Bugüne kadar gezegenlerin
dizilimi, açıları ve dünyaya tesirleri üzerine çok konuşuldu ve konuşulmaya da
devam ediyor. Ancak artık konuya biraz daha farklı bir açıdan bakma vakti
geldi. Zira evrensel anlamda, uzay düzlemde, hangi gezegenin/yıldızın hangisine
ne açıda geleceği zaten bellidir.
Bu olanın olması gereken
olduğu gerçeği ve evrensel matematik ve zamanın sizin anladığınız anlamda
lineer bir çizgi üzerinde aslında akmadığı gerçeği ile alakalıdır. Dolayısıyla
aslında olan size bir şey anlatmak, bir şey göstermek ve/veya sizi bir noktaya
çekmek, bir yola sokmak içindir.
Yani bir başka deyişle yukarıda bazı
açılar oluştuğu için aşağıda bazı durumlar yaşanmaz!
Aşağıda bazı durumların yaşanması için
yukarıda bazı bileşenler bir araya getirilir.
Bu sizin için zorlayıcı bir
bilgi olabilir, özellikle uzunca bir süredir, aldığınız tesirlerle bazı
olayların/ durumların yaşandığına olan
inancınız, çok güçlü ise…
Bir örnekle açıklayalım, bir
ülkede rejim değişikliği olması gerekiyor ise ve bunun için baştaki önemli bir
kişinin gaflet içinde söyleyeceği 3-5 cümle tetikleyici etki yaratabilecek ise zaten buna uygun tesirleri dünyaya gönderebilecek göksel tesir oluşur.
Zira evrende her şeyin enerji olduğu gerçeğinden ve enerjilerin hareket içinde
olduğu gerçeğinden yola çıkarsak göksel cisimlerin de, gezegen olsun, yıldız
olsun, en başta Ay ve GÜNEŞ olsun enerjileri vardır ve bu enerjilerin birlikte
oluşturduğu bir sinerji vardır.
Ay Döngüsü
Binlerce yıldır ayın hareketlerine bakarak yapılan yorumlar vardır mesela. Oysa bu, insan varlığının tekamül yolunda ilerleyebilmesi için ona her ay yapılan bir yardımdır adeta. Yani bu ay serbest bırakamadığı yükleri bir sonraki ay kolaylıkla bırakabilsin diye ayın dolunay etkisi vardır mesela…. veya 1 ay boyunca alınan negatif tesirler salınabilsin diye. Nitekim negatif tesirlerin kolaylıkla salınmasına yaptığı katkıdan dolayı dolunay kurt adamlarla, cinnet hikayeleri ile katillerle bağdaştırılmıştır.
Bu bilgiler ışığında bakarsak
önümüzdeki günlerde de yaşanacak 3 olay vardır anlaşılması gereken.
21 Haziran En Uzun Gün
Bu konuya girmeden yeri
gelmişken yılda 2 kere yaşanan ekinoks (21 Mart ve 23 Eylül)
İle ilgili de bir bilgi verelim:
Gün ve gecenin eşitlenmesi.
Bu yılda 2 kere yaşanan
eşitlik hali aslında DENGE’yi ifade eder. Aydınlıkla karanlığın dengede olması
gerektiğini hatırlatır adeta ama daha fazlasıdır gerçeğinde. Dünya ile güneşin
aldığı açılar nedeniyle hayatın her veçhesinde/alanında dengesiz olan ne varsa
güçlü bir tesir alır bu günlerde. Yani adeta ibre karanlıktan yana şaşmışsa bu
günde bir ivmelenme oluşur gelen tesirle ve karanlık tarafa doğru bir çekilim,
ağırlaşma oluşur kişinin hayat akışında ve kişi o güne kadar göremediği,
anlayamadığı ne varsa bilir/anlar/hisseder adeta ve sonrasında dengeyi
bulmaktır görevi aslında.
Tesir 7 gün öncesinde başlar
ve 7 gün sonrasında azalarak biter. Bu nedenle,
bahsi geçen ekinoks günlerinde hayatınızda neyin dengesizleştiğine dönün
bir bakın lütfen ve dengeyi oluşturmaya niyet edin yüreğinizde.
Gelelim esas konumuza, 21
Haziran’a. Kuzey yarımküre için en uzun gün olan bu tarihte güneşin enerjisi
artar ve bu da çözülme demektir. Bu çözülmeyi hayatın her alanına
taşıyabilirsiniz; problemler de çözülür ama bağlar da çözülür. Düğümler de
çözülür ama adeta düğümlenmiş diller de çözülür, vbg.
Kuzey yarım kürede yaşayanlar
için tesir adeta beynin sol tarafına akar. Sol beyin analitik zeka ile ilişkilidir
ve görünen, elle tutulan daha somut olanı da ifade eder. İşte adeta artan gün
ışığı olayları daha somutlaştırır, gün ışığına kavuşturur ve bu da bir nevi
çözülemeyen problemlerin çözüm yolunun görülmesi gibi bir etki yaratır aslında!
Güney yarıküre için tesir
farklıdır ama sizin için önemli değildir şu anda.
2 Temmuz 2019 Güneş Tutulması
En basit tanımıyla Ay’ın yer ile Güneş arasına girmesi halidir. Ayın güneşten aldığı tesir artar böylece. Zira güneşin dünya tarafından emilecek enerjisi de ayda kalır adeta. Bu durumda ayın enerjisi artar ve dünyaya gelen güneş enerjisi bir anlığına da olsa azalır ama ayın güneşten çektiği enerji de çoğalır. Bu değişim ile dünyanın gerilimi salınır, adeta baskı kalkar üstünden ve bu da tektonik olayları tetikleyebilir ki bu da çok normaldir. Ama yine aynı anda insan varlığının içinde tuttuğu kin, nefret, öfke, vbg. duyguların yarattığı enerji de tetiklenir adeta ve açığa çıkar.
Sirke örneği; bkz: Işıldayan
Hayatlar / YouTube
17 Temmuz Ay Tutulması
Ayın yer yuvarlağının gölgesinde kalması halidir. Ayın çekme ve itme gücü olan tesirini med-cezir olarak hepiniz bilirsiniz ama bunun insanların duygu durumuna ve beden yapılarına nasıl etki ettiğini çoğu zaman görmezden gelirsiniz. Kalkı ki ay tutulması gerçekleştiğinde ayın dünyaya gönderdiği enerjisi de değişir. Zira ay aynı dünya gibi güneşten enerjisini alır. Kismî başlayan değişim tam ay tutulmasına dönüştüğünde ayın çekim gücü değişir ve adeta bu alandan çıkmak için itme gücü öne geçer ve bu itme gücü dünyaya ulaştığında dünya üzerinde tektonik olaylarda tetiklenme yaşanabilir. Bu olması gerekendir! Sorun yok ama zaten içinde çok fazla yük biriktiren insan varlığı için de aynı etkiyi yaratacağından önemlidir. Ayrılış, kopuş, gibi...!
Bir anlığına elinizde çok
güçlü ve gergin bir lastik tuttuğunuzu hayal edin, bunu kontrollü kesmek mi,
keskin bir kılıç darbesi indirmek mi yıkıcı/yakıcı etki yaratır?
Ezcümle siz zaten
oldurulanla, olanla oyalanmak yerine doğanın, uzayın oluşturduğu tesirlerden
zarar almadan ilerleyebilmek için bu evde temizlenin, arının ve yükselin bu
süreçte.
… ve sizi rahatsız eden her
neyse bu dönemler geçtiğinde dönüp bakın geriye, hissedin, fark edin ve
temizleyin; bir armağan almış neşesiyle fırsata dönüştürün içinizde.
Her daim yanınızdayız sonsuz
sevgimizle,
Işık Varlıkları
İstanbul, 18.6.2019