24 Kasım 2025 Pazartesi

KOVUĞUNDA NE VAR?

Kurtarıcı bekleyenler
Kendilerini göremeyenler
Kendilerini görmeyenler
Gücü teslim edenler

Demek isterdim ama
Durum tam da böyle değil aslında.

Kurtarıcı bekleyenler
Kendilerini gömenler 
Ulu orta dünya sandıklarına.
Kendilerini göremeyenler
Işığı kıranlar hâlâ; hâlâ daha!
Desem daha doğru aslında.

Ama sorarsan bu mudur 
Diyemem tastamam işte budur.
Zira hepsinden bir parça;
Öyle bir bulaş olmuş ki cana
Ayırmak için çizilmiş sınırlar
Çekilmiş bayraklar
Konmuş fligranlar 
Oyulmuş logolar
Dikilmiş yapıtlar 
Daha neler neler...
Sembol okuyanlar adını koymuşlar
Sanırsın tüm tarihi baştan sunmuşlar.

Olanı anlatan çokmuş
Olanı anlayan yokmuş.

Anlatanı alkışlayan çokmuş
Soranı duyan yokmuş.

Nasıl bir akıl tutulması diyeceksen deme boşuna
Zira muhakeme için ne bilgi ne beceri 
Yürekten akmalı sevginin bilinci! 

Oysa ilk düşman; en büyük düşman
Sanma ki başkası
Nifak tohumları atılmış çoktan
Sevgi bilincinin ortası oyulmuş baştan.


Kimliğini verseler eline
Hadi çık deseler
Orta yere
Kolay olurdu, sence.
Oysa o kimlik başlı başına bir bilmece.
İçinde gerçeğin kırıntısı kalmış 
Boş bir kovuk*
Bekler sahibini
Doldurulsun diye.

Neyle?
Sevgi bilinciyle!

Ayırsam bileşenlerine;
Sevgi gerek bize
Bilinç içinde.

Oysa kalmış bir posa 
Suyunun suyu sıkılmış iyiden iyiye
Yerine konmuş tecrübe!
Bilgi!
İspat ve de akıl işte!
2 göz görünce kapatılmış tüm kapılar
Gerçekliğin üzerine!


Üzeri örtülünce gerçekliğin
Kolaylaşmış yönetmek insancığı
Gözünün gördüğü düzlemde
Dillene dillene.
Kurallar, kabuller hoş gelmiş
Savrulduğunu zannedene
Ziller çalmış 
Sıralar yapılmış 
Tek tip, bir örnek, en kolay yolmuş.
Aklın sınırları çizilmiş önce
Sonra zihnin odacıkları doldurulmuş itinayla.
İstifler dönüşmüş külçeye
Külçeler dönüşmüş güce!
Katman katman çökmüş insan;
Kat kat üzerine çıkarken gök delene!
Başarı denen dönüşmüş sihirli bir değneğe
Dokunduğu yere bırakmış bir iz; damga, belgelere.
Ne çok belge... ne çok belge...

Ayıklamak gerek de...
Pirincin taşı pirinçten fazla ise
Taşı kıymete bindirmek
Kazandırır aklı evvele!!!

Hadi!
Öyleyse... 
Bugün bir daha niyet ediver sen, kendi aklınla,
Gerçekleri görmeye,
40 yıl kölesi olmadan
Kul'un.
Batmadan iyiden iyiye kovuğun dibine,
Taşıdığın yüklerle zihninde.

Ne doğru gerçek doğru
Ne yanlış tam yanlış
Yanlışın içinde var bir doğru
Doğru zaten taşır yanlışı doğru.

Laf ebeliği değil maksadım
Her söylediğimde var bir mana
Gerçeklik saklı tam da orada.

Çevirirsen başını gerçekliğe
Altında kalırım korkusu yaşamadan bir anlığına, 
Yıkarsan tüm duvarlarını
Çıkarsın ayyuka
... ve işte o an'da başla bağırmaya 
Tüm hücrelerine duyururcasına,
Gerçek sandığın ne varsa, sarsarcasına.
Bir derin nefes al da haykır 
Ben sevgiyim 
Varım ışığımla
Benden çıkan her ton... ses... nida,
Baktığımda gördüğüm ne varsa,
İçime aldığım hava, 
Damarlarımda dolaşan ve de bedenimden yayılan, daima
Işığın aşkıyla 
Sevgidir özümden nasıl olsa
De mutlaka.


Ve unutma!
Her insan öğretmendir; öğreten kendine yaşar olmayı ışıkla ve aşk'la,
... ve her insan gerçek bir öğretmendir varoluşa, yaşaya yaşata. 
Kendi insanlığını kutla.
Uyanışını kutla.
Zincirleri eritişini kutla.
Duvarlarını yıkışını kutla.
Gülümsemeni kutla.
Sevgiye değen görüşünü kutla.
Koşulsuzca sevişini kutla.
Takdir ve teşekkür olmaksızın; insanlığı kucaklayışını kutla.

Sen bugün iyisi mi
Kendini kutla;
Yaşadığın için...
Yaşar olmayı seçtiğin alanı nefesinle ve niyetinle, sevginle ve sevecenliğinle doldurup, donatıp SEVGİ BİLİNCİNDE VAR OLDUĞUN İÇİN KUTLA.

Kal sağlıcakla
Firdes Ebru
İstanbul, 24.11.2025



*kovuk
ad
bir şeyin oyuk durumda bulunan iç bölümü.

18 Kasım 2025 Salı

MUKADDERAT!

İblis'in karası...
Şeytan'ın kıvraklığı...
Cevher'i taşır Cadıların en hası!

-Ahh girdik yine fantastik alemlere, dersin belki de.
Oysa hep derim size; varsa önünüzde, vardır özde!!!

Kim sordu şimdiye; ben insansam kimdir cellat diye?

Çözdüm sanırsın dünyayı; kuralları koyan başkası, 
Kuralına göre oynayan hayatın ağası.
Ben de olurum kendi keyfimin kahyası.
Düz bir çizgide ilerlerim ölümüne 
Yeter ki olmasın çukur önümde,
Ha eğimli göğe...
Ha düz gider "bitiş"e.
Bir yaşamı geçireyim de sulh içinde 
Kavga dövüş olmasın yerimde.
Karnım tok
Gözüm gönlüm hoşbeşlikte*
Yara bere yok ise ömrümde
Daha ne isterim;
Mukadderat** işte.

Sen mukadderat 
Dersin de
Yetmez bu bazı önden gidenlere
Yoruldum... usandım... hep aynı nakarat deyince içi bir yerde
Düşer koca bir boşluğun içine
Anlamsızlaşır yaşam
Aykırılaşır insan
Kopar adeta
Gerçeklik algısı yok olurcasına
Yabancılaşır hatta!

Terapistler... haplar... boşuna mı varlar?
Avuç avuç alınsınlar
Referansları sorgulatsınlar
En uygunu belki en ucuzu olmaz ama
Yolunda seni tutsun da... 
Yorumlarıyla 
Sıkılsın dişler
Döndürülsün dişliler
Bir sistem kurulmuş 
Devam etsin de düzen 
Koştururken koştururken
Ayılamasın insan denen.

Ayılamasın insan denen!

Ayılan aykırı olansa da 
Ona da var bir tedbir bu dünyada:
- Aklını mı kaçırdın sen?
- Mantığını kullansana!
- Akıl, mantık var, yaa.. saçmalama.

SAÇMALAMA!

Ahh keşke herkes bi saçmalasa!

Saçmalarken saçmalarken 
Sallantıda olsa da
Çiviler... kazıklar söküledursa.
Hep aynı noktaya basılan parmaklar,
Övgüyle anılan sözde başarılar,
Kanıt adıyla yaptırtılanlar
Sarsılmazcasına tutundurulan doğrular
Belki, belki! bir parça yerinden oynatılırlar!!!

Sen çatırdatmazsan doğrularını özünde sana
Kırılacak yakında boydan boya
De sen ona fay hattı...
Ufuk çizgisi...
Enlem-boylam...

Sen yıktırmazsan doğrularını özünde sana
Yıkılacak yakında yekten aşağıya
De sen ona sistemler...
Yapılar...
Kurumlar...

Ne dersen de ama...
Bil ki tutunduğun düzen
Bağdaşmıyor varoluşla.

Bağdaşmazsa bağdaşmasın beni öldürür dersin belki tam da bu noktada.
Seçimindir, karışamam sana.
Sen olmasan da VAR, VAR OLACAK bu dünyada.
Ama sen de olursan dünya cennet olur ANAVATANA.

Dokunduysa içinde bir yerlere bu sözcükler az da olsa
Sarsmakla başla; kendini tepeden tırnağına.
Sarsılmadan ama ...
Kal sağlıcakla.
Firdes Ebru
İstanbul, 18.11.2025


Not: Daha fazlası için lütfen YouTube kanalımı ziyaret edin.




*hoşbeş
bileşik · ad
buluşan kimseler arasında, buluşmanın ilk dakikalarında, hatır sormak için söylenen ilk sözler.

**mukadderat; yazgı.