22 Şubat 2019 Cuma

KAPILAR - ÖZEL BİR YAZI


GÖNÜL KAPISI
İnsanın, insan denen varlığın, nefsinden öteye geçebilmesi milyonlarca yılını aldı adeta.
Nefs / nefis nedir burada?
İnsanın, insan denen varlığın beden ve zihin formunda kapalı kaldığı boyutta yani 3.boyutta kendi şahsi arzularını, tutkularını, ihtiyaçlarını, isteklerini aralayıp bütüne bakabilmesidir nefsinden öteye geçmesi aslında.
Bu noktada ego ile karıştırılsa da nefs ego değildir aslında. Ego, tekamül yolunda duygularla düşünceler arasında gidip gelen insanın seçimleri ile oluşur. Burada da çoğu zaman kişinin arzuları, tutkuları, istekleri, … söz konusudur gibi algılansa da ego zihnin ruha hizmet eden parçasıdır dersek daha doğru olur aslında. Yani ego da ayrılmaz bir parçanızdır ama nefs içine girilmesi gereken, ötesine geçilmesi gereken, tekamül yolunda değiştirilmesi gereken, değiştirilip dönüştürülmesi gereken, koşulsuz sevgi yolundaki en güçlü kapılardan biridir aslında.
Bir başka bakış açısıyla; bu dünya boyutunda koşulsuz sevgi yolunda ilerlerken ego size yardımcı olur ama nefs hep bir adım ötenizde, önünüzde sizi zorlar, kamçılar adeta.
İşte bu nedenle 1.kapı nefsin önüne geçmek ve adeta onun örttüğü Gönül Kapısı’nı görebilmektir ve o kapıdan geçebilmektir.
Gönül kapısından girebilen her varlık artık ÖZ’den yana, Yaradan’dan yana bir adım atmıştır kendi varlığında ki bu adım uyanışın, aydınlanmaya giden yolun ilk adımıdır.
Ama nefs’ten vazgeçmek ve Gönül Kapısı’nı açmak hayattan, yaşamdan, akıştan vazgeçmek değildir. Tam tersine yaşamın her anında, her veçhesinde (alanında) içinde olmak, akışı hissetmek, akışla var olmak ve buna rağmen, bununla birlikte, gönül gözüyle görmeyi başarabilmektir.
İşte bu noktaya gelebilmiş olanlara siz bugüne kadar ermiş/derviş demiş olsanız da aslında her birinizin içinde bir ermiş/derviş zaten olduğunu artık idrak etmek, kabul etmek çok önemli ve gereklidir.
Bu kabulden sonra ancak insan aramaya başlar.
“Bir ben vardır bende, benden içeru” Yunus Emre

Bugün burada bulunanlarınızın da öncelikle bu kabule geçmesini istiyoruz hızla.
Siz varsınız ve değerlisiniz, bu zamanda, bu coğrafyada bedenlenmeyi seçerek gelensiniz. Gücünüz ÖZ’ünüzden, gücünüz tam, niyetiniz de tam olduğunda ilerlemeniz kolaylaşacaktır bu zamanda.

Bu kabul ve niyet sonrasında Gönül Kapısı aralanır adeta ama geçmek için nefsin sivri uçlarını adeta yumuşatmak, törpülemek gerekmektedir ki bunun en başında hırs ve haset, kin ve nefret gelir mutlaka. İçinde sevgi olmayan ve hatta hızla kolaylıkla sevgi olamayacak olan tüm duygular ve inançlar temizlenmelidir bu yolda.

Bu noktada hatırlatmamıza izin verin ki Yaradan affedicidir, esirgeyen ve bağışlayandır. Bunu hep hatırlayın mutlaka. İşte nefsin önündeki en büyük engel budur aslında; affedememek, hoş görememek, anlayış gösterememek.

İnsan varlığı geçen yüzyıllarda özellikle bu dünya boyutunda zihin melaikelerini güçlendirdiği için hızla, “bilmek”,  “anlamak” noktasında takılı kalmıştır. Düşünün ki bundan 300 yıl önce yağmur damlası ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmayan yerli halk için gökten düşen her bir damla özeldi ve kutsaldı. Oysa şimdi ilkokul seviyesinde buharlaşmayı anlatıyor olmanız çocuklarınızın yağmur algısını değiştirdi, normalleştirdi. Artık sizin için hiçbir değeri, güzelliği, özelliği, kutsanacak, şükredilecek değeri kalmadı damlanın. Sıradanlaştı ve bunu ne yazık ki bilgi yaptı. Bu noktada bilmek kötüdür, cahil kalın gibi bir yargıya varmaya çalıştığımız sanılmasın asla, asla! Tam tersine, bilmenin güzelliğini yüreğindeki sevgi ile harmanlayanlar için bilmek yol aldırır, bilmenin basitleştirdiği durumlar ise yük yaratır.
Bilim insanlarının çoğu bir ana kaynağın, gücün varlığını kabul ederler. Çünkü karşılaştıkları mükemmellik onların yüreğine dokunur.
Oysa ne bilmediğini bilmeyen ama çok bildiğini zannedenler inkar ederler, zihinlerinin gücüne esir düşenler.

Ezcümle, nefs yolunda, nefsi değiştirip dönüştürerek ÖZ’le harmanlamak yolunda ilerlemeye tekamül dediniz siz bunca zamanda. İşte ancak tekamül sizi götürür Gönül Kapısına.

Vardığınız anda Gönül Kapısı’na göreceğiniz manzara biraz hüsran olabilir ilk başta zira onca emekle, size göre meşakkatli bir yoldan ilerleyip geldiğiniz kapının kulpu olmadığını gördüğünüz anda kandırıldığınızı, çabaların yersiz ve boş olduğunu, bu dünyanın karmaşasından, karanlığından çıkmanın asla mümkün olamayacağını, vbg. düşünür bulursunuz kendinizi adeta.

Oysa boşunadır telaşınız ve acınız, kapı zaten açıktır!

Kimin için açıktır; oraya gelebilen ve geçmeye niyet eden için açıktır.
Kendini bilen ve onaylayan için açıktır.
Kendi gücünün kabulünde olan için açıktır.
Yüreğindeki sonsuz sevginin gücü ile kapıyı aydınlatan için kapı zaten açıktır.

İşte o noktada bir an için bile duraksıyorsanız hâlâ, geri dönüp tozları, tortuları, çapakları, çalıları, çırpıları temizlemek gerekiyor diyebiliriz size bu noktada.

… veya niyetinizle ve nefesinizle bir adım atın kapıdan yana bakın bakalım açık mı acaba?

Korkularınız çoksa hâlâ işte bu adımı atamazsınız tozlar, tortular temizlenmiş de olsa.
Kapının eşiği korkularınızdan arınmanız için son çıkış noktası gibidir adeta. Korkular oldukça ilerlenmez daha fazla o yolda.

Şimdi bir derin nefesle dönün bakın geldiğiniz yola. Değişimi görün ve değiştirin geri kalan ne varsa zira artık uyanışı tamamlama safhasında çok da vaktiniz kalmadı Gönül Kapısı’nda buluşmaya:  Siz, biz, topyekûn buluşacağız kapının ardında az sonra!

Gelelim 2.kapıya…
UZAY KAPISI
böyle bir isim verince 2.kapıya bir anda konu ilahi/spiritüel bağlamdan çıkıp fiziksel/metafiziksel boyuta gelir gibi oldu ya işte tam da bunu anlatmak, vurgulamak istedik aslında.
Fizik ve metafizik aynı şeydir aslında. Fizik sizin bilincinize verilen şekli ve kadarı, metafizik henüz sizin idrakinize verilmemiş de olsa zaten OL’andır aslında. Bunu henüz tanımlayamamış olmanız çok normaldir zira bugüne kadar 3.boyutta sadece izin verileni, istenileni, istenildiği kadarıyla ve gösterilen şekli ile aldınız aklınıza. Bu ötesi, başkası, ilerisi, fazlası olmadığı anlamına gelmiyor ne de olsa.

Biz yine de bu ön açıklamadan sonra başka bir ifade/terim daha kullanacağız 2.kapıya

BOYUTSAL KAPI
Şimdi gelin yeniden az önceki noktaya; yani çıktınız içsel bir yolculuğa Gönül Kapısı’na ulaşma arzusuyla, nefsinizle mücadele ettiğiniz onca yılda ve geldiniz geçtiniz ya işte artık o kapının ardında eski mevcudiyetinizi devam ettirdiğiniz 3.boyuttan başka bir boyuta adım atmış olursunuz aslında ki bunu geçtiğimiz yıl yine Ebru bir seminerinde 4.boyut/soyut olana açılan kapı olarak ifade etmişti bizim isteğimizle aslında. Burada da yanlış yok ama biraz eksik var diyelim bugün geldiğiniz noktada.

4.boyut madde ile madde ötesinin yani düşük yoğunluklu enerjiler ile yüksek titreşimdeki enerjilerin bir arada bulunduğu, bulunabildiği düzlemsel boyuttur. Düzlemsel diyoruz zira bu boyut, boyutlar arası değildir. Yani henüz zaman algısının değişmediği, dolayısıyla sizin zihninizin kabul ve idrak edebileceği ara bir boyuttur. Geçiş boyutudur ama kalıcı bir boyut değildir.

4. boyutta her şey vardır ve tamdır ancak mânâlar derinleşmeye başlar, enerji akışları çeşitlenir, idrak genişler, çok genişler. Özellikle 3.boyuta göre idrak çok genişler. Çünkü 3.boyutun sınırlı sonlu yapısı tamamen çözülmüştür artık. Ancak bu boyut 5 ve daha yüksek boyutlar gibi bir takım kuramların henüz topyekûn değiştiği ve hatta kaldırıldığı bir boyut değildir. O yüzden de kalıcı değildir. Yani Gönül Kapısı’ndan geçen insan varlığı 4.boyut kapısından geçmiş olur ve idrakini misliyle genişletir ancak henüz 5 ve üstü boyutların gerçekliğini yaşamaya başlamaz.
İşte bu yüzden geçiş boyutudur/ara boyuttur/geçici boyuttur. Ama kolaylıkla kabule geçebileceğiniz gibi olmazsa olmaz bir uyum boyutudur. Varlığın bilinç ve ruh olarak daha yüksek boyutlarda kaybolmaması adeta zarar görmemesi için bir süre bu boyutta, 4.boyutta uyumlanması gerekmektedir, hazırlanması ki şu an birçoğunuz için bu boyut kapısı açılmıştır ve uyumlanmanız başlamıştır.

Bu kapıdan geçenler için yapılması/dikkat edilmesi gereken hususları özetleyecek olursak:
1.      Nefs hâlâ devrededir.
Yani Gönül Kapısı açıktır.
Yani geri dönmek hâlâ mümkündür! Oysa asla geri dönülmemesi gerekmektedir.
2.      İdrak misliyle genişlemiştir. Ancak yeter değildir. Tüm niyet ve çalışmaların idraki daha da genişletecek olması gerekmektedir.
3.      3. ve en önemlisi bu boyutta hâlâ dualite vardır. Yani ying/yang yani aydınlık ve karanlık. Ne olduğunu ve nerede olduğunu tam idrak edememiş ve kabul edememişler için savrulmanın, çekilmenin hâlâ daha kolay ve mümkün olduğu bir boyuttur. Bu noktada sevgi en büyük gücünüz, Işık yol göstericinizdir.


Gelelim 3.kapıya
EVRENSEL KAPI
Sadece dünyanız değil aynı zamanda tüm güneş sisteminiz oldukça uzun bir süreyi kapalı bir enerji alanında geçirdi. İzin verilenler dışında (görevliler) bu enerji alanına giriş çıkış yapılmadı. Dönem dönem, farklı coğrafyalarda görevli varlıklar gelip gittiler ve siz bunları tarihlerinize mal ettiniz ancak aslında adeta kapalı bir kutunun içinde var edildiniz. Hatta medyum, derviş, erviş vbg. dedikleriniz bile ancak gönül ve uzay kapılarından geçebilmiş ama dünyanın enerji alanında kalan varlıkları oldular. Tüm ruhlar, dünyayı mesken tutmuş ırkların tüm ruhları, bu enerji alanı içinde “alan” denen yerde konuçlandılar.
Oysa artık bu alanın da genişleme ve hatta çözülme, yok olma, erime vakti geldi. Dolayısıyla bugüne kadar dönem dönem açılan ve sonra da kapanan evrensel kapıların yerine açılan ve sürekli açık kalan kapılar oluşturuldu. Bunun ön hazırlıkları sizin bilinç değişikliğinizi kayda değer üst seviyeye çektiğiniz ve bunun onaylandığı 21.12 2012'de başlatıldı ve devam etti. Hâlâ tamamlanmış değil tabii ki, aslına bakarsanız tamamlanışı sizin yükselişinizle olacak ama o tam birlik ve bütünlük hali öncesi açılan ve açık kalan kapıların varlığı şu an bizim size ifade etmek istediğimiz.
8.8.2017’de açılan ve açık bırakılan kapılar dünyada temsilcileri olan galaktik ırkların daha güçlü enerjilerini aktarmasına vesile oldu. Bu aslında görevli olanların uyanmaları, aktive olmaları, güncellenmeleri, … için almaları gereken sinyallerin akışını kolaylaştırdı ve netleştirdi. Bu süreç devam etti ve ediyor.
17.11.2018’de birçok yeni geçit oluşturuldu, sizin coğrafyanızda da mevcut geçitlere yenileri eklendi. Bazı eski geçitler, işlevini yitiren ve enerjisi artık temizlenmesi gereken, kapatıldı. Göbekli Tepe’yi buna örnek verebiliriz yani işlevsel bir geçit olmaktan çıkartılıp temizlenme sürecine geçirildiği için siz de artık orayı ziyaret edebilir oldunuz!

Yeni oluşturulan ve işlevselliği güncellenen geçitlerle boyutlararası bilgi transferi hızlandı. Zaten olması istenen ve gereken de budur. Zira hazırlanmanız gereken Foton Çağı ve öncesinde geçişinizi tamamlamanız gereken Foton Kuşağı mevcut bilgi birikiminizle tamamlayabileceğinizden çok daha fazlasını gerektirmektedir, gerek teknolojik gerek zihinsel anlamda. Şu an tek taraflı bir geçiş söz konusudur yani özel vazifeli olanların dışında bu geçitlerden boyutlararası geçmesine izin verilen ruh yoktur ama gelmesi gereken sinyaller, bilgiler, güncellemeler, idrak, …  adına ne derseniz deyin misliyle ve kolaylıkla gönderilmeye başlanmıştır.

Bu kısaca ne demektir. Binlerce yıldır kaydettiğiniz ilerlemeden ve hatta 21.12 2012’den bu yana kaydettiğiniz ilerlemeden kat ve kat hızlı bir ilerleme kaybedeceğiniz mânâsındadır. İvmelenme artmıştır ve basit Newton fiziği bile size bunun katlanarak, hızlanarak artacağını öğretir/gösterir.

Bu bir başka deyişle ne demektir; kaos artacaktır. Bu değişimi tolere edemeyenler tarafından yaratılacak karmaşa kaosu –görünürde- arttıracaktır. Bu noktada her birinize muazzam görevler düşmektedir. Varlığınızla yaratacağınız sevgi enerjisi ve yine bilincinizle çekeceğiniz ışıkla dünya, üzerindeki tüm canlılar ve Toprak Ana bu görünendeki karmaşanın içinde dahi şifalanmaya, uyanmaya, aydınlanmaya devam edebileceklerdir.

Kim olduğunuzu bilin.
Kim olduğunuzu anlamaya niyet edin.
Hızla Gönül Kapısı’na gelin.
Orada bizimle buluşun.
Uzay kapısını geçin.
4.boyuta uyumlanın.
… ve bir tarafınızın hâlâ dünya boyutunda olduğunu ve olmak zorunda olduğunu kabulle, başınız dik ve aydınlık, yukarıda var olmaya, çalışmaya devam edin.

Her zaman sizinleyiz, bir ve bütünüz, hizmetinizdeyiz, yardım isteyin.
Bilge Ruhlar
Bu yazı 19 Şubat, 2019 Salı günü 14.00 itibariyle F. Ebru Tolan tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.

4 yorum:

  1. Yazınızdan bir bölümü...4. Boyutla ilgili olanı yabancı bir sitede paylaştım ama sonradan aklima geldi izninizi almadım..bir face grubunda,4.boyutun açıklanmasını isteyen bir kişiye yazmıştım..izniniz olur mu dilerseniz silebilirim ya da kaynak belirterek yazayim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, bütünün hayrına tüm yazılarım herkese açıktır pek tabii ki paylaşılmasından ancak memnuniyet duyarım; kaynak gösterilmek şartıyla. Sevgiler

      Sil