Bir kelam etsem; bin yüreğe
dokunsa. Oklar fırlasa her yürekten milyonları bulsa. Milyonlardan akan
çağlayan olsa, tüm evren ışıldasa.
Bir kelam etsem; içi dışı
sevgi olsa…
Gör artık, anla! Yüreğindeki
yumruk, boğazındaki düğüm, başındaki ağırlık sensin aslında. Hadi kalk ayağa,
çık yola. Doğan güneşe dön yüzünü, bastığın yer balçık da olsa. Niyetin başını
hep yukarıda tutmaksa göreceğin ay olur, yıldız olur gün batsa da.
Hadi sevdiceğim, anam-babam,
karındaşım, dostum, sırdaşım, komşum, yoldaşım… katıl bana. Sevmekten erinme,
gücenme, usanma; sevgi kurtaracak seni, artık anla. Sil bütün hesapları, sal
öfkeni toprağa… Ört üstünü, şifalandır açıkta yara bırakma. Derslerini bitir,
ödevlerin kalmasın yarına.
Ahh sevdiceğim, anam-babam,
karındaşım, dostum, sırdaşım, komşum, yoldaşım, benden sana dökülmez ağzımdan,
saçılmaz yüreğimden, salınmaz elimden, sevgiden başka.
Bir vazife aldım geldim bu
dünyaya. Vakti geldiğinde söylemek için sana, o an duyman gereken ne varsa.
Gerisi senin bileceğin iş nasıl olsa. Sadece hatırla, sen, sen olmaya geldin bu
dünyaya, yapman gereken ne varsa hepsine yetecek gücün var aslında. Gücü
başkasında arama, gücünü yok varsayıp karanlığa aldanma. Yak içindeki ışığın
fitilini, koyul yola. Çok mu karanlık geldi bulunduğun oda? Aç kapıyı çık
dışarıya, gün ağaracak eninde sonunda.
Yazarım yazmasına daha çok
da, yazmak yetseydi insanlığa…! Sen sadece yüreğini aç bana!
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 12.3.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder