16 Aralık 2014 Salı

MANYETİK ENERJİSİ


Biz insanlar su içmeden, hava solumadan, güneş görmeden yaşayamayacağımızı biliriz, daha ilkokuldan itibaren öğretilen temel bilgilerin içindedir bunlar. Ama hala daha ne yazık ki bir çoğumuzun dünyanın kendinden gelen manyetik enerji olmadan yaşayamayacağımızı bilmediğini biliyorum! İtiraf ediyorum bundan 2,5 yıl öncesine kadar ben de manyetik enerjiyi duymuş ama ne yazık ki önemini tam olarak kavrayamamıştım.
Bu yazı dizisinin ilkinde bahsettiğim gibi hayatım boyunca sağlık konularına olan düşkünlüğüm daha çıkar çıkmaz beni Dr.Erhan Özer’in Şifa Sende kitabına çekti! Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi bu kitap da ilginç zamanlamalarla ve konularla karşıma çıktı! Aldım tabiiJ Kitapta anlatılan her konu içimde çok sağlam yer edindi ise de bir tek “toprak enerjisi”ni ilk anda çok oturtamadım. Hatta kitabın son sayfasını çevirdiğimde aynen şunu söyledim kendi kendime “ya Erhan bey iyi, hoş, çok da doğru şeyler söylemişsin de şu toprak enerjisini daha bir netleştirseydin ya, nerede bulacağım da hayatımdan eksik etmeyeceğim ben  bu toprak enerjisini, her gün sokağa çıkıp çimene mi basacağım, hey Allah’ım ya…iyisi mi Erhan beye bir mail göndereyim”.  Ama evren Erhan beyden daha önce duydu sesimi!!! Ben o maili göndermeden karşıma öyle bir grup insan çıktı ki gökte ararken gerçekten yerde buldum ben o toprağın enerjisini!
Sonra bir mıknatıs gibi!!! beni içine çekti bu konu. İnceledim, okudum, denedim… Tesadüf bu ya o günden sonra onlarca kitapta karşıma çıktı manyetik enerji. Dr.Bedri Ruhselman, Dr.Bradley Nelson, Ahmed Hulusi, Dr. Ayşegül Çoruhlu, Diana Cooper, vbg.. dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı zamanlarında yaşamış ve farklı amaçlarla kitap yazmış kişilerin söylemlerinde çıktı manyetik enerji karşıma. Hatta eski yıllarda okumuş olduğum bazı kitapların içinde de aslında manyetik enerjinin vurgulandığını ama benim algıda seçiciliğim henüz o yıllarda başlamadığı için göremediğimi sonradan fark ettim.
Hala üzerinde yaşadığımız bu dünya varoluşundan bu güne tüm canlılar için vazgeçilmez enerjiler barındırıyor.  Eğer bir gün havadan, sudan, güneşten ve de dünyanın kendinden yani toprak anadan aldığımız enerji biterse yaşam diye bir şeyden de söz edilemez. İşte bu kadar hayatı bir enerjiden bahsediyorum aslında, son 30 yılda ciddi anlamda dünya üzerinde gücünün eksildiğini biliminsanlarının ölçümlediği bir enerjiden bahsediyorum. Astronotların kas, eklem, bağışıklık sistemi problemleri yaşamalarının ardındaki ve ancak yıllar yıllar süren araştırmalar neticesinde anlaşılan gerçek nedenden bahsediyorum. Sizin 7. kattaki evinizin balkonunda olmayan, tüm kablolamaların yer altındaki kapalı garajdan geçirildiği villanızın bahçesinde de olmayan, doğa gezisine çıkıyorum diyerek bin tonluk motorlu araçların içinde 8 saat geçirirken de alamadığınız, lüks gökdelenlerdeki milyon dolarlık iş yerinizin de nasiplenmediği o enerjiden bahsediyorum!!!
Dünyanın manyetik enerjisinden bahsediyorum.
Sağlıklı uyku uyumanıza, bağışıklık sisteminizin güçlü olmasına, hormonlarınızın dengeli salgılanmasına neden olan enerjiden bahsediyorum.
Tüm ruhani liderlerin ısrarla meditasyon yapın derken sizi geçirmeye çalıştıkları alfa enerji seviyesine sizi hızla taşıyabilen bir enerjiden bahsediyorum.
Daha da ileri gidiyorum; varoluş enerjinizden, yüce Alllah’la iletişime geçtiğiniz enerjiden, dünyada yaratılan ilk canlı titreşimin frekansından bahsediyorum.
Tüm canlılar ister tek hücreli olsun, ister meşe ağacı, ister kaplan, ister insan kalp hücresi, ister beyin manyetik enerji ile haberleşiyor…ve biz bunu kaybediyoruz!!!
Her geçen an; petrol boru hatlarıyla, jet motorlarıyla, kablosuz internet sistemleriyle, cep telefonları baz istasyonlarıyla,  evinizdeki 3. televizyon, 2.telsiz telefonla, komşunuzdaki mikrodalgayla, çamaşır kurutucusuyla, hastanelerdeki elektronik tarama cihazlarıyla… kaybediyoruz…
Arılar kovanlarını,  yunuslar yollarını, göçmen kuşlar kışlık evlerini bulamayacak…çünkü kaybediyoruz.
Otoimmün hastalıklar hızla artacak, hashimoto tiroidi, MS, sarkoidoz, romatoid artrit, vbg… çünkü kaybediyoruz.
…ve bu kadar önemli bir enerjiyi idrak edemeden elimizden kaçırırken şifadan bahsedemiyoruz tabii, sadece hastalık konuşabiliyoruz ne yazık ki!
Lütfen, benim bu yazımı okumayabildiğinize göre “manyetik enerji” ile ilgili daha fazla araştırma yapabilecek bir donanım asahipsiniz demektir, yapın.
Ben sizinle hemen ekte İTÜ’den yayımlanmış bir bildiri linki paylaşacağım. En azından onu okumanızı dilerim.
Toprakla iç içe, şifa dolu günler dilerim.

Ebru Tolan Karahasanoğlu


http://web.itu.edu.tr/~toros/yayinlar/manyetik_alanin_insan_sagligi_uzerine_etkisi.pdf


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder