25 Ocak 2020 Cumartesi
.: OKUMAYA BAŞLA
.: OKUMAYA BAŞLA: Kimine ağır, Kimine zor, Kimine gereksiz… Geliyor sözcüklerdeki mecazları arama. Hap olsun alayım, Tek olsun sorgulamayayım, ...
.: DOĞAL AFET
.: DOĞAL AFET: Değerli Işıldayan Hayatlar Takipçileri, 2020 ve sonrası dönemi anlatırken değindiğim doğal afet konusunu başlı başına bir video paylaşımı o...
14 Ocak 2020 Salı
İNSANLIK TARİHİ VE İNSAN IRKININ KAİNATTA DEĞERİ & GERÇEK GÖREVİ - ÖZEL BİR YAZI
Bugün, insan varlığının
varoluşunu değil ama bu dünya denen evde insan ırkının tarihsel döngülerini
anlatacağız aslında.
Zira şu an yaşadığınız döngü
ilk ve tek değil bu dünyada.
Pek tabii, siz de
sorabilirsiniz Ebru gibi mesela madem defalarca kıyamet yaşandı bu dünyada biz
nasıl hâlâ daha aynı dünyadan bahsediyoruz diye ama cevap basit aslında.
Dünya dediğiniz kütle, madde
boyutunda bozulsa da yeniden, yeniden, yeniden atom altı parçacık diye
adlandırdığınız boyutta birbirini bulur ve çekilir adeta zira bir olan asla
ayrılmaz, yok olmaz aslında.
Kısaca diyebiliriz ki size bu
dünyayı oluşturan kütle dağılsa da o kütleyi oluşturan parçacıkları kainatta
yeniden buluşturmak çok kolaydır aslında.
… ve aynı zamanda dünyayı bir
beden olarak düşündüğünüzde o bedenin ruhu olan Toprak Ana, aynı sizin
ruhlarınız gibi adeta, ezelden gelip ebede giderken madde formuna bürünmek
istediğinde kolaylıkla dünya oluşur bu kainatta.
Toprak Ana’yı sonsuz kadim
bir ruh, dünya denen evinizi de onun beden formu olarak görmeye başladığınızda
çok kolay idrak edersiniz aslında.
Bu ön bilgi sonrasında
gelelim sizin tarih dediğiniz kısma.
Yazılanlarla oyalanma.
Çizilenlere bak ama onları da görünenle
anlamlandırma!
Aslında tüm mânâ satır aralarında.
1. Döngü
Zaman cetvelinde ifade etmek
çok zor olsa da bu 1.döngü neredeyse evrenin yaşıyla aynı aslında. Dolayısıyla
bu bilgiye şu an değinmeyeceğiz ama bilin ki evrenin oluşumuyla birlikte dünya
da oluştu aslında.
Sonra?...
1.döngü çok parlak
medeniyetlerin olmadığı dolayısıyla sizin izlerine pek rastlamadığınız bir
döngü ve birçoğunuzun henüz bedenlenmediği…
Zira dünyanın var olması
insan ırkının –size göre- kayda değer bir bilinç seviyesine ulaşarak
bedenlendiği, bedenlenmeye başladığı mânâsına gelmediği gibi anladığınız
anlamda “yaşam” formlarının da henüz oluşturulmadığı bir dönem aslında.
Laboratuardaki lam’ın üzerine
konmuş üç-beş damlanın içi gibi diyelim ya da henüz embriyolaşmamış yumurta ile
spermin aynı kapta durması gibi bir örnek verelim ve geçelim 2.kısma.
2. Döngü
Oldukça önemli aslında. Zira
bugün sizin antik çağ dediğiniz ne varsa tarihsel olgusu 2.döngüye dayanıyor.
Ama hemen vurgulayalım Antik Çağ 2.döngü değil! Onun uzantısı… dolayısıyla bu
dönem sizin ilkel insan formu dediğiniz neandertal insanın da ortaya çıkışını
kapsayan dönem. Ama bu dönemde de kayda değer medeniyetler olmadığı gibi bilinç
seviyesi de şu an goril diye tanımladığınız hayvanı baz alırsanız onun bilinç
seviyesinde bile değil aslında.
Bu döngü aynı zamanda
karanlık tarafın dünya hakimiyetini sürdürdüğü bir dönem. Ama bu da yanlış
anlaşılmasın. Burada bahsi geçen karanlık DENGE konusunda açıkladığımız özü
ışık olup karanlığı tahsis etmek ve korumakla görevli ırkların yarattığı
karanlık ki siz onları sürüngenler, canavarlar, dev dinazorlar, vbg. tanımlıyor,
biliyorsunuz zaten şu anda.
2.döngü de doğal seyrinde
tamamlandıktan sonra - ki bu doğal seyrin ne olduğun artık biliyorsunuz;
güneşin kendi yörüngesindeki devrini tamamlama süresi olan, sizin dünyevi
takvim cetvelinizde 26.500 yıla denk gelen süre -
3.döngüye geçmeden arada
geçen ışık yıllarını anlatmazsak da anlamlandırabilmeniz için şöyle bir örnek
verelim zira bu nokta şimdiki döngünün sonuna yaklaşan insan varlığı için de
önemli bir bilgidir ne de olsa:
Her bir döngü tamamlandığında
sizin anladığınız anlamda beden olan (Toprak Ana) DÜNYA dağılır yani ölür bir
anlığına.
Ama hemen sonrasında ki bu da
dünyevi zaman çizelgesinde 6 güne denk gelir hızla yeniden oluşturulmaya
başlanır. Ama oluşturulan sadece CAN verilmemiş madde formudur. Yani kainata
dağılan diyelim biz ona parçacıklar mekanik diye ifade edebileceğimiz bir
şekilde toplaşmaya başlarlar ancak bedenin ruhla buluşması için hem bedenin hem
de ruhun en uygun ifade ile rehabilite edilmesi gerekir enerji alanında.
İşte yükler arttıkça beden ve
ruh formunda bu rehabilitasyon süreci de uzar aslında.
O nedenle 2’den 3’e geçiş
arasında sizin çok da zaman algınıza uymayan bir süre vardır o yüzden bunu yıla
dönüştürüp söylememiz gereksizdir, geçiyoruz ama, 3.döngü bu açıklamayla
başlarsa sizin için daha anlaşılır olur aslında.
Geldik 3.döngüye.
3. Döngü
İşte bu döngü artık sizin de
izlerini bulduğunuz, bildiğiniz medeniyetler döngüsüdür.
İlk oluşturulan medeniyet
hakkıyla bu evin sahibi olan insan varlığının oluşturduğu MU medeniyetidir.
Sizin kayıp kıta MU olarak ifade
ettiğiniz oluşum o döngüde Toprak Ana’nın varlığını, ruhuyla varlığını
sürdürdüğü oluşumdur aslında. O dönemde dünya gezenini tek parça olarak
canlandırabilirsiniz hayal edebilirsiniz ama burada zorlanacağınızı biliyoruz.
O nedenle şöyle ifade edelim; 3.döngüdeki insan varlığı şimdi olduğunuzdan çok
daha suptil/geçirgen bir varlıktı aslında.
Dolayısıyla yaşam alanları da
şimdi olduğundan çok farklıydı ama konumuz bu değil aslında.
Dönelim MU medeniyetine.
Mu medeniyeti insan ırkının
Toprak Ana ruhu ile bütünleştiği ve yaradılış özelliklerine uygun yaşamlar
sürdüğü bir medeniyet olarak çok uzun süre varlığını devam ettirdi bu dünyada.
Oldukça hızlı bir bilinç değişimi gösterdi zira denge unsurunun karanlık tarafı
iş başındaydı ama ifade ederken vurgulamaya çalıştığımız gibi DENGE işliyordu
aslında ve herkes vazifesini yapıyordu.
Ama MU medeniyetinin bilinç
seviyesini yükseltmesi onlar için yeterli olmadı. Zira bilinç tek başına
yeterli değildi tanımlanmış insan ırkının 5.boyuta çıkmasına.
Bu ne demek hemen
detaylandıralım burada zira çok ama çok önemli bir husus bu aslında.
Bilinç dediğimiz bir varlığın
yaradılış özelliklerine uygun kazanabileceği yetkinliklerdir aslında. Yani
yeterlilik varoluştan gelir. Ama yetkinlik yaşamla edinilir.
Bu husus çok önemlidir tüm kainatta o yüzden bir kez
daha vurgulamamıza izin verin.
Yeterlilik varoluştan gelir ama
Yetkinlik yaşamla edinilir!
Şimdi de sizin yaşamlarınızda
bilinç hızla değişmektedir zira yaşam şartları sizin bilincinizi genişletmeye
zorlamaktadır adeta. Bu güzel olan bir durum gerçekliğidir ancak YETER
değildir.
Nitekim MU’da da benzer bir
durum yaşandı: BİLİNÇ evrildi ama yeter noktaya gelinemedi. Neden?
Çünkü insan varlığının varoluş
amacı bilinçten çok ötedir! Bunu belki de burada İLK KEZ söylüyor olacağız bu
açıklıkla ama artık bizim söyleme, sizin de idrak etme zamanınız geldi!
İNSAN VARLIĞI bu kainatta
DUYGULARIYLA var olan, duyguları oluşturan, yaratan, yaşayan, yayan ve her daim
tüm kainatta sürekli ama sürekli yapmak ve yaparken de IŞIĞI beslemek
vazifesinde olandır.
Öyleyse IŞIĞI BESLEMEK ne
demektir onu açıklayalım: Işık pozitif enerjidir, varoluş enerjisidir, kainatta
dengeyi sağlamakla vazifesi sözde karanlık ırklar bile özlerinde IŞIK ile
beslenir.
Varoluşun kaynağıdır.
Varoluşun özüdür.
Varoluşun besinidir.
Kısaca VAROLUŞTUR!
Öyleyse insan ırkı varoluşun besinini
YARATANDIR!
NASIL?
AŞKLA!
Sizin koşulsuz sevgi diye
ifade ettiğiniz enerjinin karşılığıdır, çıktısıdır bu adeta.
Mutluluğun, coşkunun,
sevincin, merhametin, şevkâtin, huzurun, aşkın, sevginin koşulsuz ve saf olan
hallerin ürettiği enerjidir.
DUYGU=ENERJİ
ENERJİ=VAROLUŞ
Bu denklemleri iyi anlayın!
İşte insan ırkı bu kainatta duyguları ile VAR OLAN bir
IRK olarak çok önemlidir ve değerlidir.
Sorabilirsiniz siz de Ebru gibi,
duygularıyla var olan tek ırk insan mıdır? Diye...
HAYIR pek tabii ki.
Tüm ırklar duygularıyla
beslenir ama tüm ırkların vazifesi bir enerji jeneratörü gibi, kesintisiz güç
kaynağı gibi sürekli duygu salınımı yapmak değildir.
Nitekim bu nedenle diğer
birçok IRKIN sayesinde üretilen enerji yeter seviyededir kendi varoluşları için
çünkü onlar zaten sevgi enerjisinden başka duygu formlarını yaşamazlar. Birçok
duygunun tanımı diğer birçok ırkta zaten yoktur ama her ırk kendi içinde sizin
“SEVGİ”, “KOŞULSUZ SEVGİ” diye tanımladığınız duyguyu taşır ve yaşar.
Yine bir soru geldi Ebru’dan.
Madem insan ırkının görevi bu ama bu görevi hâlâ yapamıyor layıkıyla bu evren
nasıl yaşıyor dedi?
Anlatalım hemen!
Demin de dediğimiz gibi her
ırk kendine yeteni zaten yaratır çünkü her ırkın varoluşu, özü IŞIKTIR!
Ayrıca görevli varlıklar
vardır kainatta, biz gibi, melekler gibi, onlar da sürekli IŞIK yayarlar
kainata.
Peki öyleyse insan ırkına ne
gerek var böyle bir görevle kainatta diyor olabilirsiniz. Hemen onu da
söyleyelim.
Aynı kainatta bir de
karanlığın failleri (agent) var. Yani seçim yapmış olanlar. +/- dengesi gibi
onlar da kendi karanlıklarını çoğaltmak isterlerken yuttukları (yok
ettikleri/değiştirdikleri) ışık fazla olabildiği için sürekli IŞIK yaratımı
gerekiyor kainatta.
İşte bu noktada görevi bu
olan IRK çok önemli kainatta yani İNSAN IRKI.
Dönelim mi artık MU’ya?
İşte MU medeniyetinde bilinç
evrilse de insan varlığı kendi içinde sizin şu an TEKAMÜL dediğiniz dönüşümü tamamlayamadığı için bir kez daha
döngünün doğal seyrinde yok oldu aslında. MU’nun yok oluşunda doğal akışta
başka mânâ aramayın ama kayıtlara geçen bilgiler arasında bu tekamül sürecinin
tamamlanamayışı ile ilgili karanlık enerjinin hakimiyet kurduğu alanları bulabilirsiniz
ama bizim konumuz onlar değil şu anda.
Hemen belirtelim Nuh Tufanı
diye bildiğiniz son bu 3.döngünün sonudur aslında.
4. Döngü
Geldik 4.döngüye ki bu en
önemli döngüdür diyebiliriz kolaylıkla.
Kainat da ilerlerken sizinle aynı anda, adeta
yaşlanırken ve büyürken pek tabii ki tüm varoluşla artık 4.evresine gelmiş
insan varlığının hızlanması gerekiyordu adeta ve bu döngüde biraz farklı bir
işleyiş oldu aslında. İşte bu farkı siz ANTİK ÇAĞ Yunan Filozofları olarak
konuşuyorsunuz hâlâ. Yani duygu
konusunda, felsefe, dil, din konularında dünya boyutunda tezahür eden enerjilerin
inişini kolaylaştırmak adına kainatta bu konularda o günün şartlarında daha ileri tekamül
seviyesinde olan ırklar ki en başta Orion ve Arkturus, Toprak Ana’ya ve insan
ırkına yardıma gönderildiler ilk başta.
Bu da sizin şu an gen
haritanıza baktığınızda melez diye ifade edilen gen yapılarının oluşmasını
sağladı aslında ama bu bir olumsuzluk değildir asla tam tersine dediğimiz gibi
insan ırkının kendi tekamülü yolunda hızlanmasını sağlamıştır, sağlamaktadır hâlâ.
4.döngü aynı zamanda sizin
Sümerler, Mezopotamya oluşumlarını da kayda geçtiğiniz döngüdür. İNKA
tapınaklarının oluşturulduğu döngüdür aslında.
İNKA-AZTEK medeniyeti,
Atlantis uygarlığı, Mezopotamya’nın beşik oluşu hepsi bu döngüye aittir. En çok
kavram kargaşası yaratan, sizi en çok yanılgıya düşüren de budur aslında. Yani
siz tarih kitaplarında birbiri ardına yazılan, anlatılan tüm medeniyetleri aynı
döngünün üzerinde tarih cetvelinde konumlandırmaya çalıştıkça çelişkiye
düşersiniz oysa bu anlatımdan sonra birçoklarınız için (ezber bozmayı kabul
edenler için) akış, tarihsel süreç çok daha aydınlanacaktır mutlaka.
Kısacası 4.döngü kalan izleri
nedeniyle sizin en iyi bildiğiniz döngüdür.
Bir kez daha belirtelim bu
döngüde dost ırklardan çok yardım almıştır insan varlığı dünyada. Bu nedenle
melez ırklar ortaya çıkmış, kendi varoluşundan insan varlığının yanına gelip
kalmayı seçenler olmuş, kendi bilinç seviyelerini aşağı indirirlerken
bıraktıkları izlerle kafa karışıklığına neden olmuşlardır. Ama yanlış ya da
kötü olan bir şey yoktur. Aslında tüm yardımlar IŞIK taraftan ve bile isteye
yapılmıştır.
Peki buna rağmen neden
tamamlanamamıştır 4.döngü? İşte esas
sorulması gereken soru budur. Zira 4.döngünün 5.boyuta çıkışla
tamamlanamayışının nedenleri idrak edildiği anda işiniz bu döngüde çok
kolaylaşacaktır.
1.HIRS
2.HASET
3.GÜÇ SAVAŞLARI
Bu 3 madde 4.döngünün çıkışla değil inişle sonlanmasının
en büyük, en baş nedenleridir.
Zira dünyanın enerji alanına
giren tüm varlıklar pek de alışık olmadıkları bir duygu zenginliği ile
karşılaşmış, bilinçlerinden gelen gücü bu duygular ile modere edemeyince ortaya
hırs, haset, kıskançlık ve sonuçta da güç savaşları çıkmıştır.
Tüm bunlara farklı müdahale
edilmeyişinin nedeni ise bu karmaşa ve kaosun insan varlığının tekamülünü hızlandırmış
olmasıdır. Yani görünürde çıkış sağlanamamıştır ama insan ırkı kendi gücünü
idrak yolunda ilerlemiş ve sevgiden yana adım atmayı hızlandırmıştır.
Ama bu gelişmeler ne yazık ki
doğal sürecin sonuna gelindiğinde insan ırkının kendi içinde bir bütün olarak
ışığı eşikten atlayacak seviyeye getirmesine yetmemiş ve bir kez daha sizin
kıyamet dediğiniz son yaşanmıştır.
5. Döngü
Aradan geçen yeniden oluşum
dönemi sonrası başlatılan 5.döngü ise neredeyse hepinizin bedenlendiği
dolayısıyla hepinizin aslında istediğinizde çok kolay hatırladığı, hissettiği
son döngüdür. Bu döngü diğerlerine
oranla bilincin de, duygularında en geliştiği döngü olmasına rağmen ne yazık ki
en yıkıcı da döngü olmuştur insanlık tarihinde. Tam bir düşüş yaşanmıştır. 12
sarmallı DNA yapısı bu döngüde 2 sarmala düşmüştür.
Evet inanılması zor gelebilir
size ama böyledir.
Bu düşüş sadece son döngüde
yaşanmıştır bunun hem iyi hem de kötü tarafı şudur. İyi tarafı sıcağı sıcağına
sizin yeniden yükselişe geçmenizdir.
Kötü tarafı da bu travmatik
düşüşten sonra çok da rehabilitasyon vaktiniz olmamıştır.
Pek tabii ki dünyanın yeniden
oluşturulmasına kadar geçen zamanda (evrensel zamanda) tüm ruhlarınız ve Toprak
Ana rehabilitasyona tabi tutulmuştur ama tekrar tekrar döngüleri geçerek
iyileşme yaşanmamıştır.
Bu nedenle birçoğunuz akaşi
kayıtlarınızda olan trajedileri çok net hissetmektesiniz.
Bu yüklerin hızla
temizlenebilmesi için 5.döngüde ağır darbeler alan ruhlar sık sık bedenlenmiş ,her
seferinde azar azar yüklerini temizlemelerine olanak verilecek yaşamlar
seçilmiştir.
Ancak unutulmamalıdır ki
içinde bulunduğunuz son döngü yani 6.döngü kendi içinde zaten çok zorlayıcı bir
döngüdür. Buna sonra değineceğiz yine dönelim 5.döngüye.
5.döngü sizin Lemurya
Uygarlığı ile bildiğiniz tüm gök kubbenin yıkıldığı ve dünyanın sular altında
kaldığı döngüdür.
Bu döngü insan ırkının kendi
içinde en ileri seviyeye ulaştığı ama kapılar açık tutulduğu için 4.döngüde
yardıma gelen ırkların ve daha fazlasının yardıma geldiği ama sonunda güç
savaşlarının dünyayı, vaktinden önce, yerle bir ettiği bir döngü olmuştur.
Kafalarınızın karışmış olması
çok normaldir. Zaten zaman ezber bozma zamanıdır.
Esas amacınız kim gelmiş,
kiminle güç savaşına girilmiş, hangi medeniyet hangi ırktan gelmiş sorularına
cevap bulmak yerine insan varlığı kimdir ve neden hâlâ 5. Boyutta değildir bunu
anlamaya niyet olursa çok daha kolay sindireceğinize eminiz.
Sanılanın aksine 5.döngüde
yaşanmadı tüm trajedi aslında.
Anlatalım zira önemli bir
karışıklık var burada sizin kayıtlarınızda.
Siz Atlantis ile Lemurya’yı
aynı kıtada ve aynı anda var olduğuna göre deyip anlamlandırmaya çalışıyorsunuz
ya işte sıkıntı burada. Sıkıntı demeyelim de ona, takılı kaldığınız bu aslında.
Oysa Lemurya dediğimiz medeniyetin mensupları insan dediğimiz ırk ya aslında.
Yani o ırk Kalu Bela’dan bu yana var bu dünyada. Sadece mevcudiyetlerine son
dönem verdikleri isim Lemurya. Kısaca Lemurya için insan ırkı diyebiliriz
aslında. Yani bu noktada insan dediğimiz her alanda ve anda her döngüde Lemurya’yı
konuşuyoruz ya işte karışıklık biraz bundan yana.
Kısaca 4.döngüde var olan
Atlantis medeniyeti bu dünya üzerinde melez ırkların çoğunlukta olduğu bir medeniyettir
ve Atlantis medeniyeti barındırdığı melez ırkların yaptığı seçimler nedeniyle
bu dünya dene gezegenin sonunu getirmiştir. Ama bu vaktinden önce bir geliş
değildir. Doğal seyrinde gidişin sonudur aslında.
Ancak 4.döngüde Atlantis
denen medeniyetin bıraktığı izler bu dünyaya Toprak Ana’ya o kadar çoktur ki
5.döngü başladığında arî insan ırkının bulunduğu coğrafya bu negatif enerji ile buluşturmuştur insanlığı adeta.
İşte bu nedenle yaşanan
düşüşün tek nedenini Atlantislilere bağlamak doğru olmayacağı gibi 5.döngüde
yaratılan karanlığa da bağlamak tek başına doğru değildir aslında.
Peki bu yükle sonu yaşayan
insan ırkı ve Toprak Ana 5.döngüde ne yapmıştır acaba?
5.döngü tüm galaktik ırkların
insan ırkına yardım etmek istedikleri bir döngü olmuştur. Zira insan varlığının
daha fazla 3.boyutta kalması evrensel anlamda istenilesi bir durum değildir ama
evrensel kanunlar gereği yapılması gerekenler bellidir ancak bu detaylara da
bugün bura girmeyeceğiz aslında.
Kısaca 5.döngü hem 4’ün
temizlenişi hem de yükselişin tamamlanışı niyetiyle başlatılmış olmasına rağmen
ve tüm ruhların seçimi bu yönde olmasına rağmen, yardım çağrısı ve yardım
niyeti bu yönde olmasına rağmen dünyanın kapalı enerji alanında işler ne yazık
ki planlandığı gibi gitmemiştir 5.döngüde de aslında.
5.döngü çok daha fazla
galaktik ırkın dünyaya geldiği, müdahil olduğu, iz bıraktığı, yardım ettiği ama
daha çok yük yarattığı bir döngü olmuştur.
Hathorlar ve Pleiadesliler
başta olmak üzere neredeyse tüm galaktik ırklar dönem dönem dünyaya temas etmiş,
el vermiş, gelmiş ve gitmişlerdir.
Göbekli Tepe bunlara en iyi
örnektir aslında.
5.döngü sonunda insan ırkı
yükselişi yaşamak yerine neredeyse tam tersi bir düşüşü deneyimlemiştir ve 12
sarmallı DNA yapısı 2 sarmala indirgenmiş, birçok yetkinliği bloke edilmiş,
gerçek gücü bertaraf edilmiştir.
Sonuçta, bu da bir süreçtir
izin verilmiştir, yaşanmıştır ve bitmiştir.
5.döngünün sonu diğerlerinden
daha trajik olmuştur çünkü insan eli değen bir son hazırlanmıştır adeta ve
Toprak Ana daha fazla bu yükü kaldıramadığı anda, normal döngü tamamlanamadan,
dünya dağılmış yani kıyam yaşanmıştır aslında.
İşte bu 5.döngünün trajik
sonu ruhlarınızın üzerinde beklenenden çok daha fazla yük yaratmış ve karanlığı
misliyle çoğaltmıştır.
Bu nedenle 5. ile 6.döngü
arasında geçen süre adeta uzatılmış, rehabilitasyon sürecinde yapılan
çalışmalar farklılaştırılmış ve insan ruhu 6.döngüye itina ile hazırlanmıştır.
Nitekim 5.döngüye karanlık enerjileri ile dahil olan ırklar da bu sondan kendi
tekamülleri adına nasiplerine düşeni almış, bir çoğu ağır yaptırımlara çarptırılmıştır. Nitekim bu ırklar şu anda aranızda bu
yaptırımın bir parçası olarak ışığı yaymak ve enerjiyi değiştirmek için
çalışmaktadırlar. Ama unutulmaması gereken şudur ki bu dünya İNSAN IRKININ
evidir ve insan ırkı tüm kainatta çok değerlidir.
6. Döngü - İçinde Bulunduğumuz
Seçimleri ile 4. ve 5. döngüde
de yükselişi yaşayabilecekken ( bu potansiyel var iken) 6.döngüye gelinmiştir.
Burada hata/yanlış/suç yoktur
ama seçimlerin sonuçlarının iyi anlaşılması gerekmektedir.
Zira 6.döngü İNSAN ırkının kritik eşiği geçtiği ama
henüz yükselişi yaşamadığı bir döngü olarak doğal sonuna yaklaşmaktadır.
Bu nedenle; dünya üzerinde
her yönden çalışmalar var hızıyla devam etmektedir. Bizler yukarıda görevimizi
yapmaya çalışırken aşağıda sizler bizden aldığınız güç ve ışıkla, yaradılışın
özünden gelen sonsuz kaynakla ilerlemektesiniz. Ama hâlâ daha karanlık
dediğimiz enerji azalmamıştır aslında. Ayrıca dost olanlar yardımlarını
arttırmış ve hızlandırmış olsalar da onlar da kendi yüklerinden dolayı hâlâ
yeterli güce ulaşamamışlardır dünyada.
Ezcümle, sonsuz yardımları
sınırsızca akıtırken bizler dünyaya ve Toprak Ana’ya görevin en büyüğü sizin üzerinizdedir aslında.
“SİZ”den kastımız kimdir açıklayalım onu da: Özü hangi
ırktan olursa olsun, gücü hangi boyuttan olursa olsun bu dünyada bu zamanda
bedenlenmiş olan tüm RUHlardır.
Dolayısıyla kim olduğunuzu
anlamasanız da görevinizi idrakle başlayın aydınlanmaya. Zira doğal sürecinde
(dünyanın döngüsünde) çok da fazla zamanınız kalmadı aslında.
Amacımız korku salmak değil
asla ama görevimiz gerçekleri anlatmak tüm çıplaklığıyla.
Son bir bilgi verelim size
zira Ebru İnsanlık Tarihi Seminer Tanıtım Metninde bahsetmişti eksik kalsın
istemeyiz kesinlikle. Bermuda Şeytan Üçgeni görevini tamamlamış bir enerji
kapısıdır. Ancak bir takım karanlık güçler tarafından yakın geçmişte (bize göre
bir AN önce, size göre binlerce yıl önce ama bu döngüde) yeniden aktive
edilmeye çalışılmıştır. Böyle durumlar yukarıdan müdahalenin uygun olmadığı
durumlardır. Siz ışığı çoğalttıkça dünya üzerinde gerekli değişim
gerçekleşmektedir o bölgede de.
Bu konuyu (insanlık tarihi)
anlamanız gerekmemekle birlikte yüreklerinizde kabule geçmeniz, zihninizde
barındırdığınız inanç ve kabullerin sizi olumsuz etkilememesi için önemlidir.
Son sözümüz hep
söylediğimizdir. OLAN OLMASI GEREKENDİR.
Siz kendi gerçek gücünüzü
idrak ettiğinizde bu döngünün yükselişle tamamlanmaması için hiçbir engel
gözükmemektedir dünya enerjisinde. Ama bilin ve hatırlayın ki yüklerden gelen
karanlık hâlâ daha barınırken Toprak Ana’nın kalbinde bir de karanlığın
yarattığı negatif enerjiye hiç ihtiyacınız yok bugünlerde.
Sonsuz sevgimizle
Bu yazı Firdes Ebru Tolan’a 10 ve 11 Ekim 2019 dünya
günlerinde İstanbul’da tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
Etiketler:
12 sarmallı DNA,
5.boyut,
Antik Çağ,
galaktik ırklar,
galaktik insan ırkı,
insan ırkı,
insanlık tarihi,
LEMURYA,
MU medeniyeti,
sıçrama,
tarihsel döngüler,
tekamül,
yükseliş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)