Biz bu acıya niye tanık olduk?
Günlük koşturmacalardan insanları sıyırmak,
Ellerini vicdanlarına koydurmak,
Gönül gözlerini açtırmak,
Her görünenin altında bir de görünmeyen ama gerçek olan
anlamı buldurmak,
Sevginin yüceliğini ve kudretini göstermek,
Birlik çağrısı yapmak,
Bir olduğunuz gerçeğini anlatmak,
Yaşamın içindeki gizli dersleri su üstüne çıkartmak,
İnsanın önce kendini sınaması gerektiğini, iç benliği ile
yüzleşmesi gerektiğini vurgulamak,
Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmadan istenenin sadece
tek yürek olabilmek olduğunu göstermek.
Neden Özgecan?
Bazen ruhlar zor olanı seçer. Bilirler ki her ne olursa
olsun o güçlüğü yenecek güçtedirler. Bu gücün ilahi sevgiden, yüce Allah’tan kesintisiz,
şartsız, koşulsuz geleceğini bilirler. Bu bilinci bu dünyaya taşıyamasalarda
yüreklerinin en derininde hissederler. Her şeyi bilen parçaları onları sürekli
aydınlatır. Şüphe götürmez inançları vardır yüreklerinde ve bu inançla bu dünyaya gelmeden aldıkları en
zorlu görevleri bile layıkıyla yaparlar.
Şimdi ne olacak?
Her şey olması gerektiği gibi yaşandı.
Bilin ki bu olaydan haberdar olan her bir insanın, ister bu
ülkede, o şehirde yaşasın, isterse dünyanın öbür ucunda olsun fark etmez, bu
olaydan öğrenecekleri var.
Karşısına çıktığına göre bu acıyı yüreğinde hissetmesi
gerekenler var ve yapması gerekenler var; insanlık adına ve kendi adına. Yani
bütünün hayrına ve kendi hayrına. Burada yük almayan yani ödev sorumluluğunun
altına girmeyen tek taraf var; onlar da bu görevi seçerek gelenler. Bu çok özel
bir durum, özel bir olay. Herkesin her şeyi bir anda idrak etmesi gerekmiyor
ama bir kibrit ışığı dahi olsa yakabilmek, yüreklerde bir an dahi olsa bir his
yaratabilmek yeterli.
Siz içinizdeki sevgiyi büyütün, bir olduğunuzu, bir
olduğumuzu görmeye niyet edin, yeter, gerisi zaten gelecek.
Acıların üstünü
örtmeye çalışanlar bilsinler ki örttükleri bir narin kar zerresi kadar incedir
ve eninde sonunda bir gün erir.
Ama acılarını tohum
yapıp sevgiyle sulayanlar da bilsinler ki eninde sonunda bir fidan yetişir.
Biz sizi fidan tohumu
olarak ektik, şükürler olsun.
Bu yazı 17 Şubat 2015, Salı günü saat 13.00 itibariyle Ebru
Tolan Karahasanoğlu kanalıyla tebliğ edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder