HAYAT OYUNU
Kimin dümende olduğu sizin kime dümeni vereceğinizle
belirlenen bir yolculuktur hayat.
Uzun ve zor da olabilir.
Kısa ve kolay da.
Sonsuz alternatifin içinden hiç şaşmayan bir mükemmeliyetlikte
işler.
Sahne diye yaratılmış dünyada dekorlar değişse de zaman
zaman başrolde hep sen varsın unutma. Yönetmen koltuğunda da sen varsın,
ışıkçısı da, sesçisi de sensin çünkü bu senin hayatın, hatırla.
Bunca hazırlık, bunca senaryo, dekor, figüran … boşu boşuna
hazırlanmış olabilir mi? Tabii ki amaçların var; insana hizmet amaçların var
ama bazen hazırlıklar bir ömür sürer, vahlanma!
Her anın sana verilmiş olan bir hediye olduğunu unutma
yeter. Sevgiyle yürü bu yolda. Dümeni sağa da kırsan sola da bil ki çıkacağın
bir zirve. O zirveye şen şakrak türkülerle, ormanın içinden, sana eşlik eden hayvan
dostlarınla ve tüm ağaçlarla yürüdüğünü hayal et mesela.
Bir engelle karşılaştığında söz dinlemeyi bil, belki bir
köstebek yol gösterir sana, belki bir maymun… Sormaya erinme, duymaya çabala.
Bir akarsu çıkarsa karşına dur ve bekle. Mevsimler dönecek ve o imkansız
gözüken çağlayan durulacak mutlaka.
Sevgiyle aldın mı tüm varlıkları yanına, dünyanın en güçlü
ordusu olursun tek başına.
İşte o zaman hayat dediğin oyun hem mutlu son bulur, hem de
kolaylıkla.
Sevgimizle,
Aydınlanmış Üstatlardan
Bu yazı 12 Mayıs 2015, Salı günü 10.20 itibariyle Ebru Tolan
Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder