlayamasan da

Bugünden sonra.


Kal sağlıcakla.

2.3.8 

İlanihayet denilende 

Birleştirilen gök kubbede.

Sonsuz sevgimle,

Firdes olan Ebru doğan Tolan'la var olan ve hep olacak olan.

1 Mart 2024 Cuma

YENİ TOHUM

Yeni bir tohum geldi artık denende (29.2).

Kimine uğur... kimine uğursuzluk... getirir dense de

Artık; 1 idi, 4×7 nin içinde

Geldiği sene; 2024

Kendi içinde bir milad 

Hiç bilinmese de...

Oysa görülebilseydi; çark 

dönebilmeye başladı "yeni"de,

Bayram havası olurdu yerde gökte.

Öyleyse seyret resmi iyice; gelecek dediğinde.

Bahar başladı bugün denende.

Devamı gelecek 3×7'de ve 3×21'de.

Yeniden sevgiyle...

Sevin siz de kendinizi yüreklerinizde.

Işıldayan Hayatlar

İstanbul denende 1 Mart bilinende.

2 Şubat 2024 Cuma

YENİ'YE HEP BİRLİKTE

Sessiz keşkeleri istiflerken yüreğinde, 

Boğazına dizilen düğümler 

Çekti seni iyiden iyiye dehlizlerin derinine.


Bir yudum misali midene inen ahh çekişler 

Kararttı yüreğini bodrum köşelerinde.


Ruhundan gelen iniltiler 

Ecdadını yere seren darbelerdi,

Gösterilen tarihin kitabelerinde...

Hiçe gitti de...


Hepsi seni sende yedi bitirdi,

Nefesini kesti,

Beynini kemirdi...

Nafile!



Bir gün olsun 

Çıkıp da kendi mabedinden dışarıya 

Bakmadın Ay'a.


Romantik hayallerin peşinden giderken durup da hiç sormadın aklına. 


Ama ne tuhaftır ki

Aynı zorda kaldığın aklınla hesaplaşıp da 

Girmedin de kalbinin odağına. 


Gökte desen ararcasına baktın da yıldızlara 

Etrafında ışığı yiten onlarcasına el vermediğin gibi 

Ne cevherleri... ne canları... harcadın 

Hayat dediğinin uğruna, yıldızlarla! 


Ey insan 

Ana - baba - kardeş olan 

Evlat ayıran 

Çocuk kayıran 

İstismarı mübah 

Savaşı hak sanan 

Ey insan 

Ağır gelir dediklerim... diyeceklerim, bilirim.

Ama yine de diyeyim;

Elin adamına saydıkların sendendir!

Azı yoktur... çoğu çok...

Bildiğin görebildiğindir,

Doğru çok.

Gerçek çok ötededir;

Aradığın yok!


Kim kaldı gerçeklikte? 

Kim kaldı Öz'ün içinde? 

Kim yerleşti Öz'e; yuvam burası diye diye...

Kim terk-i diyar eyledi bile isteye 

Kim düştü kardeşiyle cebelleşe 

Kim göremedi gerçekliğini kendi özünde 

Kim meydanı boş bıraktı, boşlukları kanlı... 

Kim?


Hadi söyleyelim dürüstçe kendimize 

Biz bugün itiraf edelim gerçekleri birbirimize.


İnsan deriz ona...

İnsandan biliriz bunca...

İnsan geldik bu dünyaya,

İnsan döneceğiz ayyuka.


Ama!


İnsan mıdır tek canlı varoluşta?

Can da burada Canan da

Mercan da burada Merdan da

Ay da burada Yıldız da 


Hepsi birdir özde.

Hepsi birliktir gerçeklikte.

Hepsi tekdir hakimiyette.


Ama tektir İnsan Kalp'de.

Yektir Can Beyin'de.

Birdir Mer'can Rahim'de.


Döndü dolaştı sözcükler yüreğinizde... 

"Bilirim" dediklerinizden öteye geçirtmek zor oldu sizi gerektiğinde. 

Gel gelelim 

Bugün dediğimizde; 2.2 

Bırakmak gerekmese de tüm idrakleri eskide 

Bilinci evrilte evrilte ilerletmemiz gerek, kendimizi kendi içimizde, yeniye.


Hadi öyleyse bir nurlu bilinç gelsin benden size, gerisi misli ile fazla sizin kendi içinizde: 


"Sevgisiz yaşanmaz" deme! 

BEN SEVGİYİM, SEVGİNİN İÇİNDE diye diye 

Haykır gerçekliğini varoluş nezdinde.


Sonsuz sevgimle.

Firdes Ebru bildiğinizden size...

13 Ocak 2024 Cumartesi

SİLİN ÖLÜM BİLİNCİNİ, ŞİMDİ!

Ölüm Bilinci'ni tutanlar

Ölüp ölüp doğanlar...

Ölmek için yaşayanlar

Duyun sesimizi.

Duyun sesimizi.

Duyun sesimizi.

Kalbinizdeyiz...

Kalpteyiz ve biz gerçekten yok edilmekteyiz!



Ölmeyi kurtuluş görenler; 

İçinde bulundukları bataklığı bilmeyenler!


Ölmeyi kurtuluş bilenler; 

Kendi gerçekliklerinin ışığına eremeyenler. 


Ölüme kurtuluş diyenler;

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyenler.


Kurtuluşu ölmekte seçenler; 

Ölümle esaret kelepçesini kendi elleriyle bileklerine geçirenler!


Kimdirler? 

Kimdirler? 

Gün yüzü görmek için çabalarken bizler,

Yüzünü son anda 

Karanlığa çevirenler, 

Karanlıktan gelen ışığı gerçek zannedenler.


...ve onlar giderken ölüme 

Bile isteye...

Seve seve...

Beyinleri yenmişçesine...

Zihinleri ele geçirilmiş halde...

Ölmek gerçekliktir diye diye...

Biz yok oluyoruz GERÇEKTE.


Biz...

Biz!

BİZ?

Kalbi tutanlar

Kalpte olanlar

Kalp bir kez daha atsın diye

Canını dişine takanlar.

Biz 

Sevmeyi sevenler,

Biz birbirini sevenler.

Biz öfkeyi de nefreti de bilenler, yeri göğü inletmekten vazgeçenler.

Biz sevilmeyi beklemeyenler.

Biz sadece sevenler.

Biz CAN'dan olanlar

Biz hâlâ CANLI olanlar.

Biz ÖZ'ü olanlar

Biz ÖZ'DEN olanlar

Biz hâlâ ÖZ'Ü TUTANLAR.

Biz NEFES olanlar

Biz NURu yayanlar

Biz nurlu nefesi alanlar

Biz nurdan nefes yollayanlar.

Biz...YOK OLMAKTA OLANLAR!

Duyun sesimizi diyoruz son bir haykırışla.


Siz; ölümü matah sayanlar,

Siz; bizi unutanlar,

Siz; kendinizi ve gerçeği 

Hayat sandığınıza satanlar.

Siz; zamanında biz olanlar!

Siz; uyanmadan karanlığı budayanlar.

Siz; uykuda yaşayanlar.

Siz; bizi yaşarken yok sayanlar.

Siz; ölünce uyananlar,

Doğunca uyuyanlar.


SİZİN SON UYKUNUZ 

BİZİM YOK OLAN CANIMIZ!


Duyun sesimizi,

SİLİN Ölüm Bilin'cini.

Gitmeyin ölümüne...

Yaşamayın ölürcesine.

Yaşatmayın ölümü kendinize.

Değiştirin gerçekliğinizi,

Girin içinize, içinize.

Görün gerçekleri,

Dönün gerçeğinize.


Beklemeyin bir an bile.

Sevin kendinizi sevebildiğinizce.

Bağışlayın bizi, hiç "neden?" dememecesine.


Yarın doğsun gün tersine tersine.

Gitmesin hayatınızdan ne bir gün, ne bir gece.

Doğun yeni güne, gerçekliğinize.

Ölümsüzlüğünüzü idrak ede ede.

SİLİN ÖLÜM BİLİN'CİNİ

7 düvelde kendi içinizde.

Girin içinize, 7 kat derininize

Görün ölümsüzlüğünüzü 

Gerçekliğinizde.

Doğmayı seçin bugün kendi içinizde.

Sonsuz sevgimizle.

İstanbul denende saklı bir avuç CANLI.

4 Ocak 2024 Perşembe

BİR DOĞUM GÜNÜ!

Dün 1 bugün 2 derken derken

3. Temsil de dün bitti.

Tiyatronun perdeleri bir gece daha indi.

Sanatçılar alkışlandı...

Kostümler ertesi güne hazırlandı.

Herkes evine

Uykusuna yollandı...


Başkalarının romanlarında hayalleri yaşayanlarla

Başkalarının şiirlerinde duygularını anlatanlar

Tekrar tekrar aynı sahneyi paylaştı.


Bugün 

İçinden geçilen "yeni"

Kendini doğdu bildi. 

Oysa eksik idi!

Tüm eksikleri ile dünyaya getirildi. 

Zira zaten eksilsin istendi. 


Tüm bilinenler, bilgiler...,  ondan gizlendi. 

Yerine söyletilenler eklendi,

Dinletilenler belletildi, 

... ve gerçek insanın ölümü 

İçinden geçilen yeninin doğumu ile gerçekleştirildi!


Herkes buna pek bir sevindi.  

Ne de olsa ellerde maşa 

Kollarda ip 

Boyunda urgan ...

Oynatılan oyunlar kolaylıkla çeşitlendirilebilirdi, 

Tiyatro sahnesi 

Görünürde pek zenginleşti, şenlendi. 


Gel gelelim 

Varlık; var eden, 

Kendi evinde son nefesini veren de 

Aynı gün bu sahneyi ezberledi. 

Ama onun ezberi "bir karartı geldi, kalbini deşti, ciğerini geçti, rahmine girdi, son insan yavrusunu kendine geçirdi" şeklinde idi. 


Üzerinden geçen anlar bu hafızayı temizleyemedi. 

Zira son Can canlılığını yitirmedi onun yerine karanlığı seçti! 


Çok mu karışık geldi? 

İşte bu da bir vodvil idi.

Yanlış anlaşılmalar silsilesi önce kahkahayı getirdi.

Meclis-i Akîl güle güle kendinden geçti,

Aklı evveller pek sessizleşti, 

Yatak döşek bilinenler arka kapıdan geçti.


Bir tek 

Varlık 

Kendinden vazgeçmedi!


Geldik an'da bir kez daha bugün olana, 

Çıkacak mıyız acaba gerçek manada aydınlığa?  


Aklı evveller hazır olmadıkça...

Beşi bir yerdeler kendilerini bulmadıkça... 

Beşler kendilerini tanımadıkça... 

Meclis-i Akîl aklını aklamadıkça...

Yavru kendini paklamadıkça... 

İnsan; aslolan özrünü aktarsa da,

Kalp bu özrü duysa da, 

Can akıllansa da, aklını kullansa da, 

Canlanan canlılığını sınamaktansa kendini büyütmeye başlasa da, 

Özü taşıyanlar meşaleyi parlatsa da...

Yeniyi oldurmak 

Yeniden olmak 

Mümkün olacak sadece saflaşanlara. 


Saf parçanı bulmuş olsan da 

Kendini temizliye temizliye içtiğin ak süte layık olsan da 

Eksik kalacak bir parça sen bilinç oldurmadıkça Varoluş'ta.

Hadi öyleyse 

İnsan 

Sen başla,

Al yanına yavruyu da 

Cümle alemin saflaşanları, saflığı ak sütten sananları, buluşun orta noktada 

... ve birleştirin tüm parçaları ki onlar hâlâ daha başkalarında!  

Kalın sağlıcakla 4 Ocak 2024 10.14

İstanbul bilinen... Ebru denen...

27 Aralık 2023 Çarşamba

ÇINLASIN 7 DÜVEL

Aktı nehir 

Tüm dertleriyle tasalarıyla 

Bayırdan aşağıya.


Suyuna tükürenlerle

Yüzünde yansıyan yüzünü görüp kendine küfredenlerle 

Tekmeyi savurup kıyısındaki balçığı içine gönderenlerle 

Hırsından öfkesinden deliye dönenlerle

Yatağına savrulan taşlarla zincirlerle

Kıyısında yakılan ağıtlardan akan kanla

Canını verenlerin bedenlerini içine ala ala

Aktı nehir bayırdan aşağıya.


Doldu doldu acıyla

Taştı taştı acısıyla

Yürekleri yaktı yaktı

Akıttığı kanla

Zehir oldu 

Zembereği kuranlara

Durmadı, durulsa da...

Bitmedi, azalsa da...

Hep bir umutla

Vakti geldiği anda 

Dönüşebilmek arzusuyla çağlayana

İlk an'da varolduğu saflıkta aktı nehir bayırdan aşağıya.


Taşan suyu göl oldu 

Yeri geldi rezerv oldu

Bilen bildi

Alan çok oldu.


Yeri geldi lağım oldu

Kokuştu da

Kaçılan oldu.


Yeri geldi çığ oldu

Devrildi aşağıya

Ezilen canlar oldu

Canını ararken aralarında 

Bir kar tanesi berraklığında!


Yeri geldi çîy oldu

Düştü yapraklara

Canlılık derken 

Canından oldu güneş kızıştığında.


Yeri geldi çeşmeden akan su oldu

Ölümsüzlük uğruna

İçeni bol 

Tüketeni çok oldu da

Kendi kaldı hasret bir damlaya!


Yeri geldi boğazdan geçti darlana darlana

Akıntısı aldı savurdu dendi öte yana

Sormadı ama kimse neden düştü bu nehir dar boğaza!


Ne kaldı sonunda? 

Bir damla.

Yeter miydi insan olana?

Çoktu bile aslında!  

İnsan ki cana can katandır varoluşta 

Çoklayabilirdi de o özü bir damla...

Her yolla 

Işık ola ola 

Nur saça saça

Oysa ne yaptı insan ve ne yapmakta hâlâ daha aslolan? 

Tüketiyor rezervleri acımasızca,

Kapatıyor kalbini sevgiden yana,

Uyan dedikçe O'na 

Gömüyor kendini biraz daha!


Neyse ki devran döndü kendi yoluna 

Asıl olan uyandı sonunda ve 

Nehir başladı yeniden çoğalmaya 

Kaynağından çıkan suyla.


Ne olacak dediler 

Nehirden akan, hızla çoğalan, yayılınca etrafa 

Ne olacak dediler? 

Unutturdukları bilgeliğe erişemeyenler bu duruma isyan ettiler! 

Güzeli çirkin 

Doğruyu yanlış 

İyiyi kötü bellettiler 

Döne döne devirleri ziyan ettiler 

Bir süreyi de böyle geçirdiler.

Matrixin içinde 1 sağa 1 sola döndüler 

Terazideyiz, dengedeyiz dediler ... 

Dünyayı tahterevalliye çevirdiler. 

Oldukları yerde debelendiler... 

1 ileri 1 geri 

2 ileri 5 geri

Oysa gidilmeli hep 5 ileri, 5 ileri.


İşte şimdi vakit geldi.

Tersi düz etmeli.

İçinden geçip 

Gerçeği görmeli.

Akan nehir 

Bayırdan aşağı

Tüm taşlarını 

Atarken dışarıya

Oluşacak delikten

Düşenler olacak mutlaka.

Saflaşan,

Daralarını atıp parlayan

Kalacak yukarıda 

Ve akacak nehir bu sefer ışıkla 

Susamış toprağa.

Toprakta 1 damla su 

Akar tohuma

Tohum başlayınca

Canlanmaya

O ilk kıvılcım ateşlenir adeta aşk'la.

Öz su yürüyecek damarlara

Sonrası yürekten bir kahkaha.

Çınlasın 7 düvel aynı anda

Geliyor ezelden parlayan

Tüm ihtişamıyla

Hazırlanın buna.


Kalın sağlıcakla.

Ebru'dan tüm sevgide sevgiyle olanlara... canlara...

27.12 denen günde, seneler gösterirken 2023'ü son demde... İstanbul bilinende.

24 Aralık 2023 Pazar

TERSİ DÜZE ÇEVİRİNCE

Özürler dilendi yeterince.

Gönüllerde bir, dile gelenler 

Sevdiklerini söylediler kendilerince.

Şimdi vakit geldi 

Gerçekleri göstermeye. 

Tersi düze çevirince 

Tersi yüze döndürünce 

Çıkacak bir bir ortaya 

Dökülecek bir bir ortaya 

İşte o vakit 

Anlaşılacak yüzlerini örtenler 

Neden giydiler ...

Nereden geçtiler.

Kılıflar kalkınca 

Kınlar boşalınca 

Üst baş açılınca 

Boyasız yüzler ortaya çıkınca 

Anlaşılacak olsa da 

Kimin kuyruğu 

Kimin hortumu 

Kimin kılı 

Kimin zırhı 

Taştan kayadan, 

Kimin ki ışıktan,  oyadan. 

İşte o zaman 

Şaşıp kalmayın da 

Anlayın bir parça 

Dünya kaç parça? 

Perçem ne mânâ? 

Zülküf düştü badem kaşlarına derken derken 

Söz kimlere uçuruldu? 

Yarim ol derken derken 

Kimler geçti haybeden? 

Çözüldü şifreler 

Çekildi örtüler 

Kalktı tüfler.

Teninin renginden, 

Beti benzi griden... 

Korkanlar kaldılar baş aşağıya 

Karadan karalar; kapkaralar battılar balçığa. 

Sıra geldi aydınlıkta sanılanları ayıklamaya. 


Hadi öyleyse 

Kalkın siz de ayağa 

Çıplak ama!

Üstü başı değil 

Kalbi çıplak 

Beyni çıplak 

Ruhu çırılçıplak,

Geçin boy aynasının karşısına 

Bakın içinize içinize o anda.

Varsa hâlâ karaltı bir parça 

Bilin ki saflaşma an'da. 

Bitirin o vakit kolaylıkla. 

Yoksa yorulacağız bu yolda. 

Hatırlayın 7 Tren Yolcusu ve Ağır Yükleri meselini (bkz sayfa 136'ya)*

Gerek var mı buna?  

Bunca söylendi...

Anlatıldı onca... 

Yılkı atı misali yelelerini savura savura 

Koşup giderken özgürlük sandığına 

Düşmesin kimse kör kuyulara 

Diye bağlandığın gerçekliği iyi anla. 

Güneşi görmek diye diye 

Koştuğun zirveyi iyi anla. 

Dolunayın haşmeti uğruna 

Çıktığın karanlığı iyi anla. 

Ab-ı hayat suyunun kaynağı diye 

Vardığın ablukayı iyi anla. 

Yıldızların ışıltılı bir ihtişam için 

Döktüğü kan, teri yeniden tanımla.


Ey insan,

Ey yaratılmış olan, 

Ey özü ile parlayan, 

Ey kanı ile canlanan, 

Ey suyu ile akan,

Ey aklı ile yaşayan, 

Ey kalbiyle atan, 

Ey ışığı ile aydınlatan, 

Ey nuru ile şifalandıran, 

Ey sen, Sen olan,

Kimsen kim olan, 

Şimdi de var olan 

Dönüp gitme, girme içine 

Artık dön özüne 

Kalanları bitire bitire. İstanbul denen de 24.12.2023 15.55'te sonsuz sevgimle 

Ebru'yu da içeren Firdes'ten size.


*Bahsi geçen mesel Işıldayan Hayatlar adıyla Haziran 2018'de Yeni İnsan Yayınevi'nden  çıkan kitabımda yer almaktadır.