Şefkat, merhamet, hoşgörü
deyince akla naiflik, duygusallık gelir ilk anda. Oysa şefkat, merhamet ve
hoşgörü ne boynu büküklüktür ne acıma, ne alttan almadır ne susma, ne görmezden
gelmedir ne de kaçma. Güçlü olmak gerekir aksine bu yolda.
Merhamet gösterirken, çok
acıtsa da, izin vermek gerekir yaşanacak ne varsa.
Hoşgörü de geri adım atmak
değildir aslında. Henüz kendini teslimiyete taşımamış olsa da, onun yolunda
durmamaktır aslında. Herkesin yolu kendi aklıyla çizilir eninde sonunda. Sonsuz
seçenek olsa da kişi gider kendi aklının yolunda.
Şefkat karıştırılsa da acımak
değildir asla. Kucaklamaktır, sarılmaktır, sarmalamaktır aşkla, kimi zaman hiç
anlaşılmasa da, hep yanında olmaktır kendi yolunda gidenin 3 adım arkasında.
Şefkat, merhamet, hoşgörü
yoktur ilahi boyutta! Saf, sonsuz, koşulsuz sevginin olduğu alanda sadece ışık
vardır aslında. Saf olan saydamdır, saydam olan geçirgendir mutlaka. Sarar ve
sarmalar sevgi eninde sonunda olanı da olduranı da bu yolda. Ama sizin
bulunduğunuz dünyada bir ışık yakar merhamet ve hoşgörü şefkat yolunda. Şefkat
deyince önce hoşgörü anla sonra merhamet gelir yüreğine nasılsa.
Sen yolda olsanda yanından
geçerken aydınlatırsın bir anlığına. Sonrasında gözünü açıp da koyulmazsa yola
kalır yeniden karanlıkta. Sen hiç oyalanma, durma, duraksama, devam kendi
yolunda, arkan aydınlanıyor nasılsa. Sen
dönüp bakmasan da dizildiler, çıktılar yola. Yolda olan çoğaldıkça aydınlanacak
tüm dünya. Ama sen oyalanma kenarda kalanla, o kendi seçti kendi aklıyla. Gün
gelir duyarsa; ruhunun sesini duyarsa, koşar gelir yanına.
Sevgimiz akıyor sana ve tüm
insanlığa şimdi ve daima.
Bu yazı 6 Haziran, 2017 Salı
günü saat 13.11 itibariyle İstanbul’da F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından
kaleme alınmıştır.
Yolda olan çoğaldıkça aydınlanacak tüm dünya🙏🙏
YanıtlaSilHızla artıyoruz, şükürler olsun.
YanıtlaSil