4 Aralık 2014 Perşembe

BEREKET ÜZERİNE BİR DENEME


PARA, PARA, PARA Varlığı bir dert, yokluğu yara
Hatırladınız değil mi, şarkı sözü hiç bilmem ben ama nedense para denince hep mırıldanırım bu nakaratı.
Hiç düşündünüz mü üzerinde? Aman Ebru sen de abarttın ama şarkı sözünün nesini düşüneceğiz diyenleri duyuyorum ona göre:)
Ne yapayım ben düşündüm? Hadi gelin siz de düşünün! Bakarsınız ilginç bir şeyler yakalarız!?!
Çok insan tanıdım ben; doğru, dürüst, çalışkan, iyi niyetli, sabırlı, eğitimli, görgülü, iş bitirici… ama hayatı boyunca paradan yana yüzü gülmemiş.
…ve çok insan tanıdım ben; riyakar, ikiyüzlü, dolandırıcı, hak yiyen, şerefsiz, hırslı, üç kağıtçı, cahil, şahsiyetsiz…ama paradan yana derdi olmayan.
Sizin de var değil mi çevrenizde her iki türlüsünden de onlarca? Nasıl bir düzen bu ya diye sordunuz mu kendinize? Eminim sormuşsunuzdur?
Peki, isyan ettiğiniz oldu mu hiç? Onlarca insan hak etmediği! paralar içinde yaşıyor da Allah’ım neden ben, dediniz mi? Hadi itiraf edin demişsinizdir.
Tevekkül bilinciyle ağzınızdan sözcükler dökülmese de içten içe nasıl oluyor da onlar paraya para demiyorken ben bu durumdayım diye geçirmişsinizdir belki de…
Ben doğru yolumdan şaşmayayım da Allah bir gün takdir edecektir de demişsinizdir…
Bu dünyada olmasa da elbet ahirette görürüz karşılığını diye de düşünmüşsünüzdür…
İnançlarımızı kenarda bir anlığına dondurup, gerçeği aramaya karar versek neler çıkar sizce bereket konusunda karşımıza?
Evvelki yıl, o dönem yaptığım işle alakalı olarak bir Rus eğitmen geldi bize seminer vermeye. İşin ve ürünlerin teknik detayları, satış&pazarlama ile ilgili konular konuşuldu ama hemen hemen herkesin kafasını kurcalayan bir başka konu vardı aslında, öyle ki diğer konulara konsantre olmamızı bile engelliyordu neredeyse; 30-40 kişilik bir grubun neredeyse hepsi “para almakla” ilgili problemi olduğunu söylüyor ve her şey bir yana bunu çözemedikçe işle ilgili diğer bilgilerin pek de anlam ifade etmeyeceğini düşünüyorlardı. Bu ısrarlı ve karamsar tablo karşısında Rus eğitmen bir para çalışması yaptırmaya karar verdi normal programın dışında.
Kısa bir meditasyon çalışması gibi adeta, kapattık gözlerimizi ve kendi çocukluğumuza gittik 4 ile 8 yaş aralığına; bu yaş aralığında ki çocuk biz için “paranın anlamını” düşündük. Ailemizde, evimizde, okulumuzda, kısacası yakın çevremizde para ile konuşulanları ve yapılanları düşündük. Çalışmanın sonunda birçok kişi farklı birçok hatıra anlatırken ben hala kıvranıyordum bir şeyler hatırlayacağım diye. Yoktu! Hiçbir şey yoktu, adeta hafızamın parayla ilgili kısmı boşaltılmıştı. Para dedikçe tek düşünebildiğim “paradan daha önemli şeyler var hayatta” cümlesinin çınlamasıydı beynimde.
Eğitmen “peki aklına parayla ilgili hiç anı gelmeyen var mı” diye sorunca sevinçle el kaldırdım zira ben de bir tuhaflık olduğunu düşünmeye başlamıştım. Siz hayat boyu hiç paraya değer vermediniz değil mi, hep para mühim değil iş hallolsun, para önemli değil önce bir öğrenelim, parayı sonra hallederiz esas şu işi bitirelim gibi cümleler oldu değil mi hayatınızda dedi.
Şaşırmam lazımdı belki ama ben ilk defa parayla ilgili rahatladığımı hissettim. Evet ya dedim bana hep bu öğretildi, parayı 1.sıraya koyma! Hayatta paradan daha önemli şeyler var!
Bu hızlı farkındalık kısa bir dönem beni rahatlattı ama ne yaparsam yapayım parayı ilk sıraya koymama yetmedi.
Bu görünen buzdağının küçük kısmı, aşağılara inmen gerek Ebru dedim. “Aşağılar” zaten yıllardır inandığım, deştiğim, üzerinde çalıştığım konulardı. Ama açıkcası “madde”yle ilgili bu konunun ruhani taraflarına öncelik vermek gibi bir niyetim olmamıştı. Sanki para bu dünyanın işiydi de benim önceliğim olursa çelişki yaratacaktı diğerleriyle!
Şifalanma vakti gelmemiş hiç bir konunun bizim aklımıza düşmediği, gündemimize aldırılmadığı gibi vakti gelen her şey için de farkındalıklar yaşamaya başlamak bir o kadar kolaydı. Para konusunda da öyle oldu, şükürler olsun.
Ben kendimle ilgili para üzerine zihin ve ruh çalışmalarını yaparken çok daha net görmeye başladım çevremdekilerin de gizli kodlamalarını ve geçmişten getirdikleri sıkıntıları.
Daha bugün kişilik kaybı ile zengin olmak arasında net, direk ve olumsuz bir ilişki olduğuna dair inançla yazılmış bir cümle çıktı karşıma. Bu yazıya başlamama da o cümle vesile oldu zaten. Sizin de hayatınızda parayla ilgili bir sıkıntı varsa, tavsiye ederim bir farkındalık çalışması yapın kendi başınıza.
1.       4-8 yaş aralığınızdaki “para” algınızı hatırlayın ve yazın. Babanız para için ne derdi, anneniz ne derdi. Evde sizinle yaşayan bir büyük vardıysa o yıllar o ne derdi?
2.       Parası bol, zengin ya da rahat para harcayan insanlar hakkında bilinçsizce ağzınızdan çıkan kelimeleri, deyimleri yazın sonra.
a.       Paranın gözü kör olsun,
b.      parayla sattı namusunu bak,
c.       3 kuruşa tamah etti,
d.      aman paran mı var derdin var be kardeşim,
e.      parayı gördü yoldan çıktı gibi tanımlamaları/deyimleri kullanıp kullanmadığınıza dikkat edin. Hatta bu çalışmayı bir anda yapmayın, 1 hafta boyunca algınızı bu yöne çevirin ve yakaladıkça ağzınızdan çıkanları not edin.
3.       Sonra kendi içinizde bulunduğunuz parasal durumu nasıl tanımladığınızı yazın.
a.       Akmasa da damlıyor,
b.      aç değil açıkta değiliz,
c.       buna da şükür… aynı şekilde 1 hafta boyunca yapın bu çalışmayı da.
4.   Sonra dönüp hepsine bir bakın; bakın, bakın…eminim çok şimşek çakacak, yepyeni farkındalıklar oluşacak beyninizde.
Dilerseniz kendinizle ilgili yakaladıklarınızı paylaşın, bizimle ya da benimle özelden. Birlikte yorumlayalım. Şöyle düşünün paran mı var derdin var kardeşim diyen birinin çok parasının olması mümkün mü? (Tabii bazılarının içiyle dışı bir olmaz, onlar için bu kurallar geçerli de olmaz!!!)
Ya da hani şu şarkı sözünde dediği gibi, varlığın bir dert, yokluğunun yara olduğuna inananlardan mısınız yoksa?
Bilin ki parayla ilgili bir sıkıntı, eksiklik varsa hayatınızda bu Allah’ın adaletsizliğinden değil, sizin bolluk ve bereket bilincinizden ve/veya kendinize değer gördüğünüzden ve/veya korkularınızdan ve/veya geçmiş yaşamlarınızdan getirdiklerinizden kaynaklanıyordur. Herkesin yüce Allah’ın sonsuz bereket ve bolluğundan yararlanma hakkı da, imkanı da vardır.
Ama önce bu hayatınızla ilgili zihin temizliğinizi, algı değişikliklerinizi yapmanızı, sonra hala sıkıntı olduğunu düşünüyorsanız geçmiş yaşamla bağlantılarını bulmaya yönelmenizi öneririm.  Tabii bazı hayatlar çok net mesajlar içerir geçmiş yaşamdan gelen karmalar olduğuna dair. Bu tip durumlarda direk geçmiş yaşam şifalandırması yapmakta fayda olacaktır.
İşte şimdi işin eğlenceli kısmı başlıyor. Hadi var mısınız değiştirmeye, dönüştürmeye?
Sevgiyle kalın, parayla barış içinde, keyifle yaşayın:)
Ebru Tolan Karahasanoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder