2 Şubat 2015 Pazartesi

RUHUNUZLA RANDEVU


Kibir/aşağılama/kınama,
Kul hakkı/hak yemek/haksızlık,
İhanet,
Nefret/öfke,
Affetmeme/bağışlayıcı olmama,
Yalan,
Zulüm/işkence.
En başta kurtulmanız gereken davranış kalıplarıdır. Bunlar sizi yoldan çıkartır, bunlar sizi sizden uzaklaştırır. Tüm bunların enerjinizi aşağı çekmesine izin vermeyin.
Düşünün; bütün hayatınızı düşünün ve eğer bunlardan bir ya da birkaçı tezahür etmişse yaşamınızda hatırlayın ve af dileyin. Önce kendi beninizden sonra karşı taraftan. Bunları kendi ruhunuz için yapın. Allah istiyor diye değil, günah diye değil… Önce kendi sonsuz ruhunuzu bu yüklerden, bu acılardan kurtarın. Bilin ki ruhunuz acı çekiyor. O bunların yaşanmasını istemedi. O bu yüklerle yaşamak da istemiyor. Ruhunuzun yüklerini bir bir aldıkça hafifleyecek ve yükselecek.
Zor bir döneme giriyoruz. Dünya dediğimiz yer gittikçe yaşamak için daha iyi olmayacak.  Acılar, yoksunluklar, kayıplar artacak... Bunlara dayanmanın tek yolu hafiflemek ve hazırlanmak. Geçiş için hazırlanma vakti çoktan geldi. Ruhunuz bunu biliyor, yani içinizdeki her şeyi bilen parça. O yüzden kiminizin içi sıkılıyor sürekli; kabınıza sığamıyorsunuz. Eviniz, işiniz, şehriniz dar geliyor size. Kimi evini değiştiriyor, kimi işini, kimi büyük şehirlerden kalkıp sahil kasabalarına, köylere taşınıyor. Güzel! Bunları da yapın ama yetmez. Ruhunuzun sesini dinlemediğiniz sürece, onu sıkışıp kaldığı yerden çıkarıp özgürleştirmediğiniz sürece yetmez. Ne yaparsanız yapın bir an iyi gelmiş gibi olur o kadar…
Yılların hatta yüzyılların yükünü taşıdığınızı fark edin artık.
Uyanın, silkelenin, canlanın, açın gözünüzü; kalp gözünüzü.
Nefes alın her şeyden önce. Yaşamak için değil ama duymak için. Ruhunuzun sesini duymak için nefes alın.
Bakın sonra. Mal varlığınızı görmek için değil ama! Ruhunuzun yüklerini görmek için.
Duyun sonra. Hayatın karmaşasını değil ama! İçinizin sesini, yüreğinizin mesajını.
Whatsup, Messenger, facebook mesajlarını okuyorsunuz ya hani hiç saniye sektirmeden, biraz da ruhunuzun mesajlarını okuyun.
Kimi zaman bir gazete haberinde, kimi zaman bir kitap kapağında, kimi zaman çocuğunuzun ders notlarında, kimi zaman bir mektubun satır aralarında…
Niyet edin önce; görmeye, duymaya, hissetmeye.
Keyifli bir yolculuğa hazırlanır gibi hazırlanın ruhunuzla buluşmaya. O sizi hiç terk etmedi, o sizden hiç vazgeçmedi. En kötü gününüzde bir tek o vardı yanınızda. Şimdi sizin de onun yanında olma vaktiniz.
Bu çağrıya kulak verin; Ebru’nun satırlarına…
Gerekiyorsa 3 kez okuyun ya da 5 kez. O hazır size yardım etmeye, yardımı alın, yardımı kabul edin, yardımı isteyin. Çünkü çok vaktiniz yok, bilin!
Işık Varlıkları
Bu yazı Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından 1.2.2015, Pazar günü 22.00 itibariyle İstanbul’da kaleme alınmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder