29 Haziran 2025 Pazar
SEVGİ DİLE GELDİ! YENİDEN!!
26 Haziran 2025 Perşembe
VAR OLMAK SANDIĞIN YA ESAS KAYBOLMAKSA!!!
18 Haziran 2025 Çarşamba
SEVGİ DİLE GELDİ!
11 Haziran 2025 Çarşamba
ELİMİNASYON BAŞLADI KANDA
7 Haziran 2025 Cumartesi
SENDE Kİ BEN NE HALDE?
Sende ki ben ne halde
Dur da bir
bak hele
1 kaşık saf
ışık verdim içine
Döndü bir
körlüğe
Çöktü çöktü
Çöktü...
çöktü... çöktü... içine içine.
Serum döndü
kan gölüne
Maya döndü
kör göze
Nefes döndü
zehire.
Ahh 2 gözüm;
Gönlüm
Ne halde?
Döndü bir
parça oduna
Kondu tahta
adına
İman eklendi
başına
Yeşermek
yerine içten dışa
Oldu diken
sapı
Girdi
koynuma
Battı boruma
İsim verildi
ona da
Ademin
elması* dendi adına.
Ne nefes
kaldı nurlu
Ne maya
kaldı onurlu
Ne su kaldı
soylu.
Ne sop kaldı
nurlu
Ne öz kaldı
onurlu
Ne can kaldı
soylu.
Ne göz kaldı
nurlu
Ne söz kaldı
onurlu
Ne duygu
kaldı soylu.
Çöktü,
çöktü,
Çöktükçe çöktü,
Çöktükçe
çöktü,
İçe döndü.
Döne döne
çöktü.
Katmanlar
boyu
Katlar işte
böyle
Karanlığa
gömüldü.
Bir ben
kaldım
Boylu
boyunca
Tırpanlandım
her canlandığımda
Kaşık kaşık
oyulurken gözüm
Canımı
aldılar
Kara
çaldılar
Sonra da
Aşık
attırdılar
Er meydanı
dedirtip
Naralar
attırdılar.
Sözüm oldu
İnce telli
saz
Saz oldu bir
araç
Kalbe
dokundu yavaş yavaş
Harmoni
bozuldu,
Ritm oldu
yalvaç**.
Duyurdu
"yaşar" diye
Yaşayan
kandı karasında
Yaşayan
soluktu aslında
Yaşatılan
bir kaşık mayadan kalan;
Soyu bozuk
olan.
Haline bir
bak hele
İnsandan
geriye
Kalmış olan
her ne ise
Sütü bozuk
Ağzı bozuk
Dölü bozuk
Bir damda
can
Bir solukta
canan
Nefesi boğan
Boğazı saran
Nuru yutan
Işığı kıran
Adına
dramlar yazılan...
Yok yok
Merak etme
Anlamanı
beklemiyorum,
Kendini kötü
hissetme.
Öylesine
işlenmiş ki her bir hücrenin beynine
Tuhaftan öte
anlamsız gelir her kelime!
Öyleyse?
Niye dersin
de bulandırırsın beynimi der misin?
Dersin...
Öyleyse?
Faydasız
olacaksa niye meşgul edersin beni der misin?
Dersin...
Öyleyse?
Çıkışı yok
yani der misin?
Deme!
Aman işte
bunu sakın deme!
Umudunu
yitirenden yol olmaz
Umudu
yitirttirenden sonuç çıkmaz
Umudu heba
ettirene haklılıktan pay olmaz
Umudunu
susturana alan hiç açılmaz.
Öyleyse ey
can
Hâlâ canlı
olan
Umudu
barındıran
Umut olan;
Kaldır
başını
Tam da şimdi
şu anda gerçek ışığa.
Aç kalbini
Tam da şu
anda gerçek Öz'den akana.
Sil
gözyaşlarını
Tam da şu
anda gerçek kalbin yumuşaklığıyla.
Taşı kendini
Tam da şu
anda gerçek aklın kırıntısıyla.
Hepsi sende
nasıl olsa,
Sen başla
Yeter ki
başla
Şimdi başla
Ama sen
yeter ki şimdi başla.
Kulak verme
safsatalara
Boyun eğme
akıl fikir nidalarına
Yüreğini
sıkıştırma sırtının kamburuyla.
KAYNAK /
ÖZ'ÜN ÖZ'Ü dile gelse
-ki geldi!
Sana sorsa
-ki sordu!
Sende ki ben
ne halde dese
-ki dedi!
Ne
diyeceksin kendine?
O'nu
kendinden ayrı bilme her şeyden önce!
Ne
diyeceksin kendine?
Düştüm geçim
derdine???
Girdim bir
karanlığın içine dayatılan düzende!
Döndüm
zebaniye, oldum ölüm meleği kendime!
Yutmaktayım
ışığı
Dünyevi
arzuların, isteklerin, şehvetin peşinde...
Adalet
dedirtilenin zulmünde...
Dünyalık
denilenin derdinde...
Kibrimin
süslenmiş halinde diploma, ünvan, makam, mevki önceliğinde...
Zihnimdeki
kara sandukaların altında ezilircesine...
Değişmeyen
inadımın zihniyet temelinde...
Yoğurulamayan
mayamım alınganlık kıvamında...
Ördürülen
alev tuğlalarının içinde...
Çakmak
çakmak gözlerimin zindan karasında...
Esaretine
tutunduğum sevda kapanında...
İrademin
gücü diyerek bellediğim akıl yolunda...
Şaşmaz
şaşırtılmaz dediğim kanla çizdiğim sınırlarda...
Soy, sop,
mezhep, din, dil, ırk .. derken derken...
bölünürken karasını içine gömen genimde...
Gametin***
dış çeperinde karayı gör al içine, ışığı gör gir içine! sensörü ile...
Vardım
bugünlere
Üreye, ürete
mi diyeceksin?
Dedin bile!
Geldin
bugünlere...
Unutmak
kolaydı
Unutturmak
amaçtı
Nurlu
yaratımı yüreğimde.
Böl,
parçala, yönet!
Sanırsan ki
bir töhmet...
Devletlerarası
bir şöhret...
Politik bir
gerçek...
Dön bak
genlerinin haline;
İşlenmesine
göz yumduğun,
İğne iplik ile
değilse de
İnce ince,
Işığın
beline gire gire,
Kanı eme eme,
Beyne gire
gire,
Oynadığın
bir kirli oyun,
Sürdürülebilirlik
icadıyla meşru kıldığın
Yenilenebilirlik
sandığın!
Eee öyleyse
Bırakalım da
bitsin bu döngü böylece
Başlarız
kıyam olunca
Kıyamet ile
Dersen
içinde
Boşver beni
sen hiç dinleme! Hiç dinleme...
Yol ayrımı
keskin olacak bundan böyle
Söylemedi
deme.
Ama!
Dersen ki
Çözüm öner
şimdide
Bir kez daha
derim ki
1 nurlu
nükleotit**** yeter bize.
Varsa sende
-ki var!
Besle onu
nurun ile şimdide.
Gerisi cümle
söylediğim sözde, bak geriye geriye...
Sonsuz sevgimle,
Firdes Ebru
İstanbul
denende, 7.6.2025 bilinende
*Âdem elması
veya laringeal çıkıntı (Latince: prominentia laryngea), gırtlaktaki tiroid
kıkırdağın çıkıntısıdır. Bu kıkırdağın iki ana yaprağının orta hatta birleşmesi
sonucunda oluşur.
Adem elması,
boğaz bölgesine gelecek darbelere karşı ses tellerini korur, sesin üretiminde
ve sesin kalınlaşmasında rol oynar. Aynı zamanda gırtlak bölgesinin çevresinde
güçlü bir yapı oluşturarak ses tellerinin sabit kalmasını sağlar.
Erkeklerde
özellikle belirgindir!
**Yalvaç; Eski Türkçe yalāvaç veya yalāvar “elçi, haberci” sözcüğünden evrilmiştir. Ayrıca Farsça vaç "söz, ses" anlamı vardır.
*** Gamet (Grekçe
γαμετή gamete "kadın eş") eşeyli üreme yolu ile çoğalan
organizmalarda döllenme evresinde bir başka hücre ile birleşerek kaynaşan
hücredir. Yani erkek için sperm, dişi için yumurta gamet hücresidir
haploid yapıda (sadece bir tam kromozom setine sahip, genellikle normal diploid
sayısının yarısı kadar olan organizma veya hücre haploidtir).
**** Nükleotit; DNA, tüm canlı organizmaların genetik bilgisini
taşıyan ve bireylerin kalıtsal özelliklerini belirleyen bir moleküldür. DNA'nın
yapısı, nükleotit adı verilen temel birimlerden oluşur. Nükleotitler, genetik
bilginin depolanması ve iletilmesinde kritik bir rol oynar. Belli
özelliklerimizi taşıyan ve birden fazla nükleotitten oluşan DNA parçasına gen denir.
Küçükten büyüğe doğru doğru
sıralama, Nükleotit > Gen > DNA > Kromozom şeklindedir.
29 Mayıs 2025 Perşembe
CAN HAVLİYLE
Aklı ablukada insancıklar...
Gözü bantlı canlılar
Yüreği dağlı varlıklar
Hepsi CAN'dan olanlar
CAN'a yük yaparlar
Sanırsan ki sen ayrısın O'ndan
Almazsın tesir O'ndan
Yanılırsın aslında.
Varoluş bağlı birbirine görünmez sandığın ipliksi ağlarla.
Dersen ki
Peki KAYNAK nerede
Hikayenin neresinde
Derim ki
Tam göbeğinde!
Dersen ki neden işlemez gücü
Peki neden çözmez bu düğümü?
Derim ki
Lehimledin, perçinledin
Kaynağın gücünü kendinden geçirdin
Kurşun döktün adeta üstüne
Zamk sürdün adeta çeperine
Şimdi düştün kendi tuzağına
Sürünüyorsun dünya alanında
Akıl sandığınla
Oysa akıl ablukada
Gözümün gördüğü diye tutturduğunla
Oysa göz bağlı ya...
Yüreğimde iyilik var diyenlerin safsatalarıyla
Oysa yürekler dağlanmış ya...
Bütün çaba
Aslolan akmasın
Candan olan kanlanmasın
Nurlu olan doğamasın
Aklı olan yaşayamasın
Diye aslında ...
Uyan İnsan
Uyan!
Bari bir sen
Bugün uyan!
Atı alan Üsküdar'ı geçmişken*
Tam da bugün İstanbul denen fethedilmişken**
Fatih denen çağı değiştirmişken
Uyan İnsan
Uyan!
Bari bir sen
Bugün uyan!
Akıllıca deyip
Üzerine destanlar yazdığında
Deniz diye baktığında
Altında fay var sandığında
Ne gerçekler saklı
Sıkı sıkıya tutunduklarında...
Okumak için vakti gelince
İşaretleri
Koyan da biz
Şimdi
Korkan da biz
Yanlışa düşerim sanıp
Susan da biz
Susayan da biz
Boğazı tutan da biz
Nefesinde boğulan da biz.
Uyan İnsan
Uyan!
Bari bir sen
Bugün uyan!
Ata tohumu derken sakındığında
Kara çıktı tam ortasında
Göz bebeği sandırıldı da
Korundu kollandı bunca
Kanma...
Her şey akça pakça olsaydı yüzyılın başında
Sarpa sarar mıydı bunca?
Soran sorgulayan olmaktan vazgeçirilen insan
Soyu bozuk olan.
Soyu bozuk olan insan
Suyunda bulaş olan.
Suyunda bulaş olan insan
Sonsuzluğu kanda arayan.
Sonsuzluğu kanda arayan insan
Kanı kaynayan.
Kanı kaynayan insan
Gözü bozulan.
Gözü bozulan insan
Aslolan!
Balık baştan kokar deyip de kabullenme
Gör cevheri içinde
Tersine çevir
İnci kefali*** yerine sen yüz
Can havliyle****
Tersine tersine.
Bozdur ezberlerini kendin kendine
Bak **** yıldızladığım mananın ters köşesine!
Sevgi her yerde
Yapı taşı sevgi içinde
Sevgim sonsuz
Seninle her yerde.
Firdes bilinen Ebru denen
İstanbul denen, 29.5.2025 bilinen
*Atı alan Üsküdar'ı geçti deyiminin çıkış hikayesi nedir?
Zamanında Bolu beyine baş kaldıran Köroğlu’nun dillere destan yağız mı yağız atı çalınmış. KÖR OĞLU bütün civarı aramış taramış, bir de İstanbul’daki pazarları dolaşmış ve Köroğlu, İstanbul’da pazarları dolaşırken atına rastlamış. Atı satışa çıkaran pazarcıya “Şu ata bir bineyim hele” deyip, Pazarcıdan “buyur”u alınca Köroğlu atına atlamış, eski sahibinin kokusunu alan at da şahlanıp dört nala oradan uzaklaşmış...
Ardından dövünen pazarcıya ihtiyarın biri gelip “Atı alan Üsküdar’ı geçti. O Köroğlu’ydu, atın gerçek sahibi” demiş... bu hikayeden geriye kala kala bugün dahi kullandığımız bu deyim kalmış...
**İstanbul'un Fethi
Kostantiniyye'nin Fethi veya Konstantinopolis'in Düşüşü
6 Nisan – 29 Mayıs 1453 tarihleri arasında, 53 gün süren yoğun bir kuşatmanın sonucunda Osmanlı padişahı II. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusunun Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan Konstantinopolis'i ele geçirmesidir.
***Van Gölü ve İnci Kefali
Bu eşsiz gölde yaşamayı başaran tek balık türü olan İnci Kefali'nin binlerce yıl süren evrimsel bir sürecin sonunda ortaya çıktığı ve atalarının, Van Gölü'nün henüz tatlı su özelliğini koruduğu dönemlerde buraya göç eden alabalık türleri olduğu anlatılır.
Her yıl 15 Nisan-15 Temmuz döneminde yumurtalarını bırakmak için Van Gölü'nden tatlı sulara göç eden inci kefalleri, önüne çıkan engelleri aşmak için büyük bir mücadele ortaya koyarlar!
****Can hvliyle terimindeki havli Arapça hwl kökünden gelen hawl هول “korkma, korku” sözcüğünden alıntıdır der sözlükler.
Ancak! Kuvvet, kudret anlamı ile kullanılan yerler göz ardı ettirilmemesi gerekenlerdir! lahavle deyimindeki havl "güç, kudret" anlamında bir kelimedir.