Astronomlar her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde yeni
buluşlar yapsalar da göklerde olup biten zaten olması gerekendir ve akış
bellidir aslında.
Daha önce, sizden önce, bu dünya denen evde var olmuş ileri
medeniyetler, gökbilim konusunda sizden daha ileri bilgiye sahip olduklarından
bazı bilgiler, yazıtlar bıraktılar aslında size. Onları yorumlayanlar doğru bilgileri açığa
çıkardılarsa da konuyu sadece dünya seviyesindeki bilgi ile açıklamak mümkün
olmadı size aslında. Dünya dışında olan ama zaten var olan bilgi, gerçek, gün
ışığına çıkmadıkça anlamanız tam da mümkün olmayacağı için bazı görevliler
çalıştılar çokça. Todd* onlardan biridir mesela. Neyse, bu kısım, ,isimler, çok
da önemli değil aslında. Kısaca sizin yerden gördüğünüzle bizim gökte
bildiğimiz arasında fark olduğu için anlatılamadı size bazı gerçekler bunca
zamanda. Oysa malum tarihte, 11.09.2001’de bir füzyon patlaması yaşandı adeta
dünya üzerinde. Bu görünürde bir terör saldırısı olsa da aslında içinde bir tür
katalizör barındırıyordu ve tüm insanlık kitlendi, bir an için bile olsa
nefesler tutuldu ve sonrasında değişen enerji yeryüzünde tetikledi tüm bilinci
dünya denen evde.
Biraz karışık görünebilir size. Daha sadeleştirelim ek
bilgilerle. Galaksinizdeki dizilimin ve dönüşün fiziği gereğince her 26.500
güneş dönüşünde (yani takvim yılında) dünya gezegeni güneşin değişimiyle de
sizin kıyamet dediğiniz yok oluşu ve yeniden varoluşu yaşar. Bu daha önce
yaşandığı için de tüm kadim yazıtlarda ve kayıtlarda vardır.
Ama bu sefer durum başka!
Neden başka? Çünkü 11 Eylül 2001’den daha önce 1987’de, bu
olası kıyametten önce, yapılması gerekenlerin başlatılması gereken tarihte, bir
grup için tesir gönderildi yeryüzüne. Bir sinyal gibi düşünün siz onu içinizde.
Bu tesir, o dönemde, bu dünyada bedenlenmeyi seçmiş ve vakit geldiğinde
görevlerinin bilincine, idrakine ulaşmayı kabul etmiş ruhlara gönderildi özel
bir şekilde. Bu tesirin bazı iç kademeleri vardı ama bu detaylar önemli değil
şimdi’de. Bu tesiri alanlar bilinçsizce yüreklerinde bir kıpırdanış hissettiler
sadece ve çekildiler olmaları gereken yerlere. Kimi evini, kimi işini, kimi
hobisini, kimi eşini …. değiştirdi gelen günlerde ve hazırlanmaya başladılar
kendi içlerinde. Bazı kitaplar yayımlandı özellikle. Bazı filmler çekildi gerektiğince.
… ve bu grup -küçük bir grup- dünyanın dört bir bölgesinde kendi iç
uyanışlarını yaşamaya başladılar yaptıkları anlaşma gereğince.
2000 yılı gelince, bir milad kabul edildi teknolojide devrim
niteliğinde gelişmeler kaydedildi ve globalleşme sürecine girdi hızlıca tüm
ülkeler kendi içinde. Bu süreç birbirinden bağımsız ve hatta bilinçsiz
çalışanları birleştirdi enerji seviyesinde.
Beklentiler arttıkça bezmişlikler çoğaldı. Bezginler arttıkça arayış
çoğaldı. Arayış arttıkça bilinçlenme çoğaldı. Her şey birbirinin içinde ama hem
de birbirini etkiler, tetikler şekilde dönmeye başladı. Bu süreçte farklı
dönemlerde gönderildi yine sinyal diyelim bazı kişilere. Kimi Birleşmiş Millerler’de,
kimi Hindistan’ın bir köyünde, kimi Antartika’nın gözlem evinde, kimi ekvatorun
içinde… Kimi öğrenci, kimi öğretmen, kimi bilim insanı, kimi fahişe kimliğinde
bulundukları yerde. Onlar da kendi içlerinde değişimi başlattılar ve ses
çıkarttılar dünya üzerinde. Aktivistler çalıştılar gerektiğince. Anarşistler
çalıştılar gereğince. Din görevlileri çalıştılar gereğince. Ses çıkarttılar tüm
dünya üzerinde gerektiğince! Size göre kimi vahşet, kimi tecrübe. Ama ses
çıkarttılar uyanış süreci öncesinde. Zira ön uyanışı yaşaması gerekenlerin
hazırlanması gerekiyordu ve hazırlanması gerekiyordu tüm bilincin gerektiğince!
