https://www.facebook.com/birsu.canyol/videos/935295579895529/
30 Aralık 2015 Çarşamba
29 Aralık 2015 Salı
YENİ YILDA SEVGİYLE
YENİ YILDA SEVGİYLE
Keyif, baharda ki gelincik tarlası gibidir. Bir anda pıtrak
gibi kırmızılıkların arasında alabildiğince coşku yaşar insan, yüreğinin tam
ortasında.
Hüzün, hazan yapraklarının sonbahar rüzgarının dokunuşuyla
aşağı düşmesi gibidir, gözyaşlarında.
Öfke, çölün ortasında ayak yakan kum tanesi gibi, göz
karartan keskin güneş gibidir insan bedeninde.
Sevgiyse hiç ağırlığı yokmuşçasına gökten salına salına
düşen kar tanesinin, tüm kötülüklerin, acıların, kederlerin üstünü örtmesi
gibidir. Saf ve sonsuz, temiz ve huzurlu…
Her yeni yıl yepyeni umutlarla gelir, içinde elem de vardır,
keder de, acı da vardır, hüzün de… Ama bir o kadar keyif de vardır, neşe vardır,
coşku vardır.
Her şeyden önemlisi SEVGİ vardır; sonsuz ve sınırsız,
şartsız ve koşulsuz sevgi.
Değiştirip dönüştürmek sizin elinizde; acıyı neşeye de dönüştürebilirsiniz,
keyfi hüzne de…
Hep sevgiyi seçin derim ben, sonsuz sevgiyi. İçinizdeki
sevgiyi, yüreğinizde zaten var olan, hep olan sevgiyi.
Unuttuğunuzun farkına varın!
Görmezden geldiğinizin farkına varın!
Ertelediğinizin farkına varın!
Koşula, şarta bağladığınızın farkına varın!
O zaman, işte gerçekten o zaman, ne kadar güçlü, saf ve
sonsuz sevgiden yaratıldığınızı idrak edeceksiniz.
Yaradılışınızdan bu yana hep yaptığımız gibi, sonsuz sevgiyi
akıtıyoruz tüm insanlığa. Bu yılda değişmeyecek, yine varız, yine sizinleyiz ve
yine sonsuz ve sınırsız sevgi yollayacağız yılın her yeni günü, her anı tüm
insanlara. Sadece niyet edin, farkına varmaya ve almaya!
Aydılanmış Üstad Hilarion
Bu yazı, 29 Aralık 2015 günü saat 10.10 itibariyle F.Ebru
Tolan Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.
13 Aralık 2015 Pazar
7 Aralık 2015 Pazartesi
IŞILDAYAN HAYATLAR YOLUNDA YENİ DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMLARI BAŞLIYOR
|
21 Kasım 2015 Cumartesi
17 Kasım 2015 Salı
17.11.15 22.22
Yıldızların arasından bir kapı açtık insanlara.
Sevgi akıttık sonsuzluğa. Kaynak olduk. Elini yüreğine koyup
saf ve sonsuz ilahi sevgiyle tüm bedenlerini, zihinlerini, ruhlarını
yıkayanlara ışık olduk. Yol olduk.
Yücelmek ve yükselmek için tek ihtiyacınız olan sevgiye yol
olduk.
Nefesinizle ve niyetinizle çıkın bu yola bu gece. Yüzünüz
göğe dönük, elleriniz yüreğinizde, Bir’den gelip Bir’e döneceğimiz gerçeğiyle,
sadece isteyin yükselmeyi, aydınlanmayı, uyanmayı ve hatırlamayı, sevgiyle.
Emin olun hepsi karşılık bulur, kimin için vakti gelmiş
hayır her ne ise.
Bu yazı F.Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından 17.11.2015,
Salı günü 22.22’de İstanbul’da kaleme alınmıştır.
10 Kasım 2015 Salı
10 KASIM
Şimdi gökyüzünden bir kapı açılsa ve Atatürk’üm belirse;
“Evlatlarım,
sizler yüreği vatan sevgisiyle dolu, zihni tertemiz, ahlakı tam, inancı ve
imanı insan olmak arzusu olan bir grup yürekli atanın torunlarısınız ki onlar;
kendi hür iradeleri ile bu vatana, bu toprağa sahip çıkmayı seçtiler. Şimdi
bana sonsuz sevginizi gönderiyorsunuz; hepinizin yüreğinden akan o sevgiyi
hissediyor, alıyor ve mutlu oluyorum. Ama artık kendi içinizdeki bu güzel, bu
özel atalarınızdan gelen laik, bağımsız, cumhuriyetçi ATA GENİNİ uyandırma,
tohumu yeniden yeşertme ve büyütme zamanıdır. Tek ihtiyacınız olan ise sevgi
enerjisi ile bu üstünü kalın örttüğünüz tohumu sulamaktır. Ben görevimi yaptım,
sizin atalarınıza önderlik ettim. Şimdi sizin görevi devralma ve her birinizin
içinizdeki önderi ortaya çıkarma vaktidir. Uyanın, uyandırın sevgiyle.
Sevgimle.”
der gibi hissediyor yüreğim. Sevgi ve saygıyla şimdi ve daima hatırlıyor ve yaşatıyorum seni.
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
F.Ebru Tolan Karahasanoğlu
27 Ekim 2015 Salı
O AN!
Yaşam sana verilen bir armağan.
Sağlıkla yaşa, büyümek için yaşa..
"O an" geldiğinde kolaylıkla, huzurla ışığa kavuşabilmek için farkında olarak yaşa!
Ebru
Sağlıkla yaşa, büyümek için yaşa..
"O an" geldiğinde kolaylıkla, huzurla ışığa kavuşabilmek için farkında olarak yaşa!
Ebru
20 Ekim 2015 Salı
TEK İHTİYACIN
Güneş neden parlaktır bilir misin?
Görmen için aydınlık gerekir…
Kalp neden çarpar sürekli bilir misin?
Hatırlatmak için, sana hala hayatta olduğunu ve hala sevmek
için şansın olduğunu…
Gökyüzü neden sonsuzluk çağrıştırır bilir misin?
Çünkü ruhun için hayatın sonu yoktur…
Hiçbir şey nedensiz değildir. Ama nedenleri bilmen gerekmez!
Daha doğrusu hatırlaman. Sadece niyet ve kabul yeter ilerlemek için ve sevmek
için ve insan olmak için…
Hangi yoldan yürüdüğün önemli değildir; nereye ve ne niyetle
yürüdüğün esastır.
Sadece niyet et ilerlemek için. Farkına var. Sana gerçekte
söylenenleri duy.
Artık tek ihtiyacın olan yüreğindeki sevgiyi hissetmek ve
büyütmek.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 20.10.2015
12 Ekim 2015 Pazartesi
HEPİMİZ SORUMLUYUZ
Kimimiz daha çok, kimiz daha az ama HEPİMİZ sorumluyuz.
Bugünleri biz yarattık! Duygularımızla, düşüncelerimizle,
inanç kalıplarımızla, sözcüklerimizle, yazılarımızla, … biz yarattık!
Bir el dokuma halı misali attık her bir ilmiği. Şimdi
dokuduğumuz halının altında boğuluyoruz.
…ve hala daha o halıyı elbirliği ile yukarı doğru ittirip
aydınlığa ulaşmak yerine, tutabildiğimiz her bir ilmiğine kanca takıp aşağı
doğru daha da çekiyoruz.
Her birimizin yüreğindeki acı, keder, hüsran, korku, endişe,
gerginlik, akan gözyaşları …gökten yağmurun damla damla düşmesi ama sel olup
afete dönüşmesi gibi yıkıp geçiriyor herkesi ve her şeyi.
Gözlerinizden çıkan öfke, lanet, isyan alevleri yakıp
geçiriyor herkesi ve her şeyi.
Eğer gerçekten bir şey; iyi, güzel, doğru bir şey yapmak
istiyorsak önce insan olduğumuz gerçeğini hatırlayalım. Yaradılışımızın
nedenlerini hatırlayalım. Hiçbir ruhun nedensiz yere bedenlenmediği gerçeğini
ve her ne oluyorsa bize bir mesaj vermek için olduğu gerçeğini hatırlayalım.
Yüzyıllardır uyuduğumuz gözü açık uykudan uyanalım. Niyet
edelim önce tüm yaratılanları sevmeye ve dersimizi anlamaya, ödevlerimizi
yapmaya.
En zor ödevleri layıkıyla yapacak, en zor sınavları
kolaylıkla verecek güç; sonsuz ve sınırsız, yaradılışımızla bize bahşedilendir.
Niyet edin, kabul edin, yüreğinizdeki sonsuz ve sınırsız saf
sevgi ile beslenin.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 11.10.2015
11 Ekim 2015 Pazar
10.10.2015
İnsan denen varlık binlerce yıldır savaşıyor. Önce hayatta
kalmak için doğayla, hayvanlarla savaştı. Olması gereken de buydu; vahşi
doğanın içinde güçlenmesi, varlığını göstermesi ve koruması, yer edinmesi
gerekiyordu.
Aynı anda yüreğindeki sevgiyi, merhameti unutmasına,
vicdanını susturmasına gerek yoktu. Ama bunu başaramadı! Dönem dönem, bölgesel
barışlar yaşansada, insan denen varlık hayatta kalması için hep daha güçlü,
daha acımasız, daha gaddar olması gerektiğine inandı, inandırıldı.
Sabır göstermek zor geldi insanlara. Öfkenin, hırsın ve
intikamın ateşini körüklemek çok kolay olduğu gibi somut ve ne yazık ki yıkıcı
etkilerini görmek de hızla mümkün oldu….ve insanlar yüreklerindeki, yaradılıştan
gelen saf ve sonsuz sevgiyi büyütmek yerine çoğunlukla nefreti, öfkeyi, kibiri,
hırsı seçtiler.
Bugün ne yazık ki, değerli Türk halkı, yüzyılların birikimi
olan bir negatif enerji patlaması ile çok büyük bir trajedi yaşadı.
Bizler, şu an görevli ışık varlıkları, dünya üzerindeki her
bir Türk insanı için çalışıyoruz, emin olun. Ancak, içinizdeki öfke öylesine
büyük ki, yüreğinizde büyüttüğünüz nefret o kadar ele geçirmiş vaziyette ki her
birinizi, zorlanıyoruz.
Siz, hür iradenizle, iyiliği, barışı, sevgiyi, huzuru,
kardeşliği, saygıyı… seçmediğiniz sürece zorlanıyoruz. İçinizdeki bir avuç, ne
olursa olsun, öfkesini kontrol edip yerine sevgi koyabilen, korkularını salıp
yerine sevgi koyabilen, bir avuç insanın yükseltmeye çalıştığı enerji dalgasını
bizler de misli misli yukarı çekmeye çalışıyoruz.
Lütfen, söylemlerinizden kin, nefret, öfke içeren ifadeleri
silin.
Lütfen, yüreğinizdeki korku, endişe, kaygı ateşini söndürün.
Lütfen, zihninizdeki kara bulutları dağıtın.
İşe önce kendi düşüncelerinizi, duygularınızı temizlemekle
başlayın. Sonra sözcüklerinizi değiştirin. Hele hele yazıya hiç dökmeyin.
Birçoğunuzun sular seller gibi akıttığı her bir öfke, acı, korku içeren
kelimenin artarak size kargaşa, savaş, huzursuzluk olarak geri döndüğünü lütfen
idrak edin!
Her şeyi anlamaya çalışmayın; kabul edin.
Her şeyi bilmeye çalışmayın; kabul edin.
Yüreğinizde, Yaradan’dan
gelen sonsuz ve sınırsız saf sevgiyi büyütmeye başladığınız anda değişimin
nasıl bir çığ gibi büyüdüğüne hayranlıkla tanıklık edeceksiniz, emin olun!
Sevgimizle, Işık Varlıkları
Bu yazı 10.10.2015, Cumartesi günü saat 23.25 itibariyle
İstanbul’da Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
18 Eylül 2015 Cuma
ÇOK İŞİMİZ VAR!
Çok
işimiz var!
İnsanlık
adına yapacak çok işimiz var!
İnsan
olarak yapacak çok işimiz var!
Hala
uyumayı tercih edenler var aranızda. Hala sorumluluğu başkasına yüklemeye
çalışanlar… Hala görmezden gelmeye çalışanlar var! Hala göstermemeye çalışanlar
var! ... ve en önemlisi hala tek yolun SEVGİ olduğunu idrak edememişler var
aranızda.
Hatırlayın;
sadece hatırlayın. Zaten bildiklerinizi, hep sizinle olanı hatırlayın;
yüreğinizdeki sevgiyi hissedin. Kendi doğrularınızı artık bırakın. O doğrular
ki sizi bugüne getirdiler, yarına götüremeyecekler. Gerçekleri görmeye niyet
edin, sadece yüreğinizdeki sevgiye odaklanın.
Tüm
olumsuzlukların; kinin, nefretin, öfkenin, korkunun, gerginliğin, endişenin…
sadece ve sadece sizi aşağı çektiğini hatırlayın, hissedin. Aşağı gitmeye
ihtiyacınız yok, zaten aşağıdasınız, diptesiniz, bunu görün. Görün ve uyanın.
Sizi yukarı götürecek tek yol sevgi yolu.
Yüklerinizden
arının. Yıllardır biriktirdiğiniz tüm nefretleri salıverin. Yıllardır birlikte
yaşadığınız tüm korkuları bırakın artık. İçinizdeki öfkeyi beslemeyin. Sadece
yüreğinizdeki sevgiyi büyütün.
Bunca
yıl görmediniz; bir bir yitip giderken canlar, hissetmediniz. “Onlar”
dediğinizin aslında “siz” olduğunu idrak edemediniz. Bir bütünün, ezelden ebede
bütün olan ve bütün olacak olanın sadece bir parçası olduğunuzu hissedemediniz.
Gelen mesajları almadınız, rehberlikleri almadınız. Sevgi söylemlerini
duymazdan geldiniz. İnsanlık adına tek kurtarıcınız olan SEVGİyi
dillendirenleri dinlemediniz. Hala dinlemiyorsunuz! Hala kurtuluşu başkasında
arıyorsunuz.
O
öyle yapmasın, bu böyle söylemesin, şu şöyle davranmasın… diyorsunuz. Sizin
gibi olmayanı kötülerken aslında kendinizi nefretin ağır yüküyle aşağı
çektiğinizi görmüyorsunuz.
Artık
tüm yüklerinizden kurtulma vakti. AFFEDİN, AFFEDİN, AFFEDİN.
Niyet
edin. Yaşam ödevleriniz var; tüm ödevlerinizi tamamlamaya niyet edin.
Birçoğunuzun çok özel yüksek yaşam amaçları var. Niyet edin.
Ama
her şeyden önce AFFEDİN; kendinizi ve herkesi.
Hiçbir
ruh nedensiz yere girmedi o bedene, her şeyi bilmeye çalışmayın sadece kabul
edin ve sevin. Sevgiyle büyümeye niyet edin. Sevgiyle yürümeye…
Hissedin,
yaradılışınızdaki saf ve ilahi sevgiyi hissedin. Bir kişi bile yüreğinde
yarattığı ve çoğalttığı, tüm insanlığa yolladığı enerjiyi sevgiye
dönüştürebilirse, bir bir yapabilirseniz bunu, nasıl hızla yükseleceğinizi
düşünün. Tüm insanlığın tek ihtiyacı olan enerjinin sadece saf sevgi olduğunu
hatırlayın. Ruhunuzla bütünleşin; nefesinizle ve niyetinizle. İzin verin ve
kabul edin; ödevlerinizi ve amaçlarınızı hatırlamaya.
Tüm
insanlığın tek ihtiyacı var; SEVGİ.
Birlik,
beraberlik için tek ortak dil SEVGİ.
Huzur
ve barış için tek ortak dil SEVGİ.
İnsanlık
için şu an tek ve mutlak ilaç SEVGİ.
Aydınlanmış
Üstadlardan Hilarion’un tüm Türk Halkı’na mesajıdır.
Bu
yazı 8 Eylül 2015, 22.20’de Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme
alınmıştır.
Etiketler:
affetme,
barış,
Hilarion,
ilahi düzen,
kardeşlik,
sevgi,
Türkiye,
yaşam amacı,
yaşam ödevi
16 Eylül 2015 Çarşamba
KURBAN BAYRAMI YAKLAŞIRKEN
KURBAN BAYRAMI YAKLAŞIRKEN
İnsanlığın varoluşundaki en büyük güç olan saf sevgiyi
çoğaltmanın, büyütmenin, yüceltmenin en güzel yoludur paylaşmak.
Gülücüğünü paylaşmak, çiçeğini paylaşmak, hoş sohbetini
paylaşmak, aşını paylaşmak…
Günlük hayatın akışı içinde, dar ve benzer bir çevrede dönüp
duran insanlar için bayramlar vesiledir; gönlünü açmak, elini uzatmak, adımını
atmak için.
Aslolan bir hayvanın canını almak değildir, olmamalıdır.
İhtiyacımız ve niyetimiz sevgiyi çoğaltmakken aracı bile olamaz bir can; adı
koyun olan, koç olan….
Önemli olan kimin nesi varsa, olmayanla paylaşmaya vesile
kılmasıdır bayramı.
Ben, 100 koyunu olan bir köylüysem 1 koyunumu hediye
edebilirim karnı aç olana.
Ama ben bilgi sahibi bir öğretmensem, o ürkek, titrek
gözlerle, endişe içinde sınava hazırlanan bir öğrenciye, benim bildiğimi, onun
da bilmesi gerekeni aktarabilirim sevgiyle.
Arabacıysam taşıyabilirim yükünü…
Neyim varsa; adı önemli değil, para, bilgi, yemek, eşya…
olmayanla paylaşabilirim sadece sevgiyle ve paylaşmanın o muhteşem gücünü bir
küçük çocuğun gözlerinde görebilirim, bir ninenin titreyen ellerinde, bir
amcanın tebessümünde… yaşayabilirim taa yüreğimde.
Önce kendi yüreğimdeki sonsuz ve sınırsız sevgiyi,
varoluşumdaki saf sevgiyi hissedebilirsem, bir yol illaki bulurum bunu
paylaşacak…
…ve ben, bir ben bile paylaşabilirsem bu sevgiyi bir
kişiyle, bir anda 2 kişi olmanın gücüyle daha da yükseliriz iyiye, güzele.
Çölün sıcağında dondurma, kutup ayazında sahlep tadında
paylaşımlara ihtiyacı olan milyonlarca insan varken dünyada, para, gösteriş,
israf üstüne binlerce hayvanın korkusunu salmasına evrenin ihtiyacı olabilir mi
sizce?
Yüreğinizdeki sevgiyi paylaştığınız nice huzurlu bayramlar
dilerim hepinize.
Sevgimle,
12 Ağustos 2015 Çarşamba
YENİ DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI 25 AĞUSTOS'TA BAŞLIYOR
IŞILDAYAN HAYATLAR YOLUNDA
FARKINDALIĞI YÜKSEK YAŞAMLAR
ÇALIŞMA PROGRAMI
25 AĞUSTOS&1-8-15 Eylül 2015
AMAÇ
BİR’le başlayıp BÜTÜN’e ulaşmak,
Işık’a ulaşmak.
Sadece niyetiniz ve nefesiniz gerek,
bugün atacağınız bir adım bilin ki size bin adım olarak geri dönecek.
Her hayat bir özgür seçimdir.
Önemli olan ruhun seçimlerini bedenin ve zihnin bu dünyadayken idrak edebilmesi ve tekamülünü
tamamlayabilmesidir.
İÇERİK
1. İLAHİ
DÜZEN HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME
2. FARKINDALIK
a.
Farkına Varma – Bilincini, Gücünü, Enerjini
b.
Yaratımın Gücü
c.
Arınma
d.
Üst Benlik’le Buluşma
3. YAŞAM
ÖDEVLERİMİZ
a.
Neden bu dünyada, bu bedendeyiz?
b.
Tekamül yolunda ilerlememize engel olanlar ne?
c.
Bedenimizin, zihnimizin, ruhumuzun mesajlarını
doğru alabiliyor muyuz?
4. YAŞAM
AMACI
a.
Yaşam Amacı Nedir? Neden Önemlidir?
b.
Yaşam Amacı İle İlgili Farkındalıklar
5. KİŞİSEL
ŞİFA YETENEKLERİNİ KEŞİF
a.
Dünyanın Şifa Enerjisi İle Buluşma
b.
Kişileri, Canlı ve Cansız Varlıkları
Şifalandırma
UYGULAMA
Işıldayan Hayatlar Yolunda
Çalışma Programı herhangi bir isimlendirilmiş metot, teknik, şekil üzerinden
yürümez. Zira önemli olan ve aslolan kişinin kendi farkındalığını yükseltmek ve
zaten sahip olduğu bilgi ve becerilere ulaşmasını sağlamaktır.
Ortak bilinç, yüksek benlik ve ilahi ışık bu çalışmalardaki en büyük
yardımcılarımızdır. Amaç bu yardımcıların rehberliğini alabilecek yüksek
enerji seviyesine kişinin kendini taşımasını öğretmektir.
Bir başka deyişle bu programın
amacı balık vermek değil, balık tutmasını öğretmektir*.
*Chuang-Tzu (Çinli ozan)
|
TARİH
Çalışmalar 25 Ağustos 2015, Salı
günü 10.00’da başlayacak ve 1-8-15 Eylül 2015, Salı günleri 10.00-16.00 arası
yapılacak toplam 4 oturumda tamamlanacaktır.
KİMLER
KATILABİLİR
Bu çalışma programı;
Yaşadıkları hayatın yaşamaları
gereken hayat olmadığını düşünen,
Yüreklerindeki kıpırtının nedenini bir türlü anlamlandıramayan,
Ruhuyla buluşmak isteyen,
Bedensel ve/veya zihinsel şifa ihtiyacı hisseden, İçsel huzura ihtiyaç duyan,
Yüreğiyle orada olması gerektiğini hisseden …
Yüreklerindeki kıpırtının nedenini bir türlü anlamlandıramayan,
Ruhuyla buluşmak isteyen,
Bedensel ve/veya zihinsel şifa ihtiyacı hisseden, İçsel huzura ihtiyaç duyan,
Yüreğiyle orada olması gerektiğini hisseden …
herkes içindir.
ADRES
Anadolu Yakası’nda saklı kalmış
bir güzelliğin kalbinde yapacağız çalışmalarımızı. 1001 Gece, Havuzbaşı Dereüstü Sok. No:18 Çengelköy
ÜCRET
4 oturum için toplam ücret
500.-TL/kişidir.
(Kesin kayıt için 17 Ağustos’a
kadar 200.-TL, bakiye eğitim başlangıcında)
NOTLAR
·
Çalışmaların verimliliği açısından devamlılık
esastır.
·
Çalışmalar sırasında kendinizi rahat
hissedeceğiniz kıyafetlerle gelmenizi öneririm.
·
Her türlü sorunuz için lütfen iletişime
geçin;
Ebru Tolan Karahasanoğlu 532 576 23 10
8 Ağustos 2015 Cumartesi
8-8-8 = RUHUN SONSUZLUĞUNU KEŞFETMEK
8-8-8 = RUHUN SONSUZLUĞUNU KEŞFETMEK
Önce bedenin derinliklerine indik…
Sonra zihnimizin…
Sıra geldi 3. ve son halkaya; insan olarak bizi biz yapan
beden, zihin ve ruh üçlüsünün son halkası olan ruhun sonsuzluğunu keşfetmeye.
Uzun zamandır, 8 Ağustos 2015’in derin anlamları üzerine
yazılar yazılıyor ya mutlaka çıkmıştır karşınıza. Evet, özel ve güzel bir gün
yaşıyoruz bugün, farkında olarak yaşamanız için:
Ruhunun sonsuzluğunu keşfetmek isteyenler için 3.sekiz güçlü
bir anahtardır.
Niyet edin, bugün, ruhunuzla buluşmaya.
Bugün karma yükü olanların bu yükten arınması için özel bir
gündür; niyet edin.
Bugün geçmiş yaşam şifası için güzel bir gündür; niyet edin.
Bugün bolluk ve bereketi gani gani almak için güzel bir
gündür; niyet edin.
Bugün ışığınızı hissetmek, ışıkla buluşmak için güzel bir
gündür; niyet edin.
Bugün tüm yeni başlangıçlar için güzel bir gündür; niyet
edin ve başlayın.
Başlayın; her ne olursa olsun, içinde sevgi olan her şeye.
Yürek dolusu sevgimle,
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 8.8.8 saat 08.08
24 Temmuz 2015 Cuma
GÜLMEK YAKIŞIR TÜM İNSANLARA
Gülmek yakışır tüm insanlara.
Sevmek yakışır ve sevilmek…
Size yakışanı yaşamak için, hala şansınız varken, anlamaya
niyet edin. Anlamaya; kendinizi, özünüzü… Ruhunuzun mesajlarını almaya niyet
edin.
Herkes sadece kendini bilmeyi seçse tüm dünya ne kadar güzel
olur düşünsenize. Oysa siz yüzyıllardır hep başkalarını anlamayı ya da anlamamayı
seçtiniz ve geldiğiniz nokta çok net.
İçinize dönün; içinizden yeniden doğacak çünkü tüm dünyayı
aydınlatacak sevgi.
Kin, nefret ve öfke yaydığınız sürece sadece onları
besliyorsunuz. Tam da istedikleri bu; beslenmek!
Oysa sevgi, hoşgörü, sonsuz kabulleniş sadece yüceltir sizi
ve herkesi.
Kendine öfke duyan, en yakınındaki canından olana öfke
duyan, işinde, mahallesinde, şehrinde olandan nefret eden nasıl yüceltir tüm
dünyayı kendi yücelmeden?
Tüm bu yaşananların sadece sevgiyi, saf sevgiyi, şartsız
kayıtsız sevgiyi öğretmek için yaşanıyor olabileceği ihtimalini düşünün bir an!
İşte bunu yapabildiğiniz an değişim başlayacak.
Ama bunu yapamayanlara da kızmayın. Kolay değil. Sadece şuna
inanın; bir kişi yapabilmişse herkes yapabilir.
Nefesinizle ve niyetinizle.
Bu yazı 24 Temmuz 2015, Cuma günü saat 10.30 itibariyle Ebru
Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
16 Temmuz 2015 Perşembe
HAYIRLI BAYRAMLAR
Bayram, zihnindeki tüm hesaplaşmaları bitirip yüreğindeki saf sevgiyi hissettiğinde gerçekten bayramdır.
Her günü bayram gibi yaşamanız dileğim ve sevgimle,
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Her günü bayram gibi yaşamanız dileğim ve sevgimle,
Ebru Tolan Karahasanoğlu
18 Haziran 2015 Perşembe
RAMAZAN VE ORUÇ
Tüm insanlığa hayırlı, aydınlık ramazanlar dilerim.
Oruç tutanlara sağlık ve afiyet dilerim.
Tutamıyor, tutmuyor olsanız da oruca bir de bu açıdan bakın isterim:
Oruç, özüne dönmektir.
Bu dünyaya ait olanlardan bir süreliğine de olsa arınmaktır.
Hafiflemektir.
Kendi kendinle ve Yüce Yaradan'la bir olmaktır.
Gönül gözünü açmaktır.
Görmeyi istemektir.
Anlamayı seçmektir.
Şükürler olsun.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
15 Haziran 2015 Pazartesi
DÜNDEN BUGÜNE
DÜNDEN BUGÜNE…
Hazırlanın! Keyfinizi kaçıracak olsa da , düzeninizi bozacak
olsa da yeni günün size yaşatacaklarına hazırlanın!
Her zaman ve her koşulda, ne olup bitiyorsa hayatınızda
sizin en yüksek hayrınıza oluyor aslında.
Planınız şaştığında önce dönüp bir bakın duygularınıza; bu
size göre “yeni” durumu çok önceden çağırmış olabilir misiniz diye? Korku,
kaygı, endişe… sizi bu ana taşımız olabilir mi diye? Yok mu! O zaman düşüncelerinizi
bakın; inançlarınız, kalıplarınız, isteklerinizi yaratmış olabilir mi mesela?
Bu da mı değil! O zaman bilin ki ilahi boyuttan gelen bir mesaj var, kabul edin
olduğu gibi, sonra niyet edin; duymaya, görmeye, anlamaya şer’in altında yatan
hayrı.
Her anınızın bir yaratım olduğunu unutmayın; dün bugününüzü
yarattınız, şu “an” da yarınınızı yaratıyorsunuz aslında!
Sevgimle,
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 15 Haziran 2015
3 Haziran 2015 Çarşamba
KARMAŞA MI VAR?
Bir karmaşa var sanki; kocaman bir yün yumağını sarman almış
karıştırmış gibi… Açmak istesen açılmıyor, o kadar çok düğüm var ki… Kesip
atsan düğümleri paramparça olacak hepsi!
Oysa bütün kalsın istiyorsun, yüreğin pır pır, nasıl büyük
bir endişe ve tüm keyfin kaçtı bile… O kadar düştü ki yüzün, ne hayrın var
kendine ne de sevdiklerine.
Bir sihirli değnekten başka çözüm yok gibi işte…!
Ama nerede? Mucize, beklemekle gelir mi?
Gelmez!
Mucize sensin, görsene!
Sihirli değnek senin yüreğinde, alsana!
Gözlerindeki perdeyi aralasana! Aç bile demiyorum, arala,
yeter bana!
Kararlı olunca gelir tüm çözümler. İsteyince omuz verir tüm
yürekler… ve karşı duramaz hiçbir engel.
Yüreğinle görme vakti geldi, yüreğinle anlama vakti…
Sor içine; ben ne yapabilirim diye; cevap hazır, seninle!
Her ne oluyorsa bilin ki en hayırlısı bu günde!
Sevgim sizinle,
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 3 Haziran 2015
31 Mayıs 2015 Pazar
ANLAMAYI İSTEMEK
ANLAMAYI İSTEMEK
Küçük bir çocuk onaylanmayı ister, annesi/babası “aferin”
desin ister. Okulda öğrenci not ister, hep iyi yapmak, başarmak ister.
Büyüyünce iş ister, para ister, aşk ister. Herkes bir ömür boyu çok şey ister.
Ama belki de en önemli şeyi unutur; anlamayı istemeyi..!
Yaşadığınız hayatı ne zaman sorgulamaya başlarsanız cevaplar
da o zaman gelir.
Yaşlıların Allah’a yaklaşmasının nedeni de budur. Gençken
kimse sorgulamaz, girdikleri çarkın içinde sadece koştururlar, hayatın onları
buna zorladığını, toplumun bunu istediğini söyler dururlar. Oysa yaptıkları
sadece kapılıp gitmektir, arzularına, hırslarına, öfkelerine, zaaflarına…

Oysa anlamak için herkesin her zaman vakti vardır. Sizin de
var, nefesinizle ve niyetinizle sadece anlamayı isteyin, o bile yeter. Cevaplar
sandığınızdan daha hızlı gelecektir. Görmek için açın yüreğinizi, sevgiyle.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler
Eğitmeni
İstanbul, Mayıs 2015
15 Mayıs 2015 Cuma
GÖRMEK
Bir sokak kedisinin bakışlarındaki ürkekliği,
Sahibiyle dolaşan köpeğin koruyuculuğunu görmek…
Bir gülün duruşundaki vakuru,
Sardunyanın çiçeklerindeki coşkuyu görmek…
Bir bebeğin gülüşündeki saf sevgiyi,
Kelebeğin kanatlarındaki gücü görmek…
Bir ninenin ellerinde yılların izini,
Arıcının kalbindeki mucizenin tanıklığını görmek…
Bir yıldızın pırıltısındaki sonsuzluğu,
Bulutların verdiği mesajları görmek…
Görmek; yüreğinde hissetmek,
Görmek; BİR olduğumuzun bilincine varmak,
Görmek; ışığın size yansıttıklarını ve ruhunuzun tüm
güzelliklerini birlikte yaşamak demek!
Sevgiyle…
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 15.5.2015
13 Mayıs 2015 Çarşamba
SEVGİ VERİN GANİ GANİ...
Dilinizden dökülen her namede,
Gözlerinizden saçılan her ışıkta,
Bedeninizden yayılan tüm enerjide...
Sadece ve sadece
Yüreğinizdeki sonsuz sevgi olsun.
Bilin ki her canlı önce yüreğine akıtılan saf ve sınırsız sevgiyle var edildi. Sadece hatırlayın, hissedin ve verin. Siz verdikçe gani gani akacak.
Yürekten sevgimle harika bir gün diliyorum hepinize.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
Gözlerinizden saçılan her ışıkta,
Bedeninizden yayılan tüm enerjide...
Sadece ve sadece
Yüreğinizdeki sonsuz sevgi olsun.
Bilin ki her canlı önce yüreğine akıtılan saf ve sınırsız sevgiyle var edildi. Sadece hatırlayın, hissedin ve verin. Siz verdikçe gani gani akacak.
Yürekten sevgimle harika bir gün diliyorum hepinize.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
12 Mayıs 2015 Salı
HAYAT OYUNU
HAYAT OYUNU
Kimin dümende olduğu sizin kime dümeni vereceğinizle
belirlenen bir yolculuktur hayat.
Uzun ve zor da olabilir.
Kısa ve kolay da.
Sonsuz alternatifin içinden hiç şaşmayan bir mükemmeliyetlikte
işler.
Sahne diye yaratılmış dünyada dekorlar değişse de zaman
zaman başrolde hep sen varsın unutma. Yönetmen koltuğunda da sen varsın,
ışıkçısı da, sesçisi de sensin çünkü bu senin hayatın, hatırla.

Her anın sana verilmiş olan bir hediye olduğunu unutma
yeter. Sevgiyle yürü bu yolda. Dümeni sağa da kırsan sola da bil ki çıkacağın
bir zirve. O zirveye şen şakrak türkülerle, ormanın içinden, sana eşlik eden hayvan
dostlarınla ve tüm ağaçlarla yürüdüğünü hayal et mesela.
Bir engelle karşılaştığında söz dinlemeyi bil, belki bir
köstebek yol gösterir sana, belki bir maymun… Sormaya erinme, duymaya çabala.
Bir akarsu çıkarsa karşına dur ve bekle. Mevsimler dönecek ve o imkansız
gözüken çağlayan durulacak mutlaka.
Sevgiyle aldın mı tüm varlıkları yanına, dünyanın en güçlü
ordusu olursun tek başına.
İşte o zaman hayat dediğin oyun hem mutlu son bulur, hem de
kolaylıkla.
Sevgimizle,
Aydınlanmış Üstatlardan
Bu yazı 12 Mayıs 2015, Salı günü 10.20 itibariyle Ebru Tolan
Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.
10 Mayıs 2015 Pazar
YÜREKLERİNDEKİ SEVGİYLE VAR OLAN ANNELERE
YÜREKLERİNDEKİ SEVGİYLE VAR OLAN ANNELERE
Sevmekle başlar tüm güzellikler; bir bebeğin ilk
gülümsetendir annesinin sevgisi ve bu sevgidir onu büyüten, güçlendiren,
hayatın tüm zorluklarına, iniş-çıkışlarına hazırlayan.
Sevgiyle büyüyen her insan güçlüdür ve özgürdür…. Anne
sevgisiyle yüreğini dolduran her insan mutlu…
Bir bebeğin teninin kokusunu, göz bebeklerinin ışıltısını
yüreğine alan anneler için zor yoktur, imkansız yoktur. Yüce Yaradan’ın ilahi
sevgi gücüyle dimdik ayaktadırlar artık. Ne uykusuzluk, ne açlık, ne yokluk, ne
yoksunluk yıkamaz onları.
Ama annelik sadece doğurmak değildir; büyütmektir,
öğretmektir, gözetmektir ve hepsinden de önemlisi sevmektir, sevgiyle var etmeyi
bilmektir...
Dünyanın öbür ucunda da olsa, hayat boyu sizden uzakta da
olsa yüreğinizden sevgi verdiğiniz sürece annesiniz.
Siz doğurmamış olsanız da yüreğinizden sevgi verdiğiniz
sürece annesiniz.
Tüm, yüreğinde anne sevgisi olanların Anneler Günü kutlu
olsun.
Ebediyete intikal etmiş tüm annelerimizin ruhlarına, bu
dünyada hala bizimle olanların yüreklerine sevgimi yolluyorum hürmetlerimle.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 10 Mayıs 2015
8 Mayıs 2015 Cuma
BOLLUK VE BEREKET
BOLLUK VE BEREKET ÜZERİNE
Sormuş insan; seni yaşamıma nasıl daha fazla çekebilirim diye?
Cevaplamış sonsuz ve sınırsız olan bereket;
Güven bana,
İnan bana,
İste beni,
Hak ettiğini bil,
Sevildiğini bil,
Kolaylıkla al,
Kolaylıkla iste,
Söylemeye utanma, çekinme,
Vermeyi unutma!
Verdikçe akacağım, çoğalacağım hatırla.
Şükret.
Şükranla al, şükrederek ver.
Sevgiyle, bolluk ve bereket içinde günleriniz daim olsun.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
İstanbul, 8 Mayıs, 2015
Sormuş insan; seni yaşamıma nasıl daha fazla çekebilirim diye?
Cevaplamış sonsuz ve sınırsız olan bereket;
Güven bana,
İnan bana,
İste beni,
Hak ettiğini bil,
Sevildiğini bil,
Kolaylıkla al,
Kolaylıkla iste,
Söylemeye utanma, çekinme,
Vermeyi unutma!
Verdikçe akacağım, çoğalacağım hatırla.
Şükret.
Şükranla al, şükrederek ver.
Sevgiyle, bolluk ve bereket içinde günleriniz daim olsun.
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
İstanbul, 8 Mayıs, 2015
23 Nisan 2015 Perşembe
AFFETMENİN GÜCÜ
AFFETMENİN
GÜCÜ
Her insan
hayatı boyunca onlarca, yüzlerce kez affeder, affedilir.
Ama hiçbir zaman
bunun üzerinde kafa yormaz; affetmek ne demek? Neyi, niçin, nasıl affediyorum
demez?! Affetmek tamamen kalpte yaşanır.
Bir insan ya
da grup bir davranış sergiler. Bu davranış kişinin üzerinde bir duygu yaratır.
Bu duygu kimi zaman kişiye zevk verir, kimi zaman acı. İnsan acı hissettiğinde
sadece bu duyguyla yetinmez çoğu zaman. Acının yanına kini de koyar, öfkeyi de
koyar, hırsı da koyar, … Tüm bu negatif duygular kişiyi ele geçirmeye başlar ve
aşağı çeker. Ağırlaştırır ve hatta körleştirir.
Affetmek
işte tüm bu olumsuzluklardan kişinin kendini kurtarmasıdır aslında.
Tüm negatif
etkileri salıvermesidir.
Akışa
yeniden katılabilmesidir. Adeta oyuna kaldığı yerden devam etmeye başlamasıdır
hem de açığı kapatacak şekilde koşarcasına.
Affetmek
insanın kendi yüreğini, ruhunu acıtan her türlü olumsuz duygulardan
temizlenmesi, arınmasıdır.
Kolay mıdır?
Nereden baktığınıza bağlı!
Affetmeyi
isterseniz çok kolaydır. Her zaman dediğimiz gibi nefesinizle ve niyetinizle an
meselesidir tüm yüreklerde arınmak.
Ama
istemeyen için, istiyormuş gibi yapan içinse imkansız denecek kadar zordur!
Neden
istemez insan? Çünkü affetmenin anlamını idrak etmemiştir henüz. Affetmeyi
kaybetmekle eş tutar; itibarini kaybetmek, iradesini kaybetmek, haklarını
kaybetmek…
Oysa tam
tersine yüceldiğini fark edebildiği an her şey değişir.
Güzel olan
affetmektir, doğru olan affetmektir.
Affetmek
acizlik değil, güçtür!
Affetmek
haksızlığa uğramak değil, hak olmaktır.
Affetmek
sevmektir, sevgidir.*
Affetmek,
asla karşıdaki kişiyle, karşı safla alakalı değildir.
Affetmek
çift taraflı bir fiil gibi algılansa da tek taraflı bir eylemdir; sadece
affeden kişiyi bağlar.
Karşıdakinin
değerlendirmesi kendi içindedir. Karşıdakinin değerlendirmesi ilahi boyuttadır.
Hayatta
başımıza gelen hiçbir olay nedensiz olmadığı için, çoğu durumda affedilen
tarafın takındığı tavır da nedensiz değildir! İlahi boyuttan etkilerle
gerçekleşmiş, evrensel gerçeklere uygun, mükemmel işleyişin bir parçasıdır çoğu
zaman. Ama bütünü göremeyen insan varlığının bunu idrak etmesi beklenemez de,
istenmez de.
Önemli olan
öz değerlendirmedir. Kişi sadece kendinden sorumludur. Başına gelen tüm iyi
şeylerin nedeni de kendisidir, kötü diye adlandırdığı şeylerin de!
Kötü diye
adlandırdığı derken, şunu vurgulamak istediğimiz gözden kaçmamalıdır “kötü diye
bir şey yoktur”!
Kısacası;
her ne oluyorsa bütünün ve kişinin hayrına oluyordur. Her ne oluyorsa kişinin
tekamülü için oluyordur. Her ne oluyorsa ilahi düzenin mükemmelliği içinde
oluyordur.
İşte bu
yüzden tüm acıları, kötülük dediklerinizi affetmek doğru olandır.
Ancak affetmek
için de bazı şartları yerine getirmek gerekir. Nefesimizle ve niyetimizle
affedebiliriz ama bunu isteyebilmemiz için önce dersimizi almış olmamız
gerekir. Yani bir başka deyişle her ne yaşanmışsa size neyi öğretmek için
olduğunu idrak etmeden tam anlamıyla affedemezsiniz.
Çoğu
affetme, bağışlama çalışması bu nedenle tam anlamıyla başarıya ulaşmaz. Önce
dersinizi alın; size verilmeye çalışılan mesajı doğru okuyun. Sonra isteyin,
sonra niyet edin ve affedin.
Affettikçe
yükseleceksiniz, bunu hiç unutmayın.
Sevgiyle
Işık
Varlıkları
Bu yazı 21
Nisan 2015 saat 22.00 itibariyle Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme
alınmıştır.
28 NİSAN'DA BAŞLIYORUZ:)
Herkese merhaba:)
"Işıldayan Hayatlar Yolunda, Farkındalığı Yüksek Yaşamlar" a vesile olmak amacıyla hazırladığım eğitim programının bugün sizlere de bilgisini verebilmekten dolayı çok mutluyum.
Hayatında tekrarlayan sıkıntılar yaşayanlar; işinde, evinde, ailesinde, sağlığında, sosyal çevresinde...,
Yaptıklarından çok daha büyük bir potansiyeli içinde barındırdıklarına inananlar,
Bugüne kadar çeşitli yöntemlerle ve/veya kişilerle çalışıp henüz istedikleri ruhsal aydınlanma seviyesine ulaşamadıklarını hissedenler …
Emin olun ki bu yazı/duyuru karşınıza nedensiz yere çıkmadı; şu anda yapmanız gereken bir hamle, atmanız gereken bir adım vardır belki de?
Hepimiz BİR'iz, bir bir şifalandıkça, bütünü de şifalandırmış olacağız.
Işıldayan günlerde buluşmak üzere,
Yürek dolusu sevgimle
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
YER: ODTÜ İstanbul Mezunlar Derneği, Taksim
SÜRE: Belirtilen tarihlerde 10.00-16.00 arası gerçekleşecektir.
ÜCRET: Ücretlidir, lütfen bilgi isteyiniz.
"Işıldayan Hayatlar Yolunda, Farkındalığı Yüksek Yaşamlar" a vesile olmak amacıyla hazırladığım eğitim programının bugün sizlere de bilgisini verebilmekten dolayı çok mutluyum.
Hayatında tekrarlayan sıkıntılar yaşayanlar; işinde, evinde, ailesinde, sağlığında, sosyal çevresinde...,
Yaptıklarından çok daha büyük bir potansiyeli içinde barındırdıklarına inananlar,
Bugüne kadar çeşitli yöntemlerle ve/veya kişilerle çalışıp henüz istedikleri ruhsal aydınlanma seviyesine ulaşamadıklarını hissedenler …
Emin olun ki bu yazı/duyuru karşınıza nedensiz yere çıkmadı; şu anda yapmanız gereken bir hamle, atmanız gereken bir adım vardır belki de?
Hepimiz BİR'iz, bir bir şifalandıkça, bütünü de şifalandırmış olacağız.
Işıldayan günlerde buluşmak üzere,
Yürek dolusu sevgimle
Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
YER: ODTÜ İstanbul Mezunlar Derneği, Taksim
SÜRE: Belirtilen tarihlerde 10.00-16.00 arası gerçekleşecektir.
ÜCRET: Ücretlidir, lütfen bilgi isteyiniz.
22 Nisan 2015 Çarşamba
SEVGİNİN GÜCÜYLE YÜKSELMEK - ÖZEL BİR YAZI
SEVGİNİN GÜCÜYLE YÜKSELMEK
Artık ihtiyacınız olan tek şey SEVGİ; Yüce Yaradan’ın sonsuz
enerjisi; sevgi….
Sevgiyle var olmak, sevgi olmak, sevgiyle akmak ve
yükselmek. İşte şu an ve bundan sonra ihtiyacınız olan tek besin!
Sevgiyi yüzyıllardır
yetiştirdiklerinizde deneyimlediniz; bitkilerde, hayvanlarda,
çocuklarınızda…
Sevgiyi eşlerinizde aradınız; kimi zaman buldunuz, kimi
zaman bulamadınız…
Sevgiyi ailenizden gördünüz çoğu zaman; annenizden,
ablanızdan, babanızdan, kardeşinizden… Bazen bulamadınız, bazen bulduğunuzu
anlamadınız! Hep aradınız, hep istediniz, hep beklediniz…
Oysa sevginin, gerçek, öz, saf sevginin kendi yüreğinizde
olduğunu hep unuttunuz!!!
Artık hatırlama vakti.
Artık görme, hissetme, uyanma vakti.
Nasıl olacak diyor bir çoğunuz? Bu savaş dolu dünyada? Bu
hırs, kibir, öfke dolu dünyada? Bu paranın vezir, "hak"’kın rezil olduğu dünyada,
nasıl olacak???
Bilin ki hiçbir şey nedensiz değil! Bunu siz yarattınız!
Görmek istemedikçe, erteledikçe, vermeyerek, hissetmeyerek
siz yarattınız. Geri çevirecek olan da sizsiniz. Sadece siz.
Başkasından bekledikçe bulamayacaksınız.
Çünkü siz başkasından bekledikçe, başkası da sizden
bekleyecek.
Nasıl bir ironi bu, göremiyor musunuz?
Elinizi yüreğinize götürün, şimdi.
…ve derin bir nefes alın, şimdi.
Niyet edin, sadece niyet; şimdi: Yüce Allah’ım senin
izninle, nefesimle ve niyetimle içimdeki sonsuz sevgi kaynağı ile buluşmaya,
yüreğimdeki sonsuz sevgiyi hissetmeye ve yaymaya niyet ediyorum deyin, şimdi.
Sonra açın gözünüzü ve ilk gördüğünüze sevgi yollayın. Bu çocuğunuz
da olabilir, komşunuz da olabilir, yanı başınızdaki bardak da olabilir, menekşe
de…
Sadece yüreğinizden akan sevgiye odaklanın. Asırlardır
mühürlediğiniz, şarta bağladığınız, keşke’lerle ise’lerle yaşadığınız sevginin
aktığını hissedin, şimdi.
Sevgi vermekle azalmaz, çoğalır.
Sevgi vermekle sizi inciltmez, yüceltir.
Tüm olumsuzlukları yukarı havale edin, bilin ve hatırlayın
ki ne bir kuş uçar, ne bir dal oynar O’ndan habersiz. Siz yüreğinizi
doldurmayın kinle, nefretle, hırsla, kibirle, öfkeyle…
Siz sadece sevgiye yer açın yüreğinizde.
Sevmek affetmektir, affetmekse en büyük yükseliş.
Önce kendinizi sevin, sonra tüm varlıkları.
Sevgiyle kalın, sevgi olun!
Bu yazı 21 Nisan 2015, saat 21.00 itibariyle Ebru Tolan
Karahasanoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)