Merhaba,
Tüm okuyuculara merhaba,
Tüm yüreğini açanlara merhaba,
Bizler her birinizi
selamlıyoruz bugün burada, şimdi. Sizin için ne zamansa o AN’da. Zaman akışını
lineer yaşayan siz dünyalılar için anlamak hâlâ biraz zor olsa da, zaman AN’dan
ibarettir aslında. Öncesi ve sonrası bize göre de olsa da, enerji anlamında her
şey niyettir, o AN’da. Siz anlamaya niyetle başladığınızda bir kitaba, bir
satır yazıya, sizin için o AN’dır mesela. İşte bu yüzden bu yazı da okuyana,
yüreğiyle okuyana hitap eder o AN’da.
Gelelim esas mevzuya. Tabii
ki bir amacımız var size bugün bunları söylemenin ardında; yaklaşıyorsunuz
harika aydınlık bir kuşağa. Ama ne yazık ki her zaman aydınlık iyi olmayabilir
eğer yeterince hazırlıklı değilseniz buna.
Bu cümleyi anlayabilmek için
aydınlığı tanımlamak gerekiyor mutlaka. Şöyle bir örnekle açıklayalım daha
anlaşılır olsun hepinize bugün burada: Bir karınca yemeğini bulduktan sonra
taşır toprağın altındaki yuvasına, yemeğini çoğu zaman aydınlıkta bulsada
taşıdığı yer karanlıktır aslında. Zira bulduğu yemeyin saklanabilmesi için karanlığa
ihtiyacı vardır mutlaka. Ne alaka! diyebilirsiniz ama devam edin sabırla
okumaya. Aynı karınca her ışığa çıktığında bir yaşam mücadelesi verir dışarıda,
kimi zaman su damlasıyla, kimi zaman bir atın toynağıyla, kimi zaman karınca yiyen örümceğin ağıyla
sınanır aydınlıkta ama asla vazgeçmez, hep gider, hep arar, hep çabalar yaşamak
ve yaşatmak için adeta. Bunca çabalamaya karşılık donatır kendini zorluklara
karşı kendi küçük dünyasında, haberleşir mesela aile dediği soydaşlarıyla,
izler mesela önden gidenleri mutlaka. Yaratılışının özelliklerini kullanır;
ayaklarını, dişlerini, antenlerini mesela. Yani kısaca bilir ki sahip oldukları
yeter ona.
Tüm bunlara rağmen bir
karınca Temmuz ayında Konya Ovası'nda, öğle saatinde toprağın üstüne çıkmaz,
çıkamaz. Zira güneş o kadar yakıcıdır ki ve alan o kadar korumasızdır ki 5.
dakikadan sonra bitkin düşüp, 20. dakikadan sonra ölmeye başlayacağını bilir
adeta.
Ve ya çıkmaz ışığa, ya da
gider otların arasına, ağaçların kuytusuna, var olmaya devam etmesi gerektiğini
bilir, var olması için gerekene sahip olduğunu bilir ama yok olmamak için de çabalar
mutlaka.
Gelelim karıncadan size,
şimdi, şu anda. Siz de insan olarak bu dünyada var olmak ve yaşamak için tüm
imkanlara ve donanımlara sahipken aslında yok olmamak için çabalamak
zorundasınız .
Zira muhteşem bir ışık
yaklaşıyor sizden yana ama bu ışık yakıp kavuracak donanımsız, açıkta kalanları
O AN’da. Gidecek bir ağaçlığınız,
kuytuya koyduğunuz bir lokma aşınız yoksa durum vahim olacak ne yazık ki bu
dünyada.
Amacımız infial yaratmak
olmasa da söylemek vazifemiz; yaklaşıyor Işık Kuşağı dünyaya ve siz adeta
oyalanıyorsunuz Çayda Çıra oyunuyla!
Bir derin nefes almakla başla,
bugün burada. Sonra önce kendini hazırla yeni dünyaya. Bu yolda neler yapmalı
anlattı Ebru size defalarca. Ama biz de söyleyelim özetle bugün burada.
Kim olduğunu anla! Niyetle
başla.
Bir derin nefes al ve buluş
ruhunla.
Görmene engel ne varsa, anla!
Tüm engelleri kaldır, artık
oyalanma.
Hastalık, dert, tasa, yokluk
ve yoksulluk dediğin ne kadar safsata varsa hepsini koy bir kenara.
Sal korkularını, daha fazla
tutma.
Çalış mutlaka (meditatif).
“Kuantum”u iyi anla.
Bulunduğun mekanda ve AN’da
yapabileceklerin var, iyi anla, oyalanma.
Herkes BİR ama BİR’den
varacaksınız BÜTÜN’e, sıranı savmaya çalışma.
Sen niyet et ve başla, biz
yardım ederiz mutlaka.
Yüreğindeki SEVGİ’yi fark et
ve hisset, çoğalt KOŞULSUZCA.
Çık yukarıya, oyalanma,
vazifeni hatırla, neden geldin bu zamanda bu dünyaya? Herkesin vazifesi kendine,
kendini kimseyle kıyaslama.
Kimsen ve ne yapman
gerekiyorsa, bil ki donandın onunla, ne eksik ne fazla.
Ama ihtiyacın yok o
zihnindeki dar kalıba.
Yüreğindeki korkuları iyi
anla. Hâlâ çok fazla, hâlâ çok fazla…
Söylemlerini değiştirmekle
başla. Kendin bile inanmasan da ilk başta, sen yeter ki başla, değiştir bakış
açını artık durma.
Çevir başını aydınlığa, “hani,
yok ki” deyip durma, sen niyet et, biz gösteririz sana.
Haydi kalın sağlıcakla.
Sonsuz ışığımızla
aydınlattığımız yoldan gidin mutlaka, karanlıkta yol bulmak için daha fazla
oyalanmayın, ihtiyacınız yok buna.
Bu yazı 15 Nisan 2019,
Pazartesi günü saat 12.41 itibariyle tarafımızdan Firdes Ebru Tolan’a
yazdırılmıştır. Konsey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder