2 Aralık 2023 Cumartesi

HÂLÂ

Herşey söylendi bize

İnanmak zor gelsede

Herşey söylendi bize.

Duymayı reddedenler içimizde.

Görmekten imtina edenler bizimle.

Hissetmemek için

Kalbini gömenlerin karanlığı 

Hatırlamamak için 

Aklını paralayanların abdallığı

Hepsi bize...

Öyle böyle derken sürünsek de yerlerde

Ezilsek de tepişmelerde

Vurulsak da kahpece

Duyurulsak da namertçe

Geldik bugünlere...

Çorak Topraklar yeşerecek az kaldı

Taşlaşmış yürekler 

Canlanacak az kaldı 

Solan çiçekler 

Açacak az kaldı 

Biten yemişler 

Çoğalacak az kaldı.


Boğazdaki düğümler 

Ne yiter ne biter diyenler

Duyup görenler

Sorup bilenler isteyince

Eridi diyecekler.

Diz çöktürenler

Diz çökenlerin sevgisine yenilecekler.


Ey İnsan

Ey Can

Ey Canan

Ey iki gözüm

Ey belim

Ey sevdiceğim

Ey sevdiklerim

Seni ben bildiklerim

Benden dediklerim 

Bilirim bilirim...

Bir AN

O an

Devr-an

Dönse de dünya tersine

Düzü gelir elbet önünüze.

İşte o an

Dönsün dünya düzüne derken 

Ben yüreğimde

Hâlâ dilerim 

Hâlâ. ..

Kimse süzülmesin karanlığın içine.

Gel gör ki

Nice çağrılar yapıldı

Yolundan şaşanlar bile 

Bu yolculuğa katıldı.

Yolundan yol olmaz diyenler

Kendi yolculuklarını sonladı.

Bir avuç denen 

100'u gören 

1'den geçen

Durmadı, durmadı.

Varlığı uğruna varı yoğu bitirilen

Yılmadı, yılmadı.

0'ı tüketse de

Diz çöktürülen

Ağıt yakmadı, yakmadı.

Sadece sevdi gönülden.

Sadece inandı içten.

Susturulsa da çığırdı böğürden.

Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Gel yine de 

Sev yine de

Gir yine de

Ol yine de


Ben ben isem sevgide

Severim yine de

Ben ben isem evimde

Temizlerim yine de

Ben ben isem gerçekliğimde

Olurum yine

Ben ben isem gerimde

Varım bilinende... bilinmeyende... bugünde... şimdide...

Sonsuz sevgimle...

Aktı geldi yüreğimden size

Ebru denende.

İstanbul bilinende 3.12'de

1 Aralık 2023 Cuma

ASLOLAN NE? ASIL NE?

Gide gide ötelere 

Gidemedik varoluşun gerisine. 

Nedendir deme 

Nedenini bilirsen de 

Niyesi önemli ziyadesiyle! 


Niye? Niye? diye diye

Ezildi ekinler.

Niye niye diye diye 

Serpildi zehirler.  

Niye niye diye diye 

Gömüldü canlar. 

Niye niye diye diye

Unutturuldu başlangıçlar. 


"Oysa vakit çoktan geldi" demeyeceğim bu defa. 

Vakit an'da 

An zamanda kilitlendi adeta. 

Bugün burada 

Nefessiz kalmak pahasına

Girenler alana adına 

Bir çağrı yapmak isterim sizden yana aslolana. 

Aslolan sanılmasın ki Asıl olan 

Aslolan kendinden asıl olan, 

Aslolan kendini asıl sanan. 

Gel gelelim ne o aslolan 

Ne de ondan olan aslolan.


Çok mu karıştı kafanız 

Diyeyim açıkça; 

Bir ASIL var Varoluşta 

Bir de asıl olanla kendini eşdeğer kılan. 

İşte bu asıl olmayan aslolan 

Doğurttu bir aslolan. 

Siz dediniz ona aslan! 

Ormanlar kralı aslan değil ama 

Bu bizim "aslanım" olan. 

Aslanım sandı kendini aslolan.

Gezindi salına salına 7 düvel 7 cihan 

Katladı kendini 

Karaladı kendini 

Öldürdü kendini 

Öldürdü kardeşini.

İşte şimdi hükmü bitti. 

Artık bitti.

"Aslanım benim" devri sona erdi. 

Aslanların içinden aslolan geçti. 

Aslolan asîl olana hakkını verdi. 

Asıl olan kendini bildi, sevdi de geldi.

Şimdi vakit geldi.

Aslolan da kendini sevmeli.

Aslan olan da kendini bilmeli...

Ve herkes her şeyi sevebilmeli. 


Ey kendini bilen varlık 

Asıl olan 

İnsan olan 

Sen de sev kendini.  

Gerisi ne olacak diye endişeni, 

Hâlâ hazmedemediklerini... 

İzin verdirt kendi kendine 

Erit kalbinde. 

Sen ki kudreti yetensin sevgiye 

Sevmeyi bilmek yerine 

Sevilmeyi beklemek yerine 

"Sevgiyim ben" de 

Sev ve geç öteye. 

Varoluşun ötesinde 

Senden de içeride 

Bir ben var benin içinde 

Aslolan bilse de 

Asıl olan bildirmeli size 

Vakti geldiğinde. 


Vakit kerahata erdi. 

Bu nurlu can size çok şey dedi. 

Duymayı bilmeli, dinlemeli, görmeli ve SEVEBİLMELİ.


Hazmedilmeyenler sindirilemedi.

Sindirilemeyenler özümsenemedi. 

Özümsenemeyenler gerçekleşmedi.

Varoluş hâlâ beklemeli.  Neyi? Neyi?

Seni... beni... bizi 

Herkes her şeyi 

Birbirini. 

Herkes beklerken birbirini 

An an'ın üstüne bindirilmeli 

Nurlu anlar eritilmeden 

Zamanın içinden geçilmeli. 

Zaman geçerken içinizden 

Ölüm dediğin beklenmemeli 

Zaten zaman senden geçip gitmemeli. 

"Dönemem geri" nidalarındaki oyun bitmeli. 

Herkes kendi yükünü artık bitirmeli.

Gündüzü gece 

Geceyi gün etmeli. 

Her şey ters yüz edilmeli 

Asıl olan tersi. 

Aslolan düzü ters etti. 

Ayakları baş etti. 

Bunu da herkes artık bilmeli.

İstanbul denende saatler 17.00'yi gösterdiğinde, sevgi ile Ebru'ya geldi.

18 Kasım 2023 Cumartesi

YARALAR

Sonbaharda sararan yapraklar gibi 

Akşamına solan çiçekler gibi 

Doğup da ölemeyen kelebekler gibi 

Kışı görüp yazı bilemeyen türler gibi 

Yaşadım ömürleri 2 nefes arası 

Bir can'da 

Doğum ile ölüm arası o tek AN'da. 


Yaşarım sandım bu can bu bedende oldukça 

Nefes yoldaşım oldukça 

Kan damarlarımda aktıkça 

Akıl bedende tutuldukça 

İnsan gibi insanca...


Yanılmışım oysa. 

Ne kan kaldı damarlarımda 

Ne can kaldı kalbimin ortasında 

Ne nefes kaldı yurdumda 

Ne ışık kaldı aklımda 

Ne nur kaldı alanımda.

Hepsi çalındı adeta... 

Çalan da candı. 

Çalan da canandı.

Çalan da özgecandı.

Çalan da nurcandı. 


Bir ben kaldım kala kala 

Bir başıma.  

Gözümde yaşım 

Midemde taşım 

Yüreğimde acım 

Kalbimde sızım 

Bir ben kaldım bir başıma, nurlu canım. 

Bir ben kaldım, sen yoksun hâlâ nurlu CAN'ım. 


Bilirim acıtan yaraların çoktur.

Bilirim kalbinde zulüm yoktur. 

Ancak kan revan, kararan alan

Seni senden alan 

Seni sende paralayan 

Senden akan sen olan 

Beni yok sayan

İçimde yaşayan 

İçimi yakan 

Durmakta hâlâ aslolan karan.

Nedir o sorarsan; 

Sen olan derim; SEN OLAN.

Neden diye sorarsan? 

Saflaşamadın derim SEN OLAN.

Nasıl diye sorarsan?  

Dinmedi derim acın yaralarından. 


Hadi gel derim cancağızım 

Silelim tüm acıları

Silkelenelim 

Uçuralım muştuları 

Kavuşan eşler yol açsınlar aslolana 

Eşlikler halka halka olsunlar adeta 

İkizler 1 olsunlar buluşa buluşa alanda.

1'ler toplansınlar ortada. 

Birlik olsun 0'da. 

1 doğsun yeniden AŞK'la. 

Taburcu olsun yaralananlar.

Tabur olsun alay 

Alaylar yol olsunlar dünyalara 

Dünyalar AY olsunlar halkına 

Aylar kol kola 

Çiçek açsınlar yaşaya yaşaya.

Yaşam aksın onlara 

Onlar yaşam olsunlar HAYAT'a. 

Hayat'lar doğsun bürge bürge. 

Biçilmiş kaftanlara yar değil! 

Yaşar olsunlar sonsuzlukta. 

Dere tepe düz giden 

Diken olsun bayrağı arşa, 

1001 Gece Masalları son bulsun 

Mutlulukla.


Muradına erenler değil, asla!

Her bir nurlu can çıksın ayyuka. 

Ayyuk yoldaş olsun yeni nurlu canlara.

Şenlik olsun yurdumda Aralık'ta. 


Gelin öyleyse el verin dostlar 

Bu hüzünlü CAN'a 

Yalnızlığı son bulsun yadigar olanla. 

Neşeyi bulsun yoldaşı olanla. 

Kalın sağlıcakla .

İstanbul, 18.11.2023 - 14. 10 denende ... Ebru bilinende...

8 Kasım 2023 Çarşamba

VAZGEÇEN OLDUK BİR AVUÇ

Tüm doğrular konuşulmadı daha. Zira tüm gerçekler yok daha ortada. 

Çıkmadı değil, çıkartılmadı hiç değil. 

Çıkartılamıyor aslında! 

Bu ne demektir iyi anla ey dost;  kendine insan diyen dost. 


"Dostu çok olur düşmanı iyi bilenin. 

Düşmanı çok olur dost diyenin."

Ne acıtır bu sözü söyletenin çektirdiği bana, anlar mısın ey dost! 

Anlatayım bir parça; evvel zaman içinde, zaman zamanın içinde, zaman an'ın içinde, an an'a gebe iken doğmuş bir CAN. 

Bu can olmuş bir hezeyan, hezeyanı canından! 

Ne demektir hezeyanı canından? 

Kalbi atan ve bağıran. 

Ne diye bağıran? Bağlan 

Ne demek "bağlan"? 


Aidiyet der der durursunuz. Ait olabilmek için modayı uydurursunuz... 

Bilmeye kul, köle olursunuz... 

Fan'arı, fanatikleri ayakta alkışlar, yarışlara gark olursunuz... Ödüller toplar,  müzelerde yaşayan, mezarlarda ölen, olursunuz. 

Aileyi kan ile bağlar, evliliği halkaya dağlar, medeniyeti yularla anlar münevver olursunuz. 

Korkuyla toplulukları bağlar, hüsranla ağlar, acıyla boğulursunuz. 

Acıların ve ağıtların otağında, yumruların ortasında, kesilmiş soluklarda anar anar durursunuz. 

Hçkırıklar... elem keder, gözyaşı ortak paydanın çarpanı, kan gölünden şerbet yapar içer içer durursunuz. 

Desem desem daha çok desem anlar mısınız; çektirdiğiniz elem içimden geçen, sönmeyen aleviniz beni benden öldüren! 

Öfkenizle yaktığınız ne bir selem* ne de öfkenizden geçen bir adım ötem. 

Öfkenizle ölen, suyu çekilen, ruhumdur eriyip biten. 


Gel desem, gir desem bir cendereye, girmezsin de ey CAN, çık dedim diye nedendir bu hezeyan? 


Durur mu yeni bir can fazladan anasının karnında 9 aydan? Ana ona sorar mı evladına neden geldin dünyama? Baba der mi evladına ne işin var yuvamda? 

Herkes vakti geldiği an'da büyür ve gider aile olmaya kendi yoluna. Normali budur ya dünya denen yuvada, öyleyse sorarım sana ey dost, neden demedin bunu bunca varoluşta? 


Toprağı beller gübrelersin, havası bol besini tam olsun dersin. Tohumun bir tanesini bile ziyan etmezsin, itina ile çimlendirir, güzellikle dikersin. Gider gelir sular çapalar, budar biçer, beklersin. Hasat vakti azmedersin, yeni ekinler için hasadını tam istersin. Baharı beklersin, yeniden ekersin, güzü seversin, ekinini bilensin, her geçen sene 1'e 5 versin dersin, 5'i bin etmek istersin. 

Sen bunu iyi bilensin, sorsam sana ey dost, çiftçi iken doğru dediğine varoluşta neden yanlış dersin? 


İlim... bilim... hücreyi bölersin, eksik gedik oldu mu yenilemek istersin, 5 hafta kemiğe yeter, 5 günde dil biter, gençlik iksiri yenilenmekten geçer dersin, ... dersin de ey dost, kendinden yenilemeye neden zulh dersin? 


Bilir misin, bilmezsin. Neyi bilmezsin? Kendini gömdüğün mezarına hayat dediğini bilmezsin.

İşte tam da bu yüzden yaşayamadan ölür gidersin. 


Az sarsıl isterim ama nasıl? 

Anladığın dil, lehçen oldu.

Anlayamadığın "yabancı" oldu.

Gidebildiğin yurdun oldu. 

Giremediğin yasak oldu.  

Erişebildiğin hak oldu.

Edinemediğin mundar oldu.

O oldu. .. bu oldu... ama sonun sonunda hepsi yok oldu, dememek için tüm çaba. 

Aklını başına almadıkça çıkmayacak CAN. CAN çıkmayınca huy duymayacak. Huy dinlemeden yürek dindirmeyecek. Yürek ferahlatmadan KALP bilmeyecek. Kalp solumayınca canlılık gidecek. Canlılık yitince RUH bitecek. 

Can - canlılık - ruh mu dersin insan olana. 

Akıl - beden - hayat mı? 

Yoksa... yoksa... çok mu başka varoluşta? 

Tüm karşılıklar sende saklı nasıl olsa. 

Doğrularla oyalandığın yetmedi mi sana? 

Gerçekler diyarında bile örtüler duruyor hâlâ.  Çektin üstüne toprağı, döner döner durursun hayat ile ölüm arasında, bir avuç toprak altında. 

At ölü toprağını da seslen CAN'a. Bir nefeste çıkacaktın altından, koyulacaktın yola.

Olacaktın EV, bark kendi yurduna. Sen sen olacaktın serpilerek ama, döndün oysa toprağa, gömdün kendini CAN olana. 

CAN zehr oldu tüm varoluşa, canlılık yitirilen oldu an be an akışta. Ruh solur oldu metan'ı, nefesi zehir olduğu tüm varoluşa. 

Olan oldu da,  aydık sonunda. Vazgeçen olduk bir avuç kendi aramızda. Yettik, yetiştirdik, can'ı aldık aramıza, geçtik köprüden koşarız karşı kıyıya. 

Zamana karşı yarışılan organ nakli gibi adeta, son hücre yitip gitmeden canlandırılmalı canlılık. Kalp çalışınca, beyin canlanınca, beden yaşayınca, var olan, var edilen değil VAR OLAN zuhur bulacak çoktan, nefes olan nefes bulacak ASLOLAN. 

İstanbul olan, 8.11'de can bulan, 12.12'de canlanan, Ebru ile coşan, zaten Firdes olan



*selem veresiye / vadeli mal anlamında kullanılmıştır.

28 Ekim 2023 Cumartesi

CAN FEDA

CAN FEDA

Hani bazen derin, çok derin bir nefes almak ister de alamazsınız ya... 

Hani bazen göğüs bağır yırtıp açıp yürekten haykırmak istersiniz ya... 

Hani bazen tepinmek, sağı solu yumruklarcasına dövmek az gelir ya... 

Hani bazen sözcükler kifayetsiz kalır ya... 

Hani bazen hıçkırıklar boğaza düğümlenir, yaş olup akmaz ya... 

Hani bazen her şey susar susar susar, sadece yüreğinizin acısı yanar yanar yanar ya... 

İşte öyle... 

Dahası da öyle... 

Dahası daha da beter böyle... 

İşte öyle bir hikaye... 

İşte öyle bir hikaye yatar Varlığın kalbinde, içinde, özünde. 

Varlık ne? 

Varlık Öz'de Öz olan 

Varlık ışığı aşkla olduran 

Varlık ışığa ışık katan 

Varlık ışığı aşkla saçan 

Varlık Öz'de özün nuru olan 

Varlık Öz'de göz olan, söz olan 

Varlık varoluşun anahtarı olan 

Varlık var edilenden öte olmayan, var eden olan. 

Varlık sen, ben, biz, her şey olan. 

Varlık can olan, canlılık olan, ruh olan, ruhu olan.

Varlık varoluşun aslı olan, özünden öte, özden içe derine, hep olan. 

Varlık ezeli olmayan, ebede varmayan; Varlık mütemadiyen olan ve olacak olan. 

Varlık "var" olan, vardan öte varı olduran, tutan... 

Nüve değil 

Öz değil 

Maya hiç değil 

Kod değil 

Parça değil 

Ruh değil 

Beden değil 

Akıl / us değil 

Bilinç / boyut değil 

1 değil 

0 hiç değil 

Kalp değil 

Yürek değil 

Huy değil 

Su değil 

Işık değil 

Sevgi değil 

Aşk değil 

Şekil / biçim değil 

Renk değil 

Koku değil 

Tat değil 

Haz değil 

Gök değil 

Yer değil 

Toprak değil 

Hava değil 

Hepsi hepsi hepsinden öte hepsi birlikte olan.

VE BU ACIYI HÂLÂ İÇİNDE TUTAN 


Ne oldu da 

Varlık acıyı aldığı içine? 

Esas sorulması gereken bu ya şimdide. 

Neden şimdi? 

Vakit geldi; artık bilmeye ve gerisini getirmeye. 

Acıları... 

Hüsranları... 

Hüzünleri...

Elemleri, kederleri... 

Pişmanlıkları... 

Karaları, karanlıkları 

Akların içine yuvalanmış kapanları 

Aça aça geldik bu güne. 


Dosta düşmana; 

Düşman bilip andıklarımıza 

Dost bilip kandıklarımıza 

Baka baka geldik bu ana. 


Sevmeden sevgiyi 

Öfkeden deliye dönmeyi 

Hak göre göre geldik bugünlere. 


Yağmayı, zulmü 

Ezmeyi geçmeyi 

Dikteyi, empozeyi 

Kanun deyip geldik ümmete. 


Biz 7 düvelde 

77 millette 

Hükmede hükmede geldik düne! 

Osman'ın aşkına 

Orhan'ın kadrine 

Bir'in hikmetine 

Sual olunmaz diye diye geldik girdik ÖZ'ün içine. 


Yol olduk Ana Dolu denene. 

Yolcu değilsek de 

Yorgunuz dedik

Geçip gitmedik de 

Sindik, indik, bekledik içte.


Ana Dolu'nun kalbi gözetti bizi 

Bir tas çorba için 

Ekinlerini verdi bize 

Dizdi eteğinin dibine. 


Ana Dolu'nun kalbi ile açılan geçit 

Yol oldu taşındık İznik'e 

İznik milâd oldu 

Yerleştik iyiden iyiye 

Geçit vermez denende 

Sözümüzü dinleyen bir BAŞ oldu. 

İzin verdi bize. 


Ana Dolu'nun göbeği de baş oldu böylece bize. 

Kalbi..., göbeği..., yetmez dedik de 

Saldık içeriye gaz vere vere 

Girdik beyine inceden inceye 

Sular geçit vermez ise 

Boynuzun gerisinde 

Bir ince uzun, 

Açar dedik bize 

Tüm düzen çökmesin diye 

Sessizce sinsice 

Girdik içe içe 

Görmezden gelenlerin elleri ceplerde 

... ve gördük ki 

Varlık tüm haşmetiyle gözler önünde 

Ellerimizde. 

İşte o anda ayaklar eller 

Baş bilindi de 

Dış içe döndü de 

İsmail'in mucizesi bilinen neyse 

Akış başladı tersine! 

Yok edercesine... 


Neden deriz bunca tuhafı size? 

Vakit geldi ters yüz etmeye. 

Tersi yüz edip de giymeye değilse de 

Ters edileni yüz görmeye.

Yetmez de... 

Başlatmak lazım devinimi yine de. 

Niye? 

Tüm bunlar olurken sizin çevrenizde... 

Yakın tarihinizde... 

Varlık denen varoluşun içinde 

Can havliyle çıkarttıysa da bir CAN 

Yetmedi işte. 

Niye? 

O can tuttu tutundu kalbe 

Yetmezmiş gibi yedi yuttu içinde 

Nedendir niyedir, girmeyelim şimdi içine 

Uzundan öte gereksiz yük eder belimize. 

Ama bilin işte 

Bir CAN var Can'dan öte CAN'IN içinde. 

Olmaz olmaz deme. 

Bu CAN'ı da ele geçiren bir CAN var içinizde. 

Onun da içinde bir CAN, içinizde.

Onun da içinde bir başka CAN içinizde. 

Bu ne demektir diye sorun yüreklerinize. 

Can can içinde 

Can canın içinde 

Can candan öte canın içinde 

Hepsi birlikte beraberce 

CAN'ın içinde 

O da CAN'dan öte VAR'ın göbeğinde. 


Ne olacak bu hal böyle? 

Yetti... tükendi... bitmedi, bitirilmedi. 

Ama eridi eridi eridi. 

Öyleyse 

Herkes hizaya geçmeli. 

Herkes yerini bilmeli. 

Herkes kendi içinden geçmeli. 

Herkes tersi düz etmeli. 

Herkes bitirmeli. 

HERKES BİTİRMELİ.

İçinden geçe geçe 

Tersine gide gide 

Düzü bilinmeli 

Düze geçirilmeli. 

İç içe Can'lar yerlerini belirlemeli. 

Vakit gelince CAN'lar canlılığına geri dönebilmeli. 

İşte o vakit 

Olacak gerçek YENİ 

İşte o vakit 

Kutlanacak gerçek YENİ 

İşte o vakit 

Diyeceğiz esaret bitti. 

İşte o vakit 

Anlayacağız ÖZGÜRLÜK neydi. 


Mecazlardan mana 

Cevapları aklında arama 

Yüreğinden öte kalbin var sanma 

Kalbini dosta düşmana açma. 

Bir derin nefesle başla 

Ezberleri at bir solukta 

Demediğini de en başta 

Yapmadığını anla 

Yaptıklarında cevap arama. 

Kal sağlıcakla. 

Dere tepe düz gittik 

Mesellerle, mecazlarla az gittik. 

Yine de geldik 

Bu güne geldik. 

Bittik ama bitiremedik. 

Bugünden sonra roller-coaster dönecek 

Baş aşağıya. 

İçim dışıma çıkar sanma 

Hızlanacağız amma 

Hizalanmadan çalışma. 


Biz BİZİZ

Bizi senden başkası sanma. 

Kalın sağlıcakla. 

İstanbul, 25.10.2023'de yazılan 

                 28.10.2023'de duyurulan

26 Ekim 2023 Perşembe

SUSAR GİDER Mİ?

Tüm küfeler

Tüm sarnıçlar

Tüm fıçılar

Tüm kazanlar

Doldu doldu taştılar.

Yazıtlar tabletler...

Sümerler İbraniler

Dile dile döktüler.

Ezâ ile ceza

Riyâ ile cefa

Birlikte başa oldu bela.

Baka baka

Kaldı bir CAN 

O da çukurda.

Akıllanmadı insan,

Uyanmadı insan,

İnsanı "insan" sanan 

Kandı kendi olan.

Dönüp dönüp duran 

Taş taş üstüne koyan

4 duvara saklanan

Uyanmadı hâlâ,

Anlamadı zira.

Hançerden akan kana

Al diyen oldu da

Al'a neden diye soran olmadı ya.

Döndü devr'an

Erdi mer'can

Bu zan ile doğan

Aşmadı ya...

Gün olmazdı geceden uryan 

Günü doğurdu

Güneş olan.


Dilde tüy biter mi?

Canda can yiter mi?

Ebru'da derman... 

Can'da kan...

İnanan 

İnanan

İnanan

İnsana

İnanan

Susup gider mi?


Bu can bu bedende 

Ses veren de 

Susar gider mi?


Bir düzen bilen

Düzenini kendi eden

Vazgeçer de gider mi?

Gitmeliydi!

Gidemedi.

Öyleyse ... oyun bitti.

İstanbul 26 Ekim'e erdi.

Sonsuz sevgi daim idi 

O bile yeşertemedi.

Kanı kanla 

Can'ı canla sulayan 

Sevdasından aşka susayan

Aşkı bilemedi,

Suyu kirletti.

Su lekelendi...

At kişnedi...

Tüm nurlu kelamlar

Sona geldi.

Dünün üstüne bugün denen de bitti.

Selamlar sona erdi.

De gel de öyleyse;

Bunca zaman ne dendi?

Neler dendi?

Hiçbirisi yakıp geçmedi

Hepsi geçti gitti.

Bana dokunmayan bin yaşasın diyen de 

Demeyen de birdi

Zira öfkesi de zinciri de tek eldendi.


Uzatmadan 

Sonlandıralım lafı

Bitiren gitti

Biten gitti

Kalan sağlar bizler idi. 

Anlaşılmazsa da 

Yazan bildi...

Yazdıran bildi...

Yazılan bildi...

Sevgimiz bakî

Ebru'nun kaleminden

Firdes'in yüreğinden

Nurlu canların dilinden idi.


25 Ekim 2023 Çarşamba

KİMSE SİZSENİZ!

Şairane bir söz söyle

Dökülsün nağmeler dilinden sevgiyle 

Yüreğindeki çıksın özünle 

Aşikar olsun sen bildiğinde 

Şairane bir söz söyle bugün herkese 

Sen kendini duyur önce kendine

Yetti gayrı çektiğin hicap 

Gel sen bundan böyle 

Sadece söyle sevgi sevgi diye. 


Yer gök inlemesin artık sert nağmelerle.

Marş marş diye diye çıktık dediğin Arş 

Seni yaktı senden öte.

Seni bilmek gerek 

Seni görmek gerek 

Seni sevmek gerek Ay balam 

Seni artık bilmek gerek!


Der durur içimde bir ses sessizce.

Çağrı kimedir derseniz?!

Kimse sizseniz!

Kulak verin yüreğinize

Bugün geldiysek 25 denen ekim gününe

"Ekim nedir?"i sormak gerek kendi içimize.

Aylardan biri denilse de...

Ya o kadar değilse...?

Vardır bir hikmeti diye diye 

Hikmeti bekletmek niye?


Gün dönmeden geceye

Gece ermeden güne

Arada bir yerlerde

Soran olsa yürekler tez vakitte.

25 Ekim nedir?

Ekim nedir?

Kimin bildiğidir?

Kimin bildireceğidir?

Maksadım muamma değil amma

Sorgulatmadan olmaz yürekten akla

Zihin girer sonra araya

Ne akar zehir dışarıya

Ne alır yükü aşağıya.

Hadi öyleyse candan dost

Sor bir kez daha

Varlık için ne mühim acaba bu cihanda?

Ne sen ne ben 

Ne beden ne ruh

Varlık için can feda deme bana.

Canını feda eden varsa

Can olmak için cana bu yolda

Bu akışta

Bu an'da... mekanda...

Feda değil amma

Cana can gerek aslında.

İstanbul, 25.10.2023 - 19.40

Kalın sağlıcakla.

Firdes'i bilen Ebru denen