14 Eylül 2018 Cuma

TESLİMİYET NEDİR?


Teslimiyet çoğu zaman bırakma, vazgeçme, kabul, kader sanılsa da ve hatta bazen sadece akışta olma hali, olanı olduğu gibi kabul etme gibi düşünülse de bunlardan çok daha geniş ve derin mânâda bir OL’ma halidir.

Teslimiyet sadece biliş -bir bilme hali- değildir. Yani ilahi düzeni, evrensel kanunları vbg… bilmek değildir. Bilmek sadece rahatlatır insanı.

Teslimiyet sadece bir inanç da değildir! Allah’a inanmak, tevekkül etmek, kader kısmet deyip kabullenmek de değildir. İnanmak sakinleştirir, yeri geldiğinde huzur verir insana. Adeta korkuları yatıştırır ama korku hala vardır inançta…

Oysa teslimiyet OL’maktır; içinde bilişi de, inancı da barındırır ama aslında HİÇ’lik halidir. Yalın, çıplak, saf, yargısız, yorumsuz ve sorgusuz bir OL’ma hali… Bir şeyi hâlâ sorguluyorsanız, yargılıyorsanız eksik var demektir. Oysa teslimiyet TAMAMLANIŞTIR.

Tamamlanış halini yaşamak için daha kaç hayat, daha kaç hüsran, daha kaç ödev, daha kaç kitap  gerekiyor peki biz insanlara? Hiç varamayacak mıyız o noktaya? Çok kolay aslında! Tüm manaları zihninize indirmek yerine tüm manaların zaten VAR OLDUĞUNU kalpte, özde kabul ederek; şartsız, koşulsuz, tereddütsüz, “ama”sız, “ya…”demeden varmak mümkündür aslında. Nasıl ve ne zaman? Siz özünüze döndüğünüzde, özününüzle BİR VE BÜTÜN OLDUĞUNUZDA yani ŞİMDİ aslında!

Siz ruhunuzla; zaten YARADAN’dan bir parça olan ruhunuzla, buluştuğunuzda; yani UYANDIĞINIZDA adım atarsınız teslimiyet yoluna. Ama o yolda yürümek için yüklerinizden arınmanız gerektiğini hatırlamak şartıyla! Herhangi bir yükle varılamaz o noktaya. Arınmak gerekir her ne yük yapıyorsa ruha. Ancak ondan sonra ilerlenir hızla bu yolda. Zira teslimiyet BİR’den çıkıp BÜTÜN’e ulaşmaktır; teslimiyet “ben” dediğinin, birey dediğinin varlığını kabulle bunun aslında bütünün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve onunla hareket ettiğini görebilmektir. Teslimiyet kendini bilmektir bu evrende. Gücünü bilmek, hissetmektir, hiçbir şeyin nedensiz olmadığını ve her şeyin mükemmel düzen içinde kendi gücüyle var olduğunu kabul etmektir.

Teslimiyet yüzünü sadece Yaradan’a dönüp ona kendini bırakmak, teslim olmak, kul olmak ASLA değildir. ASLA DEĞİLDİR!

Teslimiyet yukarı çıkıp bu dünyadan el ayak çekmek de ASLA değildir. Suya sabuna dokunmamak, kenarda kalmak, izin vermek de ASLA değildir.

TESLİMİYET OLMAKTIR. Bu akışın içinde, gerçek gücünün idrakiyle, mükemmel düzeni kuran ve devam ettiren, yaratan OLMAKTIR.

Teslimiyet genişlemektir, aydınlığa, ışığa, sonsuz ve koşulsuz sevgiye doğru genişlerken içine almaktır tüm var oluşu ve o sonsuzluğun içinde ışık olmaktır, var olmaktır, olmaktır aslında. Hiç bitmeyen bir döngüde hep daha yukarıya daha ileriye genişlemek, büyümek ve hiçken var, varken yok olmaktır.
Teslimiyet HİÇLİKTE VAR; VARLIKTA YOK OLMAKtır aslında.

Kalpte bir noktada başlar tüm evreni kaplar, tüm zamanlara ve tüm boyutlara doğru akar, akar, akar.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.

F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul 13 Eylül, 2018 10.00


1 yorum: