24 Ağustos 2019 Cumartesi

TAM DA BÖYLE BİR GÜNDE…


TAM DA BÖYLE BİR GÜNDE…
Gökten bir taş inse önünüze
Etkilenirsiniz de…
Gökten sonsuz ışık inerken
Özünüze
Hâlâ dönüp bakmıyorsunuz içinize!
Niye?

Ne çok ezber bozuldu son 30-40 senede
Bu demektir ki doğru bildikleriniz de
Bugün bu evde*
Günün birinde
Yanlış veya yetersiz kalabilir sizin içinde
Ama hâlâ sormuyorsunuz içinize!
Neyi diye?

Engizisyon mahkemesini yeniden kursalar bu evde
Sanıklar tanık
Tanıklar masum
Yargıçlar mahkum olur belki de…
Ama siz hâlâ sormuyorsunuz içinize
Neden diye?

İşte tam da böyle bir günde;
Hava pırıl pırıl gözükürken gökte
Yürekler mahşer yeriyken içinizde
Bir derin nefes almak gerek belki de
UYANALIM diye!

Uyurgezerler vardı adeta içimizde
Yıllarca her karanlık gecede
Kapı açtılar bilmeden belki de
Ama artık
Bizim açmamız gerekiyor
Tüm kapıları
İÇİMİZDE, kendi idrakimizle
… ve bir derin nefesle
Solumak gerekiyor
Işığı yüreklerimize…
Zira beklersek kendi mahzenimizde
Olgunlaşmak yerine
Kokuşacağız adeta çöplükte!

Ayaklar bassın yere
Sıkı sıkıya hem de
Hâlâ görevimiz var Toprak Ana’ya
Bu evde
Ama artık vakit çoktan geldi
Çevirmeli kafayı göğe
Beklemeden bir taş düşsün önümüze diye hem de!
Yeter oyalandığımız “madde” dediğimizle
Sizin ayağınızı yerden kesen de
Götüren de bir başka memlekete
O göremediğiniz hava gökyüzünde!
Bazen bir çocuk saflığındaki bilgeliği
Görmek gerek yüreklerde.

Bir derin nefes alma niyetiyle
Çektiğinizde havayı ciğerlerinize
Yetmiyorsa adeta size
Bilin ki hâlâ daha
İçinizde çok yükünüz var
Engel size…
Oysa hiç ihtiyacınız yok
O engellere
Yıllardır savrulmamak için
Tutunduğunuzu sandığınız
Sözde kalelere…
Sevgimle…
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 24 Ağustos 2019 - 14.34

*Ev, dünyamız anlamında kullanılmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder