İnsan
varlığı beden-zihin-ruh bütününde ilk ve en kolay bedeni keşfetmiştir. Beden
somuttur, görünendir, vardır. Bir elmanın içini kesip görmek gibi, bir dolabın
kapağını açıp bakmak gibi… basit, hızlı ve kolaydır.
Zihnin
derinlikleri ise her çağda insanların en gizemli bulduğu, bilinmezliklerin içinde
çoğu zaman kaybolduğu bir karanlıktan ibaret olmuştur. El yordamıyla bile
ilerlemekte zorluk çekilen, tanımları tanımsızlıklar üzerinden yaptıkları bir
bilinmezlik kuyusu haline gelmiştir.
Zihnin çok derin
olduğu doğrudur. Sonsuzluk hissi yarattığı da. Çünkü değişkendir. Hiç
durmamacasına değişir, dönüşür ve tam çıkışı buldum derken kapıyı kapatır, yeni
bir yol açar önünde. Görevi budur! Sürekli zorlamak, sürekli taze tutmak. Zihnin
içinde geriye gitmek mümkündür. Çünkü her “an” bir kayıt bırakır. Bu yüzden
zihnin içinde kaybolmak da mümkündür. Zihin, çözümü sürekli değişen, dinamik
bir labirent gibidir. Açılan yollar, kapanan yollar, çıkmaz sokaklar, uçsuz
bucaksız yollar, göz kamaştıran ışıklar, solgun lambalar, bin bir rengin
harmonisi ve aynı anda bitmek bilmeyen seslerin kaosu. Hepsi ve daha fazlası
zihnin içindedir. Bunca değişkenin arasında insan denen varlık çıkışı bulmaya
odaklanmışken, yerine mıhlanmışçasına ağırlık yapan külçeleri fark etmez bile. Oysa
bunlar insanın tüm hayatını yöneten ve şekillendiren kabulleri, inançları,
yargılarıdır. Tam bir çıkış buldum derken ayağına takılır, gözlerini kapatır,
ağına alır kollarını tutar… o kadar da nazikçe yapar ki bunu; bir toz zerresi
gibi hafif, bir su damlası gibi berrak, bir meltem kadar yumuşak.
Zihnin
içinde dipsiz bir kuyu gibi sürekli aşağı düşmek de mümkündür. Henüz keşfedilmemiş
bir mağaranın dehlizlerinde kaybolurcasına ilerlemek de. Bir yanardağ
patlamasından korkup kilometrelerce uzakta durmak da mümkündür, bir denizaltı
korumasında dibe dalmak da… Hepsi birer seçimdir, hepsi birer yoldur, insan
varlığının şimdiye kadar yaptığı ama bir sonuca ulaşmakta zorlandığı.
Çünkü zihin
sadece bir algıdır, bir kabuldür, sonsuz olduğu kadar gerçektir ama içindekiler
sadece insan varlığının doğrularıdır.
Kabuller,
inançlar, yargılar, öğretiler …; illüzyonun kendisidir zihin.
Zihin var
olan değil, var edilendir!
Zihin gerçek
değil, doğrudur!
Zihin
çözümsüz bir labirent değil, kapıdır!
Siz
yüreğinizdeki şartsız ve koşulsuz sevgiyi beslemeye, büyütmeye niyet ettiğiniz
anda zihin sakinleşir, durgunlaşır, o çıkmaz sokakların hepsi bir bir aydınlığa
açılır. O göğe uzanan sonsuz duvarların hepsi bir bir yıkılır. O karanlık
dehlizlerin hepsi aydınlanır. Tüm engebeler düzlenir, tüm çukurlar doldurulur.
Sonsuz ve aydınlık bir platonun ortasında olduğunuzu idrak ettiğinizde gerçek
hayat başlar.
Sizin
hayatınız; ışıldayan ve sonsuz hayatınız.
Sevginin
gücüyle zihninizin derinliklerinden aydınlığa çıkmaya niyet edin.
Sevgimiz
sizinle,
Işık
Varlıkları
Bu yazı 4
Ocak 2016, Pazartesi günü saat 10.20 itibariyle F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
tarafından kaleme alınmıştır.
Sevginin gücüyle zihnimin derinliklerinden aydınlığa çıkmaya niyet ediyorum Allah ım bana yardım et yoluma ışık tut teşekkür ederim
YanıtlaSilBu yürekten niyetinizin mutlaka karşılık bulacağına inanıyor, ben de sonsuz sevgimi yolluyorum size Simten hanım.
SilSevginin gücüyle zihnimin derinliklerinden aydınlığa çıkmaya niyet ediyorum Allah ım bana yardım et yoluma ışık tut teşekkür ederim
YanıtlaSilYüreğine sağlık Ebru'cuğum....Sevgiyle....
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgimle...
SilÇok teşekkür ederim Ebru hanım ödevlerimi çalışıyorum.
YanıtlaSilÇok sevindim sizin adınıza, farkındalıklarınız arttıkça konuşalım, memnuniyet duyarım.
SilÇok teşekkür ederim Ebru hanım ödevlerimi çalışıyorum.
YanıtlaSilSevginin gücüyle zihnimin derinliklerinden aydınlığa çıkmaya niyet ediyorum benim ve bütünün hayrına ALLAHIM sen yardım et ışığınla şifalanalım
YanıtlaSil