28 Kasım 2020 Cumartesi

BAHANE KALMAZSA!

Kimileri elinde sigara

Kimileri dilinde lanet, beddua…

 

Kimileri sırtında sorumluluk sandıklarıyla

Kimileri tutup bırakmadıklarıyla…

 

Kimileri akıllarına fikirlerine soktuklarıyla

Kimileri yüreklerine aldıklarıyla…

 

Kimileri unutamam asla dedikleriyle

Kimileri unuttum çoktan avuntusuyla….

 

Tutuyorlar kendilerini

Dar alanda!

 

Sanmayın ki yükleri engel onlara,

Herkül gibi…

Gulliver misali,

Bir adım atsalar ya

Onlarla, onlara rağmen aslında

Çıkarlar arşa

 

Ama!

 

Ama yapmıyorlar işte anlasana,

Yapamadıklarından değil ama…

 

Korkuyorlar hâlâ!

 

Bahaneleri kalmaz da

Maazallah çıkarlar yukarıya diye

Korkuyorlar hâlâ.

 

… ve tutunuyorlar, tutuyorlar

Kendi korkularıyla

Aşağıda olana

O her neyse aslında;

 

Belki

Hastalık… acı…

Elem… keder…

İçki… sigara…

Kumar… oyun…

Nefret… haset…

Ya da

Beyinlerine nakşettikleri, itinayla.

 

Ne olacak uyanırlarsa?

Ne olacak aydınlanırlarsa?

Ne olacak çıkarlarsa ruhlarıyla buluşmaya?

 

HATIRLAYACAKLAR!

Gerçek güçlerini ve

Gerçekliklerinden gelen görevlerini.

 

Varsın olsun, hatırlasınlar…

Ne zararı olabilir ki acaba?

Diyebilirsin ama!

 

Mevzu derin,

Yaralar keskin,

Acılar taze hâlâ daha.

Döngüler bitip bitip yeniden başlamış olsa da…

 

Kaldıramam sanıyorlar bir kez daha.

Kaldıramayız…

…ve yapamam sanıyorlar

Yapamayız…

…ve saparız sanıyorlar

Yanlışa…, karanlığa…, bir kez daha.

 

İyisi mi kapatalım biz kendimizi

Yaşarken bir TABUTA

Diyorlar adeta elde sigara*

Akılda karmaşa

Yürekte korkuyla…

 

Oysa bilmiyorlar ki

Ahi** devran*** dönüyor.

 

Hadi kalın sağlıcakla.

 

F. Ebru Tolan

İstanbul, 29.11.2020

 

 

 

*Sigara metafor olarak kullanılmıştır, “ben sigara içmiyorum ki” deyip görmezden gelmeyin lütfen.

 

**ahi

Sıfat eliaçık, cömert.

 

***devran

Ad yeryüzü, dünya.

 

21 Kasım 2020 Cumartesi

BAĞIŞLAMAK AFFETMEK MİDİR?

Bağışlamak; akla karanın arasında kalsa da kişi… iyiyi, güzeli, doğruyu çirkinle, yanlışla ayırt edemese de, yani mânânın idrakine varamasa da affetmektir aslında.

Burada bilinç değişimi olması beklenmez, gerekmez.

Daha çok tek taraflıdır. Yani enerji topyekûn değişmez, sadece bağışlayan kişi tarafında bir açılma, aydınlanma olur; inançla, kabulle aslında.

 

Oysa affetmede durum çok başkadır.

Affetmek bütünün şifalanmasıdır.

Affetmek bütünün aydınlanmasıdır.

Affetmek yükseliştir.

Affetmek aydınlanmadır.

Affetmek büyümektir.

Affetmek tekamüldür.

Affetmek teslimiyettir.

Affetmek mânâların idrakine vararak aydınlanmak, değişmek, dönüşmek ve tamamlanma yolunda adım atmaktır, hızlı ve güçlü, kalıcı adımlar atmak.

Herkesin affeden olması gerekmeyebilir ama herkesin BAĞIŞLAYAN olması şarttır. Nitekim Yaradan’da bağışlayan ve esirgeyen adıyla anılır tüm dini öğretilerde aslında.

Bağışlayan olmakla başladığınız aydınlanma yolculuğunda affederek aydınlandığınız, aydınlandıkça açıldığınız, açıldıkça aydınlandığınız bir dönemle yükselişe doğru ilerlemenizi dilerim can-ı gönülden şimdi ve daima.

 

Bağışlamak adım atmaksa,

Affetmek tırmanışa başlamaktır.

 

Kalın sağlıcakla,

Bilge Ruhlar’dan ilhamla F. Ebru Tolan’dan insanlara…

İstanbul, 21.11.2020 14.35

 

11 Kasım 2020 Çarşamba

11.11 IŞIK KAPISI VE YAPILABİLECEKLER HAKKINDA ÖNERİLER - ÖZEL BİR YAZI

İnsanoğlu için yer (dünya) her zaman bilinen, güvenli bir ev olmuşken, gök kabusların, karanlığın, fırtınaların, yıkımların, bilinmezliğin geldiği, korkunç olabilecek kapıların açıldığı bir muamma olarak tutulmuştur.

Bunda yanlış yoktur aslında. Zira defalarca, defalarca… gökten gelenler yıkım oluşturmuştur dünya boyutunda. Bilinmezlik sanılsa da kayıtlara işlenmiş, DNA’ya nakşedilmiş bu bilgiler ışığında korkar insan aslında.

Işık ve korku nasıl bağdaşır diyecekleriniz olacaktır, anlatalım hemen. Bunca zamandır yükselemeyen insan ırkının aydınlanma yolculuğu öncesinde bilinç değişikliğini hür iradesi ile yapması istenen & gereken zaman diliminde (eski enerji / 2012 öncesi) korku insanı koruyan, kollayan ve hatta yeniden bir kez daha yanlışa/hataya/karanlığa sürüklenmesinden alıkoyan bir duygu olarak yerleştirilmiş olsa da, artık değildir.

Bu nedenle eski enerjiye bakıldığında korku ışıktır bir nevi, bir bakıma, taşıdığı yük çok ağır olsa da…

Ama artık korku gerekmemektedir ve hatta tamamen temizlenmelidir ki uyanışla birlikte hızlandırılan bilinç değişikliğine direnç oluşturmasın gerekli olan alanlarda.

Oysa hâlâ daha, birçokları için korku varoluşlarını, mevcudiyetlerini, ışıkta devam ettirebilmek için şart sanılan bir duygudur ve bu nedenle de salınması, temizlenmesi geciktirilmektedir.

Kısacası, bu vesile ile bir kez daha vurgulamış, belirtmiş olalım artık insan varlığının ve dünyada şu AN’da var olanların korkuya ihtiyacı kalmamıştır. Bu ihtiyaç ortadan kalkmış olsa dahi bilinç henüz değiştirilmemiştir zira bilinci değiştirecek olan bu boyutta var olandır yani sizler.

Her ne kadar korku üzerine anlatarak, hatırlatarak başlamış olsak da esas mevzu bugün (11.11.2020) korku değildir.

Esas konu 11.11 Işık Kapısı ve buna bağlı yapılması gerekeceklerdir. 

Kim ve nerede olursanız olun bu yazı ile karşılaşmışsanız bir vesile ile, önerimiz şudur size: 

Bugün Türkiye saat ile gece yarısından önce;

  1. Işıkla arınma yapın.                                                                                                       (Bkz: Ebru’nun meditasyon kaydı ARINMA & TOPRAKLANMA MEDİTASYONU )
  2. İyilik yapın; ne olursa olsun, nerede, ne şekilde olursa olsun.
  3. İyilik alın; size uzatılanı sevgiyle alın.
  4. Farklı bakın; dünden, hatta bir AN öncesinden farklı bakın, hayata… hayat arkadaşınıza… ailenize… eşinize, dostunuza… komşunuza…
  5. Farklı konuşun; sevgi sözcükleri ekleyin mesela, en azından rica ederim, lütfen olsun aralarda…
  6. Yüzleşin: kendi karanlık taraflarınızla. İster alışkanlık, huy olsun… ister tarz, tavır olsun… ister kabul, kural olsun…
  7. Yüzleşin yüreğinizde kendinizle, bir derin nefesle seslenin sonsuz parçanıza; “neredesin, neylersin” deyin mesela aynada kendi yansımanıza.
  8. İnşa edin, her ne hayal edebiliyorsanız sevgi ile.
  9. Kabul edin; yüreğinizde ÖZ’den gelen bir parça var. Kabul edin; sizin bir ÖZÜNÜZ var. kabul edin; özünüzde sizden çok daha güçlü bir BEN var.

 

…ve sonra bir derin enfesle çevirin başınızı Yaradan’a / Ana Kaynak’a ve şükredin tüm varoluşa, var edilmiş olanlara, ve kendi varoluşunuza.

Sonsuz sevgimizle, ışıkla ve AŞK’la kucaklıyoruz tüm var edilmişleri bu boyutta.

Biz ışığız, ışıktan yana, siz de ışık olun ışıkla ve AŞK’la bugün burada ve daima.

Kalın sağlıcakla,

Bu yazı 11.11.2020, Çarşamba günü saat 12.50 itibariyle tarafımızdan Firdes Ebru Tolan’a İstanbul’da yazdırılmıştır. Konsey