Ne alâ dersin buna
Oysa ruh sıkıştı kaldı bedene bir nefesle
Çıkmayan candan ümit kesilmez diye diye
Döndü durdu ruh bedende
Beden can buldu dünya denende
Bu nasıl bir ironi varoluş gerçekliğinde
Matah sandığın döngü dönüştü bir kör düğüme.
Düğüm döndü çileye
Çile döndü eve
Ev döndü dünya bilinene!
İki soluk arasında bir hayat dediğine!
Bitmedikçe çile
Tekrar etti yer yüzeyinde
Topraktan geldik... diye diye
Oysa...
Bir zindan düşün; duvarsız... kapısız... kilitsiz...
Bir zindan düşün; ışıksız... renksiz... sessiz...
Bir zindan düşün; sensiz.
Neredesin sen?
Gerçekten
Neredesin sen?
İnsan denen; sorarım sana
Duy beni
Kalbim atar insan insan diye...
İnsan, neredesin sen?
Dönelim zindana!
Cevabın var mı bana?
Benim cevabım var sana!
Bu zindan:
Ruhundan uzakta
Gözden ırakta*
Kalbin atımını duyamayan hâlâ,
Aklın yolunu benimserken
Fikrin temeli mülk diyen hâlâ,
Zihin kapanında evrimleşen
Bedeni şekilden şekle giren
İnsan soyundan gelen
İnsan denen
İnsanlığını yitiren
Duygularını körleştiren
Düşüncelerini sivrilten
Gerçekliğini ötekileştiren
Kemiğini kanına zehir eden
Kanını canına yaver eden hâlâ,
Nefesini tutan
Nefesi yutan
Kendini matah...
Dünyayı "alan"...
Güneşi merkez...
Sanan hâlâ
İnsanın tam da içinde!
...ve sen; insan
Sen de bu zindanın içinde!
İnsan, zindan kendi kendine.
Zindan insan, kendi de içinde!
Var olan
Olacak olan
Ama varlığı hükümsüz olan insan;
Uyanamayan insan
Nefesi yutan
RUH'u tutan insan,
Kendi köleliğinde vezir-i âzam olsan ne yazar?!
Özgürleştirmedikçe
Özgürleşmeyecek
Özgürleşmedikçe
Özgürleşemeyecek
Olan
İnsan
Soluk alan
Evi barkı olan
Suyu aşı olan
Doğan, doğup doğup yok olan
Yoklukta varlık arayan
Varlığı dört duvarda sanan,
Döne doğa...
Doğa doğa ölen,
Doğa doğa yok eden,
Doğa öle tüketen,
Doğa öle dibe çöken, çökerten...
İnsan
Ne zaman bitecek
Bu inadın?
İnatta ısrarın?!
Can tükendi;
Ruh üflendi.
Ruh tükendi;
Ömür üflendi.
Ömür tükendi;
Nefes üflendi.
Nefes de bitti... bitti... bitti...
Öz tükendi;
Su aktı.
Su tükendi;
Yaş aktı.
Yaş tükendi aş aktı;
Aş da bitti... bitti... bitti...
Canlılık tükendi;
Sevdaya çevrildi.
Sevda tükendi;
Hazza evrildi.
Haz tükendi;
Sapkınlığa çevrildi.
Sapkınlık...? Yetsin artık bitsin değil mi!?
İnsan; insanlığın yitti, gitti.
Teknoloji dediğin silaha çevrildi...
Akıl dediğin siyahlara girdi...
Fikir dediğin şeytanı bile adam etti!
İnsan;
Ne zaman bitecek
Bu inadın?
İnatta ısrarın!?
Çözmek bu kadar mı zorluyor
Çözdürmek bu kadar mı yoruyor seni?
Ne zor... ne imkansız!
Her şey mümkün an'da ışıkla ve aşk'la.
Ama yürek var mı sende yüzleşecek gerçeklerle şimdi şu an'da?!
Bil ki ciğerlerim söndü.
Alev alev yanıyor nefesim
Sense hâlâ yanan kele ağaç dikme peşinde!!!
Ayamadın manaya...
Göremedin zerre hâlâ!!!
Bil ki yolumda duruyorsun kale gibi sözde gururunla.
Haysiyet** diyorsun hâlâ!
Oysa canlılığım tüketilirken
Diriliğim yitti, bitti
Sen ayamadın hâlâ.
O kedi aç, bu köpek muhtaç der dururken...
Mahluk genini yüceltirken...
Haz peşinde giderken...
Sarilerden ordular sardı benliğimi
Sen uyurken.
İstila... içten
işgal... çevreden
Sarıldı her yanım
Sen vatan, millet naraları atarken...
Son çıkışı tutar aymazlığın.
Bir de üstüne koyduğun kararsızlığın.
Bil ki pranga gibisin boğazımda... koynumda...
Sevgi diyorsun buna hâlâ!
Oysa sevgi yapı taşındı.
Oymadan gözümü
Kesmeden sesimi
Soldurmadan renklerimi
Anlatırdım sana... yaşatırdım hatta.
Değişti, dönüştü, kalmadı adeta,
...ve sen de
Ayamadın buna kör kararmışlığında
Işığını karartmışlığında.
Şimdi sevda bu mu diyorsun
Oysa işimiz yok sevdayla
Sen önce aşk'ı anla,
Mana çok başka!
Ne dertlenmişim meğer
İçime ata ata...
Bir volkan patladı say sen şimdi şu anda.
Deprem sandığın da olacak ama çok başka
Hazırlanıyorsunuz da
Bildiğiniz yolda...
Suni teneffüs kurtaramayacak insanlığı
8 milyar ilkyardım sertifikası alsa da!
RUH NEFES ALMADIKÇA!
İraden elinde olsa da
İnadını bırakmadıkça
İnatta ısrarınla bakmadıkça
Burnundan kıl aldırmaz edanla
Kibrini yıkmadıkça,
İnsanı yaşayan
Sevgiyi yaşatan
Işığı aşk'tan saymadıkça.
Çıkış yok ne sana, ne bana.
Bir not düştüm bugün burada
Anlamak isteyen alır nasılsa...
Kalın sağlıcakla
İstanbul, 19.8.2025
Firdes dedi... Ebru dedi... Ruhum dedi... kim dediyse dedi, içimden bugün de böyle geldi...
*ırak olmak, uzaklaşmak.
** 8.6.2024 tarihli Haysiyet / Hayy'siyet başlıklı YouTube kaydımı izlemenizi dilerim.👇
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder