Her ne kadar şu an itibariyle dünya denen evde uyananlar
azınlıkta olsa da, vakit çoktan geldi anlatmaya. Hazır mısınız okumaya?
Bir zamanlar, çok uzun asırlar önce diyelim biz ona, insan
denen varlık yaratıldığı andan o ana yaşıyordu barış içinde bu dünyada. Kendi
tekamülü yolunda tamamlayarak derslerini ilerliyordu hızla. İnişleri çıkışları,
duraksamaları olsa da, genel anlamda huzur ve sevginin hakim olduğu ve hatta
bir çoğunuzun şu an Cennet diye tanımladığı bir dünya düzeninde yaşayan insan
varlığı 12 sarmallı DNA yapısı ile birçok galaktik ırktan daha üstün bedensel, zihinsel
ve ruhsal melaikelere sahip bir ırktı aslında.
Sonra… sonra neler olduğu bugünün konusu değil ama şu
kadarını söyleyelim karıştı ortalık adeta ve insan ırkı ablukaya alındı önce,
sonra da zayıflatıldı DNA’sında oynanan oyunlarla. 12 sarmallı yapı 2 sarmallı
-şimdiki- yapıya indirgendi adeta.
Neden oldu, nasıl oldu, neler oldu? sorularını daha sonraya
bırakıyoruz ama önemli olan 12’den 2’ye inen insan varlığının yeniden 2'den
12'ye yükselme vaktinin geldiği gerçekliğidir bugün burada değinmek istediğimiz
aslında.
Bu yapı bir anda değişmeyecektir pek tabii ki ama önce gelen
tesirler, sonra enerji alanının güçlenmesi ve enerji merkezlerinin ayarlanması
ile tek tek hücre bazında yapı değişebilecek niteliktedir.
Şöyle bir örnekle anlatalım. Bir saray düşünün, 7 katlı ve
70 odalı inşa edilmiş olsun. Sonra da bir nedenle 6 katı kapatılmış, sadece 6
odası kullanıma bırakılmış olsun… Eğer vakit geldi deniyorsa, birileri bununla
görevlendiriliyorsa ve o birileri de gidip diğer 6 katın kilidini söküyorsa eninde
sonunda tozlu odalar, sofalar, dolaplar temizlenip o 6 kat da yeniden kullanıma
açılabilir değil mi?
İşte sizin durumunuzda bu örneğe benzer. Atıl tutulan ama
zaten var olan genlerin aktive edilmesi ile yeniden yapı değişebilir ve hatta
değişmelidir. Nitekim bu farkındalık ve kabul seviyesinde olanlar için değişim
kaçınılmazdır ve başlamıştır.
Ancak topyekûn değişim ancak dünya enerji alanının güçlenmesi,
aydınlanması ve ortak bilincin evrilmesi ile mümkün olacaktır.
Bu nedenle şu an uyananlar, artık çoktan uyanmış olması
gerekenlerin de katılımıyla yaratacakları sinerji ile bütünü hızla yukarıya
çekebilirler.
Öyleyse şimdi izin verin sizin, bu satırları okuyan her birinizin
neler yapması gerektiğini anlatalım.
Mevcut DNA sarmallarını üzerinde engelleyici yükleri olanlar,
mühürleri, kilitleri olanlar için ilk adım bunların temizlenmesidir. Bu
mühürler, engeller, yükler nelerdir?
Akaşi kayıtlarındaki yükler ki bunlar çoğu zaman KARMA
yükünden ve geçmiş yaşam yükünden gelir ama sadece bu kadar değildir.
Aynı zamanda şimdi söyleyeceğimiz yük sizin güncel en büyük
ortak engelinizdir; iyi dinleyin, iyi anlayın!
Yaşattığınız tüm acılardan, travmalardan, yoksunluklardan, çoğalttığınız
tüm nefretlerden, öfkelerden, kinlerden, husumetlerden, öğrettiğiniz tüm
korkulardan gelen ne varsa… engeldir aslında.
Daha net söyleyelim. Zira çok önemli, çok! Sevgi olmayan,
koşulsuzca saf sevgi olmayan tüm yaşanmışlıklardaki dahliniz, tüm kayıtlardaki
parmak izleriniz temizlenmeden DNA'nın üstündeki gerçek mührü, çengeli, engeli,
kilidi KALDIRAMAZSINIZ, KALDIRAMAZSINIZ!
Şimdi dolayısıyla bir derin nefesle başlayın anlamaya, neler
yaşatmış olabilirim ben bu milyonlarca yılda yanı başımdakine acaba?
Birçoğunuz diyorsunuz ya, mağdur oldum, mağdur edildim, acı
çekiyorum, haksızlığa uğruyorum, işkence ediliyorum, taciz ediliyorum vbg. diye…
Aslında en hızlı ve kolay yoludur bu temizliğin, bu boyutta. Siz de o kısa ve
hızlı yolu seçmiş de gelmiş olabilirsiniz. AMMA bunun geçilebilmesi için AFFETMENİZ
ŞARTTIR ve affetmek de gerektir ancak yeter değildir.
Affettikten sonra da tüm niyetin, inancın, kabulün, tarzın,
tavrın, söylemlerin değişmesi esastır aslında.
Kısacası DNA aktivasyonu için olmazsa olmaz birinci şart
yüklerin temizlenmesi, kayıtların adeta sonsuz sevgi ile temize çekilmesidir.
Ancak bundan sonra aktivasyon başlatılabilir. Kişiye özel
bazı özel durumlar da söz konusu olmakla birlikte, çoğunuz için birinci şart
budur.
Bu şartın yerine gelebilmesi için de uyanış ve niyet
gerekmektedir.
Kişi uyanışa geçtikten sonra hızla temizliği yapıp,
kolaylıkla aktivasyonu başlatabilir. Zira bu temizliğin bile hatırlaya, tek tek
yapılması artık gerekmemektedir. Sonsuz sevginin gücü ile bu yolda hızla
ilerlenebilir, anbean, kişi aydınlandığını ve yükselişe geçtiğini yüreğinde
hissedebilir.
Ama bir kez daha söyleyelim topyekûn yükseliş insan
varlığının yeter sayıya ulaşması ile mümkündür. Yani BÜTÜN olduğunuz idraki ve
kabulü ile BİR olarak çalışma niyetiniz ve aşkınız çok değerlidir, önemlidir.
Ancak ondan sonra… Sonra ne olacak peki diye soranlarınız
olacaktır mutlaka.
Sonrasında insan varlığı kaybettiği tüm yetkinliklere gerek
beden, gerek zihin tarafında kavuşacaktır yeniden bu dünyada.
Ne işimize yarayacak peki bu kavuşma zira ilerliyoruz foton
kuşağına diye sorabilir yine bazılarınız. Ama şunu anlayın mutlaka ki sizin
gerçek gücünüz şu an sahip olduğunuzdan kat ve kat fazladır aslında ve DNA
aktivasyonu ile yaratacağınız yeni insan, foton kuşağından geçmeye muktedir
olacaktır mutlaka.
Ezcümle oyalanmayın daha fazla. Durmayın daha fazla,
kaygılarla ve zihninizde yaratılmaya çalışılan karmaşa ile duraksamayın daha
fazla.
Açın yüreğinize ışığa, Yaradan’a, saf sevgi olan ne varsa
ona. İlerleyin bu yolda gerisi gelir nasıl olsa.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazı Ebru Tolan’a 17 Nisan 2019 Çarşamba günü
tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey