Belki de tam da bugün hoşgörüyü konuşmamız lazım!
Hoşgörü?
Hoşgörü bizi bize yakınlaştırır.
Hoşgörü, duvarlarınızı yıkar.
Hoşgörü, zincirlerinizi kırar.
Sevgiden sonra gelen en büyük erdemdir bana göre hoşgörü.
Var olduğunu sandığımız tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırır
hoşgörü.
Gerçek hayatın başlangıç noktası gibidir hoşgörü;
dinlediğinizi duymanızı sağlar, baktığınızı görmenizi.
Yalınlık ve sadelik vardır hoşgörüde, hesapsızdır; satranç
oynamayı bilmez hoşgörü, blöf yapmayı da! Saf, temiz, açık ve nettir hoşgörü.
İnsan, neyse öyle kabul olunacağını bilir çünkü neyse öyle
kabul eder.
İşte belki de bu yüzden kınadıkça hoşgörüden uzaklaşır
insan. Hz. Muhammed’in hadisini hatırlayın; “kınadığınız şey başınıza gelmeden
ölümü tadamayacaksınız”
En kabul edilmeyen bile Allah’ın bir lütfuyken; hoş görmemek
bana göre bir çeşit Allah’a karşı gelmektir.
O’ndan habersiz bir dal bile kıpırdamadığına inanıyorken, “senin
kınadığın şeyin Allah’tan habersiz olduğunu nasıl düşünebiliyorsun hala” desem bu
bile bir kınama olmaz mı? Belki de üzerinde en çok düşünmemiz gerekenler
çıkartılıyordur bu şekilde karşımıza, kınamaya vardırmadan değerlendirmek için,
anlamak için, öğrenmek için; doğrundan yola çıkıp gerçeğe varmak için.
Hoşgörü içinde sevgi dolu günler dilerim.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder