Hak yolunda ışığa yürüyenler kendi
inançlarına göre af dilediler. Sandılar ki ruh çıkarken bedenden bir af dilemek keser
tüm bağları ve aydınlanır ruhun tüm zamanları. Oysa yaşarken, inanmadılar ne
sana, ne bana, zihinlerindeki kalıplardan gelen korkuların, ruhlarının
yaşanmışlıklarından gelen yüklerin, hayatın içinden biriken hırsların,
öfkelerin, küslüklerin, kinin, nefretin gücünü hiçe saydılar.
Her yeni günde yüreklerini sevgiyle doldurup
hafifleyeceklerine kendi elleriyle ayaklarına külçeler bağladılar.
Bildikleriyle kurtulacaklarını sandılar. Oysa bildiklerinin onları sadece bugüne
getirdiğini kabul edemediler.
Bilmedikleriyle yol alacaklarına inanmak istemediler.
Olsun, olsun…
Bizim için son yoktur ve imkansız yoktur.
Bizim için sadece değişim ve dönüşüm vardır.
Ezelden ebede…
Bir kelebeğin kısacık ömrü gibidir yaşam, ölüm, diriliş ve
doğum. Sonun başı, başın sonudur aslında.
…ve bugün yapılması gereken yaratmaktır korkusuzca.
Bedenini yarat; ölmeden diril.
Zihnini yarat; ölmeden diril.
Ruhunu kabul et, hisset ve hafiflet; yürü sonsuzluğa.
Ama nasıl? Ama neden? Ama niçin? Ama…ama…ama… deme! Sadece
inan, kabul et, hisset; sadece içinde.
Seni “sen” yapanları fark et. İçinde sevgi olmayan ne varsa
yaz ve yak… küllerini akıt suya.
…ve içinde sevgi olan ne varsa yaz, göm toprağa; bir tohum
gibi adeta. Azıcık da sula ve her gün sevginle besle, büyüt, bekle sabırla.
Sevgimiz sizinle, sonsuz sevgimizle sarmaladık her birinizi
sıkıca.
“Yüce Allah’ım senden gelen ve sonsuz olan saf sevgiyi bol bol almaya,
tüm bedenimi, her bir hücremin DNA sarmallarına varıncaya kadar, sevgiyle
doldurmaya, kendim için ve tüm insan varlığı için sadece ve sadece sevgiyle var
olmaya, zihnimin tüm derinliklerini sevginin ışığı ile aydınlatmaya, ruhumla “BİR”
olmaya niyet ediyorum Allah’ım.
Hızla yükseldiğim, kolaylıkla aydınlandığım için şükürler olsun,
şükürler olsun, şükürler olsun.”
Deyin ve başlayın çalışmaya.
Sevginin gücüyle, sevgi olun, akın sonsuzluğa.
Sonsuz sevgimle yanınızdayım şimdi ve daima.
Başmelek Nataniel
Bu yazı 14 Ocak 2016, Perşembe günü saat 15.00 itibariyle
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.