28 Aralık 2016 Çarşamba

1 SENESİ İÇİN - 28.12.2016

Kimileri kendi sınavlarını vermek için karşılaşır zorluklarla,
Kimileri yol olmak, yol açmak için…

Kimileri seçim yapmak için düşer karanlığa,
Kimileri ışık olmak için…

Kimileri gitmek için seçer hastalığı,
Kimileri şifa olmak için milyonlara…

Kimileri görünenle oyalanır yol boyunca,
Kimileri yüreğinin sesini dinler, fark yaratır sonunda…

Kimilerinden olursan ol, sevgiyle yaratıldın aslında.
Son nefesini vermeden, hep şansın var, sonsuz ihtimalin arasında
Çevirip yüzünü aydınlığa bakmaya.

Uyarmadı deme sonra;
Sayılı gün kalmışken 1 yılına
Niyetinle başla!
Her şeye yetecek gücün var nasılsa.
Sonsuz sevgimiz akıyor tüm insanlığa, şimdi ve daima.

Bu yazı 28 Aralık, 2016 Çarşamba günü saat 10.55 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.


1 SENESİ İÇİN - 26.12.2016

Ağlayarak gelsek de bu hayata
Gülümseyerek gitmek içindi tüm çabamız yol boyunca.
Yardım sonsuz olsa da
Biz aklımızın yettiğini aldık yalnızca.
Şifa sınırsız olsa da
Hak ettiğimize inandığımız kadarını aldık yol boyunca.
Sevgi yaradılışımızın özü olsa da
Almadan vermek Allah'a mahsus dedik
BİR olduğumuzu unuttuk bu yolda.
Hala nefes alıyorken bu CAN'da
Silkelenerek uyan artık bu yolda;
Kim olduğunu hatırla
1 senesine (2017) sayılı gün kalmışken şurada
Önce kendini kucakla
Sonra yüreğinin sonsuzluğunda tüm insanlığı hatırla.
Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

BİR'İN GÜCÜNÜ İLMEK YAPMAK / NİYET, DUA

Şiir desen şiir değil, yazı desen hiç değil. Sen buna niyet de, gerisini ruhun anlar nasıl olsa

Hadi gelin birlik olalım,
BİRken zaten birbirimize destek olalım.
BİRin gücünü ilmek yapalım
Başı önde olanların başını kaldıralım,
Sırtında yük taşıyanların yükünü alalım,
Korkudan gözlerini yumanlara
Bir yudum suyla dokunalım.
Halep'ten Şam'a Şanlıurfa'dan Afyon'a
Köprüler kuralım
Yolları aşamıyorsak da
SEVGİ olup akalım.
Şimdi şu anda bir derin nefes alsan da
Gözlerini kapatıp yüreğini açsan da
Oluk oluk akıtsan ya
Işığını tüm insanlara
Boşa gider sanma, vakti gelmiş olan ALDI BİL, anla.
22.12.2016 10.40 İstanbul

AN'DA KALMAK

Geçmişe takılı kalmak kadar gelecekle oyalanmakta enerjinizi bloke eder, düşürür, ihtiyacınız yok.
Tek ihtiyacınız AN'da kalmak ve idrakinizi genişletmek. Yatayda değil dikeyde harekete geçmeye niyet etmek...
Ve bunu yapacak gücünüz var.
Bugün, şimdi, hatırlayın ve yükselin sevginin gücüyle.
Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

16 Aralık 2016 Cuma

ZİFİRİ KARANLIKTA BİR MUM

Aynaya baktığında, gözbebeklerinden sana bakan, sana gülümsüyorsa...
Bir derin nefes aldığında yüreğin huzurla doluyorsa, ne mutlu sana. 
Kendi yolunda, vakti gelmiştir artık insanlığa ışık yaymaya. Zifiri karanlıkta bir mum bile aydınlatır aslında. 
Nerede olduğuna bakma; neyle oyalandığın esas görmen gereken aslında. 
Yürümek istedikten sonra gücün de var yaradışında, yardım da var her daim yanıbaşında.
Bugün, 16.12.16 saat 12.06'da senin için açılan kapıdan yükselmeye niyet et yeter aslında.
Bu yazı 16 Aralık 2016, Cuma günü saat 11.00 itibariyle F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul'da kaleme alınmıştır.

15 Aralık 2016 Perşembe

7 TORBA YÜKÜ

7 torba yüküyle geliriz hayata…
7 kat yer, 7 kat gök, 7 kat da senin içinde…

Hayatta kalabilmek için, bu bedende, bu dünyada 1.katı temiz tutman gerekir, bilirsin bunu zaten tam yüreğinde. Küçücük de olsa bir tehdit hissettiğinde yeniden temizlemek istersin o katı; hiçbir karaltı, hiçbir gölge, endişe kalmasın diye. Yeri gelir zorlanırsın tabii ki de, endişe etme diye yanında dururuz biz de. Girmeden önce bu bedene her şeyi yapacak gücün sana verildiğine emin ol diye…

Tüm tehditlere rağmen, tüm zorluklara, güçlüklere… ayakta durabildiğini gördüğünde büyümek istersin sen de. İşte o zaman sıra gelir 2. katın yüklerini temizlemeye. Varlığını devam ettirmek için yürümen gerekiyordur başkalarıyla birlikte. El ele, omuz omuza, sırt sırta olabilmek için kaldırmak gerekir engelleri, var ise. Zorlandıkça direnmekte, endişeler birikir yürekte. Oysa amaç temizlenmekse gerek yoktur hiçbir yüke. Biz bekleriz seninle, yeri geldiğinde dokunuruz yüreğine hatırla diye, bu bedene girmeden tüm engelleri kaldıracak güç sana verildi diye.

Size göre geriye dönüşü olmayan, tek yönlü, zaman akarken geleceğe yüklerin de artar heybende. Her temas bir his, her his bir iz bırakır yüreğinde. İşte o zaman temizlemek gerekir; hem 3’ü hem 4’ü birlikte. Doldurduğun kadar boşaltman, boşalttığın kadar doldurman gerekir, hep dengede.

Bazen bir kar tepeciğine düşen kor ateşi gibi, alevi sönene kadar eritir iner ta derine. Kimi zaman tatlı bir rüzgar esintisinin sersemliğinde yağar kum taneleri üstüne… Bil ki o zaman da biz bekleriz seninle hatırla diye; her şeyi yapacak güç zaten senin içinde.

Dil bağlantılıdır hem yürekle, hem zihinle. Olması gerektiği gibi dengedeyse çıkmadan sesle, harmanlanır duygular, düşünceler güzellikle. Ama yüreğini temizleyemedinse vaktinde, taşlaşır o da seninle. Kaynağı kurumuş bir çeşme gibi akmaz haliyle... Yaz günü çölde kavrulup gidersin kendi yüreğinin ateşinde. Biz yine bekleriz seninle, yardım iste diye. İstemeyi bilmezsen kendi yüreğinle, temizleyemezsin işte… Ahh o boğaz neler çeker böyle. Boğazından geçenler, boğazından gelenler, temizlenmeyi bekler senin niyetinle.

Bu dünya düzeninde önünü gör diye 2 göz verildi bedenine. Gördüğünün sana gösterilen olduğunu anladığında başlarsın temizlemeye onu da. Bir ayna gibidir aslında, önüne çıkan her vaka senin fırsatındır; içine dönmek ve bitirmek için ödevlerini hızla. Görünen sadece senin görmen gerekendir aslında. Olansa, sen hazır olduğunda hatırlatılır sana. Bir bir temizlediğinde tüm yüklerini 6.torbada gördüğün ruhunun güzellikleri olur sonsuz aydınlıkta.

Yol olmadan ulaşılmaz yuvaya. Ama her zaman yollar düzgün olmaz hayatta. Afetlerle yıkılmış köprüler, yola düşmüş kayalar da çıkar karşına. İnce uzun toprak yollarda çukurlar da olur, keskin virajlarda, yokuşlarda… Sen durmadıkça, yolundan sapmadıkça eninde sonunda varırsın YUVAYA. 7. torba en zoruymuş gibi gözükse de bil ki en keyiflisi, en huzurlusudur aslında. Sonunda o yuvada; ebedi yuvanda sonsuz sevgi bekler seni tüm saflığıyla.

Ne duruyorsun hadi başla, başladıysan zaten artık durma. En başından en sonuna hep yanındayız, korkma. Korku sadece ilk anda seni yaşatmak içindi, bitti görevi, artık anla. Kendi yarattıklarını da sen temizle hızla, durma, duraksama, sadece hatırla. Kucak dolusu sevgi akıyor koşulsuzca şimdi ve daima.

Bu yazı tüm uyanan ve uyanmaya niyet edenlere ithafen yazdırılmış ve 15 Aralık 2016, Perşembe günü saat 11.00 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.


AYDINLIĞA DOĞRU

Önce farkına varmamız gerekiyordu, dünyanın bizim dar hayatımızdan ibaret olmadığını!
Buna globalleşme dedik...

Sonra, görmemiz gerekiyordu; bazılarımızın yollarının ve bazı durumlarda bazı yollarımızın karanlık olduğunu!
İdrak ve ayrışma dedik buna...

...ve adım atmamız gerekiyordu aydınlığa doğru artık topyekün!
Uyanmaya niyet etmek dedik buna...


Tüm yüklerimizden kurtulmamız gerekiyordu!
Arınma, değişim, dönüşüm, şifa dedik buna...


Sevginin yaradılışımızın özü olduğunu hatırladıkça sonsuz ve sınırsız olduğunu kabule geçmeye başladık. Sevgi olmak, sevgi kalmak niyetine geçtiğimizde, yükseliş dedik buna...


İlahi ışığın yolundan, ilahi ışığın gücü ve korumasıyla SEVGİ OLmaya, SEVGİ KALmaya, şimdi ve daima. Şükürler olsun, şükürler olsun, şükürler olsun.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu

İstanbul, 15.12.2016

11 Aralık 2016 Pazar

GİRDAP

Bir girdap oluşmaya başladığı ilk anda ne kadar yıkıcı olsa da, durulduğunda geride bıraktığı iz; silinme, arınma, temizlenme, sıfırlanmadır aslında.

…ve her nerede vuku bulursa bulsun; ister gökte, ister yerde, ister denizde, başlangıcı aynıdır aslında; mevcut ve durağan olan sistemin enerjisine ters, güçlü bir tesir akışa geçer ve dairesel bir döngüyü başlatır.

Bu döngü kendine temas eden birinci halkadan başlayarak dışa doğru yine dairesel döngülerle çekim tesiri yaratır ve durağan enerjinin parçacıkları bu tesirle girdabın merkezine doğru çekildikçe -ki bu kaçınılmazdır- merkez gücü katlanır, çekim gücü artar ve bu güç yani enerji yükü tamamen boşalana kadar görünen yıkım tesiri devam eder.

Eninde sonunda girdap bu yükü taşıyamaz hale gelir ve toprak anaya tüm enerjisini salar. Toprak ana kucaklar geleni ve değiştirir, dönüştürür sonsuz gücüyle.

Yaşanılanları ve sizde yarattığı duyguları bu düzende düşündüğünüzde, olanın olması gereken olduğunu idrak etmeniz an meselesi olacaktır.

Uyuyanlar ve uyutulanlar için bir girdap etkisi yaratmak ne kadar gerekliyse, girdabın enerjisi taşınamaz hale gelip salındığında açığa çıkacak olan temizliğin kabulüyle yaşamak da, uyananlar ve uyanmaya niyet edenler için, o kadar şarttır.

Burada önemli olan, uyanan ve uyanmaya niyet edenlerin, tek ilaç, tek yol olan sevgiden bir an olsun vazgeçmeyip, tereddüte düşmeyip, yollarına devam etmeleridir.

Her uyanışın başka onlarca uyanışa vesile olacağı inancıyla ve gerçeğiyle devam edin yükselişe.

Yaradılışınızın özündeki saf, sonsuz ve koşulsuz sevgi sizin tek ve en güçlü kaynağınız, yakıtınız ve ışığınızdır.

İhtiyacınız olansa sadece nefesiniz ve niyetinizdir.

Yanınızdayız; şimdi ve daima sonsuz sevgimizle.

Bu yazı 11 Aralık, 2016 Pazar günü saat 16.00 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır. 

8 Aralık 2016 Perşembe

KAPILAR VAR SENİN DE YÜREĞİNDE

Sonsuz sayıda kapılarla çevrili olsaydınız şu anda, hangi kapıyı açardınız acaba?

Size en yakın olanı?
En parlak, cezbedici gözükeni?
Saydam olup, arkasını göstereni?

Evet mi?

Evet...
Tüm hayat boyu sonsuz sayıda kapıyı açıyoruz seçimlerimizle aslında.
En yakın olanı seçiyoruz; zahmetsiz/ulaşılabilir/kolay/konforlu/... diye.
En cezbedici olanı seçiyoruz; iyi/gösterişli/beğenilen/... diye.
En saydamı seçiyoruz; güvenli/huzurlu/rahat/anlaşılabilir/... diye.

Peki, bu tanımlar nereden geliyor?
Ya zihnimizin derinlerinden; kalıplarımızdan, inançlarımızdan, bize öğretilenlerden...
Ya kalbimizdeki korkulardan, yüklerden...
Tabii bir de egomuzdan!

Peki, ya kenarda kalan toz pembe kapının arkasında aşk varsa...
ya öndeki heybetlinin gölgelediği küçük mavinin arkasında huzur varsa... ya o uzakta kalın ve açılması zor gibi duranın arkasında gani gani bolluk, bereket varsa...

Bak, onlar da senin kapın! Benim değil, onun değil, senin kapın! Hep oradaydılar, hep de orada olacaklar, sen açana kadar ya da açtıklarını kapayıp yenilerini görmeye ve açmaya niyet edene kadar.

Bir gün; temizlersen zihnini, yüreğini ve bir adım atarsan içine, görünenin ötesine geçme niyetiyle, sen de görebilirsin sonsuz sayıda kapının varolduğunu, senin için de.

Nefesinle ve niyetinle, bugün, kapılar var açılmayı bekleyen senin de yüreğinde.

Sevgimle şimdi ve daima,
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

10 Kasım 2016 Perşembe

AŞK İLE ÇIKTIK YOLA

AŞK ile çıktık yola,
AŞK olmaya.
O aşkın tümden vazgeçiş haliyle HİÇliğin içinde TEK olmaya çıktık yola.
Yol aldı bizi götürdü dünyaya. Dünyada unuttuk aşkı, sevdada kul olduk, kulluk ettik sevdamıza.
Şimdi, şu anda (11.11), bugün bir kapı açıldığında; senin kapın sana açıldığında, kaldır başını bak seni Yaradan’a.
AŞK ile geldik,
AŞK Olmaya
Aşkınla sonsuzlukta VAR Olmaya.
Senin ışığınla aydınlandık mahşerin karanlığında şimdi ve daima.
Bugün, içindeki ilahi ışıkla aydınlanmaya niyet edenlere,
Yaradılışlarının özündeki sonsuz sevgiyle SEVGİ OLmaya, SEVGİ KALmaya niyet edenlere selam olsun, vecd olsun, yol olsun, ışık olsun, öyle de oldu, şükürler olsun, şükürler olsun, şükürler olsun.

Bu yazı 11.11.2016, Cuma günü saat 09.00’da F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.

9 Kasım 2016 Çarşamba

ATAM

Her fotoğrafında, her sözünde, balmumu heykeline bakarken bile ruhunu hissedebildiğim güzel insan bu ülkeye verdiğin en büyük hediye sana duyduğumuz sevgidir; saf, sonsuz, koşulsuz sevgiyi sende hissedebilen milyonlar var bu ülkede, şükürler olsun.

KALBİNİN GÖZLERİ

Baktığında gördüğün tek şey karanlıksa, görüntünün değişmesini bekleyip oyalanma. Başını çeviremesen de, o değişmez dediğin şartlar seni sımsıkı bağlamışsa, kalbinin gözleri olduğunu hatırla! Yüreğinle bak tüm yaratılmışlara ve gör artık görmen gereken ne varsa.
Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

23 Ekim 2016 Pazar

SEVGİYİM BEN!

Sevgiyim ben; sevgiyle yaratılmış olanım, sevgi olmak, sevgi kalmak, sevgiyle yükselmek için gelmiş olanım ben.

...diyemiyorsan hala sordun mu kendine?

Sevgi olmamı engelleyen ne?
Sevgi kalmamı engelleyen ne?
Sevgiyle yükselmemi engelleyen ne?
Artık bilme vaktim gelen ne?
Artık görme vaktim gelen ne?
Artık anlama vaktim gelen ne?

Yardım sonsuz, yardım sınırsız; sen yeter ki iste!
Sevgiyle yükselmeyi iste...

Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni




Not: Sevgi olmanızı ve sevgi kalmanızı engelleyen tüm yüklerinizin farkına varmak ve hızla özellikle affedememekten gelen yüklerinizden tamamen arınmanızı sağlamak amacıyla yapılandırdığım Işıldayan Hayatlar Yolunda Çalışma Programı yeni dönem hafta içi ve hafta sonu grupları 3 ve 5 Kasım'da başlıyor. Detaylar için iletişime geçebilir, blog ve facebook duyurularımı inceleyebilirsiniz.

19 Ekim 2016 Çarşamba

IŞILDAYAN HAYATLAR YOLUNDA YENİ DÖNEM BAŞLIYOR

Kimine göre zordur hayat!
Kimine göre tatsız...
Bazıları kabul eder olduğu gibi, kader der.
Bazıları savaşır Don Kişot misali boşa kürek çeker..
Bu bir çalışma grubu programıdır. Yönlendirilmiş meditasyon yoluyla ruhumuzun zaten bildiğini zihne ve bedene hatırlatma yoludur.
Gerçek amaç; ruhun tekamül yolunda, kişinin ödevlerini fark etmesi, önündeki engelleri ve yükleri idrak etmesi ve aydınlanma için çalışmaya başlamasıdır.
Nefesiyle ve niyetiyle yola çıkan herkes içindir.
Yaşamı anlamlandırmak isteyen herkes içindir.
Bilmenin ötesine geçip kabule varmak isteyen herkes içindir.
Saf ve sonsuz sevgiyi yaşamak ve çoğaltmak isteyen herkes içindir.
Yüreğinin sesini dinleyenlere, yüreğinin sesiyle sevdiklerine duyurmak isteyenlere haber olsun.
Sevgimle şimdi ve daima

F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni


IŞILDAYAN HAYATLAR YOLUNDA

KASIM 2016 DÖNEMİ – HAFTA İÇİ (PERŞEMBE) GRUBU

KASIM 2016 DÖNEMİ – HAFTA SONU (CUMARTESİ) GRUBU

AMAÇ
Her hayat bir özgür seçimdir.
Önemli olan ruhun seçimlerini bedenin ve zihnin bu dünyadayken idrak edebilmesi ve tekamülünü tamamlayabilmesidir.

KİMLER KATILABİLİR
Yüreğinin sesiyle, ruhunun yüklerinden arınmaya ve özüyle bir olmaya niyet eden herkes içindir.

KAPSAM
Çalışmaların bir kısmı bilgilendirme, değerlendirme sohbetlerini kapsamakla birlikte çoğu
yüksek enerji seviyesinde yönlendirilmiş meditasyonlar şeklinde katılımcının bizzat katılımı ile
gerçekleşir.  
4 oturumda gerçekleşen bu çalışmaların sonunda katılımcının;
+ Bilincinin, gücünün, enerjisinin farkına varması,
+ Kendi enerji alanını temizlemesi ve temiz tutabilmesi,
+ Farkındalıklarını arttırması, yaşam ödevlerini ve ruhunun üzerindeki yükleri idrak etmesi,
+ Tekamül yolunda ilerlemesini engelleyen affetme yüklerinden arınması,
+ İlahi rehberlikleri alabileceği yüksek enerji seviyesine kendisini taşıyabilmesi,
+ Üst benliğiyle “bir” olabilmesi ve rehberlik alabilir hale gelmesi,
+ Yaradılışımızla bize bahşedilen şifa enerjisini fark eder, kullanır ve en başta kendini şifalandırabilir hale gelmesi,

öncelikli olarak amaçlanmaktadır.

Nefesiniz ve niyetinizle siz yola çıktıktan sonra açılacak ilahi kapıların sınırı yoktur.

YER
 Işıldayan Hayatlar
Bayar Caddesi
Demirkaya İş Merkezi No:97
Kat:10 Da:22
Kozyatağı

TARİH VE SAAT
Çalışmalar belirtilen tarihlerde, 10.00-16.00 saatleri arasında toplam 4 oturumda gerçekleşmektedir.

HAFTA İÇİ GRUBU
1.       1. Çalışma 3 Kasım, Perşembe
2.       2. Çalışma 10 Kasım, Perşembe
3.       3. Çalışma 17 Kasım, Perşembe
4.       4. Çalışma 24 Kasım, Perşembe

HAFTA SONU GRUBU
1.       1. Çalışma 5 Kasım, Cumartesi
2.       2. Çalışma 12 Kasım, Cumartesi
3.       3. Çalışma 19 Kasım, Cumartesi
4.       4. Çalışma 26 Kasım, Cumartesi

ÜCRET
Sınırlı sayıda katılımcıdan biri olmak, niyetinizi zihninize ve evrene duyurmak için ön ödemenin 1 Kasım, Salı gününe kadar yapılması gerekmektedir. Bakiye, çalışmaların birinci gününde tamamlanır.
Ücret ve banka hesap bilgileri için lütfen iletişime geçin.


VERMEK DEĞİL! PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALMAK

Gözünü yeni açan bebeğe, son nefesini vermeye hazırlanan dedeye...
Dağ başında yalnızlığın çilesini çekene, şehrin göbeğinde demeç verene...
Makam şöförüyle gezene, tarlasında ekin biçene...
Açlıktan buruşmuş derisinde sinek besleyene, elinin tersiyle nimeti itene...
Sinsi planlar peşinde gezene, hayır aşı pişiren nineye...
Kardeşiyle aşık atana, son lokmasını köpeğiyle paylaşana...
Bedenini bebeğine siper yapana, para için bedenini satana...
Kendi canından olanı çöplüğe bırakana, başkası yaşasın diye can'ının organlarını bağışlayana...
Aklını, zekasını zehire, bombaya akıtana, barakadan çıkıp alim olana...
Sevgi akıtıyorum tüm insanlığa; şimdi ve daima.
Sevgiyle çoğalmak, sevgi olup çoğalmak için akıtıyorum şimdi ve daima.
Yüce Allah'ım Senden gelen sonsuz; benim yaptığımsa "vermek" değil, "paylaştıkça çoğalmaktır" aslında...
Sevgi OLup, sevgi KALmaya niyet edenlere şimdi ve daima, şükürler olsun.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
istanbul, 17.10.2016

11 Ekim 2016 Salı

YOLU SEVGİ OLANLAR'A

YOLU SEVGİ OLANLAR’a

Dünya sizin pencerenizden bakıldığında silahlarla, bombalarla, topla, tüfekle kana boyanmış gözükebilir.
Bir başka pencereye de gitsem gördüğüm tecavüz, taciz, maduriyet, mahrumiyet, sapkınlık diyebilirsiniz… ve hatta ölüm var; genç/yaşlı, hasta/sağlıklı ayırt etmeyen bir ölüm gerçeği var benim pencerelerimde diyebilirsiniz.
Biz de diyoruz ki;
ARTIK pencereden bakma vaktini geçtiniz. Artık perdeleri sonuna kadar açıp, tülleri deJ ışığın içeri tüm parlaklığıyla girmesine izin verme vakti geldi.
ARTIK o güvenli, sağlam evinizin dışına çıkma, her ne oluyorsa olsun korunuyorum, çünkü ben sevgi olanım, diyerek yürüme vakti geldi.
Hala eliniz titriyor, yüreğiniz sıkışıyorsa tüm korkularınızı, eski enerjiden gelen tüm korkularınızı görmeye ve salmaya niyet edin.
Hala zihninizdeki karmaşa sizi yoruyorsa, kurnaz tilkinin size göstermeden karanlık dehlizlerde zulaladığı kalıplarınızı görmeye ve değiştirip, dönüştürmeye niyet edin.
Hala anlamlandıramadığınız zorluklar, dönem dönem hayatınıza serpiştirilmiş dev dikenli kaktüsler gibi canınızı acıtıyorsa ruhunuzla bir olmaya ve onun üzerindeki yükleri görmeye ve arındırmaya niyet edin.
Bugün burada olanlarınızın bazıları dün uyanmayı, aydınlanmayı ve sevgiyle yükselip saf, sonsuz, koşulsuz sevgi olmayı seçenler.
Ancak, birçoğunuz sadece ruhunuz, her şeyi bilen parçanız, üstbenliğiniz burada olmanız gerektiğini bildiği ve sizi buraya getirebildiği için buradasınız.

Bilmek güzeldir ama “olmak” için yetmez.

Biz sizi çok seviyoruz, çünkü biz sevgiyiz ve sizin özünüzdeki sevgiyi de biliyoruz.
Sevgi yolunda, sevgiyle yükselmeniz için, her birinizin elinden tutuyoruz. Ama biz yön vermeyiz, hür iradenizin önüne geçmeyiz. Sadece yardım isteyene yardım eder, ışık tutarız; şimdi olduğu gibi…

Yardım isteyin, niyet edin ve arının her ne varsa sizi sevgi OLmaktan alıkoyan hala.
Sevgimiz sizinle şimdi ve daima.
Işık Varlıklarından Yolu Sevgi Olanlara
Bu yazı 11.10.2016, Salı günü saat 11.00 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.


3 Ekim 2016 Pazartesi

IŞILDAYAN HAYATLAR SONBAHAR ÇALIŞMA GRUPLARI İZMİR'LE BAŞLIYOR!

IŞILDAYAN HAYATLAR YOLUNDA İLK ADIM
YÜKLERİNİZDEN ARININ RUHUNUZA YER AÇIN
15-16 EKİM 2016
Parc Cérémonie Kilizman, Güzelbahçe - İZMİR

Her hayat bir özgür seçimdir. Önemli olan ruhun seçimlerini bedenin ve zihnin bu dünyadayken idrak edebilmesi ve tekamülünü tamamlayabilmesidir.

Kimler Katılabilir
Yüreğinin sesiyle, ruhunun yüklerinden arınmaya niyet eden herkes içindir.

Kapsamı Nedir
Çalışmaların bir kısmı bilgilendirme, değerlendirme sohbetlerini kapsamakla birlikte çoğu yüksek enerji seviyesinde yönlendirilmiş meditasyonlar şeklinde katılımcının bizzat katılımı ile gerçekleşir. 

Amaç Nedir
2 günde gerçekleşecek çalışmaların sonunda katılımcının;
+ Tekamül yolunda ilerlemesini engelleyen affetme yüklerinden arınması,
+ Bilincinin, gücünün, enerjisinin farkına varması,
+ İlahi rehberlikleri alabileceği yüksek enerji seviyesine kendisini taşıyabilmesi,
+ Üst benliğiyle “bir” olabilmesi ve rehberlik alabilir hale gelmesi,
öncelikli olarak amaçlanmaktadır.

Nefesiniz ve niyetinizle siz yola çıktıktan sonra açılacak ilahi kapıların sınırı yoktur.



Program
1. GÜN
09.30 - 10.00 Tesiste Buluşma, Kayıt, Tanışma
10.00 - 13.00 Grup Çalışması
13.00 – 14.00 Öğle Yemeği
14.00 – 19.00 Grup Çalışması
2.GÜN
09.00 – 13.00 Grup Çalışması
13.00 – 14.00 Öğle Yemeği
14.00 – 18.00 Grup Çalışması

Ücret

Ödeme ve diğer detaylar için lütfen iletişime geçin.

F.Ebru Tolan Karahasanoğlu 


Parc Cérémonie Kilizman, Güzelbahçe – İZMİR
144 Sk. No:27/A Yalı Mah., 35310 Izmir
Güzelbahçe – İZMİR
0232 2786688


16 Eylül 2016 Cuma

BİZE YEDİRİLENLER GERÇEKTEN SEBZE & MEYVE Mİ?

Bu sefer alışılagelmişin dışında bir yazı paylaşacağım sizinle; yediklerimiz hakkında ki bazı gerçeklerden bahsedeceğim.

Hoşunuza gitmeyecek biliyorum ama şu an tüm dünyada yaşayan insanların içinde bulunduğu bu ciddi tehditle ilgili yapabileceğimiz en iyi şey bilinçlençlenmek ve bilinçlendirmek.

Bizden -insan varlığı olarak- istenen bu...

Ben yıllardır yediğim her lokmayı, içtiğim her yudumu şifalandırıyorum; bunu siz de yapabilirsiniz! Bu şifalandırma çalışması esnasında bazen o kadar güçlü negatif enerjilerle karşılaşıyorum ki kaynağını sorgulamadan edemiyorum. Allah'a şükürler olsun cevaplar geliyor. Gelen cevapları bırakın kendi vazifem olan şifacılığı, insaniyet namına en başta paylaşmak arzusu duyuyorum. Ama gelin görün ki en yakın çevrem bile henüz bunları duymayı kabul noktasında değil.
Nasıl yani kestane yemeyecek miyiz? Elma, o da mı kötü, ama yeter artık erik de mi??? şeklinde tepkilere ne yazık ki o kadar çok maruz kalıyorum ki. Bazen -ahh ahh diyorum benim hissettiğim boyutta siz de buradaki negatif enerjiyi hissedebilseniz (ki isteseler ederler) benden daha çok tepki gösterirsiniz ama neyse, sen yine de istediğini yapmakta özgürsün; hür iradenin önüne hiçbir ışık varlığı geçmiyorken benim ne haddime!!!

Uzatmayayım, çünkü uzattıkça okunma oranı ciddi düşüyor bizim memlekette:)
Bugün daha genele hitap eden bir yazı paylaştım facebookta yıllar önce farkındalık yaratmak için oluşturduğum Sağlıklı Yaşamak İstiyoruz; Doğal Besleniyoruz! grubunda, o yazıyı paylaşmak istiyorum sizlerle de.

Biz insanlar, son nefesimizi verene kadar, sağlıklı yaşama imkanına sahibiz, bunu hak ediyoruz. %100 şifa mümkün. Yeter ki niyet edin, isteyin ve gerekenleri yapın, olmadı yardım isteyin diyor sevgi dolu günler diliyorum.
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
İstanbul, 16 Eylül 2016

Beni bilenler bilir, oldum olası meraklıyımdır sağlıklı yaşama!
Gel gör ki çoğu zaman en yakınımdakileri bile ikna etmek mümkün olmuyor:) Hoş ikna etmek gibi bir niyetim yok, niyetim sadece uyandırmak, sorgulatmak!!!
Yıllardır süt mısır alamıyorum mesela çok sevmeme rağmen çünkü biliyorum hepsi GDO'lu...
2 ay önce Yunanistan'dan mısır aldı eşim, iyidir belki diye!!! Oysa üzerinde tatlı mısır yazıyordu, mısır tatlı olur mu? Bir pişirdik ki şeker katılmış adeta... yumuşacık... yemesi keyifli belki ama mısır mısır değil ki; mısır görünümlü yaratık benim için... Tabii ben yine derdimi anlatamadım...
Neyse ki anlattılar:)))
2 hafta önce eşim 4*4 bir araçla dağ bayır Anadolu gezisine çıktı. Konya ovasında mola verdikleri akşam 2 çiftçi ile sohbet etme şansları olmuş.
-Ne iş yaparsın?
-750 hektar yerim var abi, mısır yetiştiriyorum.
-!!! Çok mu para var bu işte?
-Olmaz mı abi, 1 koyuyorsun 200 kazanıyorsun. O kadar hormon , ilaç kullanıyoruz ki, zaten tohumlar da özel. Hiç hastalanmıyor, kurtlanmıyor... Temiz iş anlayacağın. Bir tek hastalık var başedemediğimiz, onu da tohumu satan firmanın bir ilacı var, bir tek o geçiriyor. Attık mı o ilacı rahatız.
-!!!
-AMA çocuklarıma yedirmiyorum o mısırları, eve götürmüyorum.

Şimdi eşime yıllardır benim anlatamadığımı adamın açık-seçik-net anlattığına mı sevineyim. Geldiğimiz durumun vehametine mi üzüleyim!!! Üzüntüm daha büyük tabii...:(

Yetmedi, geçen hafta yolumuz Saroz'a düştü, Çanakkale domatesinin vatanına yani. Özellikle domates almamıştık marketten ki belki köy yollarında buluruz daha iyisini diye. Saptığımız patika yolda bir tarlanın kenarında durduk. Bildiğin domates-biber-salatalık tarlası... Teyze bahçesinden toplattırıyor. Heveslendik tabii...Eşim torbaya bolca doldururken domatesleri ben durur muyum başladım sormaya;
-Teyze bu domateslerin tohumu senin mi? Fideyi sen mi yetiştiriyorsun?
Bu arada teyze de malını pazarlıyor;
-İlk gün neyse son gün de öyledir bu domasteslerde bak mis gibi, seçmene bile gerek yok... falan diyor.
Sorumu yineledim tabii bu lafları da duyunca!
-Yok be kızım, ziraatten alıyoruz fideleri, numarları var fidelerin hele bir numara var, işte bizim aldığımız, o numara çok iyi mahsul veriyor. Hasatı hiç bozulmadan alıyoruz. O numara en pahallısı ama... , bıdı, bıdı...
-Anaşıldı teyzecim, sana kolay gelsin, hadi bize yeter bu kadar...başka da bir şey istemeyiz...

Ahh ahh içim acıyor içim...
Domates görünümlü yaratıklardan da hızla uzaklaşıyoruz.

O anda eşim diyor ki hani o Konya ovası var ya, var... uçsuz bucaksız parsel parsel, her dev tarlanın bir kapısı kapısında afili bir tohum markasının logosu vardı!!!

Yüreğim sıkışıyor yüreğim...

Sonra merak ediyorum ben bu yazıyı yazdığımda kaç kişi okuyacak, kaş kişi sorgulayacak neden arttı son yıllarda bazı hastalıklar çölyak gibi, böbrek yetmezliği gibi, kanser gibi... diye ve kaç kişi yarın alışverişe gittiğinde markete durup düşünecek ben ne yapabilirim diye, ben almasam, o almasa, obürüne anlatsa ve aldırtmasa... akışı değiştirebilir miyiz acaba diye?

Gücünüze inanın, gücünüzü kabul edin ve değiştirin, siz değişirseniz tüm dünya değişir.

Sevgimle şimdi ve daima
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Işıldayan Hayatlar


www.isildayanhayatlar.com

25 Ağustos 2016 Perşembe

RUHUMUZLA BİR

Kulağınla duyduğunu kalbinden geçir ki ruhun el versin ona.
Gözünle gördüğünü gönlünden geçir ki seçmen gerekeni söylesin sana.
Dilinden dökülmeden sor ki duyursun sana.
Boğazındaki düğümleri, sırtındaki kamburu, midendeki taşları at ki hızla yol açsın sana.
Her birimiz sevgiyle yükselmek için buradayız; her daim gülümseyerek, huzurla yaşamak olmalı tek arzumuz şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni

20 Temmuz 2016 Çarşamba

KRONOLOJİK OLARAK GELEN REHBERLİKLERİ PEŞ PEŞE OKUMANIN ETKİSİ FARKLI OLACAKTIR İNANCIMLA

Sizin için derledim; kronolojik olarak gelen rehberlikleri alt alta koyup sırayla okuyunca sizde yaratacağı etkinin farklı olacağına inanıyor, okumanız ve okutmanız dileğimle sevgimle paylaşıyorum.
Alıntı yaptığım yazılarımın tam metinlerine sağ yandaki listeyi kullanarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu

15.12.2014
Aydınlanma çağında olduğumuzu kabul edin! Algılarınızı açın, gözlerinizi açın; tüm gözlerinizi!
Sevgiyle açın, hoşgörüyle açın, tevekkülle açın…
Kucaklayın birbirinizi ve enerjinizin yükselmesine izin verin, akışta kalın, sevgiyi alın ve sevgi verin.
Pişmanlıkları, öfkeyi, haseti bırakın! Kine, nefrete ihtiyacınız yok.
Sadece affetmeye var!

9.1.2015
Hala dışarıdan medet umuyorlar.
Kendi kendilerinin kurtarıcısı olmak zor geliyor.
Başkası gelsin ve çeksin onları istiyorlar, çamurdan dışarı, pislikten dışarı, karanlıktan dışarı, hastalıktan dışarı, düzenden dışarı…
Oysa, o zamanda ona bağımlı olacaklar, yine “kendileri” olmayacaklar.
Biz, kendiniz olun istiyoruz. Kimseye ihtiyacınız yok. Biz size bu gücü verdik. Sizi yaratırken bu güçle yarattık. Ne bir makineye, ne bir gruba, ne bir yönteme ihtiyacınız yok. Başka insanların yolu sadece onlar için. Sizin her birinizin kendi yolu var. Kendi yolunuz içinizde. Kendi gücünüz var, enerjiniz var.

6.1.2015
Sevgi evrenseldir. Sevgi enerjidir. Sevgi güçtür. Yüreğinizdeki sevgi tohumunu sulayın; öfke, kin, haset, ihtiras, kibir tohumlarını değil.
…ve o çocuklar size bu sevgiyi hatırlatmak için buradalar. Çünkü unuttunuz o sevgiyi, hatırlayın, hissedin, geç değil.
Atalarınız vatan kurtardı sizin için. Sizse dünyayı kurtaracaksınız insanlık için.
Bizim de sizi sevdiğimizi bir an bile unutmayın, hiç tereddüt etmeyin. Yanılgıya düşüp yoldan dönmeyin.

5.2.2015
Oku!
Sana verilen tüm bilgileri oku! Akıl süzgecinden geçir. Kalp kapını aç, yürek gözünle bir daha oku. Sevgi olmayan, ilahi sevgi, ilahi ve sonsuz aşk olmayan hiçbir şeyin içinde büyümesine izin verme.

7.2.2015
Neden deme! Nedeni bilip bilmemen bu gerçeği değiştirmeyecek. Sadece ilahi düzene güven, Allah’tan gelene inan. Sadece yüce Allah’tan gelene! Bunu bulmak da senin vazifen.

20.3.2015
Hala daha iki gözünüz, kalbiniz varken UYANIN!
Sizden öncekiler ölüm denen anda uyandılar. Artık yapacak bir şey kalmamıştı yeniden bedenlenmekten başka.

21.4.2015
Nasıl olacak diyor bir çoğunuz? Bu savaş dolu dünyada? Bu hırs, kibir, öfke dolu dünyada? Bu paranın vezir, "hak"’kın rezil olduğu dünyada, nasıl olacak???
Bilin ki hiçbir şey nedensiz değil! Bunu siz yarattınız!
Tüm olumsuzlukları yukarı havale edin, bilin ve hatırlayın ki ne bir kuş uçar, ne bir dal oynar O’ndan habersiz. Siz yüreğinizi doldurmayın kinle, nefretle, hırsla, kibirle, öfkeyle…
Siz sadece sevgiye yer açın yüreğinizde.

8.9.2015
Çok işimiz var!
İnsanlık adına yapacak çok işimiz var!
İnsan olarak yapacak çok işimiz var!
Hala uyumayı tercih edenler var aranızda. Hala sorumluluğu başkasına yüklemeye çalışanlar… Hala görmezden gelmeye çalışanlar var! Hala göstermemeye çalışanlar var! ... ve en önemlisi hala tek yolun SEVGİ olduğunu idrak edememişler var aranızda.
Bunca yıl görmediniz; bir bir yitip giderken canlar, hissetmediniz. “Onlar” dediğinizin aslında “siz” olduğunu idrak edemediniz. Bir bütünün, ezelden ebede bütün olan ve bütün olacak olanın sadece bir parçası olduğunuzu hissedemediniz. Gelen mesajları almadınız, rehberlikleri almadınız. Sevgi söylemlerini duymazdan geldiniz. İnsanlık adına tek kurtarıcınız olan SEVGİyi dillendirenleri dinlemediniz. Hala dinlemiyorsunuz! Hala kurtuluşu başkasında arıyorsunuz.
10.10.2015
Bugün ne yazık ki, değerli Türk halkı, yüzyılların birikimi olan bir negatif enerji patlaması ile çok büyük bir trajedi yaşadı.
Bizler, şu an görevli ışık varlıkları, dünya üzerindeki her bir Türk insanı için çalışıyoruz, emin olun. Ancak, içinizdeki öfke öylesine büyük ki, yüreğinizde büyüttüğünüz nefret o kadar ele geçirmiş vaziyette ki her birinizi, zorlanıyoruz.
Siz, hür iradenizle, iyiliği, barışı, sevgiyi, huzuru, kardeşliği, saygıyı… seçmediğiniz sürece zorlanıyoruz. İçinizdeki bir avuç, ne olursa olsun, öfkesini kontrol edip yerine sevgi koyabilen, korkularını salıp yerine sevgi koyabilen, bir avuç insanın yükseltmeye çalıştığı enerji dalgasını bizler de misli misli yukarı çekmeye çalışıyoruz.

11.10.2015
Kimimiz daha çok, kimiz daha az ama HEPİMİZ sorumluyuz.
Bugünleri biz yarattık! Duygularımızla, düşüncelerimizle, inanç kalıplarımızla, sözcüklerimizle, yazılarımızla, … biz yarattık!

22.01.2016
Siz siz olun, ruhunuzun sesini dinleyin, göreviniz olsa da dinleyin, olmasa da dinleyin. Vakitsizce gitmemek için dinleyin. Buradayken ışık saçmak için dinleyin. Yürümek ve yücelmek için dinleyin. Yükselmek ve yükseltmek için dinleyin. Sevgi yolunda, HAK yolunda, aydınlanırken aydınlatmak için dinleyin.

21.3.2016
Kendi içinizdeki lambayı yakmadan etrafınızı aydınlatamayacaksınız, artık anlayın!

12.4.2016
Nefreti salıvermeye niyet ettiğinizde sevgiye dönüşür.
Acıyı, hüsranı salıvermeye niyet ettiğinizde sevgiye dönüşür.
Sadece salıvermeye niyet etmek için anlamlandırmanızı bekler ruh. Ben bu acıyı neden yaşadım? Büyümem için gerekli miydi? Yaşadığıma göre gerekliydi. O zaman neden yaşadım? Kendimi mi cezalandırmaya ihtiyacım vardı? Yoksa???
21.4.2016
Nefesiniz ve niyetinizle yola çıkın, inanç, teslimiyet ve kabulünüzle ilerleyin. 
Saf, sonsuz, koşulsuz sevgiyle yükselin.
Hala bekliyorsanız neyi beklediğinizi değil, neden beklediğinizi sorun?

23.4.2016
Seçim yapacak olan sizsiniz. Görmeye ve anlamaya niyet edecek olan sizsiniz. Almayı isteyecek olan sizsiniz. Alabilmek için sonsuz ve sınırsızca, yüreğinizdeki saf ve koşulsuz sevgiyi önce kabul edip, sonra fark edecek ve büyütmeye niyet edip, büyütecek olan sizsiniz. Büyütecek ve sizi içeri alıp yükseltecek olan şu an boğulduğunuz deniz olabilir mi? 

30.6.2015
Sizin talihsizlik diye adlandırdıklarınızın hepsi ama hepsi sizin gönül gözünüzü açmak için hazırlandı.
Sizler, şu an Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde nefes alan varlıklar, bilin ki bu yaşamı, bu milleti, bu milliyeti siz seçtiniz. Tarih boyunca aldığınız yardımların gerçek anlamlarını idrak etmeye niyet etmiş olsaydınız şu an farklı bir gerçeklikte yaşıyor olacaktınız.
Bu bizim size yapabileceğimiz son uyarı. Yardım sonsuz, yardım sınırsız, hep vardı ve hep var olacak. Bundan şüpheniz olmasın. Ama “uyarı” son.
Anlamanız gerekmiyor; şimdilik.
Anlamlandırmanız gerekmiyor; şimdilik.
Kabul edin yeter; vazifeniz olduğunu, sizin sizden başka kurtarıcınız olmadığını, tek yolun SEVGİ olduğunu ve hem kendiniz için, hem milletiniz için, hem de tüm insanlık için artık UYANIN!

15.7.2016
Olması gereken oldu! Bu bir gerçektir. Ne senin, ne onun, ne geçmişin ne geleceğin doğrusudur; bu bir gerçektir. Olması gereken oldu!
Bugün, herkesin kendi gücünü –yani ruhunun, özünün gücünü- kabule geçme günüdür.
Bugün; sevgi olma, sevgi yayma ve sevgiyle yükselme günüdür.
Bugün; artık olanın olması gereken olduğunu çünkü görünenin ötesinin var olduğunu kabul günüdür.

16.7.2016
Niyetiyle ayrışanların yükselme vakti geldi.
Dön içine, niyetine bak.