GÖNÜL KAPISI
İnsanın, insan denen
varlığın, nefsinden öteye geçebilmesi milyonlarca yılını aldı adeta.
Nefs / nefis
nedir burada?
İnsanın, insan denen
varlığın beden ve zihin formunda kapalı kaldığı boyutta yani 3.boyutta kendi
şahsi arzularını, tutkularını, ihtiyaçlarını, isteklerini aralayıp bütüne bakabilmesidir
nefsinden öteye geçmesi aslında.
Bu noktada ego
ile karıştırılsa da nefs ego değildir aslında. Ego, tekamül yolunda duygularla
düşünceler arasında gidip gelen insanın seçimleri ile oluşur. Burada da çoğu
zaman kişinin arzuları, tutkuları, istekleri, … söz konusudur gibi algılansa da
ego zihnin ruha hizmet eden parçasıdır dersek daha doğru olur aslında. Yani ego
da ayrılmaz bir parçanızdır ama nefs içine girilmesi gereken, ötesine geçilmesi
gereken, tekamül yolunda değiştirilmesi gereken, değiştirilip dönüştürülmesi
gereken, koşulsuz sevgi yolundaki en güçlü kapılardan biridir aslında.
Bir başka bakış
açısıyla; bu dünya boyutunda koşulsuz sevgi yolunda ilerlerken ego size
yardımcı olur ama nefs hep bir adım ötenizde, önünüzde sizi zorlar, kamçılar
adeta.
İşte bu nedenle
1.kapı nefsin önüne geçmek ve adeta onun örttüğü Gönül Kapısı’nı görebilmektir
ve o kapıdan geçebilmektir.
Gönül kapısından
girebilen her varlık artık ÖZ’den yana, Yaradan’dan yana bir adım atmıştır
kendi varlığında ki bu adım uyanışın, aydınlanmaya giden yolun ilk adımıdır.
Ama nefs’ten
vazgeçmek ve Gönül Kapısı’nı açmak hayattan, yaşamdan, akıştan vazgeçmek
değildir. Tam tersine yaşamın her anında, her veçhesinde (alanında) içinde
olmak, akışı hissetmek, akışla var olmak ve buna rağmen, bununla birlikte,
gönül gözüyle görmeyi başarabilmektir.
İşte bu noktaya
gelebilmiş olanlara siz bugüne kadar ermiş/derviş demiş olsanız da aslında her
birinizin içinde bir ermiş/derviş zaten olduğunu artık idrak etmek, kabul etmek
çok önemli ve gereklidir.
Bu kabulden
sonra ancak insan aramaya başlar.
“Bir ben vardır
bende, benden içeru” Yunus Emre
Bugün burada
bulunanlarınızın da öncelikle bu kabule geçmesini istiyoruz hızla.
Siz varsınız ve
değerlisiniz, bu zamanda, bu coğrafyada bedenlenmeyi seçerek gelensiniz. Gücünüz
ÖZ’ünüzden, gücünüz tam, niyetiniz de tam olduğunda ilerlemeniz kolaylaşacaktır
bu zamanda.
Bu kabul ve
niyet sonrasında Gönül Kapısı aralanır adeta ama geçmek için nefsin sivri
uçlarını adeta yumuşatmak, törpülemek gerekmektedir ki bunun en başında hırs ve
haset, kin ve nefret gelir mutlaka. İçinde sevgi olmayan ve hatta hızla
kolaylıkla sevgi olamayacak olan tüm duygular ve inançlar temizlenmelidir bu
yolda.
Bu noktada hatırlatmamıza
izin verin ki Yaradan affedicidir, esirgeyen ve bağışlayandır. Bunu hep
hatırlayın mutlaka. İşte nefsin önündeki en büyük engel budur aslında;
affedememek, hoş görememek, anlayış gösterememek.
İnsan varlığı
geçen yüzyıllarda özellikle bu dünya boyutunda zihin melaikelerini
güçlendirdiği için hızla, “bilmek”, “anlamak”
noktasında takılı kalmıştır. Düşünün ki bundan 300 yıl önce yağmur damlası ile
ilgili hiçbir bilgiye sahip olmayan yerli halk için gökten düşen her bir damla
özeldi ve kutsaldı. Oysa şimdi ilkokul seviyesinde buharlaşmayı anlatıyor
olmanız çocuklarınızın yağmur algısını değiştirdi, normalleştirdi. Artık sizin
için hiçbir değeri, güzelliği, özelliği, kutsanacak, şükredilecek değeri
kalmadı damlanın. Sıradanlaştı ve bunu ne yazık ki bilgi yaptı. Bu noktada
bilmek kötüdür, cahil kalın gibi bir yargıya varmaya çalıştığımız sanılmasın
asla, asla! Tam tersine, bilmenin güzelliğini yüreğindeki sevgi ile harmanlayanlar
için bilmek yol aldırır, bilmenin basitleştirdiği durumlar ise yük yaratır.
Bilim
insanlarının çoğu bir ana kaynağın, gücün varlığını kabul ederler. Çünkü
karşılaştıkları mükemmellik onların yüreğine dokunur.
Oysa ne
bilmediğini bilmeyen ama çok bildiğini zannedenler inkar ederler, zihinlerinin
gücüne esir düşenler.
Ezcümle, nefs
yolunda, nefsi değiştirip dönüştürerek ÖZ’le harmanlamak yolunda ilerlemeye
tekamül dediniz siz bunca zamanda. İşte
ancak tekamül sizi götürür Gönül Kapısına.
Vardığınız anda
Gönül Kapısı’na göreceğiniz manzara biraz hüsran olabilir ilk başta zira onca
emekle, size göre meşakkatli bir yoldan ilerleyip geldiğiniz kapının kulpu
olmadığını gördüğünüz anda kandırıldığınızı, çabaların yersiz ve boş olduğunu,
bu dünyanın karmaşasından, karanlığından çıkmanın asla mümkün olamayacağını,
vbg. düşünür bulursunuz kendinizi adeta.
Oysa boşunadır
telaşınız ve acınız, kapı zaten açıktır!
Kimin için
açıktır; oraya gelebilen ve geçmeye niyet eden için açıktır.
Kendini bilen
ve onaylayan için açıktır.
Kendi gücünün
kabulünde olan için açıktır.
Yüreğindeki
sonsuz sevginin gücü ile kapıyı aydınlatan için kapı zaten açıktır.
İşte o noktada
bir an için bile duraksıyorsanız hâlâ, geri dönüp tozları, tortuları, çapakları,
çalıları, çırpıları temizlemek gerekiyor diyebiliriz size bu noktada.
… veya
niyetinizle ve nefesinizle bir adım atın kapıdan yana bakın bakalım açık mı
acaba?
Korkularınız
çoksa hâlâ işte bu adımı atamazsınız tozlar, tortular temizlenmiş de olsa.
Kapının eşiği
korkularınızdan arınmanız için son çıkış noktası gibidir adeta. Korkular
oldukça ilerlenmez daha fazla o yolda.
Şimdi bir derin
nefesle dönün bakın geldiğiniz yola. Değişimi görün ve değiştirin geri kalan ne
varsa zira artık uyanışı tamamlama safhasında çok da vaktiniz kalmadı Gönül Kapısı’nda
buluşmaya: Siz, biz, topyekûn buluşacağız
kapının ardında az sonra!
Gelelim 2.kapıya…
UZAY KAPISI
böyle bir isim
verince 2.kapıya bir anda konu ilahi/spiritüel bağlamdan çıkıp fiziksel/metafiziksel
boyuta gelir gibi oldu ya işte tam da bunu anlatmak, vurgulamak istedik aslında.
Fizik ve
metafizik aynı şeydir aslında. Fizik sizin bilincinize verilen şekli ve kadarı,
metafizik henüz sizin idrakinize verilmemiş de olsa zaten OL’andır aslında. Bunu
henüz tanımlayamamış olmanız çok normaldir zira bugüne kadar 3.boyutta sadece
izin verileni, istenileni, istenildiği kadarıyla ve gösterilen şekli ile
aldınız aklınıza. Bu ötesi, başkası, ilerisi, fazlası olmadığı anlamına
gelmiyor ne de olsa.
Biz yine de bu
ön açıklamadan sonra başka bir ifade/terim daha kullanacağız 2.kapıya
BOYUTSAL KAPI
Şimdi gelin
yeniden az önceki noktaya; yani çıktınız içsel bir yolculuğa Gönül Kapısı’na
ulaşma arzusuyla, nefsinizle mücadele ettiğiniz onca yılda ve geldiniz geçtiniz
ya işte artık o kapının ardında eski mevcudiyetinizi devam ettirdiğiniz 3.boyuttan
başka bir boyuta adım atmış olursunuz aslında ki bunu geçtiğimiz yıl yine Ebru
bir seminerinde 4.boyut/soyut olana açılan kapı olarak ifade etmişti bizim
isteğimizle aslında. Burada da yanlış yok ama biraz eksik var diyelim bugün geldiğiniz
noktada.
4.boyut madde
ile madde ötesinin yani düşük yoğunluklu enerjiler ile yüksek titreşimdeki
enerjilerin bir arada bulunduğu, bulunabildiği düzlemsel boyuttur. Düzlemsel
diyoruz zira bu boyut, boyutlar arası değildir. Yani henüz zaman algısının
değişmediği, dolayısıyla sizin zihninizin kabul ve idrak edebileceği ara bir
boyuttur. Geçiş boyutudur ama kalıcı bir boyut değildir.
4. boyutta her
şey vardır ve tamdır ancak mânâlar derinleşmeye başlar, enerji akışları
çeşitlenir, idrak genişler, çok genişler. Özellikle 3.boyuta göre idrak çok
genişler. Çünkü 3.boyutun sınırlı sonlu yapısı tamamen çözülmüştür artık. Ancak
bu boyut 5 ve daha yüksek boyutlar gibi bir takım kuramların henüz topyekûn
değiştiği ve hatta kaldırıldığı bir boyut değildir. O yüzden de kalıcı değildir.
Yani Gönül Kapısı’ndan geçen insan varlığı 4.boyut kapısından geçmiş olur ve
idrakini misliyle genişletir ancak henüz 5 ve üstü boyutların gerçekliğini
yaşamaya başlamaz.
İşte bu yüzden
geçiş boyutudur/ara boyuttur/geçici boyuttur. Ama kolaylıkla kabule geçebileceğiniz
gibi olmazsa olmaz bir uyum boyutudur. Varlığın bilinç ve ruh olarak daha
yüksek boyutlarda kaybolmaması adeta zarar görmemesi için bir süre bu boyutta,
4.boyutta uyumlanması gerekmektedir, hazırlanması ki şu an birçoğunuz için bu
boyut kapısı açılmıştır ve uyumlanmanız başlamıştır.
Bu kapıdan
geçenler için yapılması/dikkat edilmesi gereken hususları özetleyecek olursak:
1.
Nefs
hâlâ devrededir.
Yani Gönül Kapısı açıktır.
Yani geri dönmek hâlâ mümkündür! Oysa asla geri dönülmemesi
gerekmektedir.
2.
İdrak
misliyle genişlemiştir. Ancak yeter değildir. Tüm niyet ve çalışmaların idraki
daha da genişletecek olması gerekmektedir.
3.
3.
ve en önemlisi bu boyutta hâlâ dualite vardır. Yani ying/yang yani aydınlık ve
karanlık. Ne olduğunu ve nerede olduğunu tam idrak edememiş ve kabul
edememişler için savrulmanın, çekilmenin hâlâ daha kolay ve mümkün olduğu bir
boyuttur. Bu noktada sevgi en büyük
gücünüz, Işık yol göstericinizdir.
Gelelim 3.kapıya
EVRENSEL KAPI
Sadece dünyanız
değil aynı zamanda tüm güneş sisteminiz oldukça uzun bir süreyi kapalı bir
enerji alanında geçirdi. İzin verilenler dışında (görevliler) bu enerji alanına
giriş çıkış yapılmadı. Dönem dönem, farklı coğrafyalarda görevli varlıklar
gelip gittiler ve siz bunları tarihlerinize mal ettiniz ancak aslında adeta kapalı
bir kutunun içinde var edildiniz. Hatta medyum, derviş, erviş vbg. dedikleriniz
bile ancak gönül ve uzay kapılarından geçebilmiş ama dünyanın enerji alanında
kalan varlıkları oldular. Tüm ruhlar, dünyayı mesken tutmuş ırkların tüm
ruhları, bu enerji alanı içinde “alan” denen yerde konuçlandılar.
Oysa artık bu alanın
da genişleme ve hatta çözülme, yok olma, erime vakti geldi. Dolayısıyla bugüne
kadar dönem dönem açılan ve sonra da kapanan evrensel kapıların yerine açılan
ve sürekli açık kalan kapılar oluşturuldu. Bunun ön hazırlıkları sizin bilinç değişikliğinizi
kayda değer üst seviyeye çektiğiniz ve bunun onaylandığı 21.12 2012'de
başlatıldı ve devam etti. Hâlâ tamamlanmış değil tabii ki, aslına bakarsanız
tamamlanışı sizin yükselişinizle olacak ama o tam birlik ve bütünlük hali
öncesi açılan ve açık kalan kapıların varlığı şu an bizim size ifade etmek
istediğimiz.
8.8.2017’de
açılan ve açık bırakılan kapılar dünyada temsilcileri olan galaktik ırkların
daha güçlü enerjilerini aktarmasına vesile oldu. Bu aslında görevli olanların
uyanmaları, aktive olmaları, güncellenmeleri, … için almaları gereken
sinyallerin akışını kolaylaştırdı ve netleştirdi. Bu süreç devam etti ve ediyor.
17.11.2018’de
birçok yeni geçit oluşturuldu, sizin coğrafyanızda da mevcut geçitlere yenileri
eklendi. Bazı eski geçitler, işlevini yitiren ve enerjisi artık temizlenmesi
gereken, kapatıldı. Göbekli Tepe’yi buna örnek verebiliriz yani işlevsel bir geçit
olmaktan çıkartılıp temizlenme sürecine geçirildiği için siz de artık orayı
ziyaret edebilir oldunuz!
Yeni
oluşturulan ve işlevselliği güncellenen geçitlerle boyutlararası bilgi
transferi hızlandı. Zaten olması istenen ve gereken de budur. Zira hazırlanmanız
gereken Foton Çağı ve öncesinde geçişinizi tamamlamanız gereken Foton Kuşağı
mevcut bilgi birikiminizle tamamlayabileceğinizden çok daha fazlasını
gerektirmektedir, gerek teknolojik gerek zihinsel anlamda. Şu an tek taraflı
bir geçiş söz konusudur yani özel vazifeli olanların dışında bu geçitlerden
boyutlararası geçmesine izin verilen ruh yoktur ama gelmesi gereken sinyaller,
bilgiler, güncellemeler, idrak, … adına
ne derseniz deyin misliyle ve kolaylıkla gönderilmeye başlanmıştır.
Bu kısaca ne
demektir. Binlerce yıldır kaydettiğiniz ilerlemeden ve hatta 21.12 2012’den bu
yana kaydettiğiniz ilerlemeden kat ve kat hızlı bir ilerleme kaybedeceğiniz
mânâsındadır. İvmelenme artmıştır ve basit Newton fiziği bile size bunun
katlanarak, hızlanarak artacağını öğretir/gösterir.
Bu bir başka
deyişle ne demektir; kaos artacaktır. Bu değişimi tolere edemeyenler tarafından
yaratılacak karmaşa kaosu –görünürde- arttıracaktır. Bu noktada her birinize muazzam
görevler düşmektedir. Varlığınızla yaratacağınız sevgi enerjisi ve yine bilincinizle
çekeceğiniz ışıkla dünya, üzerindeki tüm canlılar ve Toprak Ana bu görünendeki
karmaşanın içinde dahi şifalanmaya, uyanmaya, aydınlanmaya devam
edebileceklerdir.
Kim olduğunuzu
bilin.
Kim olduğunuzu
anlamaya niyet edin.
Hızla Gönül Kapısı’na
gelin.
Orada bizimle
buluşun.
Uzay kapısını
geçin.
4.boyuta uyumlanın.
… ve bir
tarafınızın hâlâ dünya boyutunda olduğunu ve olmak zorunda olduğunu kabulle,
başınız dik ve aydınlık, yukarıda var olmaya, çalışmaya devam edin.
Her zaman
sizinleyiz, bir ve bütünüz, hizmetinizdeyiz, yardım isteyin.
Bilge Ruhlar
Bu yazı 19
Şubat, 2019 Salı günü 14.00 itibariyle F. Ebru Tolan tarafından İstanbul’da
kaleme alınmıştır.
💜💚🙏
YanıtlaSil💖
YanıtlaSilYazınızdan bir bölümü...4. Boyutla ilgili olanı yabancı bir sitede paylaştım ama sonradan aklima geldi izninizi almadım..bir face grubunda,4.boyutun açıklanmasını isteyen bir kişiye yazmıştım..izniniz olur mu dilerseniz silebilirim ya da kaynak belirterek yazayim
YanıtlaSilMerhaba, bütünün hayrına tüm yazılarım herkese açıktır pek tabii ki paylaşılmasından ancak memnuniyet duyarım; kaynak gösterilmek şartıyla. Sevgiler
Sil