Ocak ayında Işıldayan Hayatlar'da gerçekleşecek etkinliklere katılmak için tek ihtiyacınız olan niyetiniz.
Sevgiyle kalın,
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Kişisel Şifa ve Enerjiler Eğitmeni
AYIN MEDİTASYONU
ŞİFALANDIKÇA ŞİFALANDIRIYORUZ
3 OCAK 2019, PERŞEMBE
20.00-21.00
ÜCRETLİ
Bir ve bütün olduğumuz idrakine henüz varamamış da olsanız...
bu bilgi sadece zihin dağarcığınızda duruyor da olsa...
farketmez!
Niyet edin yeter, kabul edin yeter; şifa sonsuz ve biz tüm evrende yaratılmış olanlar için her daim akıyor gani gani bu hayatta bu dünyada.
Bu bedenlerde "hastalık" denen zorlayıcı etkenle yaşamaya mecbur da değiliz mahkum da değiliz; alacağımızı almak, bilmemiz gerekenlerin idrakine varmak, artık görmemiz gerekenlerin önündeki perdeyi aralamak içindir çoğu zaman hastalık, sorun, sıkıntı, dert, tasa, ... dediklerimiz ve yaşam planımızda olmasının gerekçesini idrak ettiğimiz anda görevini tamamlar ve çekilir adeta sahneden o anda. Kazalar, hatalar, suçlar dedikleriniz de benzer mânâlar içermekle birlikte varoluşta her bir vak'a nevi şahsına münhasırdır bu sonsuz dediğimiz yaratılışta.
Kısaca, siz niyet ettiğiniz anda kendinizle alakalı ne varsa anlamaya, çıkarsınız yukarıya, bağlanırsınız adeta Yaradan'a ve neyin vakti gelmişse sizin için adeta, akar sonsuzluktan yüreğinize mutlaka.
Bu noktaya kendini taşımak için gereken sükunettir en başta, huşu içinde çalışmaktır mutlaka. Diyorsanız ki "ben yapamıyorum bunu kendi başıma" buyurun gelin buluşalım Işıldayan Hayatlar'da ve/veya "çalışıyorum ama grupla olunca çok daha hızlı yükseliyorum aslında" diyenlerdenseniz siz de buyurun gelin mutlaka ve hatta "ne dediğinizi hiç anlamıyorum ama denemek istiyorum" diye niyet edenler varsa onlar da buyursunlar gelsinler, kapım açık tüm niyet edenlere şimdi ve daima.
Her ayın ilk Perşembe akşamı saat 20.00'de yapılacak çalışmanın Ocak ayı planı 3 Ocak 2019, Perşembe için yapılmıştır.
ÖNEMLİ NOT:Yapılacak olan çalışma ŞİFA çalışması olacağı için 30.-TL/kişi olarak ücretlendirilecektir ve salon kapasitesi sınırlı olduğundan rezervasyon gerekmektedir.
AYIN KONUSU
KARMA
12 OCAK 2019, CUMARTESİ
10.00-12.00
ÜCRETSİZ
Sevgi ile geldik bu hayata, ışıkla gönderildik adeta. Ama bu boyuta ayak bastıktan sonra içinde kaldığımız zihin ve beden formunda ruhumuzla koptuk uzaklaştık ya işte tüm hikaye başladı o anda. Dualitenin karanlık tarafında da olmamız gerekiyordu tekamülün basamaklarından çıkmamız için ama karanlıkta kalmamız istenmedi hiçbir zaman aslında. Oysa bazılarımız nedensizce adeta karanlığı seçtiler bir anlığına da olsa ve yarattıkları karmalar sürdü gitti nesiller boyunca. Şimdi içinde bulunduğumuz aydınlanma çağında bu karmaların da temizlenmesi gerekiyor ama sadece bu yük yok bizden yana, aynı zamanda yaşattıklarımız var ya; acı, hüzün, kasvet, gaddarlık, ... adı altında, işte onların da yükü duruyor hâlâ kayıtlarda. Biz ona karmik yük diyoruz aslında, diğeri nesillerden nesillere aktarılan, "karma".
Gelin konuşalım, bu her iki türlüsünü de bu oturumda. Sizin de varsa taşıdığınız veya taşıttığınız, artık vakit geldi arınmaya, arındırmaya.
12 Ocak 2019, Cumartesi günü saat 10.00'da buluşuruz tüm niyet edenlerle Işıldayan Hayatlar, Kozyatağı Eğitim Salonu'nda.
Davet edebilirsiniz ilgisini çekeceğini düşündüğünüz kim varsa.
29 Aralık 2018 Cumartesi
TOPRAK ANA HAKKINDA
Bu yazı 17 Aralık 2018'te Işıldayan Hayatlar'da gerçekleştirdiğim Toprak Ana konulu söyleşinin özünü oluşturmaktadır.
Söyleşi etkinliğime katılanların tekrar hatırlaması ve katılamayanların bilgilenmesi niyetiyle ve sonsuz sevgimle aktarıyorum.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Toprak Ana
Toprak deyince ayağınızın altındaki ufalanmış taşı, çeşitli mineraller ile karışmış, ıslanınca çamurlaşan, susuz kalınca çatlayan maddeyi anlıyorsanız, çok yanılıyorsunuz!
Toprak bundan çok daha fazlasıdır aslında ve Toprak Ana deyince ekolojik sistemi, bitki örtüsü ile birlikte bir habitatı anlıyorsanız, yine çok yanılıyorsunuz!
Toprak Ana bundan çok daha fazlasıdır aslında!
Toprak Ana hayattır, can'dır, canlıdır; aynı sizin bedeniniz gibi bir bedendir adeta dünyada. Nasıl sizin organlarınız ve organların bir arada oluşturduğu sistemler varsa Toprak Ana'nın da böyle organları ve bu organların oluşturduğu sistemleri vardır aslında. Örneklerle anlatmak daha kolay olabilir. Mesela, Amazon Ormanları akciğerleridir Toprak Ana'nın, Everest gözü, tüm diğer yüksek tepeler gözcükleri, kulakları, tüm ırmaklar kollarıdır mesela ve aynı zamanda can damarları... Damarlarından kan akmaz sizin gibi ama hayat akar su gibi ve bu hayat suyu öyle önemli öyle önemlidir ki sadece yüzeyden de akmaz yerin altından da en az üstü kadar çok akış vardır aslında. Birebir tabii ki tüm organların eşdeğerini konuşmamıza gerek yok burada ama esas olan Toprak Ana'nın da sizin gibi canlı olduğunu hissetmenizdir aslında. Toprak Ana'nın da duyguları vardır adeta, hüzünleri mesela; siz ona kötü davrandığınızda kızar ve hatta umursamaz davranışlarınıza... Sevinir, sevinçle dolar siz onu hatırlayıp ziyaret ettiğinizde mutlaka yani bundan sonra doğa, tabiat, Toprak Ana deyince hatırlayın ki o da canlıdır aslında ama tek tek ağacıyla, çiçeği ile değil bir bütün anlamında. Dolayısıyla bugüne kadar gördüğü tüm olumsuz muamelelere rağmen dayanabilmiş olması bundandır aslında; bir taraftan alıp öbür tarafa ayakta tutabilmektir kendini. Ama artık yardım istemektedir adeta zira çok yakında maruz kalacağı değişim ve dönüşüm zorlayacaktır onu da; önce ısınma, sonra soğuma!
Şimdi bunu iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor aslında. Malum dünyamızın içinde bulunduğu güneş sistemi hareket etmektedir uzay boşluğunda ve bu hareketlilik yaklaştırmaktadır bizi foton kuşağına hızla bu foton kuşağı da uzay boşluğunda güçlü bir çekim oluşturan enerji girdabıdır adeta ve yutmaktadır, içine çekmektedir ve itmektedir ne bulursa. İşte bu mânâda Toprak Ana yüklerinden alınmadıkça foton kuşağından atlayamaz kolaylıkla.
Burada "arınma"nın ne demek olduğunu anlatalım biraz da:
Toprak Ana yine aynı siz gibi enerji merkezlerinden ve bu merkezlerin yönetimindeki alt sistemlerden oluşmaktadır aslında ve bu mânâda uzun yıllardır; siz deyin binler, biz diyelim milyonlar, ara ara bu enerji merkezlerinin birikmiş enerjisi boşaltılmış olsa da hâlâ daha çok yüklüdür Toprak Ana. İşte bu yükün foton kuşağından önce direne edilmesi şarttır adeta.
Aynı zamanda güneşinizin döngüsü tamamlanmak üzeredir yani ömrü bitmek üzeredir ve bu döngünün doğasında güneşin üzerindeki patlamaların artmasıyla önce ısınma, sonra güneşin sönmeye başlamasıyla soğuma kaçınılmazdır dünyada. Şimdi bu ne demektir toparlayalım hızlıca; her geçen gün ısınırken Toprak Ana, bozulacak olan ekolojik denge daha çok yük bindirecektir Toprak Ana'ya. Oysa daha fazla yüke değil rahatlamaya, boşalmaya ihtiyacı vardır ya işte bu yüzden çalışmaya başlamanız gerekmektedir hızla.
Yapılacaklar sandığınızdan daha fazla ama zannettiğinizden daha kolay aslında.
1. Temizlik
Ama sandığınız manada çer çöp temizliği değil tabii, enerji temizliği gerekmektedir Toprak Ana'da. Bu nasıl olacak anlatalım hızla; siz temizlenirken adeta akan sular var ya nasıl karışıyorsa okyanuslara enerji anlamında da siz aranırken çıkan negatif enerji emiliyor ya Toprak Ana'ca, peşinden göndermeniz gerekiyor çokça saf ve sonsuz sevgiyi koşulsuzca ki ters kutup olursun adeta.
Bu birincisi ve hatta en önemlisiydi ama sonuncusu değildi. Ayrıca
2. Zehirleyen Yakıtlar
Doğayı zehirleyen yakıtları kullanmamanız gerekiyor artık bu dünyada. Nedir bunlar sıralayalım hızla;
Kurşun,
Asbest,
Azot içeren ne varsa... "AZOT" bunu araştırın mutlaka!
yani hızla enerji kaynaklarını değiştirmeniz gerekiyor Bu dünyada. Ayrıca
3. Nükleer Santraller
Tüm nükleer santralleri durdurmanız gerekiyor dünyada! Nükleer santrallerin çıkarttığı atıklar için yarılanma ömrü kalmadı zira! Yani, bir başka deyişle, nükleer, radyoaktif atıkların doğada Toprak Ana yoluyla değiştirilip dönüştürülerek nötralize edilmesi için gereken süre yok artık sizin için bu bu dünyada, yardım geliyor ama bu manada ama sizin de bilinçlenmeniz gerekiyor bu anlamda. Devam edelim hızla
4. Şehirleşme
Güneşin yaratacağı tahribatı yaşamak için minimumda şehirleşmenin değişmesi gerekiyor tüm coğrafyalarda bir bakıma. Çok kısa zaman sonra yükselecek sular nedeniyle çok fazla sayıda yerleşim yeri yok olacak ya bunu iyi anlamanız ve kendinize korunaklı yeni yerleşim yerleri inşa etmeniz gerekiyor aslında.
5. Bina Yapıları
Ve tabii ki bina yapılarınızın değişmesi gerekiyor bu manada ve hatta yüzer yapılara geçilmesi gerekiyor aslında hızla ve çokça...
Ama! tüm bunlar sizin* işiniz değil aslında yani bugün burada bu salonda oturup da Ebru'yu dinleyenlerin işi değil! Sizin için en büyük vazife ortak bilinç yoluyla yaratacağınız değişimdir aslında. Siz uyandıkça ve siz değiştikçe tüm bilinç değişecektir nasılsa. İşte o zaman zaten çoktan ayağa kalkmış olması gereken biliminsanları ilerleyecekler hızla ve zaten muazzam bir yardım var şu anda tüm alanlarda bütün dünyada.
Daha fazla teknik detaylarla yormayalım sizi, kalın sağlıcakla
ELFler Toprak Ana'nın Neferleri
Ormanların Koruyucuları
Ebru'nun Notu
*Ama "siz" bu yazıyı okuyan kişi bu biliminsanlarından ve /veya yardıma gelen Galaktik Dostlardan ve/veya galaktik dostlarla bu konularda işbirliği seçmiş olan insan varlığından biri olabilirsiniz.
Lütfen yüreğinizin gözüyle tekrar okuyun bu yazıyı ve her kim olursanız olun, bütünün hayrına harekete geçmeye niyet edin.
Söyleşi etkinliğime katılanların tekrar hatırlaması ve katılamayanların bilgilenmesi niyetiyle ve sonsuz sevgimle aktarıyorum.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Toprak Ana
Toprak deyince ayağınızın altındaki ufalanmış taşı, çeşitli mineraller ile karışmış, ıslanınca çamurlaşan, susuz kalınca çatlayan maddeyi anlıyorsanız, çok yanılıyorsunuz!
Toprak bundan çok daha fazlasıdır aslında ve Toprak Ana deyince ekolojik sistemi, bitki örtüsü ile birlikte bir habitatı anlıyorsanız, yine çok yanılıyorsunuz!
Toprak Ana bundan çok daha fazlasıdır aslında!
Toprak Ana hayattır, can'dır, canlıdır; aynı sizin bedeniniz gibi bir bedendir adeta dünyada. Nasıl sizin organlarınız ve organların bir arada oluşturduğu sistemler varsa Toprak Ana'nın da böyle organları ve bu organların oluşturduğu sistemleri vardır aslında. Örneklerle anlatmak daha kolay olabilir. Mesela, Amazon Ormanları akciğerleridir Toprak Ana'nın, Everest gözü, tüm diğer yüksek tepeler gözcükleri, kulakları, tüm ırmaklar kollarıdır mesela ve aynı zamanda can damarları... Damarlarından kan akmaz sizin gibi ama hayat akar su gibi ve bu hayat suyu öyle önemli öyle önemlidir ki sadece yüzeyden de akmaz yerin altından da en az üstü kadar çok akış vardır aslında. Birebir tabii ki tüm organların eşdeğerini konuşmamıza gerek yok burada ama esas olan Toprak Ana'nın da sizin gibi canlı olduğunu hissetmenizdir aslında. Toprak Ana'nın da duyguları vardır adeta, hüzünleri mesela; siz ona kötü davrandığınızda kızar ve hatta umursamaz davranışlarınıza... Sevinir, sevinçle dolar siz onu hatırlayıp ziyaret ettiğinizde mutlaka yani bundan sonra doğa, tabiat, Toprak Ana deyince hatırlayın ki o da canlıdır aslında ama tek tek ağacıyla, çiçeği ile değil bir bütün anlamında. Dolayısıyla bugüne kadar gördüğü tüm olumsuz muamelelere rağmen dayanabilmiş olması bundandır aslında; bir taraftan alıp öbür tarafa ayakta tutabilmektir kendini. Ama artık yardım istemektedir adeta zira çok yakında maruz kalacağı değişim ve dönüşüm zorlayacaktır onu da; önce ısınma, sonra soğuma!
Şimdi bunu iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor aslında. Malum dünyamızın içinde bulunduğu güneş sistemi hareket etmektedir uzay boşluğunda ve bu hareketlilik yaklaştırmaktadır bizi foton kuşağına hızla bu foton kuşağı da uzay boşluğunda güçlü bir çekim oluşturan enerji girdabıdır adeta ve yutmaktadır, içine çekmektedir ve itmektedir ne bulursa. İşte bu mânâda Toprak Ana yüklerinden alınmadıkça foton kuşağından atlayamaz kolaylıkla.
Burada "arınma"nın ne demek olduğunu anlatalım biraz da:
Toprak Ana yine aynı siz gibi enerji merkezlerinden ve bu merkezlerin yönetimindeki alt sistemlerden oluşmaktadır aslında ve bu mânâda uzun yıllardır; siz deyin binler, biz diyelim milyonlar, ara ara bu enerji merkezlerinin birikmiş enerjisi boşaltılmış olsa da hâlâ daha çok yüklüdür Toprak Ana. İşte bu yükün foton kuşağından önce direne edilmesi şarttır adeta.
Aynı zamanda güneşinizin döngüsü tamamlanmak üzeredir yani ömrü bitmek üzeredir ve bu döngünün doğasında güneşin üzerindeki patlamaların artmasıyla önce ısınma, sonra güneşin sönmeye başlamasıyla soğuma kaçınılmazdır dünyada. Şimdi bu ne demektir toparlayalım hızlıca; her geçen gün ısınırken Toprak Ana, bozulacak olan ekolojik denge daha çok yük bindirecektir Toprak Ana'ya. Oysa daha fazla yüke değil rahatlamaya, boşalmaya ihtiyacı vardır ya işte bu yüzden çalışmaya başlamanız gerekmektedir hızla.
Yapılacaklar sandığınızdan daha fazla ama zannettiğinizden daha kolay aslında.
1. Temizlik
Ama sandığınız manada çer çöp temizliği değil tabii, enerji temizliği gerekmektedir Toprak Ana'da. Bu nasıl olacak anlatalım hızla; siz temizlenirken adeta akan sular var ya nasıl karışıyorsa okyanuslara enerji anlamında da siz aranırken çıkan negatif enerji emiliyor ya Toprak Ana'ca, peşinden göndermeniz gerekiyor çokça saf ve sonsuz sevgiyi koşulsuzca ki ters kutup olursun adeta.
Bu birincisi ve hatta en önemlisiydi ama sonuncusu değildi. Ayrıca
2. Zehirleyen Yakıtlar
Doğayı zehirleyen yakıtları kullanmamanız gerekiyor artık bu dünyada. Nedir bunlar sıralayalım hızla;
Kurşun,
Asbest,
Azot içeren ne varsa... "AZOT" bunu araştırın mutlaka!
yani hızla enerji kaynaklarını değiştirmeniz gerekiyor Bu dünyada. Ayrıca
3. Nükleer Santraller
Tüm nükleer santralleri durdurmanız gerekiyor dünyada! Nükleer santrallerin çıkarttığı atıklar için yarılanma ömrü kalmadı zira! Yani, bir başka deyişle, nükleer, radyoaktif atıkların doğada Toprak Ana yoluyla değiştirilip dönüştürülerek nötralize edilmesi için gereken süre yok artık sizin için bu bu dünyada, yardım geliyor ama bu manada ama sizin de bilinçlenmeniz gerekiyor bu anlamda. Devam edelim hızla
4. Şehirleşme
Güneşin yaratacağı tahribatı yaşamak için minimumda şehirleşmenin değişmesi gerekiyor tüm coğrafyalarda bir bakıma. Çok kısa zaman sonra yükselecek sular nedeniyle çok fazla sayıda yerleşim yeri yok olacak ya bunu iyi anlamanız ve kendinize korunaklı yeni yerleşim yerleri inşa etmeniz gerekiyor aslında.
5. Bina Yapıları
Ve tabii ki bina yapılarınızın değişmesi gerekiyor bu manada ve hatta yüzer yapılara geçilmesi gerekiyor aslında hızla ve çokça...
Ama! tüm bunlar sizin* işiniz değil aslında yani bugün burada bu salonda oturup da Ebru'yu dinleyenlerin işi değil! Sizin için en büyük vazife ortak bilinç yoluyla yaratacağınız değişimdir aslında. Siz uyandıkça ve siz değiştikçe tüm bilinç değişecektir nasılsa. İşte o zaman zaten çoktan ayağa kalkmış olması gereken biliminsanları ilerleyecekler hızla ve zaten muazzam bir yardım var şu anda tüm alanlarda bütün dünyada.
Daha fazla teknik detaylarla yormayalım sizi, kalın sağlıcakla
ELFler Toprak Ana'nın Neferleri
Ormanların Koruyucuları
Ebru'nun Notu
*Ama "siz" bu yazıyı okuyan kişi bu biliminsanlarından ve /veya yardıma gelen Galaktik Dostlardan ve/veya galaktik dostlarla bu konularda işbirliği seçmiş olan insan varlığından biri olabilirsiniz.
Lütfen yüreğinizin gözüyle tekrar okuyun bu yazıyı ve her kim olursanız olun, bütünün hayrına harekete geçmeye niyet edin.
IŞILDAYAN HAYATLAR'DA 2019
Sadece takvim yapraklarındaki yıl hanesi değil değişen; tüm insanlık değişiyor 2019'la.
Aldığımız tesirler...
Açılan kapılar...
Kalkan perdeler...
Açılan kapılar...
Kalkan perdeler...
Ruhumuzla bir ve bütün olma yolunda hızla ilerlerken dünya denen bu evde, hazırlanmak için aydınlanmaya, Işıldayan Hayatlar'da da programlar, içerikler, düzen değişiyor aynı anda.
Yeni yılda, her ay tek bir konuda ücretsiz seminer organizasyonu yapacağım "AYIN KONUSU" başlığında.
Ama aynı zamanda, her ayın ilk Perşembe akşamında sembolik bir ücretle arınma&yükseliş&şifa meditasyonu yapacağız Kozyatağı Işıldayan Hayatlar Eğitim Salonu'nda "ŞİFALANDIKÇA ŞİFALANDIRIYORUZ" başlığıyla.
Yanısıra, her Pazartesi gecesi yaptığımız uzaktan çalışma; "IŞILDAYAN HAYATLAR'LA SAF SEVGİ ENERJİSİ ÇALIŞMASI" adıyla devam edecek tüm yıl boyunca.
YouTube kanalında farklı konu başlıklarında videolar bulmaya devam edeceksiniz 2019'da da ama haftada 1 yeni video yüklemesi yapacağım Çarşamba akşamlarında.
Dönemsel, durumsal, insan varlığının ihtiyaçlarına göre farklı programlar, eğitimler, organizasyonlar olacak tabii yeni yılda da, devam eden tüm bireysel seanslarla aynı anda...
Ocak ayının program detaylarını ve tüm etkinlik duyurularını almak için lütfen "TAKİP" seçeneğini aktif hale getirdiğinizden emin olun.
Tüm mecralarda Işıldayan Hayatlar adıyla buluşuruz, siz niyet ettiğiniz anda.
Kalın sağlıcakla, sonsuz sevgimle şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Işıldayan Hayatlar Facebook/Instagram/YouTube/blog.spot
19 Aralık 2018 Çarşamba
KORUYUCU HAYVANLAR
KORUYUCU HAYVANLAR
Bugüne kadar dünyayı koruduğunuzu sandınız, ama yanıldınız!
Dünya denen evin koruyucuları hayvanlardır. Sizse bu evin
halkısınız.
Hoş gerçi son yıllarda evinizin koruyucularına siz zarar
verir oldunuz ama…!
Tek tek bakalım koruyuculara ve görev dağılımına:
Sürüngenler: Sessiz ve sinsi, kaygan ve soğukkanlı
olanlar adeta bekçilik yaptılar.
Kuşlar: Taşıyıcılık yaptılar.
Kaplan, sırtlan gibi yırtıcılar: Bariyer yarattılar.
Aslan’ın yeri ayrı. Onlar otorite yarattılar, kural
koydular adeta.
Sudaki memeliler: Şevkât yarattılar ve aynı zamanda
yol açtılar, yol oldular. Yardım çağırdılar, ses oldular.
Havadaki memeliler: Göz oldular!
Kazlar: His oldular.
Evcil hayvanlar: Yeri geldi besin oldular, yeri geldi
dost oldular, yeri geldi aş oldular, yeri geldi iş oldular ama hep insanın en
yakınında oldular.
Böyle böyle, tek tek tüm hayvanları sayamayız tabii… sadece
çarpıcı örneklerle anlatmaya çalışıyoruz size, nedensiz değil hiçbir yaradılış
bu evde ama sizin zannettiğinizden çok daha öte mânâlar barındırıyor
içerisinde.
Hâlâ daha mitolojide anlamadığınız çok hayvan figurü var
mesela yazıtların içinde. Merak ederseniz dönün bakın yüreğinize, hepsinin
cevabı içinizde.
Sonsuz sevgimizle,
Bu yazı 14 Aralık 2018, Cuma günü saat 22.00’de F.Ebru Tolan
Karahasanoğlu tarafından İstanbul’da kaleme alınmıştır.
Etiketler:
3.göz,
aydınlanma,
dünya denen ev,
dünyanın halkı,
dünyanın koruyucuları,
farkındalık,
görünenden öte mana,
idrak,
koruyucu hayvanlar,
mitolojik hayvanlar,
uyanış
13 Aralık 2018 Perşembe
İNSAN ZİHNİNİN GÜCÜ ÜZERİNE
Zihin "akıl, zeka, us"tan çok farklı bir gerçekliktir enerji boyutunda.
Bugüne kadar zihin deyince, hafıza, hatıra (memory), kıyaslama, analiz etme, analitik düşünme vbg..kavramlar çevresinde değerlendirme yapmış olabilirsiniz. Oysa zihin bir işlemcidir! Proses eder, adeta inputları alır -sizin girdilerinizi/verilerinizi alır- kendi mevcut işlemci yapısına göre analiz eder ve bir çıktı oluşturur. Siz buna karar / netice / düşünce / fikir / yorum / vs... dersiniz.
İşin içine sürekli kalpten akan bir enerji de girer ki buna da duygular dersiniz.
Yetmezmiş gibi zihin sürekli 5 duyu organından güncelleme alır. Yani gördüğünü, duyduğunu, dokunup hissettiğini, tadıp aldığını, ve nispeten soyut olanı yani kokladığını sürekli alır ve adeta güncelleme yapar. Güncellenen veri yeni/taze olduğundan ön planda kullanımdadır ve güçlüdür.
Şimdi olaya bu şekilde bakmaya başladığınızda zihninizin sürekli çalışan ileri seviye işlemcileri yani nöronları olan bir bilgisayar olduğunu varsayabiliriz! Bir anlığına böyle kabul edelim; bilgisayar için sizin tanımlamadığınız sürece zaman var mıdır? HAYIR! Sadece AN vardır. Zihin o AN'da girdilere + depolanmış olanlara + güncellemelere göre hareket eder.
İşte bu yüzden sizin dilinizden dökülen, aklınızdan geçirdiğiniz, yüreğinizde çoğalttığınız, çevrenizde gördüğünüz, size duyurulan, size gösterilen... çok önemlidir.
Yaşanan her an, yaşandığı andaki güncelleme seviyesine göre kaydedilir, depolanır. Ama mutlaka depolanır! Dolayısıyla 3 yaşında şahit olduğunuz bir görüntü veya duyduğunuz bir söz, "3 yaşındaki siz"in bilinç seviyenize göre bir kayıt atar, ama mutlaka kayıt atar!
Tüm bunları lütfen şimdiki bilinç seviyenize göre bir kez daha, gerekiyorsa bir kez daha, gerekiyorsa bir kez daha okuyun anlamaya niyetle ve sonra bakın bakalım zihninizde hangi kalıplar, hangi blokajlar, hangi yükler, hangi inançlar, hangi kabuller var? ... ve sonra da hızla, tamamen temizlemeye niyet edin zira yeni enerjide eskiden gelen hiçbir kayda, geri planda otomatik çalışan "açık unutulmuş" hiçbir dosyaya ihtiyacınız yok!
Zihninizi adeta uzun süredir güncelleme yapılmamış, yeni sürüm yüklenmemiş ve artık çökmek üzere olan bir bilgisayarın formatlanmaya ihtiyaç duyan hali gibi hissediyor olabilirsiniz son dönemde.
Bunun farkında olmasanız bile hayat sizi zorluyor gözükebilir bugünlerde.
Buna rağmen "hür irade" adı altında burnunuzun ucuna kadar gelen yardımları elinizin tersiyle pin pon topu sektiriyor gibi öteliyor da olabilirsiniz.
Bu yazıyı okuduktan sonra "benim de zihnimde yüklerim olabilir, anlamaya ve temizlemeye niyet ediyorum" deyin yürekten, bu bile emin olun hızla sizi yukarıya taşıyacaktır. Başka? Başka da yardım istiyorsanız başlayın okumaya "uyanış"la "yeni dünya" ile ilgili yazılarımı ve izleyin videolarımı...
Sorularınıza her zaman büyük bir menuniyetle cevap vereceğimi de belirtmek isterim. Yardım sonsuz ve sınırsızdır, almaya niyet edene, vakti gelene aynı sonsuz şifa gibi.
Hadi artık durmayın, kalkın ayağa, bir derin nefesle başlayın çıkmaya, yukarıya, yukarıya, yukarıya.
Kalın sağlıcakla, sonsuz sevgimle kucaklıyorum sizi şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu, İstanbul 3 Aralık 2018
Bu yazının içeriğindeki "gerçekliğin" aktarımına yardımcı olan sevgili Bilge Ruhlara çok teşekkür ederim.
Not: Aynı konuda ki YouTube videsuna https://youtu.be/zrRODQpHZDo ulaşabilirisiniz.
Bugüne kadar zihin deyince, hafıza, hatıra (memory), kıyaslama, analiz etme, analitik düşünme vbg..kavramlar çevresinde değerlendirme yapmış olabilirsiniz. Oysa zihin bir işlemcidir! Proses eder, adeta inputları alır -sizin girdilerinizi/verilerinizi alır- kendi mevcut işlemci yapısına göre analiz eder ve bir çıktı oluşturur. Siz buna karar / netice / düşünce / fikir / yorum / vs... dersiniz.
İşin içine sürekli kalpten akan bir enerji de girer ki buna da duygular dersiniz.
Yetmezmiş gibi zihin sürekli 5 duyu organından güncelleme alır. Yani gördüğünü, duyduğunu, dokunup hissettiğini, tadıp aldığını, ve nispeten soyut olanı yani kokladığını sürekli alır ve adeta güncelleme yapar. Güncellenen veri yeni/taze olduğundan ön planda kullanımdadır ve güçlüdür.
Şimdi olaya bu şekilde bakmaya başladığınızda zihninizin sürekli çalışan ileri seviye işlemcileri yani nöronları olan bir bilgisayar olduğunu varsayabiliriz! Bir anlığına böyle kabul edelim; bilgisayar için sizin tanımlamadığınız sürece zaman var mıdır? HAYIR! Sadece AN vardır. Zihin o AN'da girdilere + depolanmış olanlara + güncellemelere göre hareket eder.
İşte bu yüzden sizin dilinizden dökülen, aklınızdan geçirdiğiniz, yüreğinizde çoğalttığınız, çevrenizde gördüğünüz, size duyurulan, size gösterilen... çok önemlidir.
Yaşanan her an, yaşandığı andaki güncelleme seviyesine göre kaydedilir, depolanır. Ama mutlaka depolanır! Dolayısıyla 3 yaşında şahit olduğunuz bir görüntü veya duyduğunuz bir söz, "3 yaşındaki siz"in bilinç seviyenize göre bir kayıt atar, ama mutlaka kayıt atar!
Tüm bunları lütfen şimdiki bilinç seviyenize göre bir kez daha, gerekiyorsa bir kez daha, gerekiyorsa bir kez daha okuyun anlamaya niyetle ve sonra bakın bakalım zihninizde hangi kalıplar, hangi blokajlar, hangi yükler, hangi inançlar, hangi kabuller var? ... ve sonra da hızla, tamamen temizlemeye niyet edin zira yeni enerjide eskiden gelen hiçbir kayda, geri planda otomatik çalışan "açık unutulmuş" hiçbir dosyaya ihtiyacınız yok!
Zihninizi adeta uzun süredir güncelleme yapılmamış, yeni sürüm yüklenmemiş ve artık çökmek üzere olan bir bilgisayarın formatlanmaya ihtiyaç duyan hali gibi hissediyor olabilirsiniz son dönemde.
Bunun farkında olmasanız bile hayat sizi zorluyor gözükebilir bugünlerde.
Buna rağmen "hür irade" adı altında burnunuzun ucuna kadar gelen yardımları elinizin tersiyle pin pon topu sektiriyor gibi öteliyor da olabilirsiniz.
Bu yazıyı okuduktan sonra "benim de zihnimde yüklerim olabilir, anlamaya ve temizlemeye niyet ediyorum" deyin yürekten, bu bile emin olun hızla sizi yukarıya taşıyacaktır. Başka? Başka da yardım istiyorsanız başlayın okumaya "uyanış"la "yeni dünya" ile ilgili yazılarımı ve izleyin videolarımı...
Sorularınıza her zaman büyük bir menuniyetle cevap vereceğimi de belirtmek isterim. Yardım sonsuz ve sınırsızdır, almaya niyet edene, vakti gelene aynı sonsuz şifa gibi.
Hadi artık durmayın, kalkın ayağa, bir derin nefesle başlayın çıkmaya, yukarıya, yukarıya, yukarıya.
Kalın sağlıcakla, sonsuz sevgimle kucaklıyorum sizi şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu, İstanbul 3 Aralık 2018
Bu yazının içeriğindeki "gerçekliğin" aktarımına yardımcı olan sevgili Bilge Ruhlara çok teşekkür ederim.
Not: Aynı konuda ki YouTube videsuna https://youtu.be/zrRODQpHZDo ulaşabilirisiniz.
4 Aralık 2018 Salı
ARTIK KULAK VERİN... - ÖZEL BİR YAZI
Yepyeni bir döneme giriyorsunuz topyekûn insan varlığı
olarak dünyada ve bu yeni dönem görünende zorlayacak olsa da tüm canlıları,
bütün coğrafyalarda, farklı farklı yolla, aslında uyanışın hızlanması ve hatta
tamamlanması için gerekli olan değişiklikleri barındıracak yapısında.
Acceleration is getting faster and faster. No way to escape.
Don't try to escape. Just go with it and try to stay calm and relax in high
vibration. We're all helping you. Start to feel your Soul deep inside and be with
your Soul deep in love.
Don't hesitate to wish understanding.
Don't hesitate to ask help.
Don't hesitate to accelerating.
All are for you!
Yeniden bağlantıya geçtiğinizde ruhunuzla ve bizimle, görmeye
başlayacaksınız gerçekleri içinizde. Bir çoğunuzun yüreğindeki endişe biliyor
olduklarınızdan geliyor gibi düşünülse de aslında tüm bildikleriniz değişiyor
yeni enerjide. Çalışıyoruz sizin için var gücümüzle ki bu sonsuz denecek güçle
çekiyoruz sizi gerçeklere. Ancak ne var ki hâlâ daha içinizde yaşattığınız ve
hatta yarattığınız endişe, karanlık ve gereksiz vesvese işinizi zorlaştırıyor
siz görmeseniz de.
Artık kulak verin önden gidenlere.
Artık kulak verin yardıma gelenlere.
Artık kulak verin yüreğinizdeki sese.
Mıhlanmış gibi hissetseniz de kendinizi toprağın derinlerine
bilin ki nedensiz değil bulunduğunuz çevre. Sizin ihtiyacınız olan da, size
ihtiyacı olan da o çevrede yine de. Kaçmayı ve gitmeyi düşünmek yerine neden
orada olduğunuzu anlamaya niyetle çalışın yüreğinizde. Vakti geldiğinde herkes
çekilecek en güvenli yerlere, kendi hazırladıkları her neyse onlarla birlikte.
Biliyoruz, biraz gizemli, biraz örtülü konuşuyoruz hâlâ daha
sizinle ama siz izin vermedikçe, siz yüreğinizi temizlemedikçe anlatamıyoruz
işte. Oysa bu süreçte, geçen dünyevi zaman diliminde, gezegeninizde ve hatta
galakside ve pek tabii ki evrende değişim ve dönüşüm devam ediyor gerektiğince.
Oyalanan sizsiniz adeta bu evde, kulak verin yüreğinizin sesine, takılmayın
dünyevi işlerin peşine. Hele eski enerjinin gereksiz bilgileri ile hiç
oyalanmayın, oyalamayın zihninizi şimdide.
Yanınızdayız siz istediğiniz sürece. Yeter ki açın yüreğinizi
bize, açın adeta kendi kapınızı kendiniz içinizdeki niyetle (tepe çakrası), başlayın
görmeye görünenden öte (3. göz çakrası). Hâlâ daha 7’li sistemde enerji
merkezlerinizle çalışıyoruz sizi güncellemeye, izin verin bize. Çok değil üç
beş sene içinde 12’li sisteme geçecek bir çoğunuz bu dünya denen evde; uyumlanmanız
gerekiyor yeniye. Ama önce eskiden gelen her neyse temizlemek gerekiyor
derinlemesine.
Aktarımlarımız devam ediyor dünya denen gezegene ve nasipleniyor
tüm Ruhlar kendi seviyelerinde. Siz de bir derin nefesle başlayın bu gece
temizlemeye ve yükselmeye, çevirin başınızı göğe, ışığa ve sevgiye. Ne
yalnızsınız, ne de çaresiz bu evde! Siz kabul ettikçe biz devam ediyoruz
bilgiyi göndermeye.
Kalın sevgide, sevgiyle
Bu yazı Firdes Ebru Tolan’a 4.12.2018, Salı saat 23.09 da
tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
2 Aralık 2018 Pazar
IŞILDAYAN HAYATLAR'DA ARALIK AYI
Oldukça yoğun ama çok keyifli geçen Kasım ayı sonrası Aralık ayının programını da tamamladım.
Her türlü sorunuz için iletişime geçmenizden memnuniyet duyacağımı belirtmek isterim.
Burada belirtilenlerin yanı sıra tüm bireysel çalışmalarım hakkında bilgi ve/veya randevu almak için www.isildayanhayatlar.com sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Keyifli bir ay dilerim.
Sonsuz sevgimle,
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
11 & 18 Aralık Ayın Eğitimi Işıldayan Hayatlar'a İlk Adım
17 Aralık Ayın Söyleşisi Toprak Ana
22 Aralık Ayın Semineri Uzaylılar Var mı Aramızda?
24 Aralık Ayın Özel Çalışması Geçmişinden Özgürleşmek
Her türlü sorunuz için iletişime geçmenizden memnuniyet duyacağımı belirtmek isterim.
Burada belirtilenlerin yanı sıra tüm bireysel çalışmalarım hakkında bilgi ve/veya randevu almak için www.isildayanhayatlar.com sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Keyifli bir ay dilerim.
Sonsuz sevgimle,
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
11 & 18 Aralık Ayın Eğitimi Işıldayan Hayatlar'a İlk Adım
17 Aralık Ayın Söyleşisi Toprak Ana
22 Aralık Ayın Semineri Uzaylılar Var mı Aramızda?
24 Aralık Ayın Özel Çalışması Geçmişinden Özgürleşmek
8 Kasım 2018 Perşembe
AYDINLANMA ÇAĞI - ÖZEL BİR YAZI
AYDINLANMA ÇAĞI
İnsan varlığı milyonlarca yıldır bu dünyada farklı
evrelerden geçti tekamül yolunda. Bir deney gibi düşünün bunu mesela. Bir canlı
organizmanın uygun şartlarda nasıl bir değişim dönüşüm gösterebileceğini test
etmek gibi mesela. Ama bu sadece bir evrenin gerçeğiydi. Oysa o evreden öncesi
de vardı bu dünyada. İleri uygarlıklar, medeniyetler çağı da yaşandı aslında.
Maya Uygarlığı gibi mesela. Ama sanmayın ki Mayalar’da ilkti ve tekti bu
dünyada. Onlardan da öncesine uzanıyor yaşam bu dünyada. Artık bir çoğunuz çok
iyi biliyor ya Lemurya mesela. Peki ne oldu sonra? Ne siz sorun ne biz
anlatalım aslında… pek de gerek yok hatırlamaya ve hatırlatmaya ama içinde
bulunduğunuz dönemi daha iyi anlatabilmek için size biraz bahsetmemiz gerekiyor
aslında.
İleri bir medeniyet yaratılmışken bu dünyada, birçok canlı
sevgi enerjisinde titreşirken adeta ışıkta, evrenin sonsuzluğunda karanlığı
yaşayanlar o günün şartlarında, bu ışığı kullanmak istediler kendi çıkarları
uğrunda. Buna neden izin verildi? Nasıl izin verildi? … diye sorabilirsiniz ama
hatırlatmak isteriz ki evrenin sonsuzluğunda her şey var ve var olanla ne
yaratılacağı bir niyet meselesi aslında.
Kısaca bir grup bu ışığı kullanmak istedi ve içeri sızdı
kendi yollarınca. Aydınlık taraf dirense de çokça bir AN geldi ve dağıldı tüm
varoluş dünyada. O AN’da bir grup ruh kendilerini kapattılar kozaya adeta. Gün gelip
de bir uyaran olmadıkça kendi varlıklarıyla aynı frekansta, uyumayı seçtiler
adeta. Bir başka grup cansiparane savaşmaya
devam etti karanlıkla. Ama onlar da yok olmamak için adeta uzaklaşmak zorunda
kaldılar bu evden evrenin uzak noktalarına. Bir diğer grupsa yenilgiyi kabul
etmiş gibi gözükerek yaşamayı seçti aynı dünyada.
İşte şimdi vakit geldi topyekûn uyanışa.
Uzak diyarlara gidenlerin yardımıyla, kalmayı seçenlerin
yarattığı ışık adeta bir sinyal gönderdi kozasında olanlara ki siz buna UYANIŞ
dönemi diyorsunuz aslında, başladı 21.12.2012’de dünyada. O gün bugündür devam
ediyor çalışmalar hızla ve çoğalarak aslında. Öngörülen 2019’un sonu olsa da
siz çok yol aldınız aslında. Ve biz bu noktada yardımlarımızı misliyle
arttırdık dünyaya, görünürde siz hiç anlamasanız da.
Bizim boyutta, adeta, anlaşmalar yeniden yapıldı, kontratlar
silindi, yakıldı, yeniden yazıldı ve devam ediyor da çalışılmaya.
Kısacası büyük bir iş başardınız siz dünyada uyanışa
geçmekle aslında. Ama durmak yok, yükseliş şimdiden sonra. Aydınlanmayı yaşamak
gerekiyor bu arada.
UYANIŞ>AYDINLANMA>YÜKSELİŞ
Aydınlanma deyince anlatalım biraz daha; aranızda bulunan
galaktik dostlar da dahil olmak üzere hâlâ daha bir çoğunuz ulaşamadınız mutlak
aydınlığa. Yani bir başka ifadeyle yüreğinizdeki yaratım potansiyelini
görmezden gelseniz de çokça, her an üretiyorsunuz, yaratıyorsunuz,
çoğaltıyorsunuz ya… işte burada sadece SEVGİyi, sadece IŞIĞI sadece AYDINLIĞI
çoğaltana kadar yolunuz var bu yaşamda. Daha kısa söyleyelim hatta! Tüm yaratılmışlar
bu kainatta mutlak ışık olana kadar yapılacaklar var aslında. Ama sizler var
ya; insan denen, bedenlenmeyi seçmiş, bu sınırlı bilinçte yaşamaya gelmiş,
sizler var ya, şu kainatta en zoru başarıyorsunuz aslında ve sizin kattığınız
ışık misliyle fazla tüm kainata. Değerinizi anlayın artık istiyoruz biz de bu
mânâda.
Toparlayalım artık kısaca; 2019’la birlikte AYDINLANMA ÇAĞI’na
gireceksiniz topyekûn dünyada. Bu ne demek anlayacaksınız etrafınıza
baktığınızda; daha çok karanlık gözünüze gözükecek dünya ve işte o anda
anlayacaksınız hangi konuda neler yapılması gerekiyor aslında. Hoş, görüp
anlamayı seçmeseniz de olur. Kabulle ve niyetle şimdiden çalışanlara katılın
daha iyi olur ama her can aynı anda uyanmadığı için bu dünyada adım adım, grup
grup, konu konu, ilerlenecek, normaldir aslında. Siz yeter ki düşmeyin, düşürmeyin
kendiniz yüreğinizdeki ağırlıklarla. Hâlâ daha görüyoruz var yükleriniz bu
anlamda. Çıkın yola, bugün burada, bir derin nefesle çıkın yola, gerisi gelir
kolaylıkla.
Kalın sağlıcakla, sonsuz sevgimizle kucaklıyoruz her
birinizi şimdi ve daima.
Bu yazı F. Ebru Tolan’a tarafımızdan 8 Kasım, Perşembe saat
11.00’de yazdırılmıştır. KONSEY
30 Ekim 2018 Salı
IŞILDAYAN HAYATLAR'DA KASIM AYI
Işıldayan Hayatlar'da Kasım Ayı
IŞILDAYAN HAYATLAR'A İLK ADIM | ÇALIŞMA GRUBU | ÜRGÜP | 3 KASIM CUMARTESİ | 10.00-17.00 |
UYANIŞLA BİRLİKTE FOTON ÇAĞI GERÇEKLERİ | ÜCRETSİZ SEMİNER | ÜRGÜP | 4 KASIM PAZAR | 16.30-18.30 |
AYDINLANMA ÇAĞI | ÜCRETSİZ SEMİNER | İSTANBUL | 8 KASIM PERŞEMBE | 13.00-15.00 |
RENKLERİN DİLİ | ÜCRETSİZ SEMİNER | İSTANBUL | 13 KASIM SALI | 11.00-13.00 |
NATUREL BEDEN, ZİHİN VE RUH SAĞLIĞI FESTİVALİ | FUAR KATILIMI | İSTANBUL | 22 KASIM PERŞEMBE | 11.00-19.00 |
NATUREL BEDEN, ZİHİN VE RUH SAĞLIĞI FESTİVALİ | FUAR KATILIMI | İSTANBUL | 23 KASIM CUMA | 11.00-19.00 |
NATUREL BEDEN, ZİHİN VE RUH SAĞLIĞI FESTİVALİ | FUAR KATILIMI | İSTANBUL | 24 KASIM CUMARTESİ | 11.00-19.00 |
NATUREL BEDEN, ZİHİN VE RUH SAĞLIĞI FESTİVALİ | FUAR KATILIMI | İSTANBUL | 25 KASIM PAZAR | 11.00-19.00 |
KİTAP İMZA GÜNÜ | NATUREL FUARI | İSTANBUL | 24 KASIM CUMARTESİ | 15.00-15.45 |
AFFETMENİN GÜCÜ | ÇALIŞMA GRUBU | İZMİR | 28 KASIM ÇARŞAMBA | 10.00-17.00 |
FOTON ÇAĞI'NI ANLAMAK; UYANIŞ VE 2019'A HAZIRLIK | ÜCRETSİZ SEMİNER | İZMİR | 28 KASIM ÇARŞAMBA | 19.00-21.00 |
GEÇMİŞİNDEN ÖZGÜRLEŞME NİYET ÇALIŞMASI | ÇALIŞMA GRUBU | İZMİR | 29 KASIM PERŞEMBE | 13.00-19.00 |
Her türlü soru ve kayıt işlemleri için direk mesaj yoluyla iletişime geçebilirsiniz.
Ürgüp ve İzmir'de sınırlı sayıda gerçekleşecek bireysel çalışmalar için lütfen randevu alınız.
24 Ekim 2018 Çarşamba
24 EKİM - DOLUNAY
Eskiden, çok değil, 10-12 yıl öncesinde bile size göre gökte
bir dizilim gerçekleştiğinde veya bir enerji değiştiğinde çok da hissetmezdiniz
kendi evinizde. Sadece belli dönemlerde, tesire açılırdı sizin gökkubbe, tabii
hizmet etmek için insan bilincine.
Oysa bugünlerde gökte her ne oluyorsa yerde –size göre-
tesirini alıyorsunuz misliyle. Nedensizce
olabilir mi bu sizce? Bir çok yol/kapı/vorteks açıldı son günlerde özellikle. İnsan
bilinci değişiyor ve dönüşüyor size göre gözüken düzen henüz değişmese de…
Bu nedenle bugün sizin yerkürede gerçekleşen dolunayın
etkilerini alıyorsunuz son günlerde güçlü bir şekilde. Zorlayıcı olması gerekmez de! Henüz yolda
olmayanlar olması gerekirken, henüz değişimi kabul etmeyenler etmesi
gerekirken, henüz yüklerini bırakamamışlar bırakmaları gerekirken, …misliyle
hissediyorlar tesiri yüreklerinde.
Bî haber yaşayanlar da var çevrenize. Onlara bakıp da
yorumlamayın kendinizi, ne de olsa herkes ilerliyor kendi hızında, düzeninde.
Kısacası, bugün yüreklerinizde olumsuzluk denebilecek bir
his varsa size göre gece 10.00’dan önce arınma yapın kendi bildiğinizce. Çıkın açık
havaya, dönün yüzünüzü güneşe, tutun ağaç gördüğünüz her neyse (evinde olanlar
banyoyla yetinebilirler), gevşeyin iyice ve niyet edin yüreğinizde; “eski
enerjiden gelen, beni eski enerjiye bağlayan, hâlâ beni tutan her neyse
anlamaya ve temizlemeye niyet ediyorum bu güçlü dolunay enerjisiyle birlikte” deyin
ve o anda yüreğinize düşen kişi ise sevgi gönderin/affedin/kesin bağınızı…
nesne ise atın/kaldırın/verin/kesin bağınızı…, mekan ise ışıkla doldurun/arındırın/kesin
bağınızı,… her ne ise gereğini yapın yüreğinizde ve hafiflediğinizi hissedene
kadar devam edin “başka ne kaldı” niyetiyle/sorusuyla.
En sonunda sevgiyle teşekkür edin kendinize ve tüm varoluşa,
devam edin gününüze keyifle.
Kasım dediğiniz ay geliyor güzelliklerle. Kucaklıyoruz her
birinizi sonsuz sevgimizle. Işık Varlıkları
Bu yazı 24 Ekim 2018, Çarşamba günü saat 14.44’de İstanbul’da
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
22 Ekim 2018 Pazartesi
İYİ ANLAYIN; SİZ KİMSİNİZ ASLINDA? - ÖZEL BİR YAZI
“Bir şafak vakti onbaşı geldi yanıma, kumandanım, hazırız
dedi bana. Bu vatan uğruna canımızı bırakmaya. Dedim ki ona can sende kalsın,
sen yüreğini ver bu toprağa. Can sende kalsın ki hep yaşasın bu topraklarda. Ama
bundan sonra yüreğin olsun ki feda, millet hep seni ansın.” *
Anlamak zor olsa da sizin için hâlâ, biz canından can
katanlar bu toprağa, kanımızla sulayanlar adeta, iz bıraktık tüm Anadolu’da,
hatırlayın diye her zora düştüğünüzde, her dert gördüğünüzde, her isyan
ettiğinizde…. Ne yiğit, ne cesur, ne bileği güçlü, ne müteşekkir, ne
cengaverler geçti yürüdü bu yollarda ki onlar sizin ATA’larımız dedikleriniz
size EVLATLARIMIZ diyenler aslında! **
Şimdi hâlâ neden soruyorsunuz nerede o CAN’lar diye acaba?
Dönüp baksanıza; özünüze dönüp baksanıza!
Bir ATA’nın yadigarı torunlar değil, torunların ATA’sısınız
aslında, anlasanıza!
Bu zamanda bu coğrafyada her kim ki sahip çıkıyor ATA’sına,
bilsin ki kendini koyuyor aslında ortaya.
Döndük dolaştık buluştuk yeniden bu coğrafyada. Bu sefer iz bırakmak
için değil ama, tüm izleri, acılardan geleni, korkuyla pekişeni, hüsranla örtüleni,
tüm izleri arındırmaya.
Herkes başlarsa kendinden yana hızla temizleniriz biz bu
coğrafyada. Ve biz temizlendiğimizde, o günün düşman gözükeni, bu günün muhalif
gözükeni de temizlenir aynı anda. Kaçan, kovalanan olmazsa kovalayan niye koşar
ki ?
Yangın yeri gibi adeta; yürekleriniz ve boğazlarınız yangın
yeri gibi adeta. İhtiyacınız yok daha fazla acıyla bağrışmaya, yanmaya. İyi anlayın;
siz kimsiniz aslında?
Haydi kalın sağlıcakla, geliyor bir 29 Ekim daha, çalışın ki
o AN’a, kutlamalar yapılsın tüm dünyada. Yargılar ve yılgılar, yenilgiler ve
yorgunluklar konuşulmasın medyada. Coşku ve sevgi, ışık ve neşe olsun tüm
hayatınızda.
Bu yazı F. Ebru Tolan Karahasanoğlu’na 22 Ekim Pazartesi
gecesi 10.00’da tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
*/**Kaleme alanın notu; yazının içinde yazılar var aslında, yürek gözünüzle okumanızı dilerim.
18 Ekim 2018 Perşembe
YOL HEP AYNI NOKTADA BİTER
Biri önden gider, yolu belli eder…
3-5 kişi onu takip eder.
Birileri başka başka yolları seçer.
Kimi döne döne gider,
Kimi kağnıya biner,
Kimi atı seçer…
Bir yıl önce başlayan da
Beş bin yıldır yolda olan da
Gider gider gider
Yol hep aynı noktada biter.
Nereden geldiğin değil
Ne hızla gittiğin değil
Neden yolda olduğun hiç değil…
Neden yolda olduğun hiç değil…
Sonunda nereye geldiğin seni sen eder.
Etiketler:
farkındalık,
idrak,
tekamül,
uyanış,
yaşam ödevleri,
yol
15 Ekim 2018 Pazartesi
Bir DİYARBAKIR-ADIYAMAN-MALATYA GEZİSİ SONRASI ruhumdan gelenler…
Katman katman yaşanmışlıkların arasında, dönem dönem ışık
çoğaltılsa da, varoluşun gereği acı ve dram, öfke ve savaş, kin ve küslük, …
hüküm sürmüş Anadolu’da. Oysa artık ihtiyacımız yok tüm bu olumsuzluklara.
Pedro da sensin, Helen de… Sadr da sensin, Selahaddin de, Bizans’tan gelen de
Selçuk denen de sensin, direncin neye? Milyonlarca yıldır yaşadık bu memlekette
ilerlemek için hep bitire bitire! Öyleyse artık bitenleri değil bilinenleri al koy
cebine, kalanları değil yenileri taşı ileriye. Senin yüreğindeki sonsuz sevgi
ve ışık yeter, geçmiş dediğinin enerjisini temizlemeye. Haydi bir derin nefesle
bugün başla kendi yüreğini temizlemekle. Nedensiz yere gelmedin bu zamanda bu memlekete;
ya görevlisin ya görevisin, ruhun biliyor neden bu zamanda bu evdesin!
Sonsuz sevgimle
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
Etiketler:
Anadolu,
arınma,
Diyarbakır,
geçmiş,
GELECEK,
Nemrut,
temizlik,
yeni dünya
8 Ekim 2018 Pazartesi
PEKİ AMA NE DEĞİŞTİ? - ÖZEL BİR YAZI
Kafalar karışık…
Yürekler sıkışık…
Olaylar karmaşık…
Bilgiler çarpışık gelebilir size.
Neden diye sorun yüreğinize! Neden? diye…
Neden apaçık belli bizce… ama anlatalım yine de sizin
anlayacağınız dilde.
Uzunca bir süre önce size göre birileri çıktı dedi ki “hadi
kalkın, uyanın, geçiyoruz yükselişe!”
Oysa günlük hayatın akışı içinde değişen bir şey yoktu
sizce.
Aynı adaletsizlik ve hatta ayyuka çıkmış aymazlık ve hiddet,
şiddet kol geziyordu adeta ülkede.
Ama kimse durup sormadı yüreğine, neden diye?
Nedeni belli değil mi hâlâ sizce?
Harekete geçmek için dürtülmek, harekete geçirmek için
dürtmek gerekiyordu belki de!
İyilikle, güzellikle söylenenler pek makbul değildi sizin
memlekette. Hoş hâlâ daha bir kısım için öyle… biraz sert, biraz radikal, biraz
eleştirel, biraz anarşist ruh olması gerekiyordu dikkati çekmek için değişime.
Yani, ezcümle, siz yarattınız kendi anlayacağınız dilde
uyanışın öncülerini bu memlekette.
Peki ama ne değişti? Diyenleri duyuyoruz yüreklerimizde.
Emin olun çok şey değişti enerji seviyesinde, siz göremesenizde.
Bir kedi miyavlasa az ötede artık ayağa kalkıyor, değil 3-5
hayvansever, bir koca mahalle. Kampanyalar imzalanıyor hep iyilik peşinde. Hâlâ
daha değişmesi gerekse de tüzüklerdeki bazı eski cümleler, derneklerde iyi
niyetli yüzler çalışıyorlar kalpleriyle… örnekler çoğaltılır dilediğinizce ama
anladınız siz, aydınlanıyor yürekler, açılıyor zihinler ve yükseliyor enerjiler
sizin niyetinizle.
Her Pazartesi yaptığınız çalışmanın** gücüyle bir sonraki
hafta değişiyor detaylar siz hiç ama hiç göremesenizde.
Teşekkür ediyoruz size ve devam edin diyoruz yüreklerinizde
aynı minvalde.
Endişeniz olmasın yeter mi, yeterli mi diye! Sizin gücünüz
yeter her şeye.
Sadece bilin ki çevrenizde hâlâ çok yürek var hazırlanması
gereken sevgiyle. Düşünün ki bir bebek bile 9 ay 10 gün de tamamlıyor (9)
kendini ve başlıyor (1) yepyeni bir düzene!
Siz önden gidenler tamamladınız kendi içinizde, şimdi ilerliyorsunuz
kendi ışığınızın içinde. Ama onlar için de bir süre gerekiyor işte, doğru
besinle (sevgi) ve siz ışık tuttuğunuz sürece harekete geçmekten korkmayacaklar
kendi içlerinde.
Öyleyse, bir kez daha diyelim sonsuz sevgimizle, nedensiz
gelmediniz siz bu eve* ve hatta bu memlekete. Vakit geldi, toprak anayla
birlikte temizlenip yükselmeye.
Siz ilerledikçe biz yardım ediyoruz hızlanın diye. Ama telaş
niye? Gerek yok sizi yoran endişelere. Salın tüm korkuları şimdi’de ve keyifle
ilerleyin kendi gücünüzle, sonsuz ışığın izinde.
Haydi şimdi alın şifayı, gönderin sevgiyi, dönsün dünya sizin
ellerinizdeki güzellikle.
Bu yazı Firdes Ebru Tolan’a 8.10.2018 22.52’de
tarafımızdan yazdırılmıştır. Konsey
*Ev=Dünyamız
**Pazartesi
Çalışması=Işıldayan Hayatlar’la Saf Sevgi Enerjisi Çalışma Grubu adı altında Facebook’ta
toplanan/haberleşen/niyet edenlerin benim aracılık ettiğim evrensel şifa
enerjisini alıp, nefesleriyle gönderdikleri saf sevgi enerjisi ile dünyayı
doldurdukları çalışma. Dileyen herkes katılabilir. Yönerge ve detaylar için
gruba katılım talebi yollayın ve/veya mesajla detayları isteyin yeter.
Etiketler:
aydınlanma,
farkındalık,
Işıldayan Hayatlar'la Saf Sevgi Enerjisi Çalışma Grubu,
konsey,
koşulsuz sevgi,
pazartesi grubu,
rehberlik,
sonsuz sevgi,
uyanış
1 Ekim 2018 Pazartesi
TÜM CEVAPLAR YÜREĞİNDE
Herkes kendi yolunu aça aça ilerlerse
Aydınlanır karanlıklar hep birlikte, el ele.
Ama aynı yolu tekrar ederse,
Döner döner durur kendi içinde.
Sen senin için olanı dene.
Bil ki onu sen yazdın kendi elinle
Kendi dilinde!
Ne Ayşe’nin ki uyar Ali’ye
Ne Sally’nın ki Kunta’ya…
Sanma ki dil, din, ırk meselesi
Esas görmen gereken;
Herkes geldi kendi için en uygun yere.
Bugün hâlâ nefes alıyorsan bu bedende
Bil ki görevin var kendi içinde
Kimsin sen ve neden geldin bu eve?
Yeter artık oyalandığın
Daha fazla bekleme
Tüm cevaplar yüreğinde
Anahtar iç cebinde
Defalarca söylesem de
Gerekiyorsa yinelerim sayısız kere
Sonsuz sevgimle
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul, 28.9.2018
İstanbul, 28.9.2018
30 Eylül 2018 Pazar
IŞILDAYAN HAYATLAR YOUTUBE KANALI'NDA KONU BAŞLIKLARI ÇOĞALIYOR
Bazen okumak yetmez... dinlemek iyi gelir...
Bazen konuyu bilmek yetmez... yorumlar anlam katar...
Bazen bir kere yetmez... aynı konuyu defalarca değerlendirmek gerekir...
Sizin için neden ne olursa olsun...
Işıldayan Hayatlar YouTube Kanalı'nda videolar çoğalmaya devam ediyor, başlıklardan bazılarını koydum buraya...
Her Pazartesi ve Perşembe farklı içeriklerde yayına devam etmek arzusundayım ama siz ABONE OL seçeneğini kullanırsanız takip de kalırsınız nasıl olsa...
Aklınıza takılan, kafanızı kurcalayan bir şeyler olursa paylaşın yorumlar kısmında... ve hatta hangi konular olsa ilginizi çeker mesela? yazsanıza bana...
Sonsuz sevgimle şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
TESLİMİYET NEDİR?
AFFETMEYİ ANLAMAK
KORKU NEDİR?
KORKULARDAN ARINMA ÇALIŞMASI
MEDİTASYON
MEDİTASYON ÖNCESİ
ARINMA / YÖNLENDİRİLMİŞ MEDİTASYON
Bazen konuyu bilmek yetmez... yorumlar anlam katar...
Bazen bir kere yetmez... aynı konuyu defalarca değerlendirmek gerekir...
Sizin için neden ne olursa olsun...
Işıldayan Hayatlar YouTube Kanalı'nda videolar çoğalmaya devam ediyor, başlıklardan bazılarını koydum buraya...
Her Pazartesi ve Perşembe farklı içeriklerde yayına devam etmek arzusundayım ama siz ABONE OL seçeneğini kullanırsanız takip de kalırsınız nasıl olsa...
Aklınıza takılan, kafanızı kurcalayan bir şeyler olursa paylaşın yorumlar kısmında... ve hatta hangi konular olsa ilginizi çeker mesela? yazsanıza bana...
Sonsuz sevgimle şimdi ve daima.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
TESLİMİYET NEDİR?
AFFETMEYİ ANLAMAK
KORKU NEDİR?
KORKULARDAN ARINMA ÇALIŞMASI
MEDİTASYON
MEDİTASYON ÖNCESİ
ARINMA / YÖNLENDİRİLMİŞ MEDİTASYON
26 Eylül 2018 Çarşamba
ALDIĞIN NEFES HAYAT, VERDİĞİN NEFES IŞIK OLSUN
Bir dur Allah aşkına!
Bir dur ve soluklan,
Gerekiyorsa yolun ortasında!
Sen koşuyorsun diye
Dünyevi işlerin ardında
Ne dünya dönüyor ters akışta
Ne güneş batıyor doğduğu tarafta!
Ama sen koşuyorsun diye
Ruhun yorgun bu bedende
Zihnin dolu yüklerle
Ne sen seni biliyorsun bu düzende
Ne ben seninle büyüyorum evrende!
Oysa nedensiz yere gelmedin bu eve.
Dur! Dur ki uyanasın.
Dur! Dur ki yaşayasın.
Dur! Dur ki var olasın!
Eriyorsun, bitiyorsun, yok ediyorsun
Kendini kendi ateşinde.
Korku ve telaş kol kola
Kaygı ve uyku baş başa
Ne aldığın nefes hayat
Ne verdiğin nefes ışık bu dünyada!
O zaman sen neden geldin bu hayata?
Dur! Bir dur ve sor aynada
Sonra sen sus! Gözlerin anlatsın
Yüreğine aksın cevaplar
Ruhun ses olsun
Yüreğindeki duygular yol olsun
Seni alsın taşısın sana!
Mânâlar aydınlansın
Mecazlarla artık uğraşma.
Kal sağlıcakla
Bil ki mutlu olmaya geldin
Sen de bu hayata
Sonsuz sevgimizle kucaklıyoruz
Her birinizi şimdi ve daima.
Aydınlanmış Üstatlar adına Ebru tarafından kaleme alınmıştır
26 Eylül sabahında.
24 Eylül 2018 Pazartesi
SAF SEVGİ ENERJİSİ ÇALIŞMA GRUBUNA HİTABEN!
Sevgililer,
Sevgiden var edilmişler,
Size sesleniyoruz sevginin diliyle,
Sevgiden geleni gönderiyoruz, sevgimizle.
Biliyoruz, bir çoğunuza hâlâ rahatsız edici geliyor bu
ifadeler…
Biliyoruz, bir kısmınız reddediyor bizi ve yüreğindeki
duyguyu…
Biliyoruz, bazılarınız yüreklerinde tarifsiz bir kıpırtı
hissederken bile izin vermiyorlar bize…
Biliyoruz, görüyoruz, her birinizi, sizden öte!
… ve bundandır ki diyoruz bir kez daha sevgimizle; şükürler
olsun niyetinize ve nefesinize.
Her geçen gün artan ivmede yürüdüğünüz yolda, büyüttüğünüz
sevginin gücüyle nasıl büyük işler başarıyorsunuz siz bilemesenizde. Ama gün
gelip de buluştuğumuzda göklerde size
anlatacağız yine, nasıl da değiştirdiğiniz akışı tüm evrende.
Bugün bile, sadece bugün bile yaptığınız çalışmanın gücüyle
yarattığınız etki bir boyut kattı adeta evrene. Daha net söylemek istesek de
henüz bilemedikleriniz engel oluyor dememize. Sadece izin verin yüreklerinizde
hissettirelim size sonsuz teşekkürlerimizi şükürlerimizle.
Kalın sevgiyle, bir başka gece yine buluşuruz siz niyet
ettiğinizde.
Tüm ışık varlıkları ve galaktik dostlar adına bu yazı Ebru
tarafından* 24 Eylül Pazartesi saat 23.32’de kaleme alınmıştır.
*Ebru'nun notu; 24 Eylül 2018, Pazartesi gecesi Türkiye saatiyle 11.00'de yaptığımız Saf Sevgi Enerjisi Çalışması bitiminde tüm nefesiyle ve niyetiyle çalışmaya katılanlara hitaben yazdırılmıştır.
23 Eylül 2018 Pazar
22 Eylül 2018 Cumartesi
FOTON ÇAĞI - ÖZEL BİR YAZI
Astronomlar her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde yeni
buluşlar yapsalar da göklerde olup biten zaten olması gerekendir ve akış
bellidir aslında.
Daha önce, sizden önce, bu dünya denen evde var olmuş ileri
medeniyetler, gökbilim konusunda sizden daha ileri bilgiye sahip olduklarından
bazı bilgiler, yazıtlar bıraktılar aslında size. Onları yorumlayanlar doğru bilgileri açığa
çıkardılarsa da konuyu sadece dünya seviyesindeki bilgi ile açıklamak mümkün
olmadı size aslında. Dünya dışında olan ama zaten var olan bilgi, gerçek, gün
ışığına çıkmadıkça anlamanız tam da mümkün olmayacağı için bazı görevliler
çalıştılar çokça. Todd* onlardan biridir mesela. Neyse, bu kısım, ,isimler, çok
da önemli değil aslında. Kısaca sizin yerden gördüğünüzle bizim gökte
bildiğimiz arasında fark olduğu için anlatılamadı size bazı gerçekler bunca
zamanda. Oysa malum tarihte, 11.09.2001’de bir füzyon patlaması yaşandı adeta
dünya üzerinde. Bu görünürde bir terör saldırısı olsa da aslında içinde bir tür
katalizör barındırıyordu ve tüm insanlık kitlendi, bir an için bile olsa
nefesler tutuldu ve sonrasında değişen enerji yeryüzünde tetikledi tüm bilinci
dünya denen evde.
Biraz karışık görünebilir size. Daha sadeleştirelim ek
bilgilerle. Galaksinizdeki dizilimin ve dönüşün fiziği gereğince her 26.500
güneş dönüşünde (yani takvim yılında) dünya gezegeni güneşin değişimiyle de
sizin kıyamet dediğiniz yok oluşu ve yeniden varoluşu yaşar. Bu daha önce
yaşandığı için de tüm kadim yazıtlarda ve kayıtlarda vardır.
Ama bu sefer durum başka!
Neden başka? Çünkü 11 Eylül 2001’den daha önce 1987’de, bu
olası kıyametten önce, yapılması gerekenlerin başlatılması gereken tarihte, bir
grup için tesir gönderildi yeryüzüne. Bir sinyal gibi düşünün siz onu içinizde.
Bu tesir, o dönemde, bu dünyada bedenlenmeyi seçmiş ve vakit geldiğinde
görevlerinin bilincine, idrakine ulaşmayı kabul etmiş ruhlara gönderildi özel
bir şekilde. Bu tesirin bazı iç kademeleri vardı ama bu detaylar önemli değil
şimdi’de. Bu tesiri alanlar bilinçsizce yüreklerinde bir kıpırdanış hissettiler
sadece ve çekildiler olmaları gereken yerlere. Kimi evini, kimi işini, kimi
hobisini, kimi eşini …. değiştirdi gelen günlerde ve hazırlanmaya başladılar
kendi içlerinde. Bazı kitaplar yayımlandı özellikle. Bazı filmler çekildi gerektiğince.
… ve bu grup -küçük bir grup- dünyanın dört bir bölgesinde kendi iç
uyanışlarını yaşamaya başladılar yaptıkları anlaşma gereğince.
2000 yılı gelince, bir milad kabul edildi teknolojide devrim
niteliğinde gelişmeler kaydedildi ve globalleşme sürecine girdi hızlıca tüm
ülkeler kendi içinde. Bu süreç birbirinden bağımsız ve hatta bilinçsiz
çalışanları birleştirdi enerji seviyesinde.
Beklentiler arttıkça bezmişlikler çoğaldı. Bezginler arttıkça arayış
çoğaldı. Arayış arttıkça bilinçlenme çoğaldı. Her şey birbirinin içinde ama hem
de birbirini etkiler, tetikler şekilde dönmeye başladı. Bu süreçte farklı
dönemlerde gönderildi yine sinyal diyelim bazı kişilere. Kimi Birleşmiş Millerler’de,
kimi Hindistan’ın bir köyünde, kimi Antartika’nın gözlem evinde, kimi ekvatorun
içinde… Kimi öğrenci, kimi öğretmen, kimi bilim insanı, kimi fahişe kimliğinde
bulundukları yerde. Onlar da kendi içlerinde değişimi başlattılar ve ses
çıkarttılar dünya üzerinde. Aktivistler çalıştılar gerektiğince. Anarşistler
çalıştılar gereğince. Din görevlileri çalıştılar gereğince. Ses çıkarttılar tüm
dünya üzerinde gerektiğince! Size göre kimi vahşet, kimi tecrübe. Ama ses
çıkarttılar uyanış süreci öncesinde. Zira ön uyanışı yaşaması gerekenlerin
hazırlanması gerekiyordu ve hazırlanması gerekiyordu tüm bilincin gerektiğince!
İşte bu süreçte dünyanın size göre bir cadı kazanına döndüğü günlerde ayrışma
başladı gerektiğince. Aldıkları tesirden
öte, herkesin hür iradesiyle ne kadar sevgiyi, iyiliği, güzelliği, şefkatı
çoğaltacağı önemliydi bizlerce. Zira yeterli ışık temin edilemezse yeryüzünde,
döngü tekrarlanacaktı göklerde. Ama 21 Aralık 2012’de karanlığın içine
çekilemeyecek kadar çok aydınlık vardı yeryüzünde ve bu sefer değişim başladı
iyi yönde.
Bundan sonrasını çok iyi biliyorsunuz anlatmaya gerek yok
bir kez daha bizlerce. Ama bilmediğiniz
bundan sonra ne olacak göklerde ve dolayısıyla yeryüzünde?
Matematiksel döngü devam ediyor uzay düzleminde. Dolayısıyla
güneş sönecek vakti geldiğinde. İşte o zaman yaşanacak karanlık ve değişecek
çekim gücü dünya düzeninde mutlak bir yıkım getirecek sizin bildiğiniz düzende.
Buna hazırlanmak gerekiyor her demde. Yani bir başka deyişle her alan kendi
içinde çalışmalı yeni düzen için vakti geldiğinde sürdürebilir olmak için
yaşamı bu gezegende.
Şimdi size teknik bir takım bilgiler vermeyeceğiz tabii ki
de ama anlaşılmasını istediğimiz şudur; her birimde; enerji, ulaşım, tarım,
teknoloji, haberleşme, iyileşme (şifa), su kaynağı, besin, beslenme, canlı
türleri, endemik yapı, ekolojik sistem, …, aklınıza gelen gelmeyen her birimde
değişim ve dönüşüm gerekiyor şimdi’de. Artık erteleme lüksünüz yok, bu böyle
biline. Pazarlamacılar ve edebiyatçılar çalışacaklar mesela bilgiyi yayma
göreviyle. Mühendisler ve mimarlar çalışacaklar mesela uygun düzeni inşa etmek
göreviyle. Bilim insanları ve teknoloji aktivistleri çalışacaklar mesela buluş
seviyesinde. … ve sizler “ben kimim ki yaşı gelmiş 70’e…, ev hanımı…, emekli…,
belki de, parasız ve evsizim diyen öğrenci de,… çalışacaksınız yüreklerinizde.
Işığı daha çok çekmeye yeryüzüne ve biriktirmeye toprak ananın içinde… ve
çoğaltacağınız saf sevginin gücüyle uyandıracaksınız daha çok bilinci top yekûn
kalkılsın ayağa ve el birliği ile kurulsun yeni dünya düzeni diye.
Şimdi anladınız mı niye Ebru çabalıyor var gücüyle;
hızlanmalıyız ve çoğalmalıyız derken size.
Sanmayın ki sadece ruhani bir bilgelikle, manevi tarafı
beslemek niyetiyle anlatıyor size sevgi sevgi diye. Var olmaya devam etmek için
artık anlamanız gerekiyor yeni bir çağ geliyor tüm haşmetiyle. Değişim ve
dönüşüm kaçınılmaz, seçim değil artık bundan sonrası, olmazsa olmaz!
Korkularınızın size bir faydası olmaz. Artık silkelenin ve
uyanın, görünenle oyalanmayın, bilmeniz gereken her neyse zaten bildirildi size
muhtelif zamanlarda muhtelif görevlilerce.
Amacımız infial yaratmak değil yüreklerde sadece gerçek
gücünüzü bilin siz de, kabule geçmesenizde artık bilin ve niyetinizle devam
edin daha güzel bir dünya düzeninde var olmak için sonsuz sevginin ve ışığın
gücüyle.
Bilimi ayırmayın bilgelikten, yanlış anlamayın, ruhu
bedenden ayırmayın, devam edin birlikte.
Sonsuz sevgimizle
Bu yazı 19.09.2018 günü 13.11 itibariyle Ebru’ya
tarafımızdan yazdırılmıştır. KONSEY
*Adı geçen kişi Dr. Todd Ovokaitys’dır.
Etiketler:
11 EYLÜL,
1987,
FOTON,
FOTON ÇAĞI,
GALAKSİ,
GÜNEŞ,
konsey,
TODD OVOKAITYS
17 Eylül 2018 Pazartesi
BU YOLUN TEK İSTİKAMETİ VAR; O DA İLERİYE! - ÖZEL BİR YAZI
Bir an geldi ve yüreklerdeki ışık çoğaldı, bedenleri ve
zihinleri sardı. Tüm insanlık bundan nasibini aldı. Çoğalan ışık nur oldu tüm
bilinç buna uydu. İşte o an muştular uçtu, kainatın dört bir yanı haberdar
oldu. Bir anda tüm dost olanlar dünyaya koştu.
Nasıl oldu? Ne oldu?
Çokça anlattık başka kanallar vasıtasıyla ama bir kez daha
anlatalım Ebru aracılığıyla. Dünya denen evde çoğaldı neşe, hoşgörü ve hür
irade ile güçlendirilen her neyse iyilik peşinde. Dünyanın her bir ayrı
köşesinde çoğaldıkça iyilikten gelen, şefkatten gelen, sevgiden gelen ışık,
yükseldi bilinç tüm yüzeyde. Biriken enerji toplandı gökyüzünde ve öylesine
güçlendi ki, siz fark edemeseniz de, aydınlandı tüm evren dünyadan gelenle.
İşte o anda, bu ışık yol oldu, kapı oldu, açıldı tüm vorteksler, yerden göğe, gökten
yere akış başladı ve gelen tesirle UYANIŞ başladı bu evde!
Şükürler olsun bunu yaratan sizlere.
Kapının açıldığı tarihte bu dünya denen evde bedenlenmeyi
seçmiş olan ruhlar uyanışa geçtiler gerektiğince. O andan şimdi’ye devam ediyor
uyanış sizin içinizde ve biz de destekliyoruz sizi sonsuz sevgimizle. Her ne
kadar tamamlanmak üzere olsa da bu süreç sizin için bulunduğunuz yerlerde,
hatırlatmamıza izin verin ki daha çok işiniz var dünya denen evde.
Yani, ezcümle, 2012’nin takviminde tarihler gösterirken
21.12 diye bir kapı açıldı ya gökyüzünde ve siz başladınız ya bir bir harekete
geçmeye, işte 2019 denen dünyevi tarihte daha çok kapı açılacak gökte ve o
zaman daha çok beden uyanışa geçecek kendi evinde ama o tarihten önce
hazırlanması gerekiyor bilincin bu yeni düzene.
Artık durmayın, duraksamayın kendi içinizde. Bu yazıyı
okuyorsanız herhangi bir nedenle, bilin ki sizin de yaşamanız gerekiyor uyanışı
bu erken evrede ve devam etmeniz gerekiyor; değil sadece yüreklerinizde ama
işinizde, evinizde, günlük düzeninizde, niyetinizde, … değişmeye ve
değiştirmeye. Siz yenilendikçe, siz değişip dönüştükçe, tüm insan varlığı
değişecek sonsuz sevginin gücüyle.
Ekinoks* öncesinde farkında olun neler zorluyor sizi bu
bedende, bu zihinde. Bırakın eski olan her neyse, direnmeyin artık kendinize.
Adım atın ileriye. Adım atın tereddütsüzce. Gerisi gelecek… gerisi gelecek siz
endişe etseniz de, güvenseniz de… bu yolun tek istikameti var; o da ileriye. Bu
nedenle direnmeyin kendinize. İzin verin ruhunuz alsın götürsün sizi iyiye,
güzele.
Bu dönemde her tür değişim mümkün sizin için düzeninizde.
İzin verin değişmeye; evde, işte, görüntüde, kariyerde, … adına ne derseniz
deyin, dünyevi düzende. Olan sizin için hazırlanandır göklerde ve her daim
hayrınızadır bu böyle biline.
Önce dönün yüreğinize, saf ve sonsuz sevginin gücüne, oradan
çıkarsınız aydınlık geleceğe; “nasıl”ı şu an hiç bilemeseniz de bilinç
seviyesinde.
Sonsuz sevgimizle kucaklıyoruz her birinizi kendi evinizde.
Her daim birlikteyiz tüm ALEM göklerde. İzin verin hissetmeye yüreklerinizde.
Çevirin başınızı ve görün gerçek aydınlığı kendi özünüzde.
Bu yazı tarafımızdan Firdes Ebru Tolan’a 15 Eylül 2018, Cumartesi
günü 11.11 itibariyle yazdırılmıştır. Konsey
*Ebru'nun notu; Ekinoks 2018; 23 Eylül, Pazar 04:54
14 Eylül 2018 Cuma
TESLİMİYET NEDİR?
Teslimiyet çoğu zaman bırakma, vazgeçme, kabul, kader
sanılsa da ve hatta bazen sadece akışta olma hali, olanı olduğu gibi kabul etme
gibi düşünülse de bunlardan çok daha geniş ve derin mânâda bir OL’ma halidir.
Teslimiyet sadece biliş -bir bilme hali- değildir. Yani
ilahi düzeni, evrensel kanunları vbg… bilmek değildir. Bilmek sadece rahatlatır
insanı.
Teslimiyet sadece bir inanç da değildir! Allah’a inanmak,
tevekkül etmek, kader kısmet deyip kabullenmek de değildir. İnanmak
sakinleştirir, yeri geldiğinde huzur verir insana. Adeta korkuları yatıştırır ama
korku hala vardır inançta…
Oysa teslimiyet OL’maktır; içinde bilişi de, inancı da
barındırır ama aslında HİÇ’lik halidir. Yalın, çıplak, saf, yargısız, yorumsuz
ve sorgusuz bir OL’ma hali… Bir şeyi hâlâ sorguluyorsanız, yargılıyorsanız eksik
var demektir. Oysa teslimiyet TAMAMLANIŞTIR.
Tamamlanış halini yaşamak için daha kaç hayat, daha kaç
hüsran, daha kaç ödev, daha kaç kitap gerekiyor peki biz insanlara? Hiç varamayacak
mıyız o noktaya? Çok kolay aslında! Tüm manaları zihninize indirmek yerine tüm
manaların zaten VAR OLDUĞUNU kalpte, özde kabul ederek; şartsız, koşulsuz,
tereddütsüz, “ama”sız, “ya…”demeden varmak mümkündür aslında. Nasıl ve ne zaman?
Siz özünüze döndüğünüzde, özününüzle BİR VE BÜTÜN OLDUĞUNUZDA yani ŞİMDİ
aslında!
Siz ruhunuzla; zaten YARADAN’dan bir parça olan ruhunuzla, buluştuğunuzda;
yani UYANDIĞINIZDA adım atarsınız teslimiyet yoluna. Ama o yolda yürümek için
yüklerinizden arınmanız gerektiğini hatırlamak şartıyla! Herhangi bir yükle varılamaz
o noktaya. Arınmak gerekir her ne yük yapıyorsa ruha. Ancak ondan sonra
ilerlenir hızla bu yolda. Zira teslimiyet BİR’den çıkıp BÜTÜN’e ulaşmaktır;
teslimiyet “ben” dediğinin, birey dediğinin varlığını kabulle bunun aslında
bütünün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve onunla hareket ettiğini görebilmektir.
Teslimiyet kendini bilmektir bu evrende. Gücünü bilmek, hissetmektir, hiçbir
şeyin nedensiz olmadığını ve her şeyin mükemmel düzen içinde kendi gücüyle var
olduğunu kabul etmektir.
Teslimiyet yüzünü sadece Yaradan’a dönüp ona kendini
bırakmak, teslim olmak, kul olmak ASLA değildir. ASLA DEĞİLDİR!
Teslimiyet yukarı çıkıp bu dünyadan el ayak çekmek de ASLA
değildir. Suya sabuna dokunmamak, kenarda kalmak, izin vermek de ASLA değildir.
TESLİMİYET OLMAKTIR. Bu akışın içinde, gerçek gücünün
idrakiyle, mükemmel düzeni kuran ve devam ettiren, yaratan OLMAKTIR.
Teslimiyet genişlemektir, aydınlığa, ışığa, sonsuz ve
koşulsuz sevgiye doğru genişlerken içine almaktır tüm var oluşu ve o
sonsuzluğun içinde ışık olmaktır, var olmaktır, olmaktır aslında. Hiç bitmeyen
bir döngüde hep daha yukarıya daha ileriye genişlemek, büyümek ve hiçken var,
varken yok olmaktır.
Teslimiyet HİÇLİKTE VAR; VARLIKTA YOK OLMAKtır aslında.
Kalpte bir noktada başlar tüm evreni kaplar, tüm zamanlara
ve tüm boyutlara doğru akar, akar, akar.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.
F. Ebru Tolan Karahasanoğlu
İstanbul 13 Eylül, 2018 10.00
Etiketler:
bir ve bütün,
hiçlik,
ilahi düzen,
OL,
ol'ma,
tamamlanış,
teslimiyet,
tevekkül
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)