Vakit doldu!
Akşam oldu.
Bir nefes borcu
Kalanı vurdu.
Kalbi yaralı üveyik kuşu,
Kanatlarında nuru,
Sustu.
Ne ses kaldı,
Ne renk.
Ne nefes kaldı,
Ne ahenk.
Gelir geçerdi hepsi
Bir an'ın içinde
Ama masal sanıldı ya
Sürdü, sürdü, sürdü
Ömürler öldü.
Çöküşler oldu.
Bitişler oldu.
Ölüm kondu,
Körlük oldu.
Haksızlığa dayanamadık diyenler
Can'ından oldu.
Oldu da oldu
Daha neler neler oldu...
Yer gök inledi
Nameler söz oldu, şarkı, türkü, rap oldu.
Kana bulanan topraklar seyirlik teras oldu.
Sırma saçlar ok oldu.
Karaya bağlananlar çarşaf giyer oldu.
Nice hayy'at heba oldu.
Nurlu canlar çöp toplar oldu! !!
7 düvelde 7 cihan
Hepsinde bir olan, aynı can.
7 katta 7 katman
Hepsinde aynı olan
Öz'den olan
Aşikardı oysa.
Nur yoktu ama
Işık çoktu alanda.
Kırdı... kırıldı...
Çoklandı... çoğaldı...
Arap saçına bağlandı!
Mideler dağlandı
Kursaklar yardırıldı
Yürekte yakılan mumlar
Kalelerden sallandı.
Hançerlerle kan akıtıldı
Cengaverler diye diye
Nam saldırıldı.
Ok yaydan çıktıysa da
Hızına hız
Kinle katıldı.
Öfke denen,
Pusuda bekletilen,
Ateşten denen
Alevlerden nice barklar yıkıldı.
Kalp yorgun, permiperişan
Beyin yorgun, darmadağın
Rahim yorgun, kokuşmuş
Omurlar yorgun, kırılmış ufanmış.
Ufuk çizgisi kayıp!
Işık yorgun, durgun
Renkler yorgun, solgun
Aşklar yorgun, yaralı.
İnsan?
İnsan!
İnsan...
Yetmedi mi uyku bunca?!
Neden uyur insan?
Neden hâlâ?
Neden? ??
İnsan nerede?
İnsan gömüldü bir matrikse önce.
Matriks çözüldüyse de kendince
İnsan devam etti öylece
Uykusu bölününce
İllüzyonun içinde.
İllüzyon ne?
Niye?
Korku çoktu
Karanlık oldu.
Nefes yoktu
Ölüm oldu.
Karanlık ile ölüm girince kol kola
Cefa oldu ceza.
Ceza bir yoldu insanın aklını alan,
Başına kuş konduran.
Talih denildi adına
Bağlandı kader makamına!
Oldu oldu
Daha neler neler oldu...
Masalsı destanlar insanın doğrusu oldu.
Gerçekler insanın yalanı oldu.
Ama artık
Vakit doldu!
Akşamında dondu.
Son nefes
Son ışık
Son can
Son canan
Son insan
Yaşamından oldu.
Kalan sağlar bir oldu, birlik oldu.
Bir avuç sanılanlar bin göl doldurdu.
Zaman durdu
An var oldu.
An aklandı.
An an'a bağlandı
Akar oldu.
Şimdi son bir can,
Nurlu olan,
Kaldırılmaya çalışılan
Yaşar oldu
Kalbi atar oldu
Nefesi bulamasa da daha
Işığa kavuşamasa da ...
Anlar oldu
Duyar oldu.
Kala kala son bir diyarda
Son bir can
Umut oldu
Yeşeren oldu.
Sağlam adımlarla yavaş da olsa ilerleyenler
Aşikar oldu
Dillendirilmeyenler
Bilinir oldu.
Oldu da oldu
Daha neler neler oldu
Dönmez geri denilenler
Tövbekâr oldu
Sönen ferler
Yanar oldu
İmkansız diye andırılanlar
Gerçeğin adı oldu.
Ne kaldı geriye?
İnsan kaldı geride!
Hadi üşenme
Kalk ayağa
Katıl hayata
Coş hatta
Yaprak yaprak açılan bir çiçek misali
Çık yolculuğuna
Ama bu sefer rengarenk mutlaka.
7 renk dizilse sıraya;
Beyazdan, başlama!
Beyaz senin alnında nasıl olsa
Her daim her alanında, her zerrende, mutlaka.
Sarıl ama sarıya
Doyumsuzluğu anla ve
Doldur sarıyı suyunla.
Koş yeşile
Atla boynuna
Bu sefer sevgini akıt ona koşulsuzca.
Bir tam tur at ayaklarınla
...ve maviyi kucakla
Bir derin nefesle ama.
Kulakları çınlatan çan misali
Eteklere takılan zil misali...
Alkış kıyamet, kap kırmızıyı,
Uç havalara
Dalgalan adeta kırmızıyla uçarcasına.
Mor dolansın başından aşağıya
Aksın sırtından topuklarına
Sen kokla sümbülü, mor menekşeyi
... ve korkma, mor frezya kalsın bu sefer yanı başında.
Ne kaldı aşka dair?
Olmazsa olmaz turuncu var kasıklarında
İçini tutan zehri akıt ama
Bu sefer mutlaka.
Kalmasın senden yana
En ufak bir hata varoluşta,
Nurdan başkası akmasın senden yumurtalara.
Fuşya! Neredesin fuşya?
Kayboldun sanma
Sadece uyudun uzunca...
Nefes, ışık, sevgi
Topluca anca
Uyandırabilir seni ama
Gel sen kimseyi arana sokma
Kendin çık artık ortaya
Aşk'ı öksüz bırakma.
Rengarenk kuşanmayı
Basitlik sanma.
Solgun, bezgin yaşamayı
Hayat sanma.
Kusurlar karayla örtülür
İhtişam pulla payetle örülür
Gümüşten altına dönülür
Bakırla gelen pembelik sevdaya dönüşür
Sanma!
Kendini artık kandırma.
Gerçek ışık parlar tüm ihtişamıyla
Altın sırma, akar kalpten ama!
Gümüş parlar aslıyla
Pembelik çıkar kendiliğinden ışık akınca akıla
Mavilik çıkar kendiliğinden sevgi akınca ışığa
Işık parlar anca ışıkla
Renkler zaten varlar ya
Harmoni olur uçuştuklarında
...ve bilinenin aksine
AŞK doğmaz 2 insanla
2 İNSAN oldurur AŞK'ı ortalarında!
Aşk taşır tüm renkleri hayatın ışığıyla
Renkler yaşam olur canlıya
Canlı can olur varlığa
Varlık nefes olur insana.
Ne muazzam bir düzendir bu
Hâlâ hiç anlaşılamamışsa da...
Işık
Hep vardı sanma
Işığı aşk doğurdu anlama!
Işık VAR oldu akışla
VAR ışığı oldurdu aklıyla
Işığın ışıkla dansından
AŞK doğdu da
AŞK yaşam oldu İnsan'a
İnsan hayatı coşturdu
Coşku ışığı oldurdu
Oldurulan ışıksa da
Olan yaşamsa da
Hayy'at canlılıktı ya
Canlılık taşıttı
Işığı insana
İnsan sevgi kattı ışığa
Sevgi oldu nur, ışığıyla
Nur aktı tüm coğrafyalara
Nur oldu besin akan suya, uçan kuşa
Su oldu besin can'a
Can oldu yemiş
Yemiş oldu çeşit
Çeşit oldu zemin
Zemin oldu bin vezin
Vezin oldu hemzemin
Hemzemin oldu katman
Katman oldu zaman.
Zaman oldu KALBE zehir
KALP kapandı oldu düğüm
Düğüm / dönüm
Döndür yaa döndür
Oldu sana ölüm.
Ölüm oldu akla tutsak
Akıl oldu karanlığa bark
Karanlık oldu ak
Aklananlar oldu zinhar!
Övülenler oldu abdal
Dövülenler oldu kafir
Dalkavuklar oldu takdir-e şayan
Pişekarlar oldu oyun kuran.
Oyunlar oynanmakta ya hâlâ!
Çaputlardan renkler koyuldu
Renkler solgundu,
Bezler yırtık, yamalı
Işıklandırıldı!
Gözler boyandı.
Gözler hâlâ boyalı ya!
Anlaması zor sanma
Dön dön en başa başla yüreğinle okumaya.
Hadi öyleyse
Toparlayalım cümbüşü
Katılalım coğrafyaya
Renk renk bezeli çiçekler misali
Açsın tohumlar
Çalsın sazlar...
Düğünümüz var sanılmasın ama!
Doğan İNSAN var.
7 düvelde
7 can
Gelsin ortaya kaşık atmaya
Doğan İNSAN var.
7 renk cümbüşü
Olsun 1 adeta
Doğan İNSAN var.
7 nota çığırsın mutlaka
Doğan İNSAN var.
İNSANI sorma insancığa.
Yok tanımı daha bu dünyada.
Aklını kullan fikrinle ama
Sor yüreğine, kalbinden ama...
İşte o vakit yaklaşırsın bir parça
Gerçek tanıma.
İNSAN değildir unutan
Ama İNSAN
Nurdur; GÖZÜN bebeği!
Işıktır; BEYNİN feri!
Yürektir; AŞKIN yeri!
Rahimdir; TOPRAĞIN beli!
Omurdur; SUYUN temeli!
İNSAN bir evrendir
Varoluşu gereği.
Varoluş yuvasıdır ebedi.
Varoluş bir candır.
Yuvasının nefesi, bereketi.
Yuvası nefestir, sestir, sevgidir, öz'dür.
Öz'ünün yeri varoluşun kalbi.
Kalbi özüdür, gözüdür, sözüdür;
İnsanın güzelliği.
Yetmez... bu tanımlara hâlâ tam denmez!
Akıldır; NURLU BİLİNCİN yüreği!
Ciğerdir; NURLU NEFESİN keskin tezahürü!
Öyleyse
VAROLUŞTA İNSAN
Özdür... nurdur... gözdür... candır... candandır... sudur... akışkandır... ışıktır... parlayandır... nefestir... kandır... havadır... akıldır... fikirdir... bilgidir... bellektir... yürektir... sevgidir... daha nicesi gerçekliğindedir, belli.
AŞK'la gelendir
AŞK'ı getirendir
AŞK'ı bilendir
İlanihaye devam etmelidir ve EDECEKTİR.
Zor gelebilir; sana ey dost
Bu okuduklarını anlamak zor gelebilir...
Haklısın hiç denmedi sana böyle.
Bu okuduklarını sindirmek zor gelebilir...
Haklısın böyle dillendirilmedi yazıtlarda.
Bu okuduklarını kabul etmek zor gelebilir...
Haklısın hiç böyle anlatılmadı kitaplarda.
Olsun.
Bugün de böyle olsun.
Bugünden sonra İNSANIN DÜMENİ SADECE SENİN YÜCE GÖNLÜNDE OLSUN.
SEV KOŞULSUZCA
SEVİLDİĞİNİ BİL SINIRSIZCA
AKLA PAKLA ALNINI
SİL GÖZÜNÜN YAŞINI
KOYUL YOLA
IŞIĞIN SENDE, derinlere saklatılmış da olsa.
FERİN SENDE, ateşlerde yanarsın sandırılmış da olsa.
AŞK YANIBAŞINDA, o henüz kendini hatırlayamamış da olsa...
YARDIM?
Sınırsız ve sonsuz
Kendini açana
Nurla soluyana
Nefes alana
NEFES OLANA
OL MUTLAKA!
Kal sağlıcakla
İstanbul'da bir milad; 7.11.2024
Yayılacak nurla ve ışıkla
Firdes Ebru Tolan
Yazan da yazdıran da bir, anlaşılacak çok yakında.