Bir bebek gözünü açtığı anda bu dünyaya yaşam
yolculuğu da başlar ki bu yolculuk ruhun kendi seçimiyle sadece büyümek,
aydınlanmak, ödevlerini layıkıyla yapıp bitirmek ve varlığını yüceltmek,
aydınlatmak için yaptığı seçimlerin bütünüdür.
Dolayısıyla içinde siz insanların acı, hüzün,
keder, elem diye tanımladığı duygular da vardır. Huzur, aşk, keyif, neşe, coşku
diye tanımladıkları da… ve insan varlığı her anını yaşarken aslında bir yandan
da yürür bu yolda. Bazen acı sanılanın içinde coşku, başarı sanılanın içinde hüzün
vardır.
Yürünen yollar sonsuz denilebilecek çeşitlilikte
olmakla birlikte ruha katkısı, tesiri benzerdir. Çünkü her ne oluyorsa ve her
ne şekilde oluyorsa olsun ruhumuzu götürmek istediği nokta tek’dir: BİR
olduğumuz bilinci ve sadece saf, sonsuz ve koşulsuz sevgi olabilmek, sevgi
kalabilmektir.
İşte bu yüzden her zaman herkesin bir şansı daha
vardır… ve işte bu yüzden sizin için başkalarının ne yaptığı ya da ne yapmadığı
değil, sizin kendiniz için ne yaptığınız önemlidir.
Siz, sadece kendinizden sorumlusunuz; şimdi ve
daima. Siz yükseldikçe yükselecek olan bütünün içinde tüm insan varlığı var
şimdi ve daima.
Bilmek için görmek gerekmez çünkü görmek için 2 göz
yetmez!
Bilmek için anlamak gerekmez çünkü anlamak için
zihin yetmez!
Geçmiş sadece öğretebildikleri olduğu sürece
geçmiştir ve değerlidir. Siz öğrenmedikçe geçmiş dediğimiz her daim şimdi’dir.
Siz öğrenmedikçe tekrarlayan acılar, hüzünler, kederler, düşüşler, çöküşler,
yıkımlar, bitişler değildir; dersinizdir tekrarlayan!
Bir kısım dersler tamamlanmış olsa da, birçoğunuzun hala
tamamlaması gereken dersleri var. Sanmayın ki çok zamana ihtiyacınız var,
çoğunuz için bu ödevleri tamamlamak an meselesidir. Hayata geliş amacınızın
tekamül etmek olduğunu hatırlayın, kabul edin ve niyet edin. Sadece bu niyetle
bile yürümeniz gereken yolun aydınlandığını hissedebilirsiniz.
Sonra, aydınlığı seçin, yüreğinizin gözünden
baktığınızda size iyi geleni seçin. O aydınlatılmış yolda yürürken karşınıza
çıkan tüm zorlukların, taşların ve kilitli kapıların, çatık kaşlı, taş kalpli
insanların sizi yukarı, daha yukarı taşımakta olan basamaklar olduğunu bilin.
Ne kadar azgın dalgalarla boğuşsanız da berrak ve dingin suların sizi
beklediğini bilin.
Korkuyu silin yüreğinizden. Korunduğunuzu bilin.
Yüce Yaradan’ın ve onun tüm görevlendirdiklerinin yardımını isteyin.
Desteklendiğinizi bilin.
Sonsuz ve sınırsız olan sevgiyi hissedin,
koşulsuzca sevildiğinizi bilin.
Yargılamayın, yorumlamayın, sadece kabul edin ve
büyümeyi seçin, şimdi ve daima.
Henüz vakti gelmemiş demeyin!
O ilk nefesi aldığınız anda sizin için kum saatinin
döndüğünü bilin.
Bitmemiş olabilir, sırası gelmemiş olabilir ama başlamamış
olması mümkün değildir, kabul edin.
Alfabe A harfinden başlar, fark edin.
Binalar temelinden kurulur, hatırlayın.
Tırnak kökünden büyür, görün.
Vakti gelmemiş demeyin! “Bitirebildiklerime
şükürler olsun, devam ettiklerime güç olsun, başlayacaklarıma niyet olsun”
deyin.
Yürüyün, hep yukarıya, hep aydınlığa, hep ışığa
yürüyün. Sizi besleyen, sonsuz ve sınırsız, saf ve koşulsuz olan sevgiyle.
Aydınlanmış Üstad’lardan
Bu yazı 10 Mart 2016, Perşembe günü saat 14.50’de
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.
* Fotoğrafıyla katkısından dolayı Karin Alyanakziya'ya teşekkürlerimizle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder