Bir yük arabası bekler durur
yol kenarında, ta ki bir at/öküz/eşek koşulana…
Atın yuları adamın elinde
olsa da tüm yükü at çeker aslında.
Ön kollarının altından geçer
bağlanır boynuna, başına… yük arttıkça at ağırlaşsa da devam eder yoluna. Yol
yokuş yukarı olsa da durmak yok yol kenarında. Araba boşken çıkılsa da, yolda
eklenir yükler hızla. El eder bir dost, selam yükler bir başkası da. Geçip
gittiğini sanırken araba dost bildikleri gönül yükler, düşman bildikleri söz ona. Her iki türlüsü de
yüktür aslında. At zorlanır yolda. Ama durmak yok ya, arada kişner hatırlatır
arkasına! Başka arabalar da var kenarda ve başka atlar sahiplerinin elinin
altında. Nedense kimse bakmaz onlara, gözler kitlenir sadece yolda olana.
Ahh sen bir de ata sorsana?
Yoruldu kolları, ayakları anlasana. Acıyor göğsü, tıkanıyor boğazı farkına
varsana.
Atmak ister yularını, sökmek
ister koşumunu ama boşuna. Söylenir durur bir başına. O zaman da çok sesi
çıkıyor derler ona; sus ve devam et yola!
Yüreği elvermez bırakamaz
oracıkta canı pahasına. Çok yorulup terlediğinde bir anlığına durur ve bakar
arkasına. Kişner ve şaha kalkar o anda. Sessiz gözyaşları dökülür toprağa. Yardımına
koşsada toprak ana arabadakiler yuvarlanmıştır aşağıya. Kimse bakmaz ata! Yere
düşenler başlar kızmaya, hem ata hem arabaya ve hatta geldikleri onca yola
dönüp bakan olmaz o anda. Varsa yoksa kendi acıları nasılsa.
At üzülür çok daha fazla.
Çünkü o görür ve anlar aslında, kim yolda kim yolda olanın sırtında. İçinden
geçirir “dön sen de bir bak önce sana sonra bana. Beni konuşma; ben yoldayım
nasıl olsa. Çıkarttım artık sırtımdaki tüm yularları anla. Sen yenilerini
takmaya çalışsan da boşuna, onarıldı ve cilalandı; kayar düşer eninde sonunda. Hala bir araba taşıyorsa bu at bu yolda bil ki
niyet eden içindir aslında. Kim kimi sırtına alırsa sırttakinin gittiği yol
olmaz aslında. Alan bıraktığı anda, kaybolur yol iz bilmeden taşınan bu yolda.”
Kişneyen ata kızma, sabrını
sınama, sen al kendi yükünü taşıtma ona, sonunda kalkarsa şaha sen düşersin
ANLA!
Bu yazı 7 Haziran 2017,
Çarşamba günü saat 11.55 itibariyle F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından
İstanbul’da kaleme alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder