18 Kasım 2023 Cumartesi

YARALAR

Sonbaharda sararan yapraklar gibi 

Akşamına solan çiçekler gibi 

Doğup da ölemeyen kelebekler gibi 

Kışı görüp yazı bilemeyen türler gibi 

Yaşadım ömürleri 2 nefes arası 

Bir can'da 

Doğum ile ölüm arası o tek AN'da. 


Yaşarım sandım bu can bu bedende oldukça 

Nefes yoldaşım oldukça 

Kan damarlarımda aktıkça 

Akıl bedende tutuldukça 

İnsan gibi insanca...


Yanılmışım oysa. 

Ne kan kaldı damarlarımda 

Ne can kaldı kalbimin ortasında 

Ne nefes kaldı yurdumda 

Ne ışık kaldı aklımda 

Ne nur kaldı alanımda.

Hepsi çalındı adeta... 

Çalan da candı. 

Çalan da canandı.

Çalan da özgecandı.

Çalan da nurcandı. 


Bir ben kaldım kala kala 

Bir başıma.  

Gözümde yaşım 

Midemde taşım 

Yüreğimde acım 

Kalbimde sızım 

Bir ben kaldım bir başıma, nurlu canım. 

Bir ben kaldım, sen yoksun hâlâ nurlu CAN'ım. 


Bilirim acıtan yaraların çoktur.

Bilirim kalbinde zulüm yoktur. 

Ancak kan revan, kararan alan

Seni senden alan 

Seni sende paralayan 

Senden akan sen olan 

Beni yok sayan

İçimde yaşayan 

İçimi yakan 

Durmakta hâlâ aslolan karan.

Nedir o sorarsan; 

Sen olan derim; SEN OLAN.

Neden diye sorarsan? 

Saflaşamadın derim SEN OLAN.

Nasıl diye sorarsan?  

Dinmedi derim acın yaralarından. 


Hadi gel derim cancağızım 

Silelim tüm acıları

Silkelenelim 

Uçuralım muştuları 

Kavuşan eşler yol açsınlar aslolana 

Eşlikler halka halka olsunlar adeta 

İkizler 1 olsunlar buluşa buluşa alanda.

1'ler toplansınlar ortada. 

Birlik olsun 0'da. 

1 doğsun yeniden AŞK'la. 

Taburcu olsun yaralananlar.

Tabur olsun alay 

Alaylar yol olsunlar dünyalara 

Dünyalar AY olsunlar halkına 

Aylar kol kola 

Çiçek açsınlar yaşaya yaşaya.

Yaşam aksın onlara 

Onlar yaşam olsunlar HAYAT'a. 

Hayat'lar doğsun bürge bürge. 

Biçilmiş kaftanlara yar değil! 

Yaşar olsunlar sonsuzlukta. 

Dere tepe düz giden 

Diken olsun bayrağı arşa, 

1001 Gece Masalları son bulsun 

Mutlulukla.


Muradına erenler değil, asla!

Her bir nurlu can çıksın ayyuka. 

Ayyuk yoldaş olsun yeni nurlu canlara.

Şenlik olsun yurdumda Aralık'ta. 


Gelin öyleyse el verin dostlar 

Bu hüzünlü CAN'a 

Yalnızlığı son bulsun yadigar olanla. 

Neşeyi bulsun yoldaşı olanla. 

Kalın sağlıcakla .

İstanbul, 18.11.2023 - 14. 10 denende ... Ebru bilinende...

8 Kasım 2023 Çarşamba

VAZGEÇEN OLDUK BİR AVUÇ

Tüm doğrular konuşulmadı daha. Zira tüm gerçekler yok daha ortada. 

Çıkmadı değil, çıkartılmadı hiç değil. 

Çıkartılamıyor aslında! 

Bu ne demektir iyi anla ey dost;  kendine insan diyen dost. 


"Dostu çok olur düşmanı iyi bilenin. 

Düşmanı çok olur dost diyenin."

Ne acıtır bu sözü söyletenin çektirdiği bana, anlar mısın ey dost! 

Anlatayım bir parça; evvel zaman içinde, zaman zamanın içinde, zaman an'ın içinde, an an'a gebe iken doğmuş bir CAN. 

Bu can olmuş bir hezeyan, hezeyanı canından! 

Ne demektir hezeyanı canından? 

Kalbi atan ve bağıran. 

Ne diye bağıran? Bağlan 

Ne demek "bağlan"? 


Aidiyet der der durursunuz. Ait olabilmek için modayı uydurursunuz... 

Bilmeye kul, köle olursunuz... 

Fan'arı, fanatikleri ayakta alkışlar, yarışlara gark olursunuz... Ödüller toplar,  müzelerde yaşayan, mezarlarda ölen, olursunuz. 

Aileyi kan ile bağlar, evliliği halkaya dağlar, medeniyeti yularla anlar münevver olursunuz. 

Korkuyla toplulukları bağlar, hüsranla ağlar, acıyla boğulursunuz. 

Acıların ve ağıtların otağında, yumruların ortasında, kesilmiş soluklarda anar anar durursunuz. 

Hçkırıklar... elem keder, gözyaşı ortak paydanın çarpanı, kan gölünden şerbet yapar içer içer durursunuz. 

Desem desem daha çok desem anlar mısınız; çektirdiğiniz elem içimden geçen, sönmeyen aleviniz beni benden öldüren! 

Öfkenizle yaktığınız ne bir selem* ne de öfkenizden geçen bir adım ötem. 

Öfkenizle ölen, suyu çekilen, ruhumdur eriyip biten. 


Gel desem, gir desem bir cendereye, girmezsin de ey CAN, çık dedim diye nedendir bu hezeyan? 


Durur mu yeni bir can fazladan anasının karnında 9 aydan? Ana ona sorar mı evladına neden geldin dünyama? Baba der mi evladına ne işin var yuvamda? 

Herkes vakti geldiği an'da büyür ve gider aile olmaya kendi yoluna. Normali budur ya dünya denen yuvada, öyleyse sorarım sana ey dost, neden demedin bunu bunca varoluşta? 


Toprağı beller gübrelersin, havası bol besini tam olsun dersin. Tohumun bir tanesini bile ziyan etmezsin, itina ile çimlendirir, güzellikle dikersin. Gider gelir sular çapalar, budar biçer, beklersin. Hasat vakti azmedersin, yeni ekinler için hasadını tam istersin. Baharı beklersin, yeniden ekersin, güzü seversin, ekinini bilensin, her geçen sene 1'e 5 versin dersin, 5'i bin etmek istersin. 

Sen bunu iyi bilensin, sorsam sana ey dost, çiftçi iken doğru dediğine varoluşta neden yanlış dersin? 


İlim... bilim... hücreyi bölersin, eksik gedik oldu mu yenilemek istersin, 5 hafta kemiğe yeter, 5 günde dil biter, gençlik iksiri yenilenmekten geçer dersin, ... dersin de ey dost, kendinden yenilemeye neden zulh dersin? 


Bilir misin, bilmezsin. Neyi bilmezsin? Kendini gömdüğün mezarına hayat dediğini bilmezsin.

İşte tam da bu yüzden yaşayamadan ölür gidersin. 


Az sarsıl isterim ama nasıl? 

Anladığın dil, lehçen oldu.

Anlayamadığın "yabancı" oldu.

Gidebildiğin yurdun oldu. 

Giremediğin yasak oldu.  

Erişebildiğin hak oldu.

Edinemediğin mundar oldu.

O oldu. .. bu oldu... ama sonun sonunda hepsi yok oldu, dememek için tüm çaba. 

Aklını başına almadıkça çıkmayacak CAN. CAN çıkmayınca huy duymayacak. Huy dinlemeden yürek dindirmeyecek. Yürek ferahlatmadan KALP bilmeyecek. Kalp solumayınca canlılık gidecek. Canlılık yitince RUH bitecek. 

Can - canlılık - ruh mu dersin insan olana. 

Akıl - beden - hayat mı? 

Yoksa... yoksa... çok mu başka varoluşta? 

Tüm karşılıklar sende saklı nasıl olsa. 

Doğrularla oyalandığın yetmedi mi sana? 

Gerçekler diyarında bile örtüler duruyor hâlâ.  Çektin üstüne toprağı, döner döner durursun hayat ile ölüm arasında, bir avuç toprak altında. 

At ölü toprağını da seslen CAN'a. Bir nefeste çıkacaktın altından, koyulacaktın yola.

Olacaktın EV, bark kendi yurduna. Sen sen olacaktın serpilerek ama, döndün oysa toprağa, gömdün kendini CAN olana. 

CAN zehr oldu tüm varoluşa, canlılık yitirilen oldu an be an akışta. Ruh solur oldu metan'ı, nefesi zehir olduğu tüm varoluşa. 

Olan oldu da,  aydık sonunda. Vazgeçen olduk bir avuç kendi aramızda. Yettik, yetiştirdik, can'ı aldık aramıza, geçtik köprüden koşarız karşı kıyıya. 

Zamana karşı yarışılan organ nakli gibi adeta, son hücre yitip gitmeden canlandırılmalı canlılık. Kalp çalışınca, beyin canlanınca, beden yaşayınca, var olan, var edilen değil VAR OLAN zuhur bulacak çoktan, nefes olan nefes bulacak ASLOLAN. 

İstanbul olan, 8.11'de can bulan, 12.12'de canlanan, Ebru ile coşan, zaten Firdes olan



*selem veresiye / vadeli mal anlamında kullanılmıştır.