Hala düzene/sisteme dair
söyleniyorsan…
Hala yaşadıkların/sana
yaşatılanlar hüzün veriyorsa…
Hala sessiz çığlıkların
kalbini yoruyorsa…
Bil ki yapacak çok işin var!
Daha ne kadar “acıların
çocuğunu” oynayacaksın kendi dünyanda?
Biz çıktık çoktan yola, “sevginin
çocukları” olduğumuzun hissiyatıyla.
Bil ki o beklediğin zaman, çoktan
geldi amma,
Bahanelerle oyalanan sensin aslında!
Kızmak seni rahatlatacaksa;
kız bana! Durma!
Ama nasılsa bugün kendini
kandırsan da, yarın yüreğin acımaya devam edecek aslında.
İşte o zaman hatırla! Bu karşına
çıkan sözcükleri hatırla…
Ve şükret sonsuz olan yardıma.
Bir derin nefes al ve kalk
ayağa.
O çok beğendiğin zihnin var
ya; sana senin yolunu hazırlaman için verildiyse aslında?
Artık durma, oyalanma…
Yüreğinde hissettiklerine yol
bul aklında.
Sonrası kolay nasıl olsa,
Biz bekliyoruz yolun az
ilerisinde, ellerimizde ışıklarla.
Sen yeter ki zihninin ve
yüreğinin kapısını, aynı anda, arala.
Bir cılız ışık bile yeter
zifiri karanlığı aydınlatmaya.
Kapının tokmağı mı nerede?
Bir derin nefes al, uzat
elini.
Sen elini uzattığın AN’da
İşte tam da orada!
Kal sağlıcakla.
Sonsuz sevgimle şimdi ve
daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul 22.01.2018 11.00
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder