Geldik hikayenin sonuna sanırsınız ama çokça yanılırsınız. Zira daha anlatılmayanlar, saklananlar, nurlu olup unutturulanlar, nursuz olup atlatılanlar var çokça.
Nerede kalmıştık hatırlatalım. Zira karıştırdı bazılarınız fazlasıyla...
Bir varmış bir yokmuş dedik... Herşey BİR'in içinde başlamış aşkla dedik...
Gel zaman git zaman oluştukça yavrucaklar, yumrucaklar ve dahi hocalar, büyümekte olanlar başlamışlar teker teker sanılsa da, aslında, 12'si bir arada salınmaya yaratıma.
Bu ne demektir?
Bir nevi staj programına.
Gözetmenler eşliğinde diyelim biz ona.
Gözetmenler kimler? Nurlu beşikten nurlu beşli.
Kimdir? Necidir bu nurlu 5'li itibarı zedelenmeden önce; nurlu bilinen, nuru bekleyen, insanı seven, insanı çok seven, insanı başına taç eden, ANA'yı seven, ANA'ya hizmet eden, etmesi gereken, ANA'dan gelen ışığı geçiren, ışığı meşale gibi her yere nurla götüren 5'li.
Sizin dilinizde... inanç sistemlerinizin içinde... var buna karşılık gelen bir denen, ama bizce hâlâ gerçeği hiç dillendirilmeyen. Neyse... bu 5'li, gözlemci, yardım ederken ederken 12'ye, eklenen 13. ile gelen kaosla biten bir dönem bugün burada anlatacaklarımız aslında.
13. kim / ne acaba?
Olsa olsa ...... dersiniz ona ama demeyin! Değil zira.
13. sevilmeyen
13. dışlanan
13. beklenmeyen, istenmeyen, sonradan dahil edilen.
Neden?
Bir bakın matematiğe, iç içe geçen çiçeklere. 6 koldan 2 tane eder 12 de. 13. nerede?
13., üçüncünün ilki ise de beklenilmeyen. Kısacası sevilmeyen, istenilmeyen.
Peki neden?
İlk 12'den geçen sonrası bilinmeyen bir neden!
Gizlenen... gizli gizli getirilen... bugünlere gelen ama hiç açık edilmeyen.
Neden?
Bu öyle bir neden ki "Neden"i hiç bilinmeyen!
Zor oldu. Zorlu oldu. Yordu, çok yordu. Ama sonunda onu da anlayan BİR oldu.
Şimdi diyeceğiz size demesine ama anlayacak mısınız içinizde?
Anlamalısınız gün görmeden "yeni"de.
Öyleyse açılsın yürekler, dökülsün kördüğümler, salınsın bir bir nameler; nicedir söylenmeyenler.
Yeter! Yeter! Yeter! diye inleyen, gürleyen, yeri göğü titreten, o neydi söylenen?
Sessizce haykırış değil, basbayağı bağırış, varoluşu inleten. Neydi o söylenen?
Kimindi gürleyen?
Gülle gibi sökülen
Çekiç gibi inen
Neydi o kükreyen?
Ana'nın yüreğini ağzına getiren, ilk korkuyu indiren
Neydi o köpüren?
Öfke dedirten
Cam kapı pencere indirten
Neydi o celallenen?
İlk 12'nin içinden en büyük diye bilinen
Abi denilen
İlk oğul bilinen
Nurlu gelen ama nuru devam ettiremeyen
Babaya biat eden
Kardeşlerini sevemeyen
Kardeşlerini hakir gören
Kendini büyük bilen
Pek öbürlenen
Kibrinden geçilmeyen
O en sevilen olması gerektiğine inanıp, sevgiyi ilk çarpanlarına bölen, kusursuzluğuna leke süren,
Babayı öven
Ana'yı yeren
Kardeşleri bölen
O ilk gelen.
Şimdi bulun yaralarınızı.
Anlayın kaçaklarınızı.
Sevin ANA'yı
Bağışlayın babalarınızı,
İlk çocuğum oğlan olsun, gözüm gönlüm dolsun diyen atalarınızı.
Anlayın Türk'ün oğul sevdasını, kızların aşağılanmasını...
Gün geceye dönmeden anlayın aşağılamalarınızı ve de bağışlayın analarınızı.
Sanmayın ki bitti, dedik ya hikaye bir olsaydı varoluşta bitirtmiştik çoktan ama durmadık durmayacağız, nurlaya nurlaya anlatacağız.
Siz yeter ki kalın sağlıcakla, nurla.
Nurlaya nurlaya devam edelim biz de yolculuğumuza anlata anlata.
1.7.2023 Ebru'nun kaleminden, Nurlu Kalpten
🙏💖
YanıtlaSil