25 Eylül 2017 Pazartesi

KALDIR BAŞINI! GÖRECEĞİN YA GÜNEŞ YA AY YA DA YILDIZLAR...

En durgun ve temiz suda bile görüş mesafesi kısalır sen derine indikçe, bulanıklaşır ve kararır ortalık dipte. O karanlık zeminde yaşam vardır yine de, orada olması gereken canlıların yarattığı bir dünya işte… Ama sana gerekli olan her neyse; ışık, hava, ateş, toprak … bulunmaz derinlerde!
Senin de ihtiyacın yok artık kafanı gömmeye. Bir derin nefes al ve çevir başını göğe. Bir süre sadece seyretsen de, senin gerçek yerin göklerde. Kafanı gömdüğün yerde bir hazine bile gizlense senin başın kalır o hazinenin içinde ama gözlerin görmez yine de. Neden diyorsan bir dene, al başını göm bulunduğun yere! Ne görüyorsun şimdi söyle? Gömmek için gözlerini kapattın ya az önce, kalmadı ışık senin gözünün önünde.  Onun yerine kaldır başını çevir göğe, göreceğin ya güneş, ya ay ya da yıldızlar beklediğinde. Biri gelmezse diğeri gelir vaktince. Yeter ki sen hiç başını yere çevirme.
Daha da yaklaşmak istiyorsan özüne, sen başla temizliğe; eğil al önünde duran taşı koy yana, geriye … boşalt yüreğini, mideni, boğazını kendi niyetinle. Başını çevirmek zor geliyorsa bil ki dolmuştur gereksiz bilgilerle; temizle, ihtiyacın yok çocukluğundan gelenler her neyse! Sen büyüdün artık, bekleme biri gelecek de el verecek diye. Nasıl temizliyorsan evini gerektiğinde zihnini de öyle temizle; aç dolapları ve sandıkları, gir dehlizlere… istiflediklerin yetmiyormuş gibi bir de toz tutmuş, tüm geçmiş duruyor derinlerde. En son ne zaman açtın onları sevgiyle? Ama her gün, her an taşıyorsun onları da kendinle!
Bir derin nefes al ve koyul işe.
İlk adımı atacak olan sensin niyetinle.
Bak başını çevirenler göğe, gidiyorlar kendilerince hep ileriye, hep ileriye.
Sen de durup bekleme, şimdi niyet et yüreğinde.
Sonsuz sevgimizle

Bu yazı 24 Eylül 2017, Pazar günü saat 10.50 itibariyle F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder