26 Haziran 2018 Salı

ZİLLER ÇALMAYA DEVAM EDİYOR! NİYE?

Zihninizdeki karmaşa, yüreklerinizdeki hüsran arasından 1-2 dakikanızı ayırır mısınız bana?
Ne söylenmek isteniyor olabilir acaba? Bir an için bile olsa durup sorar mısınız acaba?
Görüneni koyup kenara bir anlığına, görünenden öte ne var diye sorar mısınız acaba?
Evladının başını sevgiyle okşayarak uyandırmaya çalışan bir ana misali gelen naif tesirlere dönüp bakmadın ya… UYAN dendikçe, kolaylıkla, uyanmadın ya…! Ve hatta çalan zillerin sesini Gezi’de, darbe girişiminde… duymadın ya…! Ne bekliyordun acaba…?
Uyumaya devam edebilirsin arkadaşım sıcak yatağında, hür irade derim buna ama hiç değilse yarattığın karanlıkla kendini de çevreni de boğma.
Sadece hatırla ki sen de bu zamanda, bu coğrafyada bedenlenmeyi seçensin! Aynı ben gibi… Sen de UYANMAYI ve YÜKSELMEYİ seçensin! Aynı ben gibi… Bugün hâlâ uyanman gerektiğini kabul dahi etmiyorsan bari beslediğin olumsuzluklarla karanlığı çoğaltma.
Tüm dünya değişiyor, tüm galaksi ve evren… görüp görmemen, bilip bilmemen, değişimi hissedip hissetmemen bu gerçeği değiştirir mi sanıyorsun sen? Yüzlerce yıl dünyanın düz olduğuna inanan milyonlarca beden yuvarlak olduğu gerçeğini değiştirebil mi, bir düşün istersen?
Her bir can kendi yolundan sorumlu olsa da, neden ulus, millet olmayı seçtik bu zamanda, bu coğrafyada diye sormadıkça ve önce bütünün hayrına sonra o bütünün içindeki “ben”im hayrıma niyetiyle adım atmadıkça zorlanıyoruz aslında.
Zira bizler bu zamanda el ele, ulusça uyanmayı seçmiş olanlarız; ÖZümüzden gelen gerçek gücümüzü asırlardır bağladığımız atalarımız da bizleriz! Bir dönemi derin uykuda geçirmiş olsak da artık hızla ileriye, yeni dünyaya hazırlanması gereken de bizleriz… o dünyayı yeni bilincimizle oluşturacak olan da bizleriz.
Ezcümle; ZİLLER ÇALMAYA DEVAM EDİYOR!
Zili susturup uyuyanlar, zili kurana, çalana, hatta o zili imal edip başucuna koyana -ki hepsi biziz- sayıp sövüp uykusunu da heba edenler… çıkan sesi gürültü, hinlik, cinlik, nefret, öfke, hasetlik … sanıp kendini değersizleştirenler/körleştirenler … olsa da ZİLLER ÇALMAYA DEVAM EDİYOR BİZİM HAYRIMIZA!
Artık vakit gelmedi mi uyanmaya?
Daha kaç zil çalınacak bu coğrafyada, daha kaç can yanacak bu yolda? Uyumak için değil uyanmak için geldik biz bu zamanda bu vatana. Artık doğrul da bak! Güneş parlıyor ve ay ve yıldızlar, sen uyusanda…
Bir an için bile olsa dur ve sorgula; neden AY ve YILDIZ var bizim bayrağımızda? Neden rengi kırmızı ve neden KORKMA diye başlıyor bizim marşımız acaba? Neden seçti gitmeyi 09.05’te Atam 1938’de 11.ayın 10.gününde!?
Ama sakın bana zihnindeki cevapları sıralama. Sadece duy yüreğini ve anla! Ne tesadüf vardır bu hayatta, ne de hata. Yanlış olan bir şey yok bu akışta, ne de bir ceza… henüz göremediğin mânâları ara! Tüm cevaplar sende nasıl olsa.
Kal sağlıcakla, sonsuz sevgim akıyor tüm insanlığa
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Ezelden gelip ebede giderken bu bedende, bu coğrafyaya, bu zamanda gelmeyi seçmiş olan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder