"Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca" diyen Karacaoğlan dursun bir kenarda, aklımızda, biz güzeli tanımlayalım aklımızla!
Zaten güzel olana güzel diyen de, güzel demeyen de arasın hatasını kendi aklında.
Var ve tam,
İyi ve doğru,
Olan her ne ise varoluşta ışıkla
Güzeldir esasında
Öyleyse ne büyük yanılgıdır
Büsbüyük akıl tutulmasıdır
"Güzel"e güzel diyememek varoluşta.
Ne oldu da "göz" bozuldu acaba?
Astigmat derecesi değişen bir göz aksi gibi ne geldi önüne de kırıldı mercek hatta?
Anlatılmaz.. anlaşılmaz.. sanılsa da
Akıl tutulunca
Göz görmez oldu.
Göz görmeyince
Yürek parlamaz oldu.
Yürek ışıldamayınca
Yön bulunmaz oldu.
Yön kaybolunca
Kuzey sapınca
Doğru şaşar oldu.
Doğrunun ibresi şaşınca
Yanlış doğru oldu.
Yanlış doğru sanılınca
Güzel çirkin oldu.
Ak kara sanılınca
Karanlık destur oldu.
Desturu karanlık olanın
Yolu heba oldu.
Niye derim bunları
Güzel gözlüm sana?
Seven "yürek" sanılsa da
Sevgi gani gani kalpten aksa da
Akıl kuşatmazsa ışığı aşkla
Göz, gören olur karanlığı ortasında
Gözün feri akar durur da
Çöker ortasına
Kara leke olur Yar'da
Yar çirkin olur o bakışta.
Döner durur akışta
Söz olur Karacaoğlan'a.
Demem odur ki ey insan sana
Sen sevilensin bu varoluşta
Ama bilemedin sevmeyi aslında
Gözünün nuru oldu kara
Aktı aktı karıştı ırmağa
Taştı Nil yatağında yanlara
Rahim bulandı karaya
Kara aktı toprağa
Tohum oldu kapkara.
Döner döner durursun şimdi
Ellerin başında
Arar arar durursun şimdi
Gözün yaşlı
Nefesin kursağında
Boğum boğum taşlı
Ne çıkarsın kıyıya
Ellerin yaşlı
Ne uçurursun kendini yuvana.
Kimin fendi* kimi yendi?
Yoksa kaybeden herkes miydi?
Savrulmadan daha fazla
Durulsan da
Kavuştursan kendini ayyuka.
Makam, mevki ne ola
Hak yolunda?
Hakkaniyet esastır varoluşta.
Ezelden geldik
Ebede giderken HAK** yolunda
Döne döne çıksak ışıkla
Görsen baksan
Baksan görsen
Güzel güzeldir varoluşta.
Selam olsun tüm insanlara
Kalın sağlıcakla
Ebru'nun dilinden varoluşun kalbinden 18.7'de İstanbul denende 15.44 bilinende...
*Fent kelimesi dilimize Farsçadan geçmiş bir sözcüktür. Düzenbazlık ve hile anlamına gelen bir ifadedir.
**HAK; Arapça ḥḳḳ kökünden gelen ḥaḳḳ حَقّ yasaya, hakikate veya erdeme uygun olma, doğruluk, hakikat, yasallık manasındadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder