Kendine güvenmek bu kadar zor olmamalı.
Hemen şimdi başlayalım mı? Kendine güven, omuzlarını
dikleştir, başını hafifçe yukarı kaldır… Ne görüyorsun baktığın noktada?
Kendini eleştirmek istiyorsan, eleştir.
Eleştirmen gerektiğine inanıyorsan eleştir.
Ama bunu “doğru
söyleyeni 9 köyden kovarlarmış zaten, bak doğruyu söyledim de ne oldu”
şeklinde ya da “iyilik yap denize at diye boşuna söylememişler, onca iyiliğim,
onca fedakarlığım ne işe yaradı, bak yine kaybeden ben oldum” şeklinde yapma!
Doğru olman zaten senden beklenilen değil mi?
İyilik dediğin yaradanın sevgisini paylaşmak değil mi? Onun
sevgisine el olmak değil mi?
Öyleyse? Sen bu kadar gelişmiş bir varlıksan “insan”san,
yapman gerekeni yaptın diye niye eleştiriyorsun kendini? Hatta azarlıyorsun,
tokatlıyorsun acımasızca, hak etmiyorsun bunca mazohistliği!
Dur bir dakika! Çık o resmin içinden, yukarıya çık, tepeden
bak bütüne ve sor lütfen kendine; ben bundan ne öğrenebilirim? Ben bunu hangi
ödevimi yapmak için deneyimliyorum?
Bunu yıl sonu performans ödevini hazırlamaya çalışan bir
öğrencinin ön çalışması, veri toplaması, araştırması gibi gör. Elindeki
verileri toparla, analiz et ve çıkarımını yap. Sanma ki burada doğru/yanlış diye bir şey var.
Doğru senin doğrun, yanlış senin yanlışın. Eğer gerçeğe yaklaştırmamışsa bu
çıkarımın seni bil ki yeniden aynı ödevi alacaksın.
Bu hep böyle olmadı mı bugüne kadar? Bir
düşün yaşadıklarını ve yaptıklarını…
Tekrarlayanların sana hissettirdikleri yaradanın sessiz bir
mesajı olabilir mi? Ne dersin?
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder