7 Haziran 2025 Cumartesi

SENDE Kİ BEN NE HALDE?

Sende ki ben ne halde

Dur da bir bak hele

1 kaşık saf ışık verdim içine

Döndü bir körlüğe

Çöktü çöktü

Çöktü... çöktü... çöktü... içine içine.

Serum döndü kan gölüne

Maya döndü kör göze

Nefes döndü zehire.

 

Ahh 2 gözüm;

Gönlüm

Ne halde?

Döndü bir parça oduna

Kondu tahta adına

İman eklendi başına

Yeşermek yerine içten dışa

Oldu diken sapı

Girdi koynuma

Battı boruma

İsim verildi ona da

Ademin elması* dendi adına.

 

Ne nefes kaldı nurlu

Ne maya kaldı onurlu

Ne su kaldı soylu.

 

Ne sop kaldı nurlu

Ne öz kaldı onurlu

Ne can kaldı soylu.

 

Ne göz kaldı nurlu

Ne söz kaldı onurlu

Ne duygu kaldı soylu.

 

Çöktü, çöktü,

Çöktükçe çöktü,

Çöktükçe çöktü,

İçe döndü.

Döne döne çöktü.

Katmanlar boyu

Katlar işte böyle

Karanlığa gömüldü.

 

 

Bir ben kaldım

Boylu boyunca

Tırpanlandım her canlandığımda

Kaşık kaşık oyulurken gözüm

Canımı aldılar

Kara çaldılar

Sonra da

Aşık attırdılar

Er meydanı dedirtip

Naralar attırdılar.

 

Sözüm oldu

İnce telli saz

Saz oldu bir araç

Kalbe dokundu yavaş yavaş

Harmoni bozuldu,

Ritm oldu yalvaç**.

Duyurdu "yaşar" diye

Yaşayan kandı karasında

Yaşayan soluktu aslında

Yaşatılan bir kaşık mayadan kalan;

Soyu bozuk olan.

 

Haline bir bak hele

İnsandan geriye

Kalmış olan her ne ise

Sütü bozuk

Ağzı bozuk

Dölü bozuk

Bir damda can

Bir solukta canan

Nefesi boğan

Boğazı saran

Nuru yutan

Işığı kıran

Adına dramlar yazılan...

 

 

Yok yok

Merak etme

Anlamanı beklemiyorum,

Kendini kötü hissetme.

Öylesine işlenmiş ki her bir hücrenin beynine

Tuhaftan öte anlamsız gelir her kelime!

 

Öyleyse?

Niye dersin de bulandırırsın beynimi der misin?

Dersin...

 

Öyleyse?

Faydasız olacaksa niye meşgul edersin beni der misin?

Dersin...

 

Öyleyse?

Çıkışı yok yani der misin?

Deme!

Aman işte bunu sakın deme!

 

Umudunu yitirenden yol olmaz

Umudu yitirttirenden sonuç çıkmaz

Umudu heba ettirene haklılıktan pay olmaz

Umudunu susturana alan hiç açılmaz.

Öyleyse ey can

Hâlâ canlı olan

Umudu barındıran

Umut olan;

Kaldır başını

Tam da şimdi şu anda gerçek ışığa.

Aç kalbini

Tam da şu anda gerçek Öz'den akana.

Sil gözyaşlarını

Tam da şu anda gerçek kalbin yumuşaklığıyla.

Taşı kendini

Tam da şu anda gerçek aklın kırıntısıyla.

Hepsi sende nasıl olsa,

Sen başla

Yeter ki başla

Şimdi başla

Ama sen yeter ki şimdi başla.

 

Kulak verme safsatalara

Boyun eğme akıl fikir nidalarına

Yüreğini sıkıştırma sırtının kamburuyla.

 

 

KAYNAK / ÖZ'ÜN ÖZ'Ü dile gelse

-ki geldi!

Sana sorsa

-ki sordu!

Sende ki ben ne halde dese

-ki dedi!

Ne diyeceksin kendine?

O'nu kendinden ayrı bilme her şeyden önce!

Ne diyeceksin kendine?

Düştüm geçim derdine???

Girdim bir karanlığın içine dayatılan düzende!

Döndüm zebaniye, oldum ölüm meleği kendime!

Yutmaktayım ışığı

Dünyevi arzuların, isteklerin, şehvetin peşinde...

Adalet dedirtilenin zulmünde...

Dünyalık denilenin derdinde...

Kibrimin süslenmiş halinde diploma, ünvan, makam, mevki önceliğinde...

Zihnimdeki kara sandukaların altında ezilircesine...

Değişmeyen inadımın zihniyet temelinde...

Yoğurulamayan mayamım alınganlık kıvamında...

Ördürülen alev tuğlalarının içinde...

Çakmak çakmak gözlerimin zindan karasında...

Esaretine tutunduğum sevda kapanında...

İrademin gücü diyerek bellediğim akıl yolunda...

Şaşmaz şaşırtılmaz dediğim kanla çizdiğim sınırlarda...

Soy, sop, mezhep, din, dil, ırk .. derken derken...  bölünürken karasını içine gömen genimde...

Gametin*** dış çeperinde karayı gör al içine, ışığı gör gir içine! sensörü ile...

Vardım bugünlere

Üreye, ürete mi diyeceksin?

Dedin bile!

Geldin bugünlere...

 

Unutmak kolaydı

Unutturmak amaçtı

Nurlu yaratımı yüreğimde.

 

Böl, parçala, yönet!

Sanırsan ki bir töhmet...

Devletlerarası bir şöhret...

Politik bir gerçek...

Dön bak genlerinin haline;

İşlenmesine göz yumduğun,

İğne iplik ile değilse de

İnce ince,

Işığın beline gire gire,

Kanı eme eme,

Beyne gire gire,

Oynadığın bir kirli oyun,

Sürdürülebilirlik icadıyla meşru kıldığın

Yenilenebilirlik sandığın!

 

Eee öyleyse

Bırakalım da bitsin bu döngü böylece

Başlarız kıyam olunca

Kıyamet ile

Dersen içinde

Boşver beni sen hiç dinleme! Hiç dinleme...

 

Yol ayrımı keskin olacak bundan böyle

Söylemedi deme.

 

Ama!

Dersen ki

Çözüm öner şimdide

Bir kez daha derim ki

1 nurlu nükleotit**** yeter bize.

Varsa sende

-ki var!

Besle onu nurun ile şimdide.

Gerisi cümle söylediğim sözde, bak geriye geriye...

Sonsuz sevgimle,

Firdes Ebru

İstanbul denende, 7.6.2025 bilinende

 

 

*Âdem elması veya laringeal çıkıntı (Latince: prominentia laryngea), gırtlaktaki tiroid kıkırdağın çıkıntısıdır. Bu kıkırdağın iki ana yaprağının orta hatta birleşmesi sonucunda oluşur.

Adem elması, boğaz bölgesine gelecek darbelere karşı ses tellerini korur, sesin üretiminde ve sesin kalınlaşmasında rol oynar. Aynı zamanda gırtlak bölgesinin çevresinde güçlü bir yapı oluşturarak ses tellerinin sabit kalmasını sağlar.

Erkeklerde özellikle belirgindir!

 

**Yalvaç; Eski Türkçe yalāvaç veya yalāvar “elçi, haberci” sözcüğünden evrilmiştir. Ayrıca Farsça vaç "söz, ses" anlamı vardır.

 

*** Gamet (Grekçe γαμετή gamete "kadın eş") eşeyli üreme yolu ile çoğalan organizmalarda döllenme evresinde bir başka hücre ile birleşerek kaynaşan hücredir. Yani erkek için sperm, dişi için yumurta gamet hücresidir haploid yapıda (sadece bir tam kromozom setine sahip, genellikle normal diploid sayısının yarısı kadar olan organizma veya hücre haploidtir).

 

**** Nükleotit; DNA, tüm canlı organizmaların genetik bilgisini taşıyan ve bireylerin kalıtsal özelliklerini belirleyen bir moleküldür. DNA'nın yapısı, nükleotit adı verilen temel birimlerden oluşur. Nükleotitler, genetik bilginin depolanması ve iletilmesinde kritik bir rol oynar. Belli özelliklerimizi taşıyan ve birden fazla nükleotitten oluşan DNA parçasına gen denir.

Küçükten büyüğe doğru doğru sıralama, Nükleotit > Gen > DNA > Kromozom şeklindedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder