9 Ocak 2015 Cuma

YOLA ÇIKMA VAKTİ GELDİ

Hala dışarıdan medet umuyorlar.
Kendi kendilerinin kurtarıcısı olmak zor geliyor.
Başkası gelsin ve çeksin onları istiyorlar, çamurdan dışarı, pislikten dışarı, karanlıktan dışarı, hastalıktan dışarı, düzenden dışarı…
Oysa, o zamanda ona bağımlı olacaklar, yine “kendileri” olmayacaklar.
Biz, kendiniz olun istiyoruz. Kimseye ihtiyacınız yok. Biz size bu gücü verdik. Sizi yaratırken bu güçle yarattık. Ne bir makineye, ne bir gruba, ne bir yönteme ihtiyacınız yok. Başka insanların yolu sadece onlar için. Sizin her birinizin kendi yolu var. Kendi yolunuz içinizde. Kendi gücünüz var, enerjiniz var. Yakıt deposu sonsuz enerjiyle dolu roket gibi düşünün. Bir kez fırlattınız mı başka bir şeye ihtiyacınız yok.
Ama o ilk etki için bazen bir itici, yakıcı güce ihtiyaç duyuyorsunuz.
Çoğunuz için ACI, HÜSRAN; KEDER, TERK EDİLME; ALDATILMA; TEPE TAKLAK DÜŞME,… bu itici gücü yaratıyordu sizde. Bugüne kadar böyleydi. Ama artık durum değişti. Zaman denen şey, sizin için, hızlandı. Karmaların çoğu tamamlandı.
Artık tek bir itici güç var; SEVGİ.
Sevgiyi hissedeceğiniz ortamlara girin, sevgi üretin, sevgi olun, sevgiyi paylaşın, gönderin, hissedin.
Sevgi sizin itici gücünüz artık, yola çıkma vakti geldi.
Bu uzun ve zor bir yol gibi gelebilir size oysa çok keyifli ve kısa bir yol.
Ruhunuz size her şeyden daha yakın çünkü! Ruhunuz içinizde, siz ruhunuzsunuz. Ruhunuz da siz.
Birbirinizi bu kadar iyi tanıyorken ve bu kadar yakınken yolculuk nasıl zor ve uzun olabilir ki?
Yanılgıya düşmeyin. Zihninizin kurnaz oyunlarına kanmayın. Ruhunuzun sonsuz sesini; bilge sesini dinleyin.
Biz burada, biz orada, biz her yerde sizinleyiz.
Sizi seviyoruz. Sevgimizi sürekli, kesintisiz ve sonsuz yolluyoruz. Kollarını açan gani gani alıyor enerjimizi. Kollarınızı açmaya korkmayın. Yüreğinizin sesini dinleyin. Hemen şimdi bir köşeye çekilin ve kalbinize ses verin. Siz susun bırakın yüreğiniz konuşsun. Ne kadar coşarsa coşsun. Saçmalık deseniz de dinleyin. Bugüne kadar milyarlarca gerçek saçmalık dinlediniz. Şimdi, bir kez dahi olsa, üst benliğinizin “saçmalamasını” dinleyin. Onu sevin ve kabul edin. Sonra onun söylediği gibi bakmaya başlayın yaşadığınız dünyaya. Hiç görmediklerinizi göreceksiniz. Hiç duymadıklarınızı duyacaksınız. Hiç hissetmediklerinizi hissedeceksiniz. Ve o zaman, aslında, saçmalamadığını anlayacaksınız. Bir kez yapın. En az bir kez bunu yapın. Sonrası gelecek, emin olun. Güvenin, korunduğunuzu bilin ve sevildiğinizi sonsuza dek.

Bu yazı 9.1.2015 tarihinde saat 11.15 itibariyle Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder