SIÇRAMA
Bugün bu yazıda okuyacaklarınız içinizden
bazılarınız için şaşırtıcı olacak olsa da aslında birçoğunuzun yüreklerinizde
var olanla buluşacağına eminiz aslında. Başlayalım anlatmaya kısa bir özetle.
Yıl 2012 dünyada; hummalı bir çalışma var aşağıda,
tüm ruhlar kendilerinden olana ulaşmaya çalışıyor adeta, kapılar çalınıyor (baş
ağrısı), yüreklere dokunuluyor (çarpıntı), sırtına dokunuluyor (bel-sırt
ağrıları), kapılar kapatılıyor (işten ayrılmalar-çıkartılmalar, evden
atılmalar, kapıya konulmalar, vs.), yeni kapılar açılıyor/açtırılıyor (yeni
teklifler, terfiler, transferler, şehir-ülke değişimleri, radikal tedbirler ve
kararlar…) Arınma için uyarılar yapılıyor (beslenme alışkanlıklarını
değiştirtecek hastalıklar, teşhisler, tedaviler, kürler), anlaşmalar
hatırlatılıyor (hayata giren ve çıkan insanlar, aranıza katılanlar ve
ayrılanlar), kısacası çok hummalı bir çalışma yapılıyor dünya boyutunda, o
günün şartlarında, size göre “hayat” devam ediyor zorlanarak da olsa
bazılarınız için bazı alanlarda.
Bir değişim var ama yedirilmiş adeta, günlük
hayatın akışına, kimseye tuhaf gelmiyor. Kimse büyük sorgulamaların peşinde
değil, herkes kabulde, kendi içinde fırtınalar kopsa da “normal” biliniyor,
karşılanıyor, ne de olsa hayat bu deniyor aslında…
Pek tabii ki bizim 2012 diye anlattığımız ± 3-5
seneye yayılmış bir süreç dünyada, bir başka ifadeyle kendi hayatınızdaki
değişimleri şimdi görmek için dönüp geçmişe baktığınızda 2007-2008’den başlayın
bakmaya, 2015-1016’lara kadar uzansın hatta. Dalga dalga ilerlerken bu hummalı
çalışma dünyada, insan varlığı uzunca bir zamandır yaptığı tüm hazırlıklarla
atlıyor eşiği 21 Aralık’ta.
Oh ne ala! Bir AN’lığına bayram havası adeta ruhlar
arasında… Ama ya sonra? İşte esas mühim nokta. Bir derin nefesle oh çekilse de
bir anlığına 2012 sonunda bir diğer hummalı hazırlık süreci başlatılıyor hemen
hızla yukarıda. Neden? Çünkü daha da fazla yapılacaklar var artık yolda.
Eşikten atlanamasaydı kolaydı denilebilir belki bir
anlığına, koy verilirdi adeta akışa ama şimdi durum çok başka. Mademki
atlanıldı, çalışmak gerekiyor artık canla başla. Kim çalışacak bu yolda; zaten
çalışanlar 2012 öncesinde bu dünya boyutunda ve artık başlayacak olanlar el ele
tutuşacak mutlaka. İşte o ara, siz bir bocalama dönemi geçirdiniz dünyada ama
neyse ki hızlı atlatıldı o da. Eski ile yeniyi harmanlamak konusunda
zorlananlar oldu adeta, üç-beş ama sonunda saflarını seçenler ayrıştılar ve
herkes yönünü buldu aşağıda. Hâlâ daha ışıktan karanlığa dönen azınlıklar olsa
da karanlıktan ışığa çıkanlar çoğunlukta bu mânâda.
Bu yolculuk devam ederken hızlıca dünyada geldik
2019 sonuna. 2012’den 2019’a çalışmanın, hazırlıkların bir parçası oldu tüm
insanlık aslında, görünen ne kadar acı, kötü, travmatik olsa da yaşanan her şey
dünya boyutunda felaket adı altında da olsa, savaş tanımına da uysa hizmet etti
insanlığın aydınlanmasına. Aktivist tüm çalışmalar, popülist tüm yaklaşımlar,
zaman zaman harmanlansa da negatif olanla, sonunda hep ışık olan kazandı aslında,
özü ışık olan ve yolda olan; ışık yolunda, ışıkla olanlar kazandılar aslında.
Bu aşama da çok önemliydi zira adeta 2019’un sonu
bir kez daha sınanma zamanıydı, insanlığın kendi adına koyduğu bir eşikti
atlatılması gereken ve siz atladınız onu da ışıkla. Bazılarınız zorlansa da hâlâ
daha, özünüzden gelen zorlamayla da olsa, birçoğunuz ulaştığınız idrakle,
farkındalıkla ve yürekten gelen niyetinizle ve nefesinizle çalıştınız bu yolda
ısrarla, kararlılıkla. Değil dünya ve insanlık, tüm kâinat müteşekkir size bu
anlamda, anlayacaksınız yakında nasıl olsa.
… ve geldik 2020 denen yıla dünyada. Bu yılın,
dünya boyutundaki lineer zaman akışında bu yılın, zorlayıcı bir yıl olacağını
belirtmiştik defalarca nitekim başladınız zorlanmaya hem Toprak Ana zorluyor
sizi hem de yürekleriniz aslında. Aldığınız tesirlerin gücü karşısında ara ara
savrulsanız da içten içe hissettikleriniz var ya, yetiyor size hâlâ daha.
Ama! Bir süre sonra bu hissiyat da yetmeyecek
bazılarınıza zira zaman daralıyor dünya boyutunda. Bu mânâda işte bir güçlü
SIÇRAMA gerekiyor size, bulunduğunuz dar alandan çıkmanız gerekiyor geniş,
ferah, açık ve ışık bir alana. Aksi taktirde boğulacaklar olabilir o dar alanda
oluşacak toz dumanda. İşte bugünün esas konusu bu aslında; SIÇRAMA, açık alana.
Düşünün ki yaşadığınız coğrafyaya bir saldırı
yapılıyor, hızla tahliye edilmeniz gerekiyor, ne alırsınız yanınıza? Sadece
CAN’ınınızdan başka ne alırsınız yanınıza? İşte adeta böyle düşünün sıçramayı,
bırakın tutunmayın var olana. Var dediğiniz ne var yanınızda, yakınınızda;
kariyer mi, eş mi, ev mi, araba mı, para mı, servet mi, arsa mı, ne var Allah
aşkına? Sekiz çift siyah ayakkabı ve yirmi beş çanta… ne var başka? Her ay
buluştuğunuz “dostlarınız”, üyesi olduğunuz kulübünüz, aidat ödediğiniz
yazlığınız mı acaba hâlâ daha tutunmanız gerekenler ve yanınıza alacaklarınız
kendi başınıza sıçramaya çalışırken yukarıya? Denesenize, hadi şimdi bir
denesenize, elinizde hiçbir yük yokken hatta ayağınızda bir spor ayakkabı
varken sıçramayı denesenize. Kaç santim havalandınız yukarıya? 20? 30? 50? 100?
Kaç santim çıkabildiniz bir anlığına ve sonra hangi hızla indiniz aşağıya?
Anlasanıza! Bir de ağırlıkla deneyin aynı şekilde, bu sefer ne kadar kesildi
ayaklarınız yerden, 10 santim mi 20 mi 30 mu? Kalbiniz ne dedi bu işe, isyan
etti mi kendince?
Amacımız infial de değil, bedbahtlık da değil,
bunlar nafile… Görevimiz yardım etmek size, naçizane, göstermek gerçekliği tüm
çıplaklığıyla yüreklerinize. Kısacası eskiye tutunduğunuz sürece
savrulmayacağınızı sanıyorsunuz ya ilerleyemeyeceksiniz ileriye savrulmak ne
kelime! Öyleyse yük yaptığınız ne varsa midenizde, kalbinizde, sırtınızda,
belinizde, bırakmakla başlayın, silkelenin adeta, tüm taşlar dökülsün yere
ancak ondan sonra yönünüzü döndüğünüzde ileriye, göreceksiniz yol açıldı bile. İşte
gelelim şimdi o açılan her neyse; başınızın üstünde.
Dünyanın çevresinde, enerji alanı dediğimiz bölgede
kapatılmış tüm kapılar açıldı 2020 ile.
Hafiflediniz mi? Hiç de bile. Zira kapılar açıldı
diye bir an için bile ufkunuz genişlediyse de hemen peşinden gelen tesirlerle
yüzleştiniz içinizde, bilinç seviyesinde göremeseniz de! Yani artık korunaklı,
korumalı bir alanda değilsiniz siz de. Ana sınıfı bitti mezun olduğunuz
geldiniz birden üniversite kampüsü desek yeridir size. Bariyerler kalktı,
kalkanlar indi, ağlar toplandı, yollar açıldı iyiye ve kötüye! Kötüden kastımız
nedir diye bir daha anlatmayacağız bakın DENGE konusunda yazdırdıklarımıza ve
anlattıklarımıza siz de. Öyleyse işinize iş katıldı dersek anlatabilir miyiz
size içinde bulunduğunuz durumun ehemmiyetini sizce?
Toparlayalım yine; ilerliyorsunuz yükselişe, ışıkla
yol alıyorsunuz kendi içinizde 2020 ile birlikte, korunaklı alan açıldı sizin
için sizin lehinize, alan açılınca gelen tesirleri arındıracak, adeta süzecek
bir düzen kalmadı geriye. Bu nedenle sizin çalışmanız gerekiyor her AN dünya
seviyesinde. Neyle?
Işıkla?
Nasıl?
Çıkarak ışık alana.
Çıkabildiniz mi ışık alana?
Sıçrayanlar oldu aranızda, ama!
Çıkması gerekenler çıkabildiler mi?
Hayır?
Hâlâ…!
Neden?
Çünkü tutunuyorsunuz eski olana.
Eski olan ne?
Kısaca dünyevi olan, madde formunda olan, fiziki
alanda olan, zihin dağarcınızda bulunan; kabulde kaldığınız ne varsa.
Yardım alıyor musunuz?
Sonsuz… ama!
Yardımı alıyor musunuz?
Hayır bu mânâda.
Neden?
Hür iradeniz var hâlâ ve hep olacak aslında.
Gücünüz nerede?
Özünüzde.
Özünüzle buluşabildiniz mi?
Bazılarınız evet ama çoğu için hayır hâlâ daha.
Neden buluşmuyorsunuz özünüzle?
Çünkü temizlemediniz özünüzü?
Temizlemeden de buluşamaz mıyız?
Buluşabilirsiniz ama eve kızınız/oğlunuz dahi
çamura bulanmış gelse “git yıkan önce” diyorsunuz ona, ancak ondan sonra
sarılırım sana!
Yani kısaca sizin özünüz taşıyorsa hâlâ bir parça
karanlık mesela, koşup sarılır mısınız ona?
Temizlemeniz gerek mutlaka.
Temizlemek kolay mı?
Kolay olur kabule geçerseniz aslında.
“Kabulde değil miyim ki” diyenleriniz var ya.
Aslanı da seversiniz ama evinizin kapısını açar
mısınız şimdi şu anda?
Kısacası sevmek başka, kabul başka korkunca!
Hâlâ korkularınız var ya!
İnançlardan gelen, yapılanlardan gelen korkularınız
var ya…
Yaşattıklarınızdan gelen ve yaşadıklarınızdan gelen
korkularınız var ya…
Kabulde zorlanıyorsunuz hâlâ.
Oysa…!
Sıçramak gerekiyor açık alana, ışık alana.
Bir derin nefesle başla.
Sen başla.
Bugün başla.
Zira sen başlamazsan,
Sen bugün başlamazsan
Mecbur kalacaksın yarın koşmaya.
Zira yukarıda bir kez daha, son kez de olsa görevlerini
yapmak için bekleyenler var adeta. Hani karanlık taraf diyorsunuz ya onlara özü
ışık olsa da 3. boyutun görevlileri var ya…
Daha çıkmadınız 5’e, geçmediniz hatta 4’e
bazılarınız ya, onlar görev başında hâlâ. Ama sanmayın ki hazırlananlar 5’e,
yani geçenler 4’e, karşılaşmayacak onlarla, onlar için de başka görevliler var
artık yolda, dedik ya tüm kainatta her zaman bir karanlık taraf olur görev
başında!
Özetin de özetini yapalım ve koyalım noktayı bu
konuya. Hızla çoğaltın ışığınızı kendinizden yana, bulunduğunuz alanlarda,
kesin geçmişle, eskiyle bağınızı, temizleyin ne varsa ve sıçrayın adeta mutlak
ışık alana. Devam edin çalışmaya ışıkla, AŞK’la.
Kısaca bir kez daha SIÇRAMA’nın ne demek olduğunu
tanımlayalım; netleşsin adeta yüreklerinizde zira yapılacaklar var sonra.
Sıçrama; dünyanın kapalı enerji alanının uyanışın
tamamlanışı ve aydınlanma sürecinin başlatılmasıyla tüm evrensel akışa açılması
için oluşturulan bir enerji değişimidir, yaşanmıştır ve tamamlanmıştır denilebilir.
Ay sonuna kadar bazı ufak ayarlar yapılmaya devam edecektir ama size göre
tamamlanmıştır denilebilir. Bu sıçrama ile belirttiğimiz gibi dünyanın kapalı
enerji alanı açıldığı/açılacağı için evrensel akışa, neyi dünyaya çekeceğiniz,
ne ile rezone olacağınız, neyi çağıracağınız alanınıza çok daha önemlidir
adeta. Bu nokta çok hassas ve önemli bir noktadır ki defalarca vurguladık
aslında: ne iseniz onunla aynı salınımda olan frekansa uyumlanırsınız yani
rezone olduğunuzu yaşarsınız aşağıda. Bunu çok iyi özümsemenizi istiyoruz zira
bir anlığına dahi kendi karanlık parçanızı beslediğinizde ister korku,
kaygıyla, ister hüzün ve acıyla kapıları açarsınız onlardan yana. Zaten bolca
var olan, alanınızda, kolaylıkla akar girer varlığınıza sizin açtığınız
kapılardan bir anda! İşte bu nedenle her daim ışık alanda kalmanız önemlidir ve
gerekmektedir adeta.
Zira sizler, uyananlar olarak bunu yapamazsanız
zaten henüz idrakini, bilincini bu seviyeye evriltememiş olanlar hızla
kapılırlar karanlığın girdabına. İşte bu nedenle öncü güçler adı altında
1.dalga uyananlar daha önce de çokça belirttiğimiz gibi gerek yükleri yani işi
çok olanlarla gücü yeter olanlardan seçilmişlerdir aslında. Kim olduğunu anla!
Bir kez daha soruyoruz bu mânâda, kim olduğunu
anla?
… ve hâlâ daha bu yola çıkmamış olanlar için ise
koruma hâlâ daha devam ettirilmektedir pek tabii ki, ama sadece aşağıda dar
alanda. Yani bir başka değişle bundan önce herkes için olan geniş kalkan artık
bazıları için dar bir çembere uyarlanmıştır adeta.
Başkasıyla oyalanma!
İşte tüm bu anlattıklarımızdan sonra bir derin
nefesle hızlanmak arzusunda olacaklar için yardımımız sonsuzdur ama
yüreklerinde hâlâ daha karanlığı barındıranlar için yoldan çekiliriz bir
kenara, yolu açarız onlara ama karanlıktan yanadır gidecekleri yol, yakınında
olanların çabası nafile bu aşamada. Hür irade ile seçilen yollara karışılmaz
asla, ne 3.boyutta, ne kainatta!
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı F. Ebru Tolan’a tarafımızdan 2 bölüm
halinde 23 ve 25 Ocak 2020 tarihlerinde İstanbul’da yazdırılmıştır. Konsey.
Muhteşem ötesi teşekkürler
YanıtlaSilEyluE2019 dan beri işsizim eskiden olsa panikler korkardik ama cok ilginç hiç korkmuyorum ve icimde huzur var ve bereketim param bir şekilde geliyor
Muhteşem ötesi teşekkürler
YanıtlaSilEyluE2019 dan beri işsizim eskiden olsa panikler korkardik ama cok ilginç hiç korkmuyorum ve icimde huzur var ve bereketim param bir şekilde geliyor
bırakın tutunmayın var olana. Var dediğiniz ne var yanınızda, yakınınızda; kariyer mi, eş mi, ev mi, araba mı, para mı, servet mi, arsa mı, dediğinizde bunlara olan bağımlılığımızdan kurtulmaktan sözediliyor sanırım.bir süredir bunlarla sınanmam da bu yüzden belki....22.08.2021 de okuyorum yazınızı... pandemiden 1 ay önce yazmışsınız.. gerçekten de içinde bulunduğumuz coğrafyaya saldırıldı ve son sürat devam ediyor saldırılar... ve görünen o ki korku ve kaosla rezone oldu insanlık çoğunlukla... bir konuşmanızda dedinizki daha iyi olabilirdi evet ama daha kötü de olabilirdi... Bazen öfkeye,çaresizlik hissine kapılsam da bir uyarı geliyor bir şekilde...hala umur var değil mi...
YanıtlaSil