İşte bu süreçte dünyanın size göre bir cadı kazanına döndüğü günlerde ayrışma
başladı gerektiğince. Aldıkları tesirden
öte, herkesin hür iradesiyle ne kadar sevgiyi, iyiliği, güzelliği, şefkatı
çoğaltacağı önemliydi bizlerce. Zira yeterli ışık temin edilemezse yeryüzünde,
döngü tekrarlanacaktı göklerde. Ama 21 Aralık 2012’de karanlığın içine
çekilemeyecek kadar çok aydınlık vardı yeryüzünde ve bu sefer değişim başladı
iyi yönde.
Bundan sonrasını çok iyi biliyorsunuz anlatmaya gerek yok
bir kez daha bizlerce. Ama bilmediğiniz
bundan sonra ne olacak göklerde ve dolayısıyla yeryüzünde?
Matematiksel döngü devam ediyor uzay düzleminde. Dolayısıyla
güneş sönecek vakti geldiğinde. İşte o zaman yaşanacak karanlık ve değişecek
çekim gücü dünya düzeninde mutlak bir yıkım getirecek sizin bildiğiniz düzende.
Buna hazırlanmak gerekiyor her demde. Yani bir başka deyişle her alan kendi
içinde çalışmalı yeni düzen için vakti geldiğinde sürdürebilir olmak için
yaşamı bu gezegende.
Şimdi size teknik bir takım bilgiler vermeyeceğiz tabii ki
de ama anlaşılmasını istediğimiz şudur; her birimde; enerji, ulaşım, tarım,
teknoloji, haberleşme, iyileşme (şifa), su kaynağı, besin, beslenme, canlı
türleri, endemik yapı, ekolojik sistem, …, aklınıza gelen gelmeyen her birimde
değişim ve dönüşüm gerekiyor şimdi’de. Artık erteleme lüksünüz yok, bu böyle
biline. Pazarlamacılar ve edebiyatçılar çalışacaklar mesela bilgiyi yayma
göreviyle. Mühendisler ve mimarlar çalışacaklar mesela uygun düzeni inşa etmek
göreviyle. Bilim insanları ve teknoloji aktivistleri çalışacaklar mesela buluş
seviyesinde. … ve sizler “ben kimim ki yaşı gelmiş 70’e…, ev hanımı…, emekli…,
belki de, parasız ve evsizim diyen öğrenci de,… çalışacaksınız yüreklerinizde.
Işığı daha çok çekmeye yeryüzüne ve biriktirmeye toprak ananın içinde… ve
çoğaltacağınız saf sevginin gücüyle uyandıracaksınız daha çok bilinci top yekûn
kalkılsın ayağa ve el birliği ile kurulsun yeni dünya düzeni diye.
Şimdi anladınız mı niye Ebru çabalıyor var gücüyle;
hızlanmalıyız ve çoğalmalıyız derken size.
Sanmayın ki sadece ruhani bir bilgelikle, manevi tarafı
beslemek niyetiyle anlatıyor size sevgi sevgi diye. Var olmaya devam etmek için
artık anlamanız gerekiyor yeni bir çağ geliyor tüm haşmetiyle. Değişim ve
dönüşüm kaçınılmaz, seçim değil artık bundan sonrası, olmazsa olmaz!
Korkularınızın size bir faydası olmaz. Artık silkelenin ve
uyanın, görünenle oyalanmayın, bilmeniz gereken her neyse zaten bildirildi size
muhtelif zamanlarda muhtelif görevlilerce.
Amacımız infial yaratmak değil yüreklerde sadece gerçek
gücünüzü bilin siz de, kabule geçmesenizde artık bilin ve niyetinizle devam
edin daha güzel bir dünya düzeninde var olmak için sonsuz sevginin ve ışığın
gücüyle.
Bilimi ayırmayın bilgelikten, yanlış anlamayın, ruhu
bedenden ayırmayın, devam edin birlikte.
Sonsuz sevgimizle
Bu yazı 19.09.2018 günü 13.11 itibariyle Ebru’ya
tarafımızdan yazdırılmıştır. KONSEY
*Adı geçen kişi Dr. Todd Ovokaitys’dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder