Asırlar boyu insan varlığı dünya
denen bu evde sapkınlıkların, sapıkların, radikal söylemlerin, otoriter
rejimlerin arasında kendi aydınlık yolunu bulmaya çalışsa da hep etki-tepki
denilen basit dünyevî kuralın içinde git-geller yaşadı aslında.
Tahterevallinin kolları
misali biri ayağa kalktığında diğeri indi, bastırıldı adeta, bir süre sonra
tersi oldu ve yine denge şaştı ve hatta insan varlığı dengede kalmayı çoğu
zaman umarsızca yaşamak olarak kabul etti, askıda… ve direndi buna.
Tüm bunlar görünen tarafıydı
oysa. Ekonomi, endüstri, politika ve hatta psikoloji kitaplarınızın
sayfalarında tozlu raflarda yerini buldu asırlarca. Ne yanlış, ne eksik, ne
fazla. Olan buydu bakınca bir anlığına dünyaya. Oysa gerçek durum çok başka.
Bizim bulunduğumuz noktada ve sizin de özünüzle buluştuğunuz çoğu anda
görebildikleriniz çok başka ama gösterebilmek için görünenden öteyi, aralayabilmek
için kapıları adeta, uzun uzun yaşamlar geçmesi/tamamlanması gerekti bu boyutta.
Neyse ki siz şu an geldiğiniz, bilincinizi getirdiğiniz noktada bütün bunları
konuşuyor olduk biz sağlıcakla, şükürler olsun buna ve daha fazlasına
hazırlandığımız bugünlerde anlatacaklarımız var size yine bu bağlamda. Yaslanın
adeta koltuklarınıza ve izleyin bir film gibi ilk başta, biz anlatalım siz renklendirin,
görselleştirin ön lobunuzda.
Her şeyin toz pembe olduğu
bir dünya yarattın mesela, hani dersiniz ya “pembe panjurlu mis kokulu evler”
olsun bu dünyada, cennet ayaklarınızın altında adeta. Ne bir hayvan yırtıcı, ne
bir katil azılı, ne bir fırtına yıkıcı… olmasa ne güzel olurdu dünya diyorsunuz
ya bu mümkün aslında ne zaman siz koşulsuzca ve ışıkla var olmayı seçtiğinizde
sevgi dünyasında. Ama büyümek ve genişlemek bu değil aslında. Bu ortam size
sağlansa ve kalın burada sonsuzca dense şimdi ne güzel olur diyorsunuz ya
hayatı bu kadar basit yaşayamayacak kadar değerlisiniz oysa. Bu boşluk ve
hiçlik, manasızlık ve sıradanlık aslında sizin gerçek yaşamınız olamayacak
kadar boş ve değersiz zira siz kendinizi saf sevgi noktasına taşıdığınızda
yapabilecekleriniz o kadar çok ki ve işte o anda elde edeceğiniz vasıflarla hayatı
sürdürmek adeta uyuşmuşçasına ne bir keyif ne bir güç katar yaşamınıza ve ondan
sonra ortaya çıkan yürek darlığı ile ilerleyemezsiniz kainatta.
Toparlayacak olursak, Siz
anlamadan akı karayla, Siz tatmadan aşkı tutkunun yakıcılığıyla, siz
yaşamadıkça ölümün kaçınılmaz sonuyla, nefes almak ne fayda toz pembe
bulutların arasında?
Duygular arasındaki
dalgalanma ve hatta gelgitler akla kara arasında sizi insan yaptı aslında.
Öyleyse düzenin gereğini, görünenin ötesindekini anlama vakti geldi çokça. Anlatalım,
zira zaman daralıyor dünya boyutunda.
Zaman ne için daralıyor; daha
güzele, daha aydınlığa, daha farklı bir düzene yükselişiniz için azalıyor. Yoksa
sanmayın ki karanlık bir son bekliyor sizi bu dünyada.
Dönelim esas mevzuya; AK’la KARA,
İYİ ile KÖTÜ, YİNG ile YANG dediğiniz gerçeklikteki esas manaya:
Görevliler var bu konuda da
çalışan dünya boyutunda. Her nasıl ki melekler var Işık için çalışan bu dünyada,
aynı şekilde karanlığın bekçileri, neferleri de var dünyada. Onlar da görevli
sizin için aslında. Hor görmeyin onları, nefretle ve korkuyla bakmayın onlara. Onlar
da görevli, bir kez daha yineliyoruz zira anlaşılsın istiyoruz bu kısım dünyada.
Özü Işık olan, ışıktan olan ama karanlık için çalışanlar var aranızda. İşte
denge tam da burada; akla kara birbirinden ayrı ama hep bir arada. İyilikle
kötülük hep var ama seçim sizde aslında ve sanmayın ki siz uyandıkça, aydınlandıkça
bu denge bozulacak bu dünya boyutunda! Hatırlayın bir kez daha nasıl yaşadınız
binlerce yıl 3. Boyutta, evrenin akışında her daim bir üçüncü boyut olacak zira
iyinin kötülüklerle, ışığın karanlıkla birlikte olmadığı bir varoluş
düşünülemez aslında ve hatta tüm kainatta, farklı boyutlarda da genişlemek ve
ilerlemek adına denge sağlanacak farklı unsurlarla ama şu anda 5.boyutun denge
unsurları nedir diye konuşmak ve sizin aklınızı da karıştırmak istemiyoruz daha
fazla, biz dönelim üçüncü boyuta. Bu boyuttaki, hala daha birçoğunuz o boyutun
realitesini yaşıyorsunuz, aslında karanlığın tahsisinden sorumlu olan Işık Varlıkları
olduğu gerçeğini paylaşmış olduk sizinle ama konu bu kadarla sınırlı değil,
dahası da var ve vakit geldi onu da anlatmaya.
Bu kainatta özü Işık olsada
seçimi ışık olmayan varlıklar da var aslında, bir başka anlatımla şu an aranızda
3.boyutta olması gereken ışık dengesini korumakla görevli olanların yanı sıra
kendi var oluşlarında kendi karanlıklarını seçmiş ve bu seçimle devam etmek
niyetinde olanlar da var aslında.
İşte esas tehlike burada!
Tehlike kelimesini kullanıp
temizlemeye çalıştığınız korkuları beslemek olmasa da amacımız anlatmak
vazifemiz zira insan dediğimiz galaktik ırk hazırlanırken çıkışa 5. boyuta bu
gruplar da iş başında dünyada. Onlardan yana korunduğunuzu bilin mutlaka Siz
sevgi yolunda yürüdüğünüz sürece ama her an yanı başınızda sizin bir açık
bıraktığınız kin, haset, kibir, korku, tamah, nefret, öfke… kapınızdan içeri girmek
için adeta fırsat kolladıklarını da bilin mutlaka.
Erinmeyin başkasına, gocunmayın
yaşadıklarınıza, zira hepsinde manalar var çok derinde aslında ama görünenle
oyalandıkça, içinizdeki öfkeyi ve nefreti ateşlersiniz ya ve şükür yoluyla
idrak kapınızı açmadıktan sonra ve hatta kin ve kıskançlıkla kıskaca
alınırsınız ya işte o anda siz kendiniz aslında kendi yarattığınız karanlıkta buyur
edersiniz onları kendi dünyanıza, ne fayda? Size ne fayda? Siz görünürde
kalsanız da 3-5, 40-50 sene müreffeh ortamda, eninde sonunda, dönüş yolunda,
ruhunuza buluşmaya anlarsınız ki dar ve karanlık bir kuyuda abluka altında
tüketilmişsiniz aslında bu boyutta. İşte ondan sonra ruhunuzu kurtarmak o
karanlıktan sandığınızdan çok daha zor olur ilahi anlamda.
Gerek yok buna, hiç gerek yok
buna.
Oyalanmayın artık daha fazla,
etrafınızda karanlık sandığınızla bilin ki ya sizin için, ya sizin için; aslında
hep sizin için! Hızlanabilirsiniz kolaylıkla seçimleriniz aydınlıktan yana
olduktan sonra.
Ama siz ışığı, aydınlığı seçtikçe
bu dünyada, denge için aslında, görünür manada artacak olan karanlığın
girdabına kapılmamak için adeta her daim koşulsuzca sevgide kalın yeter ve Siz
kendi yolunuzda ilerlerken durmayın duraksamayın diye bizler her daim sonsuz ışığımızla
besliyoruz sizi aslında ve dünya boyutunda görevliler çalışıyor adeta canla
başla.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı 19.6.2019, Çarşamba
günü saat 13.00 itibariyle F. Ebru Tolan’a tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
Bir kez daha anladım ki sorularımız herzaman cevaplanır...tsklr🙏
YanıtlaSil